16. Bölüm

1.6

Sara Dennis
perdidoentisara

Berat Özçelik

Sorular içimi kemirirken son attığım mesajlara baktım. Gelecek miydi sahiden? Yoksa yine kaçacak mıydı?

Telefonumu kapatıp masaya attım. Balkonda olduğum halde aldığım nefes yeterli gelmeyince içeri girdim. Üstüme bir ceket alıp dışarı attım kendimi. Nereye gittiğimi düşünmeden yürümeye başladım.

Ayaklarım yorulup pes edene kadar yürümeye devam ettim. Nihayet ayaklarım beni durdurduğunda etrafa bakındım.

Çocukluğumun geçtiğini söyledikleri o park. Düşüp kalktığım, gülüp ağladığım. Hayatımın en önemli tecrübelerini kazandığım ama şimdi hiçbir anı hatırlamadığım o park.

Dönüyorum, dolaşıyorum, bir yerlere gidip uzaklaşıyorum ama günün sonunda kendimi burada buluyorum.

Geçmişim hem beni terk etmişti hem de peşimi bırakmıyordu.

Banklardan birinde oturup başımı gökyüzüne çevirdim. Bir süre yıldızlara baktıktan sonra gözlerimi kapattım.

Hepsi senin suçun anne. Yanımda olsaydın eğer ben bu kadar kaybolmazdım. Hayatım boyunca beni hiçbir zaman bırakmayacağını söylemiştin, ne zaman sana ihtiyacım olursa o an orada olacağını söylemiştin ama yalandı hepsi.

Beni öyle bir anda bıraktın ki sana en ihtiyacım olduğu anda tek başıma kaldım. Üstelik sadece kendin gitmedin, giderken hayatımdaki herkesi de beraberinde götürdün.

Önce hayatımdakileri çıkarttın sonra da sen çıktın.

Neden yaptın ki bunu bana? Kaza senin suçun değildi, babamın ölümü senin suçun değildi ama benim kalmam senin suçundu. Neden beni de götürmedin giderken?

Görüşüm bulanıklaşırken gözlerimi daha da yumdum yaşlarımı hissetmek istemediğim için.

Benden geçmişimi, geleceğimi, şimdimi aldın anne. Bunu bana neden yaptın?

Geçmişimi hatırlamıyorum, ne seni ne de babamı doğru düzgün hatırlamıyorum. Kazadan öncesi o kadar silik ki bende. Kim olduğumu bile bilmiyorum.

Gözlerimi açıp etrafa bakındım. Kocaman bir boşlukta kayboldum ve her adımda daha da düşüyorum.

Kolumun tersiyle gözlerimi sildim. Tek umudum Deva. Eğer yarın gelirse bana her şeyi anlatır. Anlatır değil mi? Hatırlamadığım, bende eksik kalan ne varsa anlatır bana. Belki kurtarır beni bu karanlıktan, çıkarır aydınlığa yeniden. Yapar bunu değil mi?

Ya gelmezse?

Gelecek. Gelmeli. Gelmek zorunda. Onun buna ihtiyacı yok belki ama benim çok ihtiyacım var. Geçmişime dair tutunabileceğim tek dalım o kaldı. Onu da kaybedemem.

Oturduğum banktan kalkıp eve yürümeye başladım. Bir an önce uyumalıyım ki sabah olsun, saatler dolsun ve Deva gelsin.

Eve girer girmez üstümü değiştirip yatağa attım kendimi.

Yarın umarım güzel bir gün olur. Güzel ve belirsizliklerin ortadan kalktığı aydınlık bir gün…

***

Sabaha kadar uyku tutmadığı için alarmımın çalmasına birkaç dakika kala kapattım. Yataktan kalkıp duşa girdim. Kısa bir duş alıp kendime geldikten sonra hazırlanıp dershaneye geçtim.

Normalde bugün dershaneye gitmeyecektim ama evde kalırsam zamanın daha yavaş geçeceğini bildiğim için ders çalışarak zamanı unuturum bahanesiyle dershaneye geçtim.

