@peridenmasallar
|
BÖLÜM ŞARKILARI
*** Eve gelir gelmez odasına çıkmıştı Murat. Yol boyunca babasının azarı dinmemişti ancak bu cümleleri son sekiz dokuz senede onlarca kez duymuştu. Tek farklı olan evlenmesi gerektiğini söylemesiydi. Bunu zaten sakin anlarda bile birçok kez dile getirmişti. Artık evlen demesi başkaydı evleneceksin demek bambaşka. Bunun bir blöf olduğuna öfkesi geçince vazgeçeceğine inanmaya çalıştı. Gerçekliğini kabul etmesi imkansızdı. Onun evlenmek gibi bir niyeti yoktu. Uzun süreli ilişkiler Murat'a göre değildi ki. O asla birine bağlanamazdı, tüm geleceğini hayatının her anını bir tek kişiyle geçirme düşüncesi ve bağlılık onu korkuturdu. Kapısının açılmasıyla ablası içeri süzüldü. Kadının korktuğu her halinden belliydi. Meyra çocukluğundan beri uysal, çekingen ve ürkek bir kız olduğundan Murat ablasına karşı her zaman hassastı. "Murat babam ciddi bu kez iki konuşup geçecek durumda olduğunu zannetmiyorum. Evlilik konusunda geri adım atmayabilir." Murat üstündeki tişörtü çıkarıp yatağın üzerine fırlattı. "Annem onu bir şekilde ikna edecektir. Ben evlenemem abla çünkü istemiyorum. Ben ne babama benzerim ne de enişteme. Bazen kendimi bile bırakıp gidesim geliyor. Hayatımı yaşarken ayağıma bir pranga takılmasını düşünemiyorum bile. Ben sorunun ta kendisiyim babam hep öyle demiyor mu? Aldığım nefes bile sorun madem neden evleneyim." Meyra kardeşinin önlerindeki gerçekliği inkar etmesini anlıyordu. İnanmak istemiyordu ancak babaları bu kez kesin karar vermişti. "Ben çıkayım sen de duşa gir bir kendine gel. Sabah zaten belli ki babam masada bu konuyu önüne sürecek biraz güç topla." Ablası çıktıktan sonra Murat odasının içindeki banyoya yöneldi. Duşa girerken kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Babası ne derse desin evlenmeyecekti. *** Roma’daki evinin penceresinden dışarı bakarken Fransa ve İtalya'da geçirdiği altı senede alıştığı sert kahvesinden bir yudum aldı. Sabah sessizliğinin tadını çıkardıktan sonra arkadaşını da uyandıracaktı. Kendisinin pek de uyuyabildiği söylenemezdi. Murat'ın varlığını seneler içinde silmek için her şeyi yapmıştı. O geceden sonra Paris'te bulduğu en iyi aşçılık okuluna kayıt yaptırmıştı. Ergenliğinin en dış etkiye açık aptal çağında kendinden üç yaş büyük ve havalı bir çocuğa aşık olması doğaldı. Sorun olan bu ilgisinin iki sene sürmesiydi. Sonrasında vazgeçse de bu imkansız aşktan duygusal olarak o güne değin en çok etkilendiği kişi hala Murattı. Murat'ı ilk kez gördüğünde 16 yaşındaydı. Çevrelerinin düzenlediği etkinliklere artık katılacak yaşa gelmiş bir nevi sosyeteye takdim edilmişti. Hatta Tuğçe ailelerinin bu tutumuyla dalga geçerken hep tarihi aşk romanlarından örnek verirdi. Londra Leydileri adını verdikleri gruplarındaki her kız on altıncı yaş gününü kulüpte büyük partilerle kutlamak zorunda kalmıştı. Havaların yavaş yavaş ısındığı bir Nisan akşamında kulübün üstü kapalı terasında büyük bir davet düzenlenmişti. Akasya'ya kalsa o yaş gününün de diğer on beş tanesinden farkı olmazdı ancak ailesi için durum başkaydı. O 9 nisan akşamı yaşları 16-20 aralığındaki çocuklarıyla partiye katılan ailelerden biriydi Arısoylar. Murat'ın ilk skandalının üstünden henüz birkaç ay geçmişti. Babasının son model arabalarından birini hızlı kullanırken bir istimlak duvarına çarpması ile ilk kez gündeme düşmüştü genç çocuk. Kazada arabada ablasıyla ikisi vardı neyse ki sadece maddi hasar oluşmuştu da kimseye bir şey olmamıştı kazada. Akasya tüm bunları Ezgi'den öğrenmişti partinin en başında. Ezgi her zaman radarlarının açık gezmesiyle bilinirdi. Okuldaki tüm dedikoduları o bilirdi, herkesin ne yaptığını teklemeden söyleyebilirdi ve buna rağmen herkesle arası iyiydi. Kimse Ezgi'yle arasını bozmak istemezdi. Murat'ı deri ceketiyle parti masalarından birinde etrafına topladığı arkadaşlarıyla birlikte gülerken gördüğü ilk anda kalbinin hiç çarpmadığı kadar çarptığını hissetmişti Akasya. O an Murat'ın serserilikleri hakkında duyduklarının bir önemi kalmamıştı. İlk Tuğçe fark etmişti Akasya'nın Murat'a aşık bakışlarını. En yakın arkadaşı için endişelenmeden edememişti. Sonrasında iki sene