Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@peritozu1057

1 Hafta sonra

 

Bacaklarımı havuza sarkıtmış kitap okuyordum. Bu hayatta cansız olarak vazgeçmeyeceğim birşey varsa o da kitaptır. Kitaplar beni mutlu edip gerçek hayatı unutturan tek şey. Belkide sırf bunun için kitaplar huzur veriyor tabiri kullanılıyordur.

" Peri terapistin geldi hadi gel." Evet sosyal anksiyete den ötürü yine terapi görmeye başladım. Sanırım bunda son yaşadığım olayın büyük etkisi oldu.

" Merhaba Ümit Bey" içten olmasa bile onu karşıladım.

" Hoşbuldum Peri Hanım bugün nasıl hissediyorsunuz?" Her gün aynı soruları sormaktan sıkılmamıştı.

" İyiyim teşekkürler siz nasılsınız."

" Bende iyiyim çok teşekkürler. Hazırsanız terapiye başkayalım." İstenesemde kabul etmek zorunda olduğum için başımı salladım. Evi gösterip "buyrun içeri geçelim." Dedim.

Tam kapıya yönelmiştim ki Timur " Ümit Bey siz geçin biz Periyle birşey konuşup geliyoruz" . Ümit Bey başını sallayıp içeri girince Timur'a döndüm.

" Peri bdni ne zaman affedeceksin?" Evet o olaydan sonra ona sarılmış ve aynı odada kalmamıştım.

" Sen affedilmeyi hak edene kadar"

" Yapma böyle peri kızı senin için yaptığımı biliyorsun. Yapma böyle bak sensiz yapamadığımı biliyorsun."

"Ümit Bey içeride bekliyor. Bekletmek istemiyorum. Sonra konuşuruz" deyip içeri girdim.

Terapilerimi çalışma odasında yaptığım için çalışma odama yöneldik.

" Bugün nasıl hissediyorsunuz Peri Hanım."

Terapistim Ümite karşı hep dürüst davrandığım için " Yıkılmış ama parçalarını toplamaya çalışan bina gibi hissediyorum."

"Neden böyle hissettiğini sorabilirmiyim?"

" Çünkü eşimle küs kalmak istemiyorum ama hala ona kızgınım."

" Peki neden affedemezwin?"

" Çünkü beni kandırdı. Ve ben kandırılmaktan hiç hoşlanmam."

" Peki şimdi sana soracağım soruyada doğru cevap verecek misin?"

" Benim yalan söylediğimi hiç gördün mü ."

" O zaman sorum şu. Timur o gün gerçekten sana sürpriz yapsaydı ama bir şekilde sürprizi istediği gibi gitmeseydi ve canın yansaydı yine onu affetmez miydin."

" Affederdim."

" Bak Timur onları görünce mutlu olacağını ve bunun senin piskolojini iyi yönde etkileyeceğini düşündü ama istediği gibi olmadı ve senin kalbinin kırılmasına sebep oldu. Sence Timur bu küslüğü hak ediyor mu?"

" Etmiyor. Ama bu beni üzdüğü gerçeğinide değiştirmiyor. "

" Bak Peri anlıyorum üzüldün ama iyileşmen için destek gerekli ve bu desteği sana sadece o verebilir ve tabi ailen ama sen ailene gitmeyi reddediyorsun. O zaman onun seni iyileştirmesine izin ver. Bu hem sana hemde ona iyi gelecektir."

Tebessüm ettim . Haklıydı Timur bunları hak etmiyordu.

" Peki duygusal durumun nasıl?"

" Kitap okurken çok duygusal kalıyorum ağlama krizlerine giriyor ve ağlarken uykuya dalıyorum."

" Peki bir antidepresan takviyesi lazım o halde. Peki sosyal durumun nasıl."

" Dışarı çıkmaktan hala korkuyorum. Birileri sürekli bana zarar verecekmiş gibi hissediyorum. "

" Bunları aşacaksın biliyorsun değil mi. Tıpkı eskiden yaptığın gibi."

" Sence bu kez başarabilecek miyim. Bazen seslerden o kadar sıkılıyorum ki kendime zarar vermek istiyorum."

" Sakın kendine zarar vermek gibi bir hataya düşme. Bu tür durumlarda seni en mutlu edecek şeyi yap. O sesi şarkı gibi düşün . "

" Peki beynimdeki sesi ne yapacağım. Hiç susmuyor."

" Alışacaksın Peri eskiden başardığın gibi yine başlayacaksın. "

Bundan pek emin değildim. Bu kez öncekinden farklıydı.

" Kabuslarım artmaya başladı. Akşam uyuya mıyorum."

" Ne görüyorsun kabuslarında"

" Onu öldürdüğümü. Ama bu kez Timur' uda vuruyordum."

