@pelinciftcii
|
İnce siyah bir kilotlu çorap üstüne pileli siyah bir etek üzerine ise siyah bir badi giyip içime sokmuştum, onun üstüne de siyah oversize bir hırka almıştım içi tüylü yapıda bir nebze kalındı, sonuçta arabayla gideceğim için üşümezdim.
Küçük çantamı da alıp içerisine cüzdanımı araba anahtarını koydum kapımı kilitleyip kısa botlarımı giydim ve aşağı doğru adımladım.
Burakların kapısından geçerken çalıp çalmamakla kararsız kaldıktan sonra Eylem haber vermiştir deyip arabama geçtim 15 dakika içinde Eylem'in kafeye varmıştım, arabayı park edip içeri geçtim.
Eylem her zaman ki gibi kasadaydı, kenardan kasa arkasına geçtim ve arkadan ona sarıldım.
'Selam güzellik.'
Hafif bir sıçradıktan sonra karşılık verdi,
'Yaaaa Sameeet zaafım varr.'
(Videoyu bilenler yorum bıraksınn.)
Birlikte gülüştükten sonra ,o gelen kişinin siparişini aldı.
'Bizimkileri çağırdım ama şansa çok yoğun özellikle bahçe tarafı bir saate sakinler kapatırım ,o zamana kadar yardım eder misinnn hayatımın anlamı.'
Gözlerini kıpıştırdığında sırıttım ve yanında ki sipariş defterini aldım, çantamı da onun yanına kasaya bırakıp telefonumu da cebime koydum.
Bir elimde kalem diğer elimde defter ile ilk içeride ki kişilerin siparişini Eylem'e söyledikten sonra arka tarafa geçtim, oranın siparişlerini köşe barında ki barmene söylüyordum.
Bir kaç kız grubunun siparişlerini aldıktan sonra oturduklarından beri gözleri üstümde olan erkek grubuna yaklaştım, bakışlarım sabit bir şekilde klasik soruyu sordum,
'Hoş geldiniz karar verebildiniz mi ne arzu edersiniz?'
Orta da oturan kalıplı olanın bakışları baştan aşağı beni süzdükten sonra gözlerimde sabitlendi,
Bakışları beni rahatsız ederken belli etmemek için sabit kaldım.
'Siparişim hazır ,karşımda seni arzu ederim.'
Söyledikleri sinir katsayımı yükseltirken kaşlarım çatılmıştı, Eylem'in kafesi olduğu için tatsızlık çıkarmak istemiyordum fakat saygısızlığıda sessiz kalamazdım,
Sert fakat çok yüksek olmayan bir ses tonu ile karşılık verdim,
'Senin gibi biriyle olacağıma inancın ve kendine güvenin var ki böyle bir şey söylüyorsun bana taktir ettim gerçekten, son bir şans veriyorum sana ve yanındakilere siparişinizi söyleyin ya da '
Masaya ellerimi dayadım ve hafif onlara doğru eğildim,
'Siktir olun gidin,'
Hepsinin kaşları çatılırken ortadaki eleman ayaklandı,
'Küfür o güzel dudaklarına yakışmıyor güzellik, kendini ağırdan satan kadınları daha da severim.'
Kolumu tuttu, tuttuğu an kolumu elinden kurtardım ve karşılık verdim,
'Ama ben senin gibi orospu çocuğu şerefsizleri sevmem o nasıl olacak.'
Söylediklerim ile gülen suratı anında donuklaştı, üstüme doğru yürüdüğü sırada arkamda bir gölge hissettim. Ve o tok kalın hoş ses,
'Hayırdır birader ne oluyor.'
Burak'ta adamın üstüne yürürken olayın büyümesini istemediğim için onu belinden tutarak kendime doğru çektim,
Bunu hep kadınlara mı yapacaklar canım biz de yaparız ne olacak değil mi.
Temasım Burak'ın durmasını be bakışlarını bana çevirmesini sağlamıştı,
'Ben gereken cevabı verdim, Serviste yapılmayacak onlara dışarı eşlik edin sakince lütfen.'
Şirin gülümsemelerimden birini de attığımda, bu hareketime tebessüm etmiş ve gelen tim ile onları dışarı çıkarmışlardı.
Bu olaydan sonra kafedeki kişi sayısı azalmış ve en son çıkan kişi ile Eylem kafeyi kapatmıştı.
Masada Burak'ın timi ve eşleri vardı , Zeynep abla Barış 'ı kaynanasına bırakmıştı bu da demek oluyordu ki birlikte coşabilirdik.
Eylem alttan müzik açmış ve tüm barı önümüze koymuştu yarın işim 16.00 da başlayacağı için içmemde sorun yoktu ve bende buna uygun olarak ikram edilen her şeyi içmiştim.
