Yeni Üyelik
12.
Bölüm

KOMŞUN OLARAK !

@pelinciftcii

Alaya geldiğimizde Mert arabayı girişe park etti Burak' ta kapımı açıp inmeme yardımcı oldu bugün ayrı bir kibar oluşu midemde bir şeyleri oynatıyordu galiba yine acıkmıştım.

 

Tekrar kolunu uzattığında koluna girdim ve içeriye doğru ilerlerledik geniş yemekhane masaları uzun olarak iki yana dizilmiş ortada bir pist ayarlanmıştı.

 

Kol kola içeri girdiğimizde girişte oturan bir kaç kişinin kafaları bize doğru çevrildi. Gözlerim tanıdık yüzleri ararken Burak gördüğü komutanlarına baş selamı veriyordu, biraz daha ilerledikten sonra bizimkileri gördük.

 

Masaya yaklaştığımız sırada bir kız kollarını açmış üstümüze doğru geliyordu,

 

'Buraaakkk hoş geldinn.'

 

Yanımıza yaklaşana kadar bağırarak gelmiş Burak'ın yanında beni gördüğünde kollarını indirmişti, tam Burak'ın karşısında durmuş resmen beni görmezden geliyordu.

 

'Nasılsın Burak.'

 

Konuşma tarzı beni germeye başladığı sırada yanlarından uzaklaştım masaya doğru ilerledim ve masadakilere selam verdim, kızlarla sarıldıktan sonra timdekilerle selamlaştım.

 

Zeynep abla omzumu sıvazladı, başımı ona çevirdim.

 

'Çok güzel olmuşsun hayatım maşallah.'

 

Eylem de ona katılırken birazcık utanmıştım.

 

'Teşekkür ederim kızlar utandırıyorsunuz beni sizde çok güzel olmuşsunuz.'

 

'Barış'ta seni sormaya başlamıştı babasıyla dolaşmaya yolladım.'

 

Söylenmesine gülüştükten sonra yanımdaki sandalye çekildi kim olduğuna bakmak için sağıma döndüm,

 

Yılışık kız Burak ile konuşuyordu Burak'ın bir elin yanımdaki sandalyenin üzerindeyken, diğer elinden kız tutmuş çekmeye çalışıyordu. Elinden mi tutmuş dedim ben

 

'Burak gel yanımda yer ayırdım sana hemen şurada bizim masa.'

 

'Yok ben timle otursam daha iyi sen geç masana.'

 

Elini ittirdi fakat kız yapışmış ahtapot gibi salmıyor çocuğu,

 

'Aaa olsun zaten görüşüyorsunuz her gün.'

 

'Olmaz Azra sen masana git hadi.'

 

Çenemi sıkmaktan dişlerim kırılacaktı tam artık bir şey söyleyecekken hoparlörden yerlerinize geçin anonsu geldi.

Burakta yanımda ki sandalyeye oturdu.

 

Kısa bir konuşma sonucu yemekler dağıtıldı ve yedik sonradan hafif bir oyun havası çaldı ve olmazsa olmaz çiftler için bir slow parça.

 

Oynayan çiftleri izlerken Zeynep abla, Eylem ve Gökcen de partnerleriyle birlikte piste adımladı bizim masada bekar tayfa olarak kalmıştık.

 

Yan masada asker olduğunu tahmin ettiğim biri ayaklandı ve önüme geçip elini uzattı,

 

'Merhaba güzel bayan bu dansı bana lütfeder misiniz?'

 

Bir anda gelen soru karşısı ne yapacağımı bilemezken reddetmek üzere ağzımı açtığım sırada Burak bir anda ayaklandı ,adamın elini yana ittirip benim elimi tuttu ve ayağa kaldırdı,

 

'Kusura bakma aslanım o dansını bana lütfedecek.'

