Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Karşılaşma

@parumlucis

Küçük kardeşler yeniden babaları ve üvey anneleri tarafından geride bırakılmalarının ardından, ıssız ormanda dönüş yolunu bulmaya çalışıyordu.

İlk geride kalışlarında büyük kardeşin sayesinde geri dönebilmiş olsalar da tekrar ormanda yalnız bırakıldıklarında geri dönüş için geldikleri yola serptikleri ekmek kırıntılarının kuşlar tarafından yenileceğini düşünememişlerdi. O an aceleyle düşündükleri şeyin saçmalığının farkına varmaları için çok geçti artık. Şimdi ıssız bir ormanda, ne yapacaklarını bilmeden çıkış yolu bulmaya çalışıyorlardı. Korkuyorlardı, aç ve susuzlardı ve eğer ölüm terk edilmemiş olsalardı ailelerini özlüyor olurlardı. Babalarını suçlamadan edemedi büyük kardeş. Açlıktan ölecek bile olsalar onun yanında olmak isterdi. Onlara zerre değer vermeyen üvey annelerinin yaptığına üzülmüyordu. Başından beri onları sevmediği ortadaydı. Ancak babaları, onun böyle bir şey yapacağını bilmek bile küçük çocukları üzüntü içinde bırakıyordu. Onlar sadece çocuktu, terk edilme karşısında ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Ailelerine geri mi dönmelilerdi yoksa onları geride bırakıp kendi başlarının çaresine mi baksalardı bilmiyorlardı. Aslında ikinci seçenek onları epey korkutuyordu, özellikle dört bir yanları ağaçlarla çevrili ne sakladığı belli olmayan bir ormanda kayıp bir şekilde dolanırken. Geri dönmeye çalışmaktan başk yapabileceklerini düşündükleri bir yol yoktu. Ne olacağı belli olmayan bu karanlık ormanda ölmek istemiyorlardı. Onlar korkuyorlardı ve korkuları onlara geri dönmeleri için yalvarıyordu. Geri dönmeye çalışmak iki kardeş için sadece bir iç güdüydü.

Korkunun içlerini sardığı ve geri dönemeyeceklerini anladıkları bir andayken biraz dinlenmek için bir ağacın altına çömeldiler. Küçük kız titreyen ellerini abisinin eline sardı. Kardeşine destek olmak isteyen abisi de minik kollarını ona doladı. Ne kadar süre etrafta dolandıklarını unutan çocuklar yorgun, aç ve korkmuş bir şekilde orada bir süre beklediler. Ağaçların arasında yavaş yavaş kaybolan güneşi izlediler. İki kardeşin de bir şey söylemeye mecali yoktu. Yorgunluğun da verdiği rehavetle gözleri kapanmaya başlayan kardeşlerin korkuyla ayaklanmalarına neden olan şey nereden çıktıklarını anlamadıkları iki bedenin önlerine düşmesiydi. İki kardeş korkuy ve şaşkınlıkla çığlık atarak bedenlerden uzaklaştı. Her şey saniyeler içinde gerçekleşmişti. İlk şokun ardından ne olduğunu anlamak için kıpırdamayan bedenlerden birine yaklaştılar endişe ve gittikçe büyüyen meraklarıyla. Büyük kardeş yavaş adımlarla yerden aldığı bir çalı parçasıyla yerde kıpırdamadan yatan bedenlerden birine dokunmak üzereyken bedenin sahibi derin ve ani bir nefesle doğruldu. Çocuklar ani hareket sonucu korkuyla geri çekilirken tekrar çığlık atmadan edememişlerdi. Kardeşler hızla atan kalplerini sakinleştirmeye çalışıyorken diğerinin acı dolu bir inlemeyle de uyandığı yetişkinlerden olabildiğince uzaklaşmaya çalışıyorlardı. O sırada çoktan ayaklanmış ancak ayakta durmakta çok da başarılı olduğu söylenemeyen adamın ağzından garip bir küfür çıktı. "Neler oluyor?" Birkaç metre ötesinde çimlerin arasında oturan kadına doğru ilerledi. "Biz-ölmedik mi?"

Kadın gözlerini kırpıştırarak karşısındaki adama baktı. Ağzından çok kısık bir kelime çıksa da çocuklar onu duyamamıştı. Kardeşler kaçmayı düşünseler de çoktan kararan havada gidecek bir yerleri yoktu. Ayrıca onlardan daha çok kafası karışık duran iki insanın onlara zarar verip vermeyeceğinden emin değillerdi. Tabii bu düşünceleri karanlıktan dolayı sahip oldukları silahları görememeleri sayesindeydi.

"Hala nefes alıyorum." Dedi kadın garip ve oldukça gergin bir gülüşle. Adamın uzattığı eli tutup ayaklandı. Hala onları izleyen kardeşleri fark etmemişlerdi. Adam etrafına bakınırken yerde gördüğü aleti alıp sırtına yerleştirdi. Ne olduğunu anlayamamışlardı ufak ikili. "Ne bu şimdi? Bizi bir ormana mı ışınladı yani?"

Çocukların bu garip insanların ne konuştuğu hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Kadından bir ses çıkmamıştı ki sonunda adamla göz göze gelen küçük kız derin ve gürültülü bir nefes aldı. Kardeşinin elini çekiştirerek geri gitmeye çalıştı. "Bizi fark ettiler." Fısıltısını kendisi bile duymamıştı.

"Hey, çocuk!" Adamın onlara doğru birkaç adım atmasıyla ay ışığının menziline girmiş, sırtında parlayan aletin keskin ucu parlayan garip bir silah olduğunu görmüşlerdi kardeşler.

"Hansel, silah!" Dehşetle gözleri dört açılan çocuklar küçük kızın bağırışıyla kaçmak için arkaya dönseler de karşılarındaki koca ağaç onlara engel olmuştu.

"Ne?"

"Hansel mi dedi o?" Geride kalan kadın duyduğu isimle meraklı bakışlarıyla onlara yaklaştı. Korkudan titreyen çocuklara eğildi adam. Kısık gözleriyle onları görmeye çalışıyordu. Ancak çocukların bu ifadenin pek de masum olduğunu sanmadıkları titreyen göz bebeklerinden belliydi. "Çocuk, ismin Hansel mi?" Cevap olarak herhangi bir ses çıkmadı birbirine sokulan kardeşlerden.

"Hansel, çocukları korkutuyorsun. Geri çekil." Adam, çocukların korkusunu sonunda fark etmiş ve birkaç adım geri çekilmişti.

"Hey, sakin olun. Bakın, bu yanımdaki aptalın adı da Hansel. Bu yüzden sorduk. Size zarar vermeyeceğiz." Kadının yumuşak bir sesle konuşması çocukların korkusunu biraz azaltmış olsa da yine bir şey söylememişlerdi.

"Az önce bana aptal mı dedin?" Yetişkin Hansel'in sözlerini görmezden geldi kadın.

"Bu silahlar, ca-" hafifçe öksürdü. "Hayvanlar için, korkmanıza gerek yok." Yavaşça çocuklara bir adım attı. Çocukların daha rahat olduklarını fark eden kadın gülümsedi. Adam ise göz devirerek sessizce onları izlemeye karar vermişti.

"S-siz kimsiniz?" Kekeleyerek söyledi küçük Hansel. Korumacı bir şekilde kardeşini hafifçe arkasına çekmişti. "Bir anda yukarıdan düştünüz." Küçük parmakları ağaçların örttüğü gökyüzünü gösterdi.

"Ben Gretel, kardeşimle birlikte avlanıyorduk. Ağaçların tepesinde beklerken uyuyakalmışız." Kolayca yalan söyledi kadın, ismi dışında elbette.

Kadının ismini duyduktan sonra şaşkınlıktan ağzı açıldı kardeşlerin. Küçük kız tereddütle konuştu. "Benim..." bakışlarını kaçırdı. "Benim de ismim Gretel." Kardeşi devam etti. "Ve biz de kardeşiz."

"Ne?"


Loading...
0%