Yeni Üyelik
6.
Bölüm

İSTİKAMET ANKARA

@pelinciftcii

Eve gelirken anneme misafir geleceğinin haberini vermiştik, annem ise ilk önceden haber vermediğimize söylenmiş daha sonra yemek yapacağını söyleyip telefonu kapatmıştı.

 

Babam arabayı market ile fırın arasına çekti, ben markete giderken o fırına ekmek almaya girdi, bende içecek ve yapacağım browni için malzeme aldım.

 

Ödeyip çıktığımda babam arabada beni bekliyordu, birlikte eve geçtik.

 

Annem kapıyı açıp ocaktaki yemeğe koşturdu, arkasından babamla güldük ben kapıyı kapatırken babam elimdeki malzemeleri alıp mutfağa geçti. Salona bir göz attığımda masada adeta bir ziyafet vardı.

 

Sarmalaradan bir tane alacakken annem ışık hızıyla elime vurdu.

 

'Dokunma Deniz misafir gelince hep beraber yencek.'

 

'Anne ya bir tane alsam ne olcak sanki hıh.'

 

Anneme tribimi attıktan sonra mutfağa geçtim ve browniyi yapmaya başladım. Genelde tatlıları güzel yaptığım için misafir gelince de bana bırakılırdı tatlı işi.

 

Fırından çıkardığımda mis gibi çikolata kokusu sarmıştı mutfağı , browniyi balkona soğumaya bırakırken bende üzerimi değiştirmek için odama geçtim.

 

Yazlık salaş uzun çiçekli elbisemi giydim ve saçlarımı at kuyruğu yaptım. Dudağıma da parlatıcımı sürerken zil çalmıştı, tüm aile kapıya toplanmıştık babam kapıyı açtı.

 

Sırayla Kemal amca eşi Fatma teyzenin elini sıkıp hoş geldinler ile salona almıştık daha sonrasında İpek'i gördüğümde sarıldım hemen,

 

'Ay hoş geldin canım haberim yoktu senin geleceğinden iyi ki geldin.'

 

Benden sonra Enver'i gördüğünde ikisininde suratı solmuştu zoraki el sıkışma sonrası İpek'te salona geçti,

Ama ben bunları çok pis shipledim he he,

 

En son giren Burak'ta babamların elini öptükten sonra önümde durdu,

 

'Hoş geldin yüzbaşı'

 

'Hoş buldum ebe hanım'

 

El sıkıştıktan sonra diğerleriylede selamlaştı ve salona geçti. Kısa bir muhabbetten sonra yemek faslına geçildi, valla yemekler o kadar güzel olmuş sadece bir tane dolmada gözüm kalmıştı da uzanamıyordum artık vazgeçicektim ki yüzbaşı o dolmayı alıp tabağıma koydu.

 

Gözlerine minnetle baktıktan sonra dolmayı bir güzel gömdüm, sofrayı kaldırıp çay faslına geçilince bende brownimi kesip servis ettim.

 

Tam yüzbaşına verecektim ki İpek,

 

'Abla abim tatlı sevmez boşuna verme ona.' Dedi

 

Annemse hemen atlayıp,

 

'Aa ama Deniz yaptı çok güzel tatlı yapar.' Deyip beni tekrar utandırmıştı.

 

Uzattığım tabağı geri çektim.

 

'Sevmiyorsa zorla yemesin sorun değil.'

 

Dediğimde yüzbaşı hızla tabağı kaptı elimden,

 

'O kadar uğraşmışsın severim hem İpek bilmiyor çok bakma ona, eline sağlık.' Dediğinde,

 

Gülümseyerek afiyet olsun dedim ve kendi tabağımı alıp koltuğa oturdum. O sıra yanımda oturan İpek beni dürttü ve kulağıma yaklaştı.

 

'Siz ne kadar tatlısınız öyle aslan abimi kediye çevirmişsin aferin kız.'

 

Söyledikleriyle bir kaç ton kızarırken hemen cevap verdim.

 

'Saçmalama İpek yok öyle bir şey.'

 

İmalı imalı bakarken bende ne zamandır yemeği beklediğim browniye gömüldüm. O kadar güzel olmuş ki aşk yaşıyordum resmen etraftakilerin sesi kesilmiş sadece ben ve o vardı ta ki annemin cırlamasıyla bu bağ kesildi.

 

'DENİZ !'

 

'Noldu anne neden bağırıyorsun yanımdan.'

 

'Bir saattir sana sesleniyorum kızım keki bırakta bir beni duy Allah Allah.'

 

Kafamı kaldırdığımda herkes bana bakıyordu , utançla herkesi bir süzdükten sonra gözlerim Burak'ta takılı kaldı alttan alttan sırıtıyordu ve gamzeleriyle çok tatlı duruyordu.

 

Neyse daldım yine dikkatimi tamamen anneme verip neye bu kadar takıpta cırladığına anlam vermeye çalışayım.

 

'Diyor ki babacığın kızım bize bir kahve yapsada içsek ama ulaşamıyoruz sana.'

 

Gülümsemeye çalışırken yanıtladım annemi,

 

'Hemen yapıyorum nasıl olsun kahveler.'