En son biz kızlar son ses müzik açmış dans ediyorduk bende hırkamı çıkarmış havada sallıyordum halay mendili gibi,
Halay mendili gibi değil mi o zaman halaya, ben halay çekmeye başlamışken kızlarda sıraya durmuş yan yana bana uyum sağlamışlardı, buradaki sorun ise arkada hadiseden düm tek tek çalıyor olmasıydı,
Erkekler bu halimize gülerken bakışlarım kaşları çatık bana doğru gelen, Buraktaydı,
'Deniz hırkanı giyer misin soğuk bahçedeyiz.'
'Aa tamam sen de halay başı olmak istiyorsan bir sonraki şarkıya bunda benim halay başı.'
Bir yandan oynarken hırkamı Buraktan uzağa sallıyordum almasın diye o ise uzanıp tekte aldı,
'Ya tamam sen ol halay başı ne mızıkçılık yaptın ya.'
Kollarımı küstüm yapıp arkamı döndüm o sırada bana büyük olan bir deri ceket giydirildi üzerime, sonra elindeki hırkayı geri elime verdi,
'Tamam al küsme çek halayını.'
Hemen gülümseyip Burak'a sarıldım ve hızla yanağına öpücük kondurup kızların yanına uçtum.
Ne yaptığımı fark ettiğimde hızla bir kaç shot daha attım en son ayağa kalktığımda iki adımdan sonra düşecek gibi olmuş fakat bir anda havalanmıştım.
‘Uçuyorum uçmayı öğrendim, ama ya bir daha yere inemezsem ne yapacağım göklerde kartal gibiydimmm.’
Hemen dibimde bir kahkaha duyduğumda başım oraya çevrildi,
Ve o yeşilleri gördüm bu sefer daha da yakından, neden baktığımda kalbim kıpırdıyordu ve midem halaya duruyordu acaba yeşili sevdiğim için mi yoksa onun gözlerinde yeşili sevdiğim için mi ?
Kahkahası gülümsemeye dönmüş, oda benim onu incelediğim gibi beni inceliyordu,
‘Ben tuttum seni korkma.’
Biz bakışırken içtiğim alkol kendini hatırlatırcasına boğazıma doğru gelmeye başladığında kendimi Burak ‘ın kollarında attım ve hızla lavaboya ilerledim, elim ağzımda ilk kabine girip diz çöktüm ve içimi boşaltım.
Hızla büyük adımlarla ardımdan gelen Burak kabinin kapısını açtığımda elimi ,gelmesin dur anlamında kaldırdım fakat o beni dinlemeden yanıma gelip saçlarımı toplayıp toparlanmama yardımcı olmuştu,
Ellerimi yıkarken utancımdan yüzüne bakamıyordum, ağzımı da çalkadıktan sonra lavabodan çıktık, kustuktan sonra görüşüm bir nebze daha netlik kazanmıştı.
‘Teşekkür ederim yüzbaşı.’
‘Rica ederim Ebe hanım.’
Masadaki şişeleri topladıktan sonra kasadan çantamı aldım hep birlikte toparlanıp kafeden çıktık, aramızda en kötü olan Zeynep ablaydı tamamen bayılmış eşinin kucağında adaya veda etmişti,
Diğerleri yürüyecek kadar iyilerdi fakat aramızda araç kullanacak olan tek kişi Burak’tı,
Onun arabasına geçerken ön kapıyı açıp ilk beni oturtturmuş ve kemerimi takmıştı, kemerimi takarken suratıma çarpan parfümüyle kendimi koltuğa yapıştırmıştım, ağzımdan çıkanı kontrol edemediğim için olabildiğince az konuşmak hedefimdi, birlikte lojmana geçiş yaptıktan sonra herkes iyi geceler ile dağılmıştı,
Merdivenlerden teker teker yavaş yavaş çıkıyordum çünkü başım hala hafiften dönüyordu, Burak ise ardımdan düşersem müdahale edecek gibi geliyordu. Onların katına geldikten sonra iyi geceler dileyerek tekrar merdivenlere yönelecekken sendeledim.
Burak ise beni tekrar kucağına alıp kendi çıkarmaya başlamıştı,
Kapımın önüne gelince çantamdan anahtarımı çıkarıp Burak’ın kucağında kapıyı açmıştım.
Ayakkabılarımı çıkarıp beni yatak odama götürmüştü, Yatak örtüsünü açıp beni yavaşça yatağa bıraktığında tam doğrulacak iken ben onu yatağa doğru çekmiş ve yanıma uzanmasını sağlamıştım.
Yaptığım harekete şaşırırken müdahale etmemişti, tam tersi yanıma daha da yerleşmişti, ben başımı göğsüne koyup sarılırken o da benim belime sarılmış, ve battaniyeyi üzerimize örtmüştü,
Yerim oldukça rahat olduğu için göz kapaklarım gittikçe ağırlaşmış ve kapanarak beni uykuya teslim etmişti.
|
0% |