@peritozu1057
|
Günler güzel geçiyordu. Hemde hiç olmaması gerektiği kadar iyi geçiyordu. Tek sorunum sanırım üşütmüştüm. Midem fena halde bulanıyordu. Kullandığım ilaçlardan ötürüde olduğunu düşünüyordum. Timur bu aralar biraz kötüydü. Çocukken bırakıldığı yerimhane kapatılmıştı. Evet Timur çocukken yetimhaneye bırakılmış. Annesi ve babası hakkında birşey bilinmiyor. Bunlar haricinde iyiydik sanırım. İyi olmayı hak ediyorduk. " Peri yine mi kusuyorsun." " Evet. Ama geçti merak etme." Bu durum aslında benide rahatsız ediyordu. Ama yapacak birşey yoktu. Sanırım antidepresan kullanımından ötürü oluyordu. Ümit birdaha ki sefere geldiğinde sorardım. " Sence de mide bulantılarım bu aralar artmadı mı?" " Evet. Ama ilaçlardan ötürü olduğunu düşünüyorum." " Bence bugün bi hastaneye gidelim." " Gerek yok . Bazen çok abartıyorsun. " " Biz yinede gidelim" gözlerindeki inadı görünce kıramayacağımı anladığımdan kabul ettim. Beraber kahvaltı yaptıktan sonra hastaneye doğru yola çıktık. Tanıdığım bir doktor olan Sedef'in yanına gidip durumumu anlattım. " Bir kan tahlili yapalım. İlaçlardan ötürümü yoksa başka bir sebebi var mı anlarız." Kabul edip kan tahlili yapmaya başladık. Sonuç 2 saate anca çıkacağı için hastane yakınlarındaki bir kafeye oturmaya karar verdik. " İçecek birşey ister misin?"diye sordu. " Sıcak çikolata hiç fena olmaz." Siparişi verdikten sonra elimi tuttu ve kaldırıp öptü. " Dün gece bir kabus gördüm" dedi. " Nasıldı. Seni bu hale getirecek kadarmı kötüydü." " Çok kötüydü peri kızı" sesi ağlayacak gibi çıkıyordu. " Beni bırakıp sonsuza dek hayatımdan çıkıyordun" dedi. " Ben seni asla bırakmam Timur." " Ya bir gün unutursan beni" kabusunda ne görmüştü bilmiyorum ama onu baya etkilemiş görünüyordu. " Ben seni asla unutmam Timur. Seni unuttuğum gün bilki kendi benliğimide unutmuşumdur." Dedim. " Unutma peri kızı sen beni unutursan ben ölürüm. " Dedi. " Deme öyle şeyler. Ben seni asla bırakmam. Sen benim her şeyimsin. Lütfen kapatalım bu konuyu." Nedense bu konu kendimi huzursuz hissetmeme neden olmuştu. Birden midem bulanmaya başlayınca " ben tuvalete gidip geliyorum." Dedim. Tuvalete girer girmez kusmaya başladım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra masaya geri döndüm. Siparişler gelmişti. Timur " sonuçlar çıkmış kahvelerimizi içip çıkalım" dedi. Başımı salladım ve sıcak çikolatalı içmeye başladım. Kafeden çıktıktan sonra huzursuzluğun giderek arttı. Timur yüz ifademden anlamış olmalı ki " korkma kötü bşrşey yoktur." Dedi. Elimi sıkmasıyla biraz olsun iyi hissetmeye başladım. Hastaneye giriş yaptıktan sonra direkt Sedef'in odasına gittik. Bizi karşıladıktan sonra oturmamızı istedi. Masadan benim raporumu aldıktan sonra açıp okumaya başladı . Kısa bir süre sonra ise." Neyim varmış Sedef" diye sordum. " Görünüşe bakılırsa birşeyin var. Ama iyi mi kötü mü bilemem ." " Nasıl yani." " Hamilesin Peri. Hemde 2 haftalık" Gözümden yaşlar akmaya başlarken " gerçekten mi" diye sordum. " Hemde ne gerçek. İstersen babamızı da çağıralım ona kendin söylersin." Dedi. " Hayır ona sonra söyleyeceğim. " Kendim bile hala inanabilmiş değilim. Odadan çıkar çıkmaz Timuru gördüm. Bana korkuyla bakıyordu. " İlaçlardan ötürüymüş." Dedim. Yüz ifadesinden rahatladığını anladım. Beraber eve geçtik. Bugün günlerden perşembeydi. Yani babam ve abilerim bugün şirketten akşan sekiz gibi döneceklerdi. Timur'a " beni babamın evine götürür müsün?" Diye sordum. Şaşırmıştı. " Gerçekten mi. En son onları görmek bile istemediğini söylemiştin. " " Sanırım artık onların hasretine dayanamıyorum. Çok özledim onlara sarılmayı." Dedim. İçimden çocuğum dedesiz ve dayısız büyüsün istemiyorum. Diye geçirdim. Beni eve bıraktıktan sonra beklentiyle bana baktı. " Emiynim Timur . Pişman olmayacağım merak etme. " Beraber arabadan indik. Kapının önüne geldiğimde burayı ne kadar