Yeni Üyelik
5.
Bölüm

TATLI TESADÜFLERİN GÖLGELERİ

@perilisayfa_1

Yeni ofisimize doğru yola çıkmıştık. Aklımda deli sorular olsa da bunları Ilgaz’la konuşmak için sabırsızlanarak yola devam ettik. Kızlara malum seminerde olanları en ince ayrıntısına kadar anlatmıştım tabi ki. Ofisin önüne gelince kalbimle midem arasında gidip gelen ağrı bana aslında heyecanımı değil de biraz stresten acıktığımı belli ediyordu. Herkes eşyasını aldı ve yeni mekanımıza girdik. Asistan olduğunu düşündüğüm çok iyi diksiyonlu biri bize odamızı gösterdi. Kızlar bayılmıştı bile hemen yerleşim planı yapmaya başladılar ışığı en iyi olan masayı İrem almıştı. Tabi ki de Özge Tolga beyefendiyi en iyi görebileceği yere kapaklanmıştı çoktan. Mertle Ayça ise birbirlerine en uzak olan masaları kaptıktan sonra bana ya kızların arası ya da Ayçanın yanı kalıyordu -tamam Ayçayı severim iyi kızdır işini iyi yapar ama çalışmak için pekte motive olabileceğim biri değil maalesef. Zehir gibi fikirler sunmasına rağmen bazen ürküyorum ondan hele de sabahları- bende hemen kızların arasındaki masayı aldım üstüne eşyalarımı yerleştirirken gözlerim etrafta Ilgaz’ı arıyordu. Uzun uğraşlarım sonucunda gözlerimle bulamayınca bende biraz ofisi gezmeye karar verdim. Girebildiğim her deliğe girdim en sonunda personel katına bile gelmişim çaycıyla da tanıştım çok tatlı bir abi sağ olsun umutsuzca arkamı dönüp gidecekken esas dedikoduların çaycılarda olduğu fikri geldi aklıma arkama hızlıca dönüp.

-Abi bir şey sorucam ben sana ama aramızda kalsa olur mu ya hayat memat meselesi?

-Sor kızım sor noldu?

-Abi bu patronun oğlu var ya Ilgaz o şirkette mi ya?

-Ha yok kızım ya bayadır görünmüyor zaten ortalıkta. Niye sordun ki sen onu noldu?

-Ha şey ya bir evrağı ben yanlış yapmışımda haberi olmadan düzenlliyim diye sormuştum sağ olasın abi ya .

-Ne demek kızım Ilgaz Bey iş için öyle kızacağını falan sanmıyorum sen dert etme yine de.

Ah abicim ah içimi rahatlatmaya çalışıyordu ama benim içim yanıyor bir bilsen. Başımla tamam sağ ol işareti yapıp kendi ofisime çıktım. Kızlar hemen başıma üşüşmüşlerdi tabi ki. Çaycı abiyle konuştuklarımızı anlattım. İlk yorum İrem’den geldi tabi ki. “Noldu ki dışarda uyumuşuz demiştin acaba hasta mı oldu çocuk” dedi ama dalga geçer havayla “Off saçmalama İrem ya patron değilmi bu yorgundur hazretleri yarın gelir işte” dedi Özge. “Evet mantıklı” dedim bende sanki hasta olsa çorba götürecekmişim gibi. Tolga yaklaştı yanımıza koltuğundan totosunu kaldırmadığı için tangır tungur seslerle geliyordu “Pışt kızlar napıcaz biz burada ya kalan işleri bitirelim dedim ama yine bir size sorayım.” dedi ve nasibiymiş bizi kapıda karşılayan kişi tekrar geldi.

-Evet arkadaşlar hepiniz hoş geldiniz biliyorsunuz ki burada yeni bir formatta sizlerle birlikte çalışıyoruz. Söylemişlerdir ki her gurubun bir asistanı olacak sizlere de bu süreçte ben yardım edicem isterseniz tanışalım dedi oldukça sempatik birine benziyordu ama sanki kendini dominant yapmaya çalışıyordu biraz gerilmiş görünüyordu.

Biz kafamızı salladık ve istediği enerjiyi almıştı ki hiç ara vermeden devam etti.