 

Tüm siparişleri aldım, İpek tabakları toplamaya yardım etti ve salona geri döndü , kahve malzemeleri hazırdı fakat bardaklara bir umut uzanayım belki alırım derken arkamdan bir kol uzanıp aldı bardakları.

 

Uzanan kol ile arkamı döndüğümde kardeşimi görmeyi beklemiyordum yüzüm düşerken omuzundan ittirdim.

 

'Çekil be zaten sıcak.'

 

'Yardım da yaramıyor evde kalırsın sen böyle çirkef.'

 

'Sus be asıl sen evde kalırsın malak.'

 

'Malak ne be.'

 

'Mal ile salağın birleşimi tam olarak seni ifade ediyor, sen bir kere ablanla doğru konuş.'

 

'Bir yaş büyüksün sadece.'

 

'Bir yaş bir sene demek 365 gün.'

 

'Altı saatini unuttun salak.'

 

'Düz hesapladım senin için küsüratla uğraşma diye bunu anlamadıysan nasıl savcısın.'

 

Tam bir şey söyleyecekti ki annem mutfaktan içeri girdi.

 

'Ne bağırışıyorsunuz misafir yanında çok ayıp ,hadi kızım kahveleri bekliyorlar hızlı biraz.'

 

Annemin söylenmeleriyle Enver salona geçmiş bende kahveleri yapmıştım herkese birer tane verdikten sonra İrem'in yanındaki yerime yerleştim.

 

'Eline sağlık kızım.'

 

'Herkese afiyet olsun.'

 

Kemal amca bana doğru dönüp,

 

'Sen ne zaman döneceksin kızım'

 

'Üç gün sonra söneceğim Kemal amca.'

 

'Burak'ta aynı anda döneceksiniz o zaman uçağa verme para boşuna beraber dönün.'

 

'Saol Kemal amca Burak'a emrivaki gibi olmasın ben dönerim uçakla.'

 

'Benim için sıkıntı yok Deniz istersen dön benimle.'

 

Annemlere bir göz gezdirdiğimde sanki kabul etmezsem ağzıma terliği yiyecekmişim gibi bir bakış atmıştı.

 

'Peki senin için sorun olmazsa birlikte dönelim Mardin'e.'

 

Kahvelerde içildikten sonra yolcu etmek için kapıya toplanmıştık. Herkesle vedalaştıktan sonra Burak bana döndü,

 

'Detayı konuşuruz ben haber veririm sana.'

 

'Tabi olur İyi akşamlar.'

 

Kapıyı kapadıktan sonra hemen bulaşıkları topladım ve iyi geceler dileyip odama geçtim, kız kardeşimle paylaşıyordum odayı çoktan uyumuştu uzun zamandırda ayrı olduğumuz için beraber uyuyasım gelmişti onunla.

 

Yastığımı yorganımı alıp yanına kıvrıldım, yorgunlukla gözlerimi kapayıp uykuya daldım. Sabah gözümü açtığımdan annem tam karşımdaydı,

 

'Tövbe anne napıyon.'

 

'Ne yapayım güzeller güzeli kızlarımı izliyorum.'

 

'Yaa şapşik gel bir sarılayım.'

 

Bir sevgi çemberi oluşturduktan sonra ayrıldık , ben lavaboya girip işimi hallederken annemler mutfağa geçmiştik. Evde sadece üçümüzün olduğunu gördüğümde anneme sordum.

 

'Anne diğerleri nerde.'

 

'Baban bir kahveye gideyim dedi, Enver'inde işleri varmış, senin bir planım var mı?'

 

'Valla gelmişken bir Ecem ile görüşürüm diyordum özledim onu, arabam garajda dimi.'

 

'Evet yavrum garajda Buğlem'de arkadaşına gidecekti bırakırsın onuda çıkarken.'

 

'Bırakırım hadi afiyet olsun.'

 

Kahvaltıyı ettikten sonra toplamaya yardım ettim, üstümü giyinip balkona çıktım ve Burak'ı aradım.

 

'Alo Deniz.'

 

'Alo müsait miydin yüzbaşı.'

 

'Müsaitim bir sıkıntı mı var?'

 

'Yok ben şey diyecektim senin araba zaten mardinde benimkiyle dönsek hem ben arabamıda götürmüş olurum.'

 

'Olur benim için sıkıntı yok.'

 

'Tamam o zaman ee sen nasılsın neler yapıyorsun?'

 

'İyiyim bir arkadaşımla buluşacağım birazdan kız arkadaşıyla tanıştıracakmış beni sen?'

 

'Bende aynı arkadaşımla buluşacağım iyi eğlenceler o zaman .'

 

'Size de dikkat et Allaha emanet.'

 

'Sende.'

 

Balkondan odaya geçtim anahtarları ve Buğlemi alıp arabaya bindim tabi çıkarken anneme bağırarak çıktığımızın haberini de verdik.

 

Buğlem'i arkadaşına bıraktıktan sonra Ecem'in konum arttığı kafeye sürdüm. Park edip içeri girdiğimde arkadaşım hunharca el sallayarak kendini belli ediyordu, hayır kafe zaten kalabalık değil girince görmüştüm ama kime laf anlatıyorsun,

 

Masa da üç kişi oturuyorlardı Ecem ve manitası bana dönüktü Ecem'in karşısının benim için boş bırakıldığını var sayıyordum yan tarafında biri oturuyordu kalıplı iri biriydi valla arkadan yakışıklı duruyordu yalan söyleyemeyeceğim.

 

Masaya geldiğimde hepsi ayaklandı,

 

'Evet bahsettiğim kişi de geldi hayatım bu en yakın dostum, kardeşim Deniz , Denizciğim buda sevgilim Yalın.'

 

'Memnun oldum Yalın.'

 

'Bende memnun oldum buda benim can dostum Burak.'

 

'Memn-'

 

Tabi bunun benim Burak olmasını beklemiyordum, benim derken tanıdığım demek istedim yani yanlış anlaşılmasın. Burak'ta beklemiyor olacak ki mal gibi suratıma bakıyordu.

 

'Sabah söylediğin arkadaş bu oluyor demek ki valla ortak arkadaş çıkmasını beklemiyordum.'

 

'Bende beklemiyordum, ayakta kaldık oturalım gençler.'

 

Ecem açıklama bekler gibi bakınca kısaca açıkladım,

 

'Hani bahsetmiştim ya alt katta bir yüzbaşı var diye Burak o işte.'

 

'Haa şu yakışıklı maviş dediğin.'

 

Dediğinde kulaklarım karımcalandı.

 

'Sen yanlış duymuşsun canım ben ne zaman öyle dedim.'

 

Gözlerimle biraz daha konuşursan Yalın'a kirli çamaşırlarını dökerim bakışı atınca sustu, evet böyle bir bakış mevcut.

 

Ecem'in sözlerinin hemen ardından sıra Yalın'a geçmişti.

 

'Ha tamam üst katıma bir afet taşındı demiştin o.'

 

'Saçmalama abi az salla ,neyse ne içiyoruz.'

 

'Çay alırım ben.'

 

'Herkes çaysa çay söylüyorum'

 

Çaylarımızı içip çok keyifli vakit geçirdik bu arada da birbirimizi daha iyi tanımıştık yüzbaşıyla, ben lavaboya kalkmış işimi halledip dönerken kaç aydır görmediğim o mendebur yüzle karşılaştım.

 

Beni aldatan haysiyetsiz, hiç görmemiş gibi yapıp yanından geçicekken kolumu tuttu.

 

'Deniz konuşa-'

 

'Konuşacak bir şey yok bırak kolumu.'

 

Kolumu çekip devam edeceklen önüme geçti tam o sıra yüzbaşıda lavabodan çıkıp yanımıza geldi.

 

'Ne oluyor Deniz?'

 

O an ne yapacağımı bilmeden ani kararla yüzbaşının koluna girdim.

 

'Bir şey yok hayatım birine benzetti heralde arkadaş.'

 

Burak suratıma anlamayarak bakarken gözlerimle devam etmesini söylemeye çalıştım, anladığında girdiğim kolunda çıktı ve kolunu omzuna atıp bedenlerimizi yapıştırdı.

 

'Tamam güzelim sıkıntı yok iyi günler birader.'

 

Haysiyetsiz sesini çıkaramazken biz aynı şekil ilerliyorduk. Kulağına yaklaşıp,

 

'Gidelim mi burada durmak istemiyorum o varken.'

 

Merak ettiği belliydi ama sesini çıkarmadı başıyla onayladıktan sonra çıkıp benim arabanın önüne geldik.

 

Bir süre sessiz kaldıktan sonra ağzımı araladım.

 

'Beni yakın arkadaşımla aldatan eski sevgilimdi'

 

Burak'ın bakışları sertleşirken hareketlendi,

 

'Orda söyleseydin ya iki tane çakardım suratına.'

 

'Boşver sakin ol görmek istemiyorum onu , sen arabayla mı geldin.'

 

'Yok babam bırakmıştı.'

 

'Bırakayım seni evine yüzbaşı.'

 

'Yok zahmet olmasın sana.'

 

'Saçmalama az mı bıraktın hastaneye beni hadi geç.'

 

'Peki efendim geçeyim.'

 

O tarif ede ede evlerinin önüne gelmiştik. Kısa bir sessizlikten sonra konuşmaya ben başladım.

 

'Orda bana yardım ettiğin için teşekkür ederim eğer seni zorda bıraktıysamda özür dilerim o gerizekalıyı görene kadar çok eğlendim.'

 

'Özür dilenecek bir şey yok Deniz her şeyi isteyerek yaptım bende çok eğlendim bugün.'

 

Yine bir sessizlik girdi bu sefer yüzbaşı bozdu sessizliği,

 

'İyi akşamlar o zaman Ebe hanım. Annenlere selam söyle.'

 

'İyi akşamlar komutanım aleyküm selam, sende selam söyle annenlere.'

 

Arabadan indi o binaya girene kadar bekleyecektim fakat ben gitmeden girecek gibi durmuyordu o yüzden ben gaza bastım ve eve doğru yol aldım.

Loading...
0%