Yeni Üyelik
15.
Bölüm
@perdidoentisara

Asansör aşağı inerken somurtarak şortumun açıkta bıraktığı dizimdeki yara bandına baktım. Kırmızı olsan bile hiç güzel gözükmüyorsun..

Nefes verdim mutsuzca. Daha fazla görerek modumu düşürmek istemediğim için aynaya arkamı döndüm. Asansör yavaşlayınca bakışlarım dijital kat göstergesine kaydı.

Pamir'in katı..

Asansör durunca heyecanım arttığı için kalp atışlarım dışarıdan duyulacak kadar sesli atarken merakla asansörün yavaş yavaş açılan kapısına baktım.

Lütfen Pamir olsun, ona sarılmaya çok ihtiyacım var, lütfen..

Asansörün kapısı tamamen açıldığında içeri geçen gün bizi azarlayan teyze girince heyecanım bir anda yok oldu. Hayal kırıklığıyla nefes verip başımı asansörün kabinine yasladım. Okulda mısın acaba? Ya da okula mı gidiyorsun? Bugün dersin var, peki sen gelecek misin?

Kendi içimde sorularla boğuşurken beni düşüncelerimden ayıran teyzenin o onaylamaz sesi oldu.

"Sen her gün ayrı birinde mi kalıyorsun?"

Kaşlarımı çatarak başımı yasladığım yerden kaldırıp teyzeye baktım. Yaptığı imaya mı sinirlensem yoksa kendisini alakadar etmeyen konulara sürekli burnunu sokma çabasına mı?

Tamamen ona dönüp gözlerimi yavaşça kısarak başımı eğdim. Gözlerimi gözlerine dikerek ciddiyetle ona baktım.

"Nerede kaldığım sizi ilgilendirmez tıpkı kiminle ne yaptığımın ilgilendirmediği gibi. Bir daha bana herhangi bir konuda ima yaparsanız emin olun bu kadar sakin cevap vermem. Eğer ahlak bekçiliği yapmaya bu kadar meraklıysanız gidip kendi oğlunuza ve her gün eve getirdiği kızlara laf edebilirsiniz. İyi günler."

Kadın ağzını açacağı sırada asansörün kapısı açılınca bir şey demesine izin vermeden asansörün açılan kapısından inip apartmandan çıktım. Sinirle otobüse yürümeye başladım. Bu insanlar kendilerini ne sanıyor gerçekten? Kendi oturduğum evde, komşuma yemek götürdüm diye gördüğüm muameleye bak.

Sakin kalmaya çalışırken dizim yavaştan ağırmaya başlayınca duraktaki oturaklardan birine oturdum. Otobüsün gelmesini beklerken biraz daha sinirim geçtiği için kendimi daha rahat hissetmeye başlamıştım.

Otobüs gelince oturduğum yerden kalkıp otobüse ilerledim. Az önceki kadın beni ittirip otobüse binince düşmemek için sendelerken birisi beni tutarak düşmemi engelledi. Sinirle kadına bakarken buna değmeyeceği için göz devirdim.

Beni tutan kişiden tanıdık bir koku alınca başımı ona çevirdim. Göz göze geldiğimizde gülümseyince kalbim yeniden hızlanmaya başladı.

Pamir Dinçer. Aşık olduğum adam.

"İyi misin?"

Kısık sesle sorduğu soruyu dinlerken bakışlarım istemsizce dudaklarına kaymıştı. Bakma Miray, bakma. Bakarsan sadece bakmakla kalmazsın.

"Miray?"

İsmimi ilk kez onun ağzından duydum. Sahi, ondan önce de bu kadar güzel miydi ismim yoksa onun dudaklarına mı yakışıyordu bütün kelimeler?

Kaşları hafifçe çatılınca kendimi toparlayıp geri çekildim. Çok yakındık, bu kadarı çok tehlikeliydi, en azından benim için.

Başımı salladım iyi olduğumu belli etmek için. Ağzımı açacağım sırada Pamir bileğimden tutup beni otobüse doğru ilerletti. Otobüse bindikten sonra boş yer olmadığı için arkalara doğru ilerledim. Dizimi ona belli etmek istemiyordum ama kadına olan sinirimden hızlı yürüdüğüm için bacağım şu an deli gibi ağrıyordu.

Otobüsün cam hizasındaki korkuluklarına yaslandığım. Dışarıyı izlerken yanımda birini hissedince artık kaçacak bir yerim olmadığı için ona döndüm.