boyunca Murat'ı uzaktan beğenmeye devam etmişti. Kimseye apaçık söylememişti ancak üç yakın arkadaşı o söylemeden de içinden geçenleri anlamışlardı. Üçü de Murat'ın çapkınlık dedikodularının, değiştirdiği sevgililerin ve skandallarının arkadaşlarını bu amansız ve karşılıksız sevgiden vazgeçireceği anı beklemişlerdi. Bekledikleri gelişme bir haziran gecesinde aniden gelmişti. O geceden sonra Akasya bir daha Murat'ın adını anmamıştı ta ki önceki akşama dek. Kulaklığındaki İtalyanca sesin yerini Türkçe bir şarkı aldığında başını camdan dışarı çevirdi. Bu şarkı bile ona o zamanları hatırlatmıştı. Çizdim kendi aklımca Hata yaptım tabii Herkes başka bir şeyden Artık çok uzaklaştım Küçükken çok inanmıştım
"Ne yapmayı düşünüyorsun? Murat'ın bir suçu yokmuş işte arkadaşını korumak istemiş. Çocuğumun üstüne gitme artık." Hülya Hanım kocasının sakinleşmek yerine daha da sinirlendiğini bakışlarından anlamıştı. "Saçmalama Caner Murat daha kaç yaşında sanki?" Bunu söyleyen karısına iki elini açıp pes dercesine baktı. Murat üst katın merdiven sahanlığından duymuştu bunları. Salona inip inmemekte kararsız kalsa da aynı evin içinde ne kadar kaçabileceğinin hesabını yaptığında bunun imkansız olduğunu gördü. Adımlarını hızlandırıp merdivenden indi. Anne ve babası adım seslerinden sonra susmuşlardı. "Bugün dışarı çıkmak falan yok. En azından biz seni kimle evlendireceğimizi bulana dek ortalıkta görünmeyeceksin. Arabanı aldırmaya gönderdim ben emir verene dek anahtarları bende olacak. Diğer arabaların da sen çok gerektiğinde şoförlü arabayı kullanacaksın. Kısıtlı limiti olan kartın hariç diğer kartların da bende olacak. Evlenme hazırlıklarıyla beraber her gün benimle işe geleceksin. Altı sene boşuna mı üniversite okudun? Hayatındaki en azından bir şeyi boşuna yapmamış olursun. " Babasının laf sokması karşısında sakin kalmaya çalıştı. "Evlenmek istemiyorum. Tamam iş konusunda belki de artık bir adım atmam gerekiyordur ama ben evlenemem." Babası ayağa kalkıp karşısına geçti ve gözlerinin içine baktı. "Meyra sen de bir etrafa bakın güzel kızım belki arkadaşlarının kardeşleri filan vardır. Allahtan akıllı uslu bir tanecik çocuğum var ki içim biraz rahat ediyor." Murat çatalıyla işkence ettiği peynir parçasını ağzına attıktan sonra masadan kalktı. Murat arkasından söylenenleri de duymuştu. Odasına çıkıp kapıyı kapattıktan sonra etrafa baktı. Eve kapatılmıştı resmen ve dün geceden beri telefonunu eline almaktan itinayla kaçınmıştı. Çalışma masasına bıraktığı telefonunu eline aldı ve ilk olarak kendisinin yüz kez etiketlendiği kavga videosunu izledi. Onlarca haber yapılmıştı ve her biri deli saçması onca iddia atılmıştı. Mesajlara bakmak için açtığında Lordlar Kamarası adını verdikleri gruba girdi. Yiğit bütün olanları sabah öğrenmişti ve gerçek detayları arkadaşlarından almaya çalışıyordu. Çok mu kötü? diyen kişi Kaan'dı . Bu durumdan kendini suçlayacağını biliyordu Murat. Arabana mı el koydu? Yiğit söylemişti bunu da. On sekizinde yaptığı kazadan sonra uzun süre araba kullanmasına babası engel olmak için her şeyi yapmıştı. Amerika'ya mı gönderiyor yine? Emre de büyük yasak aşk skandalı sonrasına gönderme yaparak sormuştu bu soruyu? Bu konuda ona bir tek insan bile inanmamıştı ne ailesi ne de arkadaşları. “BENİ EVLENDİRECEKMİŞ. ANNEMLE ABLAM BANA BİR GELİN ADAYI BULACAKMIŞ.” yazıp gönderdi. Sonra telefonunu sessize alıp kenara bıraktı. Kapının yan tarafında duran ve uzun süredir eline almadığı gitarına baktı. Evde sıkıntıdan patlamamak için kendini oyalaması gerekiyordu. Yoksa olacakları düşündükçe aklını kaçıracaktı. Oturduğu sandalyeden kalkıp gitarını aldı ve pencerenin kenarındaki koltuğa oturup akordunu yapmaya çalıştı. Sonra da aklına gelen eskiden çaldığı bir şarkıyı çalmaya başladı. Bir yandan da söylemek için boğazını temizledi. Şarkının içinde bulunduğu duruma ne kadar uyduğunu ancak söylerken kavramıştı. Bunlar güzel günlerimiz Aynaya bakmam Ne yazık ki tek tabanca Kapı önünde onun şarkısını duyan babası öfkelenmedi. Bunun yerine inatçı oğluna ondan daha inat olduğunu ve serseri kalmasına izin vermeyeceğine dair kararlılığı daha da artmıştı. |
0% |