-Ben Ezgi arkadaşlar sizlerle de tanışmak isterim ama öncelikle ekip başınız kim diye sorucam öylede biraz çavuş gibi oldu sorumlunuz kim diye düzeltiyim?

Bizim ekip-Tolga, İrem ve Özge elleriyle beni işaret etmişlerdi sahne ışığında gibi hissettim kendimi sahne performansı sergileyenler gibi ayağa kalkıp sarıldım Ezgi’ye “Merhaba Ezgicim ben Esra tanıştığıma memnun oldum umarım güzel bir dönem olur “dedim. “Bende çok memnun oldum Esra Hanım inşallah” dedi tebessümünü daha da arttırarak oldukça içten davranıyordu ama üzerinde bir gerginlik olduğu kesindi. “Biz birbirimize adımızla hitap ediyoruz daha samimi bir ortam olsun diye sende öyle yap lütfen yanlış anlama beni çükü hepimiz bir ekibiz ve kesinlikle herkesin payı çok büyük o yüzden üs alt ilişkisi bizde olmasın sadece saygı ve sevgi üzerine dayanalım daha etkili olur” dedim. Sanki bir rahatlama gelmişti üzerine “Tamamdır Esra çok sağ ol kesinlikle bende katılıyorum” dedi.

Sırayla herkes tanıştı Ezgiyle ve birden şen şakraklık bir ortam oluştu ofiste. Bu arada kaynamadan söyliyim diyerek araya girdi Ezgi “Yarın ilk müşterimiz olan Dilan Aslan geliyor” dedi ve İrem’den inanılmaz bir çığlık koptu. “Neee Dilan Aslan mı geliyor Nasıl olur Abii diye şaşkınlığını hiçte gizleyememişti. “O zaman bugün paydos verebiliriz sanırım” diye topu Ezgi’ye attım. “Evet kesinlikle başka bir işimiz yok bugün” dedi. “O zaman yeni ofisi ve yeni ekibi kutlamaya gidiyoruz” dedi İrem ve bugün söylediği en güzel şey buydu sanırım.

 

Hep beraber sevdiğimiz mekanlardan birine geçip yeni ekibimizi ve işimizi kutladık. Her şey oldukça güzel ilerliyordu herkes daha da samimi olmuştu bundan çok mutlu olmuştum. İlk baştaki endişelerim yerini güzel duygulara ve heyecana bırakmıştı. Heyecan demişken aklıma Ilgaz geldi tekrardan acaba benden dolayımı yapmıştı bunu ya da bu projenin içinde olmamın sebebi bu muydu aklımda tükenmez sorular vardı ama git gide unutuyordum. Aklıma gelen dahice fikirle en yakın arkadaşımla da böyle yapardık zaten dedikoduları not eder buluşunca hatırlardık hemen aynı onun gibi bende not etmeye başladım sorularımdan bazılarını ki İrem telefonuma hücum edene kadar panter gibi telefonuma yapışıp kenara bıraktı ve beni de zaten devam eden muhabbetlerine çekti. Bol kahkaha bolca sohbetten sonra herkes evine dağıldı. Sonunda yatağıma kavuşmanın verdiği munzur mutlulukla hemen uyudum.

 

 