Eliyle otobüsün tavanından sarkan tutma yerlerinden birini tutmuş, diğer eliyle de yaslandığım demirin belimin hemen yanında bir yeri tutmuştu. Başını hafifçe eğerek bana bakıyordu üstten. Aramızdaki boy farkı her zaman hoşuma gitmişti ama şimdi.. Bana bu kadar yakınken böyle tatlı tatlı üstten bakması benim için gerçekten dayanılması zor bir şeydi.

Bakışlarımı utançla kaçırdığımda güldü. Gülüşü gülümsememe sebep olurken bu anı kaçırmamak için gülüşünü izledim. Bir insan bu kadar güzel gülmemeliydi gerçekten. Yasalara göre suç sayılmasını talep ediyorum.

Gülümseyerek beni süzdü. Bakışları dizlerimde takılınca kaşları çatıldı. Yere eğilip dizimle aynı hizaya geldi. Kaşları daha da çatılırken parmağını yara bandının üzerinde gezdirdi. Başını havaya kaldırıp çatık kaşlarla bana baktı.

Vazgeçtim, alttan bakması üstten bakmasından daha tatlı ve biraz daha böyle bakmaya devam ederse gerçekten dayanamayıp herkesin içerisinde öpeceğim onu.

"Dizine ne oldu?"

Kaşlarımı çattım.

"Dizime ne oldu? Ha.. Düştüm ya."

Ayağa kalkıp bana doğru eğildi tekrar. Kaşları hala çatıktı. Gülmek sana çatık kaşlarından daha çok yakışıyor Pamir.

"Ne demek düştüm? Dün yoktu?"

"Akşam düştüm çünkü.."

"Evde düşmeyi nasıl başardın?"

Aklıma o anlar gelince güldüm.

"Ben örtüye sarılmış yatıyordum sonra senin mesaj atmanla kapı çalması bir oldu ben de sen geld-"

Ne dediğimi fark ettiğimde gözlerim şaşkınlıkla açılırken sustum hemen.

"Yani.. Şey.."

Cümlemi tamamlamamış(!) olsam da ne demek istediğimi anlamış olacak ki gülerek bana baktı.

"Ney?"

Gözlerimi kaçırdım. Nasıl çevirebilirim? Çeviremem. Yavaşça kulağıma doğru eğilince gözlerimi kapattım.

"Sen, benim geldiğimi sanıp heyecanlandın mı?"

Yutkundum. Sadece o an heyecanlansam keşke Pamir, sadece adının geçmesi bile yetiyor heyecanlanmam için. Asansöre bindiğimde senin katından geçmek bile kalp atışımı arttırıyor, okulda sizin fakültenin adını görmem bile yeterli oluyor hatta..

Cesaretini topla. O senin üzerine geliyorsa sen de üzerine git. Nereye kadar kaçacaksın Miray? Sen istemedin mi zaten bu yakınlığı?

Gülümseyerek ona baktım.

"Sen en son kızgın değil miydin bana? Neden merak ediyorsun bunu?"

Burnunu kırıştırdı muzipçe. Bu çocuğun yaptığı her hareket bana tatlı mı gelecek gerçekten?

"Birileri yanlış anladığımı söyleyince ona inanmayı tercih ettim diyelim."

Gülerek başımı salladım. Böylesi işime geldi demiyor da..

Okul için inmemiz gereken durak gelince geri çekildi ve geçmem için eliyle yolu gösterdi. Gülerek yanından geçip otobüsten indim. İkimiz de konuşmadan okula doğru ilerlerken içim içimi yiyordu.

Dizimin ağrısından dolayı hafif topallayarak yürüyordum. Bana destek olmak için yavaşça koluma girdi. Ona baktığımda izin almak istercesine baktığını görünce gülümseyerek iyice koluna girip yürümeye başladım. Resmen kol kola okula yürüyoruz! Acaba el ele de yürür müyüz bir gün?

Konuşmak istiyorum. Ne konuşacağız? Konu yok.. Öpüşelim o zaman? Saçmaladın iyice Miray, kendine gel.

"O kadar sert bakıyorsın ki dışarıdan bakan birisi zorla yanımda yürütüyorum falan sanacak birazdan."

Bakışlarım yumuşarken başımı ona çevirdim.

"Hayır tabii ki zorla yürümüyorum, kendi isteğimle yürüyorum seninle."

Gülümseyerek kaşları havalanınca alayla hafifçe kaşlarımı çattım.

"Eğer istemeseydim hiçbir kuvvet beni senin yanında tutamazdı Pamir. Sana olan hislerim bile."

Alaylı bakışları şaşkınlığa dönüşürken gülümsedim. Hep ben mi duygu karmaşası yaşayacağım? Biraz da sen yaşa.

