
İlk yarı Utkunun kötü performansından dolayı teknik direktör onu oyundan almıştı. İkinci yarının başlamasına 5 dakika kala karşı da görünen Topçu ile dudaklarımda ki gülüşü koruyamadım..
" Ay Işığım."
" İlk yarı da o Şerefsiz Utku olmasaydı kesin şuan kazanıyor olurdunuz."
Utkunun pas atmamasından dolayı gol atamamışlardı. " Beceriksiz Utku işte kendini öne çıkarmaya çalıştı ama.."
" O Utku denenen beceriksiz asla bir Nicoló Can Mavioğlu olamaz." Bu dediğim ile ikimizde kahkahayı basmıştık.
"Birazdan oyun başlayacak." Bunu dedikten sonra bana yanağını uzattı. Gülerek yanağını öptüğümde bir kez daha taraftarlardan gelen sevinç sesleri ile utançtan kırmızıya döndüm.
Topçu, takımının yanına gittiğinde yedek kulübesine doğru gelen Utkunun sinirli bakışlarına maruz kaldım. Bende ona sinirli sinirli bakarken maç başlamıştı.
Bir yandan maça bakıyor -Yani Topçuya- bir yandanda gelen mesajlarda bakıyordum.
Topçunun yanağını öptüğüm zaman kameralar bize dönmüştü ve maçı izleyen aile üyeleri, babamın deliye döndüğünün haberini veriyorlardı.
Aynı zamanda arkadaşlarım,kursta ki büyükler, liseden kalan arkadaşlarım hepsi az önce olanları konuşuyordu.
Tekrar maça odaklandığımda sonunda biri Topçuya pas vermişti topçu kaleye doğru koşarken istemsizce ayağa kalktım.
Topçu kaleye o kadar sert bir şut çekmişti ki topa vurma sesini bütün taraftarlar duymuştu...
Top ağlarla buluşunca herkesten sevinç nidaları döküldü. Herkes ayağa kalkıp sevinirken bende o kadar çok mutlu olmuştum ki resmen olduğum yerde zıplayarak heyecanlı heyecanlı seviniyordum...
Topçu yanıma kadar gelip bana kalp işareti yaptığında kalbimin atışını duyabiliyordum.
Bende ona aynı işareti yaptığım sırada kameraların yine bize döndüğünü ve babamın yine delirdiğini tahmin edebiliyordum...
Maç tekrar devam ettiğinde topçu çok güzel çalımlar atıyordu ama takımı bir türlü oyuna adapte olamıyordu.
Çocuğum resmen bu takımda harcanıyordu...
Karşı takımdan biri Topçuya çok sert bir faul yaptığında ayağa kalkıp öyle bir kuvvetle bağırmıştım ki herkesin gözü bana dönmüştü.
" OYNAMAYI BİLMİYORSAN SİKTİR GİT SAHADAN."
Taraftarların gözü bana döndüğünde utançla yerime oturdum. Türkçe konuşmuştum ama Türkçe küfür bilenler beni anlamıştı...
Topçu bana bakıp sorun yok dercesine göz kırptığında rahatladım.
Maçta son dakikalar oynanırken Topçuyu maçtan çıkarıyorlardı. Herkes Topçuyu ayakta alkışlarken beni çok şaşırtan bir şey oldu.
Tüm taraftarlar kayık aksanları ile " yine gel yenge" diye bağırmaya başladılar. O kadar çok utanmıştım ki bu kelimeler ile anlatılacak bir şey değildi.
Gülümsememi asla koruyamadım. Topçu teknik heyet ile konuşup yanıma, oturmaya geldi. " Nasıldım?"
" Harikaydın. Seninle gurur duyuyorum." Gerçekten de onunla gurur duyuyorum.
" Sen olmasaydın bunu yapamazdım." Yorgun sesi kalbimi fethediyordu...
" Hayır. Eğer senin çaban, gayretin ve azmin olmasaydı bunlar olmazdı." Kafasını ağırca hayır dercesine salladı. " Bana bu cesareti veren sensin Ay Işığım."
Gözlerimin içinin parladığına o kadar çok emindim ki...
" Bundan dolayı çok mutluyum Topçum.."
🌞🌞
"Bak buranın makarnası çok güzel." Şuan topçu, beni buraların en güzel makarna yapan yerine getirmişti.