" Anneni sen öldürmedin. Amcan da hala hayatta . Timur' a gelince sen ona zarar vermezsin. O zaman birde uyku ilacı yazıyorum. Başka söylemek istediğin birşey var mı?"

" Yok. Teşekkür ederim. "

Onu kapıya kadar geçirdim. Timur' a birşeyler anlattıktan sonra reçetemi ona verdi ve en yakın zamanda ilaçları almamı söyledi. Ümit gittikten sonra odama yönelmiştim ki " eczaneye gideceğim birşeye ihtiyacın var mı" diyen Timurun sesini duydum. Ona bakıp başımı salladım. " Çikolata alır mısın."

Dudakları tembelce yukarı kıvrıldı ve " Olur alırım" dedi. Ve evden çıktı. Sanırım 1 hafta sonra ilk kez birşey istediğim için mutlu olmuştu. Ama daha asıl mutluluğu yaşamamıştı.

Mutfağa geçtim ve onun en sevdiği yemek olan karnıyarık yapmaya başladım. Yanınada pirinç pilavı ve cacık. Bu onun en sevdiği üçlüdür. Tatlı olarakta çikolatalı pasta yaptım. Tabi çikolatanın yarısını yemişte olabilirim. Sofrayı kurduktan sonra odama çıktım ve üzerimi değiştirmek için dolabı açtım. Bana beyaz rengi çok yakıştırdığı için beyaz uzun elbisemi aldım. Bunun içinde gerçek bir peri gibi olduğumu söyler hep. Saçımıda onun sevdiği gibi aşık bırakıp taç taktım.

Kapı sesi gelmesiyle hemen aşağı inmeye başladım. " Peri !" Diye seslendi ama cevap vermedim. Merdivenlerden inerken sonunda beni farketti ve baştan aşağı süzmeye başladı. Son basamağıda indiğimde " hoşgeldin" dedim.

" Hoş bulduk. Ben ilaçlarını aldımda onları vermek istedim. Ev sessiz oluncada endişelendim. Neysen ben yukarı çıkıyorum." Deyip yukarı çıkmaya yeltendi ama kolundan tutup onu engelledim. " Sana yemek yaptım. Yemeyecek misin" sözlerime biraz afallasada mutlu olduğunu belirtecek bir tebessüm belirdi dudaklarında." Olur. " Dedi ve benimle yemek odasına yönelmeye başladı. Sofrayı görünce " Teşekkür ederim kendini yormaba gerek yoktu" dedi.

" Hayır gerek vardı" tam karşısında durup ellerini tuttum." Sana çok haksızlık ettim. Özür dilerim." Deyip yüzüme tatlı bir tebessüm yerleştirdim. " Barışalım mı"

Bir hafta sonra ilk kez gerçek anlamda gülümseyip" Ben sana hiç darılmadımji peri kızı. Ben sana darılamam" deyip dudaklarıma uzandı. Uzun bir öpücük çaldıktan sonra. Sandalyemi çekti ve oturmama yardımcı oldu. Sonrada karşıma oturdu. " Seninle böyle yemek yemeyi çok özlemiştim." dedi.

" Bende . Sensiz herşey çok karmaşık."

" Sensizse herşey anlamını yitiriyor peri kızı. Sanki hiç yokmuş gibi." Sonlara doğru sesi ızdırap çeker gibi çıkmıştı.

.........

Yemek yedikten sonra bulaşıkları yıkadık. Timur benden şarkı söylememi isteyince kabul edip gitarını getirdim. Akordunu ayarladıktan sonra yaralarını ben sarayım şarkısını söylemeye başladım.

Olmuyor böyle. Günüm gecem bir çile. Yağmurun sesine senden bahsedeyim. Sen canımı en çok yalansın , en kıymetli zamansın, güzelsin ya elbet emiynim sen banasın.

Dur yanıma öyle yanaşma doğruyu söylemem inanma, severim seni yine elbet sen buna aldanma.

Gel yaralarını ben sarayım. Ömrümü ömrüne katayım. Bir gün gilersek eğer yoluna güller katayım. Dur yanıma öyle yanaşma doğruyu söylemem inanma severim seni yine elbet sen buna aldanma.

Şarkı bittiğinde bana gitarımı elimden alıp bana sarıldı. Boğuk çıkan bir sesle " seni özledim" dedi.

Bende aynı şekilde" bende seni çok özledim" dedim.

Dudağıma yapışmasıyla ona karşılık vermeye başladım. Elleri vücudumda gezintiye çıkmış gibiydi. Beni kucağına alıp odamıza götürdü. Yatağa yatırıp üstüme çıktı. Boynumu öpmeye başlamasıyla kendimden geçtim...

Loading...
0%