Neşeyle ilerlemeye devam ederken bize doğru koşan kızı fark edince kaşlarımı çattım.

"Pamir!"

Kızın iyice yaklaştığını görünce korkuyla Pamir'in kolundan çıkıp arkasına geçtim. Kız çığlık atarak Pamir'in kucağına atlayınca şok olarak ikisine baktım. Şu an burada tam olarak ne oluyor ve daha önce hiç görmediğim bu kız da kim?

Birkaç saniye şaşkınca onlara bakmaya devam ettim. Pamir de en az benim kadar şaşkındı ve kucağına atlayan kıza bakışlarından bu çok açık belli oluyordu.

Pamir kızı tutmayınca kız düşmemek için yalpaladı. Pamir yine de onu tutmak için hareket etmeyince hafifçe gülümsedim. Bir anda aklıma kızın kelimenin tam anlamıyla Pamir'in üstüne atladığı gelince hızlıca gülümsememi sildim.

Ne olduğunu anlamadan tepki verme.

Kız hızlıca kollarını Pamir'in boynuna sarınca dehşetle kollarına baktım. Gerçekten katil olmama çok az kaldı, hissediyorum.

Pamir sertçe boynunu kızın kollarından kurtardı.

"Hareketlerine dikkat et Esila."

Adının Esila olduğunu öğrendiğim kız bu dediklerini -beni umursamadığı gibi- umursamadan koluna girip başını Pamir'in omzuna yasladı.

"Dün geceyi ne zaman tekrarlıyoruz?"

Şaşkınca ağzım açılırken duyduğum şeyi idrak etmeye çalıştım. Doğru duydum değil mi? Lütfen yanlış duymuş olayım.

"Dün gece?"

Pamir kızın sorusundan daha kötü bir cevap verince genzimin yandığını hissetmeye başladım. Bu konuşmaya daha fazla maruz kalmak istemediğim için dizimin ağrısını umursamadan olabildiğince hızlı adımlarla okula ilerlemeye başladım.

"Miray! Beni bir dinler misin? Dizinin ağrısı artacak güzelim lütfen yavaş ol."

Gözlerim dolmaya başladığında hızımı arttırmaya çalıştım.

"Ya Esila bir bırakır mısın beni Allah aşkına?!"

Bağırması irkilmeme sebep olsa da durmadım. Arkama dönüp ona sarılmak istesem de ilerlemeye devam ettim.

Gözlerim iyice dolduğunda görüşüm oldukça bulanıklaşmıştı. Teo, neredesin? Gözlerim etrafta dolaşırken kolonlardan birine yaslanmış sigara içen Teo'yu görünce ona doğru ilerledim. Hiçbir şey demeden dolu gözlerimi -ve muhtemelen kızarmış yüzümü- görmemesi için hızlıca sarıldım ona.

Elindeki sigarayı hızlıca yere atarak kollarını bana sardı.

"Miray'ım? İyi misin?"

Cevap vermek için ağzımı açarsam hıçkırarak ağlayacağımı bildiğim için cevap vermeden daha sıkı sarıldım.

"Tamam, hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Ben yanındayım, tamam mı?"

Başımı hafifçe salladım. Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde hafifçe geri çekilecekken Pamir'in sesini duyunca ona bakmadan hızlıca okula girdim.

Birkaç saniye sonra Teo'da peşimden girince koluma girerek beni ilk sınıfa sokup kapıyı kapatmıştı. Onun sesini duymak daha kötü hissetmeme sebep olunca ellerime baktım.

Teo elini yavaşça çeneme yerleştirip başımı kaldırınca ne kadar kaçırsam da başka çarem olmadığı için dolu gözlerimle gözlerine baktım.

Bu bakışı biliyordum, öfke ve meraktan içi içini yese de benim için sakin kalmaya çalışıyordu. Bir şey demeyip kollarını açınca dudağım titremeye başlamıştı. Daha fazla dayanamayıp ona sarıldığımda artık sessizce değil hıçkırarak ağlıyordum.

Ve bu ne yazık ki Pamir yüzünden ilk ağlayışım değildi, umarım son olurdu.

 

***

Miray'ım.. Çok üzülüyorum seni böyle görünce ya ama Pamir de.. Neyse..

 

Profilimden diğer kurgularıma da göz atmayı unutmayın :33

Beni diğer sosyal medya hesaplarımda da takip etmek isterseniz şu şekilde;

tiktok/instagram: asraninzihni

twitter/inkspired/wattpad/cizgistudio: perdidoentisara

Loading...
0%