Derse girmek yerine kütüphaneye inip soru çözmeye başladım. Daha doğrusu soru çözmeye çalıştım. Birkaç dakika bir soruyu çözmek için uğraşıyor ama daha soru cümlesini bile bitiremeden bir anda kendimi düşüncelerle boğuşurken buluyorum. Nefes verip yüzümü sıvazladım.

Gelecek mi?

Gelecektir, mutlaka gelecektir.

Ya gelmezse? Gelmezse ve hiçbir şeyi öğrenemezsen?

İllaki gelecektir.

Ya yalansa? Aslında seni tanımıyorsa ama sadece ilgini çekmek için yaptıysa?

Sinirle test kitabını kapattım. Bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum. Gelecek. Bana o kadar mesaj atıp beni geçmişime dair umutlandırdıktan sonra gelmek zorunda. Gelecek ve bana her şeyi anlatacak.

İçimden bir ses onun bir şeyler bildiğini haykırıyor, geleceğine emin olduğu için sadece beklememi söylüyor. Ya da sadece bunu diliyor.

Zaten gelmezse ona da dediğim gibi tamamen çıkartacağım onu hayatımdan. Onunla bu kadar net bir şekilde konuşmuşken gelip ben aslında sana yalan söyledim hiçbir şey bilmiyorum demesi saçmalık olur.

O bir şeyler biliyor.

Buna inanıyorum ve gerisini düşünmek istemiyorum.

O bir şeyler değil, her şeyi biliyor ve gelecek. Benimle yüzleşecek, her şeyi anlatacak.

Kendimi buna ikna ederek gözlerimi kapattım. Tamam, bunu düşünerek zaman geçiremezsin. Bir şeyler çöz böylece vakit geçer.

Saate bakmak için telefonumun ekranını açarken asıl ümit ettiğim ondan gelmiş bir bildirim görmekti. Buluşma saatini biraz daha geriye çekme isteğiyle anlık olarak dolup taşsam da kendime engel oldum.

10.09

Gördüğüm boş bildirim paneliyle derin bir iç çekip ekranı kapattım. Test kitabını yeniden önüme çekerek dakikalarca tekrar tekrar okuyup anlamadığım soruyu bir kez daha okuyup bu kez çözmeye başladım.

***

Öğle arasına kadar ders çalışmayı planlasam da buna uyamamış dershaneden erkence ayrılmıştım. Sokaklarda boş boş yürürken etrafı boş bakışlarla izliyordum. Telefonumu açıp saate baktım.

12.30

Acaba bugün dershaneye gitmiş miydi? Gittiyse bile öğle arasındaydı muhtemelen. Derin bir nefes vererek eve ilerledim. Biraz uyuyup saati doldurmaktan başka bir şey aklıma gelmediği için tek seçeneğim buydu.

Yatakta dönüp durduğum 4 saatin sonunda oflayarak kalktım. Telefonumu açtığımda hala tek bir bildirim göremeyince şakaklarımı sıvazladım. Geleceksin değil mi Deva?

Sen de beni bir başıma bırakmayacaksın?

***

Nihayet saat 17.49’u gösterirken evden çıktım daha fazla dayanamayarak. Park 5 dakikalık yoldu aslında ama evde durdukça duvarlar üstüme üstüme geliyormuş gibi hissettiğim için daha fazla dayanamayıp parka yöneldim.

Parka doğru attığım her adım içimdeki heyecanı, korkuyu ve stresi arttırırken kendimi sakinleştirmeye çalışarak ilerlemeye devam ettim. Parkın kapısından geçerek bahçesine girince içimdeki duygu karmaşası daha da şiddetlendi.

Artık bütün duygular birbirine karıştı ve hangisinin daha ağır bastığını çözemiyorum.

Parkı belki tanıdık birini görürüm, o da erken gelmiştir umuduyla turladım. Tanıdık hiç kimseyi göremeyince iç çekerek boş bir banka oturdum.

