@perdidoentisara
|
"Ne konuşacağız?" Çekinerek ensesini kaşıyınca dudağımı yaladım. Sana sinir olmam gerekiyor Berat, gözüme tatlı gelme. Zaten zorlanıyorum sana o kadar ağır konuşurken. Durumu daha da zorlaştırma. "Konuşacağız derken... Yanlış bir giriş oldu, pardon. Senden bir şey isteyebilir miyim diyecektim." Kaşlarım çatılırken ona bakmaya devam ettim. Artık söyleyecek misin yoksa ben burada meraktan çatlayayım mı? "Yapabileceğim bir şeyse yardım etmeye çalışırım." Bana anonimle alakalı bir şey sormayacak değil mi? Ne alaka çünkü? "3 gündür hasta olduğum için derslere çok giremedim, sınıftan tek not isteyebileceğim kişi de sensin. Eğer senin için bir sakıncası yoksa notlarını alabilir miyim?" Derin nefes verdim. Bu muydu? Tabii ki veririm notlarımı. Ben de neler düşündüm.. Başımı sallayarak onayladım onu. "Şu an yanımda sadece kimya notları var, yarın bütün dersleri getiririm olur mu?" Gülümseyerek başını sallayınca gülümsedim. "Teşekkür ederim, sana da zahmet olacak kusura bakma." Başımı olumsuz anlamda sallayarak çantamı aldım. Notlarımın olduğu dosyayı çıkartıp bu derste çıkarttığım notları da içine koyarak ona uzattım. Tekrar teşekkür ederek notları alıp sırasına geçti. Birkaç saniye onu izledim. Ona karşı davranışlarımın ve sözlerimin aksine aslında gerçekten kibar ve sevecen birisiydi. Zaten ben de ona yazdığım gibi gerçekten ondan nefret etmiyordum. Sadece.. Sadece ona sinirliydim ve hala sinirliyim. Ona karşı olan sinirimin denemelerle ya da sınavla uzaktan yakından alakası yoktu aslında. Ona sinirli olduğum konu beni tanımamasıydı. Ben de onu ilk günde tanımamıştım evet ama tanıdık gelmişti bana. Birkaç gün üzerine düşünükten sonra da hatırlamıştım kim olduğunu. Ben hatırlamıştım ama o hatırlamamıştı beni. Başta yanına gidip onunla konuşmak istesem de çekinmiştim. Belki de beni bilerek tanımıyormuş gibi davranyordu? Bu da bir ihtimaldi sonuçta. Başta hiçbir şey yapmayacağım diyerek kendimi hatırlatmaktan vazgeçmiştim ama sonrasında dayanamayıp yazmıştım. Tabii yazma sebebim çok farklı gibi gözüküyordu ama başta da dediğim gibi asıl sebebim hiçbir zaman denemeler olmamıştı. Ona yazmak için bir bahaneye ihtiyacım vardı ve ben de bu konuyu bahane etmiştim. Aslında ne kadar ona bunu söylemesem de denemeleriyle, başarılarıyla gurur duyuyordum. Hep daha fazlasını yapmasını dileyerek bakıyordum sonuçlarına. Kendi sonuçlarımdan çok onun sonuçlarını takip ediyordum. Tabii bu demek değildi ki kendi derslerimi tamamen boşluyorum. Öyle bir şey mümkün değil benim için. Her ne kadar onun derslerine daha çok ilgi gösteriyor olsam da kendi derslerimle de onlar kadar ilgileniyordum sadece dershanenin denemelerini çok önemsemiyordum. Ona olan kızgınlığımın hatta kızgınlığımdan çok kırgınlığımın sebebi denemeler değildi, geçirdiğimiz onca seneye rağmen beni unutmasıydı. Belki bencillikti, belki ego. Belki narsistlik, belki de kıskançlık. Ne olarak adlandırılırsa adlandırılsın bunu hak etmemiştim. Onca geçirdiğimiz güzel zaman bu kadar çabuk unutulmayı hak etmemişti. Böyle düşünen sadece sensin belki de Yağmur? O seni hatırlamak istemediği birisi olarak görüyor belki. Derin nefes vererek yerime oturdum. Kucağımdaki çantayı yana koyduktan sonra başımı duvara yasladım. Bakışlarım hala onun üzerindeyken attığım mesajın hata olup olmadığını sorgulamaya başladım. Acaba onu hiçbir şey olmamış gibi engellemeli ve hayatından -ne kadar dahil olduğum tartışılır- tamamen çıkmalı mıyım? *** Textingsiz ilk bölümümüz olduuu Aklınızdaki bazı sorular cevaba kavuşmuştur diye umuyorum Bölümü beğendiniz mi? Profilimden diğer kurgularıma da göz atmayı unutmayın :33
Beni diğer sosyal medya hesaplarımda da takip etmek isterseniz şu şekilde; tiktok/instagram: asraninzihni twitter/inkspired/wattpad/cizgistudio: perdidoentisara |
0% |