 

El ele dans pistine doğru Burak'ın sürüklemesiyle adımlarken bizim masadaki tayfa arkamızdan ıslık çalıp alkışlıyordu, bu hareketleri bakışları daha da üzerimize çekmiş ve daha fazla utanmamı sağlamıştı.

 

Pistin bir köşesine geldiğimizde elimi nereye koyacağımı bilemediğim sıra Burak iki elimi tutup boynuna yerleştirmiş kendi ellerinide belime koymuştu, ritme uygun bir sağa bir sola sallanırken nereye bakacağımı şaşırmıştım.

 

Burak hariç her yere bakarken Burak'tan ufak bir kahkaha koptu.

 

Kaşlarım çatılırken bakışlarımı yeşillerine çektim.

 

'Neden gülüyorsun Yüzbaşı.'

 

'Senin ben hariç her yere bakmana Deniz, kendini görsen sende gülerdin.'

 

'Ne yapabilirim gerildim, her gün biriyle dans etmiyorum.'

 

Belimde ki elleri sözlerimle kasıldı,

 

'Edemezsin tabi kimle dans edicen her gün ağzını yüzünü dağıtırım onun.'

 

'Hayırdır neden dağıtıyormuşsun yüzünü sana ne oluyor?'

 

Sözlerim üzerine gözlerime odaklanmış bir süre seyrettikten sonra bakışlarını çevirmişti,

 

'Hiç yani komşun olarak koruma amaçlı.'

 

'İyi öyleyse komşun olarak koruma amaçlı gecenin başından beri sana yılışan kızı yolmamda sakınca yoktur heralde.'

 

Söylediğim sözler sonucu büyük bir gülümseme belirmişti yüzünde bu hareketi gamzelerini belirtmiş elimde olmadan bakışlarımı gamzelerine çekmişti.

 

Dayanamayarak ilk gördüğüm andan beri aklımda olan şeyi yaptım.

 

Boynunda olan elimi yanaklarına yaklaştırarak işaret parmağımı gamzesine bastırdım.

 

Hareketimle gülümsemesi donmuş gamzesi kaybolmuştu elin ise dudağının kenarında yanağında kalmıştı.

 

'Kusura bakma gamzelerini kıskanıyorum ilk gördüğümden beri böyle dürtmek istemiştim.'

 

Yanağındaki elimi tuttu dudaklarına götürüp bir buse kondurduktan sonra geri boynuna yerleştirdi,

 

Her hareketi kalbimi hoplatırken söylediği sözler ile dizlerim titremedi desem yalan olur,

 

'Benim de seni ilk gördüğümden beri yapmak istediğim bir şey var fakat şu an ortam müsait değil.'

 

Ne cevap vereceğimi düşünürken şansa müzik değişmiş ve biz ayrılmıştık masaya geri oturduktan sonra masada ki şişeden bir bardağa su doldurmuş ve kafaya diklemiştim.

 

Burak ile arada bakışlarımız buluşurken genelde dans eden insanları izleyerek geçmişti yemek gece sonuna doğru yaklaşırken herkes yavaş yavaş dağılıyordu.

 

Biz de son son insanlarla vedalaşıp ayrılırken o yılışıkla göz göze geldim kimsenin bakmadığına emin olduğumda sırf kudurtmak için Burak'ın koluna girdim ve alaycı bir şekilde göz kırptım.

 

 

Burak'ta komutanlarına selam verdikten sonra Mert ile arabaya geçtik aynı şekilde eve geldikten sonra binadan içeri girdik Burakların katına gelince onlara döndüm.

 

'İyi geceler tatlı rüyalar.'

 

Mert baş selamıyla içeri girerken Burak benim çıkmamı bekledi en son basamaktan önce gülümsedim ve el salladım, oda aynı şekilde karşılık verdiğinde utanarak eve kaçtım.

 

Bunaralar amma utandım valla kendine gel Deniz,

 

Eşyaları girişe bırakıp kapımı kilitledim ve pijamalarımı giyip kendimi yatağa attım, gerçekten yorulmuştum işti yemekti falan o kızda sinirlerimi bozdu neyseki babası habire bir şeyler istedi de çok sataşamadı bize neyse ya ne yapıyordum.

