
Bugün İtalyan topçunun nasıl futbolcu oldugunu okuyacağız
İçime sinmedi ama 🥺
***
Nicoló Can Mavioğlu
Selinayın mesajı ile resmen herkesin içinde içtiğim su, boğazımda kalmıştı. Şuan antrenmandaydım ve kısa bir ara vermiştik. Tam o sırada Ay Işığımın mesajı ile karşılaşmıştım.
"Stai bene?" ( İyi misin?)
Yanıma gelen teknik direktörümüz ile ona döndüm. " Si" ( evet)
Hocamız yanımdan ayrılıp, diğerlerinin yanına döndüğünde tekrar Selinayın attığı mesaja baktım.
Buraya gelecekti..
Ama en son ailesi ile sıkıntıları vardı nasıl olacaktı ki?
Can; Nasıl yani
Can; Buraya mı geliyorsun???
Can; Peki ailen
Ne zaman geliyordu, kiminle geliyordu?
Ay Işığım; 5 gün sonra
Ay Işığım ; Maç gününden 1 gün önce geliyorum.
Ay Işığım; Babam ve abimin hediyesi
Ay Işığım; Affettirmek için bana senin yanına bilet almışlar.
Gülümsememi durduramadım. Benim Ay ışığım geliyordu. Onu burada gezdirecek çok yer vardı.
Can; Buna gerçekten çok sevindim Işığım
Can; Seni tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
Can; Kiminle geliyorsun?
Ay Işığım; Tek başıma
Ay Işığım; Kaç gün kalacağım konusunda ise emin değilim.
Ay Işığım; Dönüş biletim yok.
Demek burada olması için belli bir süre yoktu. Ama en önemlisi tek geliyordu..
Tek başına gelebilir miydi?
Can; Tek başına gelebilecek misin?
Can; Seni hemen almaya geleyim istiyorsan
Teknik direktörümüz den izin alır, bunu yapardım.
Ay Işığım; Merak etme tek başıma gelirim ben.
Ay Işığım; Çocuk değilim Topçum
Benim gözümde küçücük bir çocuktu ama
Can; Peki peki
Can; Sayılı gün çabuk geçer
Can; Geçer değil mi?
Umarım çabuk geçerdi..
Ay Işığım; Geçer geçer
Ay Işığım; Merak etme :)
"Nico, andiamo" ( Nico gel)
Beni çağırıyorlardı. Gitmek istemiyordum...
Can; Selinay şuan beni çağırıyorlar
Can; Gitmem gerek
Can; Antrenman 1 saat sonra bitecek
Can; Biter bitmez seni arayacağım.
Ay Işığım; Sorun değil Topçum
Ay Işığım; Bende dersime döneyim.
Can; İyi çalışmalar
Ay Işığım; Sana daaa
Diğerlerinin yanına döndüğüm de yanıma gelen kişi ile sinirlerim bozuldu. Takımımızda benden 1 yaş büyük olan kişi, Utku Yıldırım.
Kendisi ile 13 yaşındayken tanışmıştım. Aramız hiç bir zaman iyi olmamıştı. Utku kendini beğenmiş biriydi.
" Ne var Utku?"
" Manita yapmışsın" Ona gözlerimi devirip koşmaya başladım.
Rahat bırakmayıp yine yanıma geldi." Güzel kız ama"
" Kes sesini" Sesini kesmezse, benden fena dayak yiyecekti.
" Adı neydi? Heh hatırladım. Selinay Sezen."
Dediği şey ile adımlarım durdu. " Siktir git şuradan yoksa elimden bı kaza çıkacak."
" Hatırlıyor musun?"
Neyi dercesine kafamı salladım.
" Yıllar önce sokakta dalga geçildiğin günü. Nasıl ağlamıştın ama, herkes senin ucube olduğunu, kötü futbol oynadığını, sana bakacak bir annenin olmadığını ve hayatın boyunca hiç bir zaman sevilmeyeceğini söylemişti." Kahkaha atmaya başladı.
" Haklılar"
Yumruğumu istemeden sıktım. Eğer burada, herkesin içinde onu döversem maçta kesin beni oynatmazlardı. Buna ben üzülmezdim fakat Ay ışığım çok üzülürdü.
Üstelik benim için İtalya'ya kadar gelecekti.
Onu düşündüğüm an, tüm sinirim gitmişti neredeyse. Utkuya omuz atıp, kalecimiz Tony nın yanına gittim.
(20 Mart 2018)
Babamla yaptığım kahvaltıdan sonra hiç vakit kaybetmeden dışarı çıktım.
Bugün mahallede futbol maçı vardı. Kendimi bildim bileli futbol topu ile aramda çok farklı bir bağ vardı.