Evin içinden gelen sesle birden irkildim İrem evdeydi ve bana “UYAN HADİ SABAH OLDUU KIZIM BİZİM GÜNÜMÜZZ” diye bağırışıyla neye uğradığımı şaşırdım. Sersem tavuk gibi tüm evi dolaşarak hala İrem’in nerde olduğunu anlayamamış dolanıyordum. En sonumda evde olmadığını ve telefonuma sesli alarm kurduğunu anlamıştım. Bunu anlayalı bir 25-30 dakika olmuştu ama neyse. Bu saçma ses kaydının nedenini sorgularken günün kızı aradı. Oldukça enerjik ve ciddi bir tavırla Günaydın bebişlerr bugün bir eylüll diye lafa girmesiyle telekonferans yaptığı gerçeğiyle yüzleştim -Dün akşam ki herkese aynı şeyi yapmış ve şuan telekonferanstaydık- Uyku sersemi benim üstüme fazla geldiklerini bildiğim ve bildikleri için Tolganın kavga kıyamet bağırışlarına aldırmadan aramayı sonlandırdım. Kendimce ayılma metotlarımı yapsam da kendime gelememiştim. Elimde kahvem, magazin izleme rağmen üstümdeki burukluk ve mahmurluk beni daha da melankolik bir havaya sokuyordu. Elimden geldiğince olumlamalar telkinler meditasyonlar yapsam da üzerimden ağırlık kalkmıyordu. Artık hazırlanmam gerektiğinin farkına varınca giyinme odama gidip alelade bir kombin yapmıştım tam giyinecektim ki ya Ilgaz gelirse beni o günden sonra böyle mi görsün diye kombin değiştirmeye başladım. Siyah midi bir etek üzerine madonna yaka bir siyah bluz bulup giyinecektim ki tüm hevesimi kursağımda bırakacak o bildirim geldi. İrem yine muhteşem stalk yeteneğini konuşturmuş ve Ilgaz’ın nerde olduğunu bulmasıyla modum diplerdeydi. Attığı fotoğrafa dikkatlice baktım. Yanında sarışın çıtıpıtı bir güzel kız duruyordu kız Ilgaz’a boynundan sarılmış, Ilgazsa kızın beline elini dolamış ve yüzü yarım durucak şekilde bir fotoğraf. Ben fotoğrafı incelerken İrem’den yeni bir mesaj Kızım Hollanda’ya gitmişler. İreme cevap vermeden ilk setiğim konbini yapıp pantolon uzunca bir hırka ile depresyon moduma girmiştim bile.

 

Günler günleri kovalıyor derken her günüm benzersiz ama harikulade aynı ilerliyordu. Bu güzel günler peşi sıra ilerlerken altı ay su gibi akıp geçti. Altı ay boyunca belki gelmiştir diye hergün sorduğum o soruyu artık sadece gözlerine bakarak soruyordum Ezginin. O ise hep aynı hareket ile kafasınnı olumsuz sallıyordu. Belli bir süre sonra alışmaya başlamıştım derken evleniceği haberini aldık. Kalbim acıyordu anlamsızca evet belki ben paranoyağım ama oldu ya bunlar diye haykırmak istiyordum yüzüne karşı. Bunlar bir kenara işlerimde bu şanssızlığım yoktu Allahtan. İşimde ilerlemeyi başarmıştım sonunda. Cihan Beyde yaptığım çalışmaların farkına varmıştı ki arada yanına çağırıp bazı konularda yardımcı oluyordu bana. Sağ olsun çok iyi ve iyi niyetliydi ama aklımda kariyer hedefi olarak göremiyeceğim bu işte, tek ihtiyacım olan daha çok alışmak ve sabır etmekti. Hayallerim için gün sayarken – Evet evet artık o parayı toplamıştım nasıl demeyin biraz ailevi yardımlar biraz eski birikim derken gecemi gündüzüme kattığım bu günlerde bana ilaç gibi gelicek işlere imza atmıştım. Elimdeki son iş olduğunu sanarken aslında Cihan Beyin bana sunacağı tekliften ve birkaç gün sonra yaşıyacağım travmadan haberim yoktu. Son eksiklerimizi tamamladıktan sonra işlerim bitmiş tüm işleri teslim etmiştim sabırsızlıkla Cihan Beyin odasına çıkıp istifa etmeyi beklerken o bana sorumlu mimarlık kademesinde bir terfi talep etti.

Çok teşekkür ederim Cihan Bey ama ben bunun için yani hayallerim için çok fazla alıştım artık dinlenmek istiyorum beni anlayışla karşılarsınız umarım dedim ama pekte oralı değildi.