" Daha önce hiç salçalı makarna hariç makarna yememiştim." Dediğim şeye gülerken son anda ne dediğimin farkına vardım.
Utançla yerime sinerken topçu eğlenir bir sesle konuştu. " Şimdi bunu yersen bir daha salçalı makarnayı ağzına sürmezsin."
Ama benim köylü genlerim salçalı makarnayı çok severdi...
Biz koyu bir sohbete dalmışken önümüze konan garip, yeşil renkli makarna ile ona döndük. Biz daha yemeğe başlamadan bir çok kişi gelmiş ve bizimle fotoğraf çektirmişlerdi.
Benimle de öyle...
" Hadi bak bakalım tadına." Çatalımı bandırıp yediğim makarna ile istemsizce gözlerim kapandı.
O kadar güzeldi ki gerçektende salçalı makarnayı bir daha ağzıma sürmeyecektim...
" Çok güzelmiş bu." Gülümseyerek konuştu.
" O zaman İtalya ya ne zaman gelsen buraya geleceğiz."
Demişken aklıma yarın döneceğim geldi.
" Yarın gideceğim." Üzgünce söylediğim şey ikimizinde moralini alt üst etmişti.
" Yarın yılbaşı. Kalsan olmaz mı? " Babamın buna izin vereceğini sanmıyordum. " Babam izin vermez."
" Babam konuşsa babanla. Belki izin verir."
Babama fazla ısrar etsek izin verirdi ama içi rahat etmezdi. " İzin çokta sıkıntı değil de içi rahat etmez. Zaten iki gündür beni görmüyor ya burukça izin verir. "
Can'ın gözlerinin doluşuna şahit olmuştum...
" Ama ağlama lütfen." Beni de ağlayacaktı...
" Sen burada değilken kendimi yanlız hissediyorum. Evet sürekli telefonda görüşüyoruz, kalplerimizin bir atması beni bir hayli mutlu hissettiriyor evet ama yanımda olman bana başka bir cesaret veriyor Selinay."
Topçunun dedikleri ile gözümden bir damla yaş düştü. Sadece benim değil onun da gözünden düşen damla yaş ile iyice kötü hissettim kendimi.
" Bende farksız değilim topçu." Derin nefes alarak kaç gündür aklımda olan şeyi dile getirip getirmeme arasında kaldım. Düşünceli halimi görmüş olacak ki konuştu.
" Bir şeyler söylemek istiyorsun ama söyleyemiyorsun. Lütfen benimle cekinmeden konuş Ay Işığım."
Derin bir nefes aldım. " İtalya çok güzel bir yer. Biliyorsun bende İtalyanca öğreniyorum ve burada geçirdiğim zaman diliminde öyle acayip zorlanmadım. Bir kaç gündür araştırma yapıyorum ve buradaki üniversitelerin çok güzel olduğunu gördüm. "
Gözlerinin parladığına şahit olmuştum...
" Burada mı okumak istiyorsun?" Kafamı salladım. " Ama korktuğum şey senin transfer sürecin." Anlamadığını belli eder gibi kaşlarını çattı.
" Topçu sen mükemmel bir futbolcusun. Bir çok klüp seni isteyecektir. Eğer ben buraya okumaya geldiğimde ya sen başka bir ülkeye gidersen?" Kararsız konuşmam onu bekletmedi.
" Eğer sen buradan okumak istiyorsan ben okulunu bitirene kadar Inter de kalırım. Gelen teklifleri de reddederim hem büyüdüğüm kulübü çabuk bırakmak istemiyorum. " Derin bir nefes aldı ve ellerimi tutup devam etti.
" Kulüp benim biraz daha kalmamı istiyor. Eğer olurda sen buraya okumaya gelirsen, ben de burada kalacağım. Sen okulunu bitirdikten sonra da gelen teklifleri birlikte değerlendiririz. "
Dedikleri ile Allah'a bir kez daha şükrettim. Topçu benim şansımdı. Hayatım da ailem dışı kimse yokken o benim hayatımın da merkezi haline gelmişti.
Ve ben tam da şimdi kararımı vermiştim.
" Gelecek sene burada olacağım."
***
Yorum ve Beğenilerinizi unutmayınn :)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |