@paulwesleyasigi
|
2 ay sonra ayrılmamızın üzerinden 2 ay geçmişti. eskisi kadar üzülmüyordum, hatta üzüldüğüm söylenemezdi. sayesinde güven sorunlarım oluşmuştu. birazdan maça çıkacaktık, o yüzden ısınıyorduk. cristinayla ısınırken gelen düdükle beraber topları sepete koyduk. hepimiz hocanın yanına giderken hoca ilk altıda oynayan oyuncuları söylemişti. ismimi duymamla sahaya geçerken sağıma dönüp gelenlere baktım, bizimkiler destek için izlemeye gelmişti. el sallayan amcama karşılık verdikten sonra düdükle beraber servis atacak kişi topu almaya gitti, biz başlayacaktık. ______ vurduğum smaç sayı olurken kendimi yere attım, son sayıyı almıştım. herkes üzerime atlarken acıyla can çekiştim, üstüme vargas balıklama atlamıştı! "imdat!" altta çırpınırken eda ablanın herkesi üzerimden kaldırmasıyla rahat bir nefes verdim. uzattığı elini tutup ayağa kalkarken gülümsedim, zor bir maç olmuştu. herkesle tek tek sarılıp ekiple de kutladıktan sonra taraftarların önüne gittik. tezahüratlarıyla beraber eğlendikten sonra koşarak amcamın yanına gidip sarıldım. "aferin lan sana!" saçlarımı karıştırmasıyla gülerek geri çekildim. ismail ve sametle de sarılıp bizimkilerin yanına uğramadan koşarak içeri girdim, yorgunluktan ölüyordum. üstümü değiştirirken aslı ve meliha da içeri gelmişti. kendimi koltuğa atıp ayaklarımı uzatırken yaşadığımı hissediyordum. "allahım, çok yoruldum!" ikisi de gülüp bana baktı "sanarsın beş settir oyun oynuyor." gülerken içeri giren zeyneple doğruldum "zeynebimm." göz devirerek yanıma gelip oturdu, sırtımı döndüm. her maç sonrası nazlanarak masaj yaptırırdım, halinden memnun olduğu pek söylenemezdi. "masaj salonu muyum ben ya?" "sağlığımdan sorumlusun canım." "boş yere masaj yaptırıyo," dedi aslı havluyu kafama atarken "bi de sağlık diyo." dilimi çıkartırken zeynep de güldü "tebrik ederim." "bu ışıltılı hayatı ben seçmedim." diğerleri de soyunma odasına girerken vargas zıplayarak yanıma gelip zorla ayağa kaldırdı. "what are you doing?" cevap vermeden elimi tutup dans ettirirken gülüp ona ayak uydurdum. hep beraber dans ederken zeyneple aslının konuşmasına şahit oldum. "iyi görünüyor." "öyle," dedi zeynep "umarım gerçekten iyidir." "unutur ya onu, daha yakışıklı çocuklar var sonuçta." "aynen, galatasaraydan birini ayarlayalım ona." yüzümü buruşturdum, aslı da araya girdi "hayatta kabul etmez. bu dediğini duysa önce naz sonra amcası döver seni." gülüp vargasa ayak uydurarak döndüm. "tamam bu kadar yeter," diye bağırdım "uyumak istiyorum artık!" "duydunuz zilin sesini." dedi zeynep ayağa kalkıp çantamı alırken. gülüp vargas'ı öperek diğerlerine veda ettim. zeyneple beraber otoparka inerken anahtarı çıkartıp ona verdim "bugün sendeyiz." anahtarı alıp sürücü koltuğuna geçerken kendimi sağ koltuğa attım, bugün sağ koltuk prensesi olacaktım. zeynep arabayı çalıştırırken ona döndüm "dediğini duydum." "hangisini?" "galatasaraylı olanı." güldü "hoşuna gitti herhalde." "ne demezsin," dedim kusuyormuş gibi yaparken "bayıldım. metenin aklından çıkıyor kesin bunlar." kafa salladı "o da eve geliyor." "gelsin bakalım, alalım boyunun ölçüsünü." ___ eve geldiğimizde hızla duş almış, saçlarımı kurutmuştum. içeri geçerken kapının çalmasıyla banyoya saklanıp zeynebin kapıyı açmasını bekledim. mete içeri girerken hızla sırtına atlayıp kafasını ısırırken acı içinde kendini koltuğa attı. "lan, napıyorsun!" zeynep kahkaha atarak video çekmeye başladığında daha sert ısırdım kafasını. sırt üstü yattığı için rahat bi şekilde kafasını ısırıyordum. "sen misin galatasaraylı birini bulalım diyen he?" çığlık atarken acıyıp üstünden kalkıp başında dikilmeye başladım. oturma pozisyonuna geçip acıyla kafasını tuttu "bunun bedeli bu muydu ya?" başımı yana eğdim "ne bekliyordun?" zeynep de telefonu kapatıp kendini koltuğa attı "mert hakanın bizi vurmadığına dua etmek lazım." "yuva yıkanın yuvası olmazmış naz, yapmam lazım yani." "ne yuvası mal," dedim bacağına tekme atarken "ortada bi şahıs bile yok." "e olur," dedi normal bir şey diyormuş gibi "bulursak yapmak zorundayım yani. çalışmalara şimdiden başladım işte." "uğraşamayacağım seninle." diyip bende tekli koltuğa oturdum. beni taklit etti "maçı kazanmışsınız, helal olsun." "karşılarında naz yandaş varken kazanmaları zordu zaten." ukala tavrıma göz devirip güldü. zeynebe döndüm "acıktım." "pizza söyledim." "ohh," dedim bacaklarımı masaya uzatırken "ziyafet var." mete de kumandayı eline alıp televizyondan aşk-ı memnu açarken telefonumu elime aldım. internette hâlâ tarıkla ilgili haberler olduğundan çok fazla girmiyordum ama canım sıkılmıştı. galibiyetle alakalı gelen hikayeleri hikayeme ekledikten sonra gelen birkaç mesaja cevap verip telefonu kapattım. "ha bu arada şeyi söylemeyi unuttum." "neyi?" "lansman var iki gün sonra." anlamamış gibi suratına baktım "ee, yani?" "yanisi, siz de geliyorsunuz." zeynep mutlulukla onaylarken suratına bakmaya devam ettim. mete de boş boş yüzüme bakıyordu "ne bakıyon?" "mal mısın sen, ne işim var benim galatasaray lansmanında?" "özel davetlim olarak geleceksin canım." "yok sağol canım," dedim yüzümü buruşturarak "zeynep yeterli." "yok öyle bir şey sende geleceksin, hem uygun damat adayı bulacağız sana." "ya sen mal mısın," dedim yanımdaki yastığı kafasına atarken "istemiyorum damat falan." "ewewew," dedi yastığı kucağına koyarken "gelmek zorundasın." "o niyeymiş?" "hatırlarsan bir iddiaya girmiştik." devamını getirmesi için yüzüne bakmaya devam ettim. "ben kazandığım için sana istediğim bir şeyi yaptıracaktım, bende bunu istiyorum." şaşkınlıktan gözlerim açılmış meteye bakarken zeynep kahkaha attı. oflayarak masum olduğunu düşündüğüm bakışlarımla onlara baktım "bu hiç adil değil, başka bir şey istesen?" kafasını hayır anlamında salladı "bunu istiyorum, benimle lansmana geleceksiniz." oflayarak elimle yüzümü kapattım "kendimi aşağıya atacağım." zeynep gülerek masadan aldığı elmayı ısırdı "senin atmana gerek kalmadan amcan seni atacak zaten." meteyle beşlik çakarlarken başımı yukarı kaldırıp sabır diledim. |
0% |