özlediğimi farkettim. Zili çalıp beklemeye başladık. Kapıyı açan görevliler beni görünce çok şaşırdılar. Bizi içeri aldıktan sonra kapıyı arkamızdan kapattılar. Timur " ben salondayım . Bşrşey istersen haber ver " dedi. Kafamı salladıktan sonra mutfağa geçtim. Abilerimin en sevdikleri yemeği yapmaya başladım. Görevlileri evden göndermiştim. Bugün evde sadece biz olmalıydık. Kendimi çok yormamaya özen göstererek yeşil fasulye, pirinç pilavı ve cacık yaptım. Timur her ne kadar yardım etmek istese de onu reddettim. Tatlı olarakta babamın en sevdiği tatlı olan sütlaç yaptım. Tabi bu tatlıyı Timur da çok sevdiği için önceden bir kase yemek için bana yalvarmıştı. Onu kırmayıp kabul etmiştim. Herşey hazırdı babamlar en geç yarım saate evde olurlardı. Timur arkadan kollarını belime sardı ve kulağıma " Kocanın bir ajan olduğunu sana hatırlatma gerek yok değilmi?" " Hıhı " diye yanıt verdim. " O zaman mimik hareketlerinden benden birşey sakladığını anlamam çok doğal. Haksız mıyım" Ona doğru döndüm. Ellerimi yanaklarına götürüp dudaklarından öptüm. " Birazdan söyleyeceğim" dedim. Tek kaşını yukarı kaldırdı " yani benden birşey sakladığını kabul ediyorsun. " Başımı salladım. Çünkü eğer konuşursam kesin hamile olduğumu ağzımdan kaçırırdım. " Doktorları ilgili" diye sordu. Yine başımı salladım. " Peki ne zaman söyleyeceksin" zil sesinin duyulmasıyla " Tam olarak birazdan" dedim ve kapıya yönelmeye başladım. O da arkamdan geldi. Tadirgin olduğumu görünce " istersen sen içeride kal ben açarım " dedi. Kafamı salladım. Hala endişelerim vardı. Son kez masaya baktım herşey tamam görünüyordu. Babamın her zaman oturduğu sandalyenin önüne yerleştirdiğim tabağı açtım ve içine Timur' dan gizlice aldığım 2 emzik koydum. Tabağın üstünüde başka bir tabakla kapattım. Ayak sesleri gelmeye başladığında hemen önüne döndüm. Midem bulanmaya vaşladı. Ama biraz daha idare edebilirdim. Ve sonunda onları gördüm. Ağlamaklı bir sesle " Kızım" diyerek bana doğru koşan babama sımsıkı sarıldım. Bir anda gözümden yaşlar akmaya başladı. " Çok özledim seni" diyerek konuştu kulağıma doğru. " Bende seni amca bende seni özledim" benden ayrılıp alnıma bir buse kondurdu. " Benden birdaha gitme" diye adeta yalvarırcasına konuştu. " Asla amca seni asla bırakmam." Ona amca dediğim için bozulduğu belliydi. Ama belliki şu anda yanında olduğum için bile mutluydu. Benden ayrılır ayrılmaz bana kocaman sarılan Poyraz abimin ağladığını duydum. " Gitme benden birdaha. Abin sensiz ölür. Ben tek başıma arkamdaki eşek sıpalarına katlanamamki. Senin onlara kızman gerek" dediğinde ağlamamın arasında güldüm. " Merak etme onlarında seninde benden çekeceği var." Dedim. Anında benden ayrıldı. " Sen yeterki birdaha bizden gitme biz her türlü cezaya razıyız. Poyraz abimin benden ayrılmasıyla adeta beni perçalamak istercesine üstüme atlayan ikiz abilerime baktım. Onları o kadar özlemiştim ki. " Sanırım beş saniye içinde kusacağım." Dediğimde ikiside sorunun ne olduğunu anlamak istercesine bana baktılar. Bense arkama bile bakmadan tuvalete koştum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri döndüm. Merih abim " Bu sarılmanın bir rövanşı olacak" dedi. Melih abimde onu onaylamak istercesine başını salladı. Babam beni yanındaki sandalyeye çağırdı ve ben oturduktan sonra " Sonunda bugün gerçek bir yemek yiyeceğiz. " " Neden ki?" Diye sordum anlamazlıktan gelerek. " Senin yaptığın yemeklerin tadı hep başka oluyor" dedi bana duygu yüklü bakarak. "O zaman bugünün sürprizine gelebiliriz. " Herkes bana bakarken ben babama baktım ve tabağı açmasını istesim. Tabağı kaldırdığı anda herkesin bakışı bana yöneldi. " Ne oldu . İlk kez mi ikiz bebekleri olacak bir kadın gördünüz" İşte o an Timur öksürük krizine vaşladı ve " ben babamı oluyorum. Hemde ikiz?" Diye sordu. Evet dememle herkes bana saldırdı sarılmak için... |
0% |