“Anlıyorum seni Esra ama şirkette bu kadar yıl emek vermiş birisin ve güvenebileceğim şuan için biri yok ve bilirsin artık yaşlanıyorum ailemle memleketimde huzurlu zaman geçiriyim istiyorum. Kalan pozisyonlara en güvendiklerim ve en başarıları koymak isterim. Sende biliyorsun ki bazen hayaller olmayı bekleyen şeylerdir ve sende buraya bu mesleğe boşu boşuna emek harcamadın. Sonuçta her ne kadar hayallerin burası olmasa da bir yol kat ettin. Ve ayrıca bu tempoya ve karmaşıklığa sende alıştın evet yine sen bilirsin ama pozisyon olarak düşünmeden karar veremiyeceğin bir konumdasın sen biraz düşün taşın bana haber ver. Ve şunu unutma Esra sana güveniyorum cevabın hayır bile olsa ikna etmeye çalışıcam ama zorla da tutucak değilim. Onun içinde sana bize kattığın herşey için hayallerinde de destek olucağımızı unutma biz bir aileyiz.”

 

Kafamı onaylar şekilde sallayarak hafif bir tebessümle odadan çıktım. Duyduklarım karşısında kendimi yitirmiştim hem halı buluyordum Cihan Beyi hem haksız. Karmakarışık duyguların esiri olarak hava almaya gittim. Sevdiğim güzel manzaralı yerlerden birine gitmiştim arkadan hafif müzik eşliğinde düşünmeye çalışıyordum olaylar karışınca sesli anlamlandırmaya başladım kendimle tartışıyordum resmen. Uzunca geçen birkaç saatin ardından hiçbir fikre sahip olmayarak evime geçtim. Olabildiğince düşünmeli ve kafa yormalı birkaç gün geçirdim. Ama sonuç olarak ne yapıcağımı bilmiyordum. Bizim kızları toparladım eve konuşulanları anlattım kendi isteklerimi ve evet buraya alışmaya başlamıştım kendi ayaklarımın üstünde tek başıma duruyordum ama kafam karışmıştı. Sesli düşündük yer yer saçmaladık ama hala bulamamıştım. Kızları yolcu ettikten sonra duş aldım meditasyon yaptım bana doğru enerjinin geliceğini biliyordum. Rüyalara da çok inanan biri olduğum için erkenden uyudum ki rahatlıyım iyice. Evet dediğim gibi de olmuştu.

Çok tanıdık bir mekan da kıpkırmızı bir elbisenin içindeyim karşımda ise sırtı bana dönük birisi var o kadar tanıdık ama bir o kadar uzak gördüğüm kişiyi sarışın mı kumral mı bilmiyorum ama tanıdık biri uykumdan uyandıktan sonra iyice düşündüm ve bunun bir mesaj olmadığını ama mesajın o mekanda olduğunu hissettim – evet saçma gelebilir ama hislerim ve hissettiklerim hep doğru çıkar- mekanı hatırmlamaya çalıştım aklımda kalan tek şey aşırı güzel dev bir avizeydi birisiyle gitmiştim oraya ama böyle yerleri genel olarak İrem bilir hemen arayıp hatırlayabildiğim şeyleri söyledim. Bana birkaç mekan attı ama orası değildi tam umudumu kaybedicekken “buldumm” diye bir ses yükseldi. “Hadi at at bakıyım bir” ve o mekan . Demiştim size İrem’den kaçmaz. “Hemen bana buranın adresini at” dedim ve rahatca işlerimi hallettim. Tüm işerim bitmiş ve sakinlemişken akşama doğru hazırlanmaya başladım. Rüyamdan hatırladığım gibi saç ve makyajımı yapıp elbisemi de giydikten sonra kendime aşık olmam elde değildi. Esmerleşen tenime yaptığım soft ama bol eyelinerlı makyaj pinterst makyajlarını aratmayan cinstendi resmen. Midi boy düz kesim madonna yaka kırmızı elbisemde vücudumla bütünleşmiş ahenkle dans ediyordu.

 

Evden çıktım ve o mekana gitmek için yola koyuldum ve bana en çok şans getiren şarkılarımla daha da bu yaşananları romantize ediyordum. Hayatım boyunca böyle şeylere inanmış ve bunların peşinden gitmiş biri olarak bu bile bana fazla kalıyordu. Her neyse o çocuğun orda olmasını beklemiyordu tabi ki de. Ama orda işiticeğim bir manalı söz bile benim için önemliydi ama rüyamdaki sahne neresiymiş merak ettim doğrusu. Kalbimde bir heyecan aklımda belirsizlik önemli bir kararın merkezine doğru yoldaydım garson kapıdan geçtiğimde evet bu masada kalıcak bile dese bir tabak için arkama bile bakmadan çıkıcaktım bu mekandan. İçeri girdim ve o yere doğru yola koyuldum belki de orda duyucağım bir şey içindir bunca tatava. Elimde sıkıca tuttuğum çantam ile yüürüyordum evet tabiki de kimse yoktu orda ve hiçte hayal kırıklığına uğramamıştım doğrusu çünkü buda olsa artık ütopyalar diyarında oturuyor olurduk. O sandalyeye oturup kendime bir içki söyledim.Yavaş yavaş yudumlarken kulağım arkada çalan şarkıdaydı

 

Ben birkaç parça anıyla sarhoş oldum bugün,

Ve mutluluğun kaldı dağlar ardında

Çünkü yoksun yanımda neyleyim İstanbul’u sonbaharda

Sen yoksun yanımda neyleyim İstanbul’u son baharda

  

 

Aslında bende biliyordum neden kalmak istediğimi neden bu şehrin girdabına kendimi kaptırdığımı. O koyda olanlar bende orda kalamadı Ilgaz gibi. Yok olamadım ya da delirmiş bir halde kendi kendime büyütüyorum bu olanları. Belkide neden bu kadar salak olduğumu görmek için bakmıştır ya da onca şey bu yüzden olmuştur. Ama ben etkisinden çıkamamıştım işte. Bunları kendi içimde konuşurken gözlerimden bir damla süzüldü boynuma doğru. Yavaşça kafamı eğdim göz yaşımı sildim ve hasabı ödüyip eve doğru yola çıktım. Eve gelene kadar toparlamıştım ki zaten öyle birşey de olamıştı zaten. Kendime güzel bir kahvve yapıp koltuğa yayıldım ve anlamsızca saatlerce reals izledim. Uzun süredir yapmak isteyipte yapmadığım kendimi sosyal medyanın içine atmadığım o filtreli hayatım artık normele dönüyordu. Realslar arasında dolaşırken bir içeriğe denk geldim bir şey için karar veremiyorsanız madeni parayı havaya atın ve içinizden hangisinin gelmesini daha çok istiyorsanız onu şeçin diye. Bu fikir de oldukça mantıklı gelmişti. Hemen çantamdan bir lira alıp oturdum ve sakince havaya attım aklıma gelen ilk şey ise Ilgaz’ın yüzü olmuştu. Film şeridi gibi gözümün önünden her şey akıp geçti tekrardan. Ve maalesef ki tekrardan anlamıştım ben ne kadar kendime önemsemiyormuşum gibi, bunca olana karşı sadece hesap sormak istiyormuşum gibi kendimi kandırsam da beni etkilemişti. Ve böyle tatlı tesadüflerin -gerçek o olmasa bile halen benim için böyle- olduğu güzel günler ve güzel bakışları unutamam, unutamadım. Evet haklıyım tatlı bir tesadüf ama çocuğu altı aydır görmedim ve yakında evlenicek olan birine karşı birşey hisstmek oldukça kötü hissettiriyordu beni. Ama yine de aklımın ucunda kalıcağına biraz daha kendime zaman vermek istiyordum. Aklımda ve kalbimde tam anlamıyla bir şey kalmadığı zaman gitmek ve hatırlamamak istiyordum. Nede olsa gerekli param var belli bir kısmını yatırım için kullanırım diye düşündüm ve oldukça mantıklı gelmişti bu. Çünkü kendimi biliyordum kesinlikle bir şey yapıcaktım. Ve artık kalbim herşey için hazırdı.

 

 

 

EVETT YENİ BÖLÜMLE SİZLERLEYİM ARKADAŞLAR UMARIM BEĞENİRSİNİZ. YANLIŞ BİR KELİME YAZIM HATASI YAPTIYSAM KUSURA BAKMAYIN. UMARIM KEYİFLE OKURSUNUZ.DEĞERLİ YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ YORUM BIRAKIRSANIZ ÇOK SEVİNİRİM. BAZI SEBEPLERDEN DOLAYI MALESEF BÖLÜM GEÇ KALDI KUSURA BAKMAYINNN SİZİ SEVİYORUMMM :)))))

Loading...
0%