Telefonumu açıp saate bakarken nefes verdim.

18.01

Yarım saat kaldı. Yarım saat sonra gelecek.

18.10

Yirmi dakika kaldı, yirmi dakika sonra gelecek.

18.15

On beş dakika sonra burada olacak.

18.20

Son on dakika, sonra her şey açığa kavuşacak.

18.25

Son beş dakika, zaman geçmek bilmiyor.

18.29

Birazdan burada olur, her an bir yerden çıkabilir.

Etrafa bakındım merakla ve beklentiyle. Saniyeler dakikaları kovalarken içimdeki heyecan yavaş yavaş solarak yerini korku ve öfkeye bırakıyordu.

ozcelikberat: Nerede kaldın? (18.35)

ozcelikberat: Deva? (18.36)

ozcelikberat: Gelmeyecek misin (18.40)

ozcelikberat: Bak korkuyorsan eğer korkacak bir şey yok (18.42)

ozcelikberat: Neden gelmiyorsun (18.50)

ozcelikberat: Bir işin mi çıktı

ozcelikberat: Ya da bir sorun mu var?

ozcelikberat: Bir açıklama bile yapmayacak mısın? (19.10)

ozcelikberat: Yazık (19.20)

ozcelikberat: Gerçekten yazık sana (19.21)

ozcelikberat: Seni ciddiye alıp bunca zaman vakit kaybeden bende hata.

ozcelikberat: Hiçbir şeyi hak etmiyorsun.

ozcelikberat: Sen de en güvendiğin anda böyle bir başına bırakılırsın umarım Deva

ozcelikberat: Ya da adın her neyse artık

ozcelikberat: Hiçbir önemi yok.

ozcelikberat: Bir daha sakın bana yazma.

ozcelikberat: Bir daha benimle herhangi bir şekilde iletişime geçmeye çalışırsan karşında çok farklı bir Berat görürsün. (19.58)

Bu kişiyi engellediniz.

 

Yutkunarak ayağa kalktım. Bitti her şey. Bu son şansımdı belki de geçmişimi geri alabilmek için belki de son şansım bile olmamıştı hiç.

Sinirden çok kırgınlık vardı içimde. Eve doğru ilerlerken başımın ağrısı şiddetlendiği için yüzümü sıvazladım.

Eve gidip bir an önce uyumak istiyorum. Sadece uyumak.

Eve vardığımda üstümü bile değiştirmeden kendimi yatağın üstüne attım. Sinir tüm vücudumu sararken yorgunca gözlerimi kapattım. Gözümden akan yaş yavaşça süzülürken yumruğumu sıktım.

Resmen benimle oynadın. Duygularımla, hislerimle, umutlarımla oynadın.

Geçmişime dair olan inancımla oynadın.

Bunu bana neden yaptın Deva?

 

***

Son bölümün üstünden ne kadar vakit geçti farkındayım, ne deseniz haklısınız. Ne yazık ki yazma işini asla bir düzene oturtamıyorum. Elimden geldiğince çabalıyorum ve ne yazık ki elimden bu kadarı geliyor.

Hala burada olanlar varsa eğer sizlere teşekkür etmek istiyorum

Eğer çoktan terk ettiyseniz de dediğim gibi haklısınız, kimse kimseyi bu kadar beklemez sonuçta. Yine de teşekkür ederim her şey için.

 

Profilimden diğer kurgularıma da göz atmayı unutmayın :33

Beni diğer sosyal medya hesaplarımda da takip etmek isterseniz şu şekilde;

tiktok/instagram: asraninzihni

twitter/inkspired/wattpad/cizgistudio/kitappad: perdidoentisara

 

Bölüm : 07.09.2025 19:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sara Dennis / Son Deneme Bükücü | Yarı Texting / 1.6
Sara Dennis
Son Deneme Bükücü | Yarı Texting

4.81k Okunma

482 Oy

0 Takip
19
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...