 

Yatıyordum tabi yarın sabah iş var hadi iyi geceler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sabah alarm ile uyanıp hemen duşa attım kendimi dün akşam yorgunluktan girememiştim, hızlı bir duş sonu giyindim çantamı aldım ve arabaya uçtum.

 

Hastane önünden bir simit alıp bahçede yedikten sonra içeriye geçtim, soyunma odasında üstümü değiştirdim, tam çıkarken hemşire kızlar içeriye giriş yaptı.

 

Beni görünce Fatma hızlı hızlı yanıma geldi,

 

'Deniz abla günaydın nasılsın?'

 

'İyiyim Fatmacığım sen nasılsın?'

 

'Bende iyiyim çok heyecanlıyım aslında abla yarın düğünüm var dün nöbetteymişsin bende sabah veririm diyordum davetiyeni bugüne kaldı.'

 

Elindeki davetiyeyi bana doğru uzattı, davetiyeyi elinden alıp üstünkörü inceledim, bakışlarımı Fatma'ya çevirdim tekrar.

 

'Seni de yanımda görmeyi isterim ailem küçükken vefat etti o yüzden benim tarafımı genelde iş arkadaşlarım oluşturuyor sende ailemdensin benim.'

 

Sözleri elimde olmadan duygulandırmıştı beni, kollarımı uzatıp sarıldım Fatma'ya sırtını sıvazlarken cevapladım.

 

'Tabiki gelirim canım sende benim kardeşim sayılırsın yalnız bırakmayız seni hatta ben arkadaşlarımı da çağırırım sana sorun olmazsa.'

 

Sözlerimle gözleri parlarken tekrar sıkı sıkı sarıldı bana,

 

'Çok sevinirim Deniz abla çok teşekkür ederim.'

 

'Ne demek canım, benim şimdi servise gitmem lazım görüşürüz yarın dikkat et kendine.'

 

'Sende abla görüşürüz.'

 

 

 

 

Hızlı adımlarımla yeni doğan polikliniğine geçtim bugün ki servisim burasıydı,

 

Normal bir 8-16 nöbetinden sonra üzerimi değiştirip çıkışımı yaptım.

 

 

Eve geçip tekrar bir duşa girdim, hastane çıkışı duş almazsam temizlenmiyormuşum gibi geliyor benim takıntılık şaka mı !

Hemen bir makarna suyu koydum o kaynarken saçımı tarayıp ördüm,

 

Domatesleri rendeleyip salça ile pişirdikten sonra klasik karabiber pul biber ve toz biber üçlüsünü ekledim ve en son makarnalar ile buluşturduğumda vala hazırdı,

 

Hemen bir tabağa koyup dolapta olan limonatamı da büyük bir bardağa koyduktan sonra laptoptan çok güzel hareketler bunlar açıp yemeğimi yemeğe başladım.

 

Yemek bittikten sonra saate gözüm kaydığında akşam sekize geliyordu.

 

Hızla soframı topladım ve koltuğa geri yerleştim, şimdi ne yapsam diye düşünürken telefonum çaldı.

 

Hemen açıp kulağıma koydum,

 

'Alo Eylemciğim nasılsın?'

 

'İyiyim canım sen?'

 

'Bende iyiyim hayatım bir sıkıntı yok değil mi?'

 

'Yok yok ben şey için aradım bugün benim kafede toplanacağız da sen de gelsene işin yoksa.'

 

Kısa bir düşünme seansından sonra kendimce onayladım,

 

'Olur hayatım canım sıkılıyordu benim de yarım saate ordayım.'

 

'Harika görüşürüz o zaman.'

 

'Görüşürüzz.'

 

 

 

Şimdi hazırlanma sırası en sevdiğim.

Loading...
0%