Mahalleye çıktığım da çoğu kişinin burada olduğunu gördüm.
" Gel Nico maç birazdan başlayacak." Felix'in dediği ile kendimi hazırladım. Maç yan mahallenin çocukları ile olacaktı.
Yani birbirimizi hiç sevmediğimiz Utku Yıldırım ile..
Onlar da geldiğin de artık maç başlamak üzereydi. Kaldırımların üzerinde neredeyse 45 kişi vardı.
Maç başladığında gayet güzel ilerliyordum. Fakat karşıma çıkan Utkunun beni sertçe itmesi ile yere düştüm. " Ne yaptığını sanıyorsun?"
" Ağlama Nico" bir şey demedim. Onunla kavga etmek istemiyordum.
Tekrar ayağa kalktığımda, bu sefer Utkuya karşı çok güzel bir çalım atmıştım. Utkunun o an ki ifadesi görülmeye değerdi...
Tam gol atacağım sırada birinin topu ayağımdan alması bir oldu.
Topu ayağımdan alan kişi hızla bizim kaleye giderken. Top ağlara gitti.
Bir anda tüm takım üstüme gelip, her şeyin benim yüzümden olduğunu söylemeye başladı." Senin yüzünden Nico ne yapıyorsun?"
" Küçük bir hataydı özür dilerim."
" Küçük bir hata öyle mi?" Birinin yumruğu ile yere düştüm. Boyum zaten kısaydı, beni kolayca yere atabilirlerdi.
Kaldırımlardan birinin çıkıp söylediği şey ile sadece takım değil, tüm mahalle bana gülmeye başladı.
" Hey Nico, anneni çağıralım mı? Aaa pardon senin annen yoktu değil mi?" Hemen atıldım.
" Hayır benim Annem var." Başka birinin dediği şey ile daha da kötü hissettim kendimi. " Nerede peki? Sana baban bakmıyor mu?"
Annem İngiltere de yaşıyordu. Yanıma çok olmasa da geliyordu.
Bazen eksikliğini hissediyordum. Okulda veli toplantılarına herkesin annesi gelirken benim babam geliyordu. Sabahları onları okul için kapıda anneleri uğurlarken, beni babam uğurluyordu.
Herkes benimle dalga geçmeye başladı. Mahallede ki arkadaşlarım da kötü futbol oynadığımı, ucubenin biri olduğumu söylemeye başladılar.
Ve bunların hepsi ayağımdan kaçırdığım futbol topu yüzünden olmuştu.
Ayağa kalkıp hızla eve gittim. Hala gülme sesleri geliyordu.
" Can , oğlum ne oldu? Ne bu halin" babam eğilip göz yaşlarımı silene kadar ağladığımı fark etmemiştim.
" Topu ayağımdan kaçırdım, yanlışlıkla rakip gol attı. Sonra da Herkes benimle dalga geçti."
" Nasıl dalga geçti?"
" Annemin olmadığını, kötü futbol oynadığımı ve ucube olduğumu söylediler." Aklıma gelenler ile yine ağlamaya başladım.
" Ağlama oğlum. Sen çok iyi futbol oynuyorsun ve senin annen var. Her ne kadar bazı yanlışları olsa da var."
" Ama kötü futbol oynadığımı söylediler."
" Onlara iyi oynadığını kanıtlamak ister misin?" Bunu nasıl yapacaktım ki?
" Nasıl?"
" 1 hafta sonra İnterin alt yapı seçmeleri var. Eğer istersen sende katıl." Kazanamazdım ki.
" Ben yapamam ki hem Utku da Altyapı da"
" Sen çok yetenekli bir çocuksun Can. Eminim ki kazanacaksın."
O gün den sonra 1 hafta boyunca çalışmıştım. Seçmelerin olduğu gün ise ilk maçta seçildiğimi söylemişlerdi.
O seneden sonra boy atmıştım. Artık boyum kısa değil uzundu.
O olaydan sonra ise mahallede ki kimse ile bir daha arkadaşlık kurmamıştım.
İşin sonunda ise kendimi 17 yaşında, A takıma çağırılırken bulmuştum. Utkuyu da kiralık olarak başka bir takıma göndermişlerdi.
Kazandığım ilk para ile bu mahalleden taşınmış, çok daha iyi bir yere gitmiştim. Kısa süre içinde de tanınmaya başlamış, herkesin gözdesi olmuştum.
Bazen kötü dönemden geçsem bile karşıma çıkan Ay Işığım sayesinde bunu da atlatmıştım.
Ay Işığım bana her insanın aynı olmadığını göstermişti...
***
Topçu...
Yorum ve Beğenilerinizi unutmayınn :)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |