@peritozu1057
|
Bugün tesiste işe başlayacaktım. Babam benim Peri'ye çok benzediğimi söyledi. Peri'nin eşi Timur eşini yeni kaybetmiş. Onun için üzüldüm ama bu benim intikam arayışımdan vazgeçeceğim anlamına gelmez. Sahte özgeçmişimden ve babamın konumundan ötürü beni tesise aldılar. Yoksa normalde böyle yerlere sivil kişiler gelemiyormuş. İnsanların bana garip bakışlarını umursamadan içeriye girdim. Güvenlik görevlileri beni tanıyıp odama kadar eşlik ettiler. " Siz geçin polen hanım. Timur Bey bitazdan burada olur" deyip gittiler. Odam güzeldi. Gereksiz birşey yoktu. Tek sıkıntı odadaki çiçeklerdi. Onları hemen alıp çöp kutusuna attım. Çiçeklerden nefret etmiyorum şuan ama babam eskiden nefret ettiğimi söylemişti. Yani onları sevmiyorum. Odamda yerleri yok. Masam büyük ve genişti. Masanın arkasında koca bşr kitaplık vardı. Birinin kapıyı tıklatmasıyla arkamı döndüm ve gel dedim. " Polen Hanım Timur Bey geldi. Sizi odasında bekliyor" dedi. Başımı sallayınca gitti. Hemen odamdan çıktım. Kendime çekidğzen verdikten sonra kapıyı çaldım. Gel sesi gelince içeri girdim. Odada yalnızca arkasını dönük bir adam vardı. Timur o oluyordu herhalde. " Merhaba Timur Bey ben Polen Elçi yeni asistanınızım" dedim. Arkası dönük adam bir anda dondu kaldı. Yavaşça arkasını döndü. Gözleri kırpkırmızıydı. Göz altları sanki hiç uyumamış gibi mosmordu. Saçları kumral ve uzundu. Boyu yaklaşık 1,85 civarıydı. Beyaz bir gömlek ve siyah dar bşr pantolon giymişti. Fakat en garibi bu adamın yüzünü görür görmez kalbimde oluşan sızıydı. Nedendir bilmiyorum ama bu adamı gördüğüm anda nefes alışım hızlandı ve kalbimde bir acı oluştu. Dakikalardır birbirimizle bakışımızı hiç kesmedik. O bana ben ona soluksuz bir şekilde baktım. Kısa bir süre sonra boğazını temizledi ve " Kusura bakmayın birini anımsattınızda. Size ayıp olmayacaksa ben bir lavaboya gidip gelebilirmiyi." Dedi. " Tabi sorun değil." Dedim. Bir süre daha bana baktıktan sonra odasının içindeki lavabosuna gitti. Odası çok büyüktü. Masasının arkasında koca bir kitaplık ve bşr sürü kitap vardı. Bir insan neden bu kadar kitap okurdu ki. Masasına yaklaştım ve üstünü incelemeye başladım. Üstünde ölen eşinin fotoğrafı vardı. Eşi gerçektende bana benziyordu. Tek fark o o kızıl saçlıyken ben sarışınım. Bir an onun saç rengini kıskanmadım değil. Saç rengi gerçekten çok güzeldi. Bir koltuğa oturduktan sonra Timurun gelmesini bekledim. Bir kaç dakika sonra sonunda geldi. Kalbimdeki sızı biraz azalmıştı ama hala bşraz daha ağrıyordu. " Ben Timur Karaarslan. Bana bağlı olarak çalışacaksın. İş dışında benimle görüşmen yasak. Sana bşr numara verilecek ama bana ait değil. Odanın telefonu. Yani odada değilsem beni arasan bile haberim olmaz. Tesisin bazı kuralları var uymazsan kovulursun. Son olarak telefon numaranı şu kağıtlardan birine yaz. Dışardaki bir bayan sana ne yapman gerektiğini ve kuralları anlatacaktır." Dedi. Bu kadar kural çok fazlaydı ama itiraz etmedim. Masasından bir kağıt birde kalem alıp telefon numaramı yazdım. Kağıdı ona uzattığımda bana değil eşinin fotoğrafına bakıyordu. Bakışları o kadar aşk dolu ve özlemliydi ki. Bir an o kadın yerinde olmak istedim. Timur sanki gözleriyle tüm duygularını bir fotoğrafa aktarmak istiyordu. Bakışları çok özlem doluydu. " Efendim numaramı yazdım. Söyleyecek vaşka birşeyleriniz yoksa ben gideyim" dedim. Bana bakmadan " Çıkabilirsin" dedi. Çantamı alıp odadan çıktım. Dışarıda beni bekleyen bir kadın vardı. Beraber odama girdik. Ben koltuğuma oda karşıma geçince konuşmaya başladı. " Öncelikle adım Seher. Size buranın kurallarını ve Patronunuz hakkında bilgi vermek amacıyla görevlendirildim. Öncelikle ben ankatacağım sonra bir sorunuz olursa cevaplarım." Dedi. Kafamla onay verdikten sonra anlatmaya başladı. " Öncelikle burada gördüğünüz hiçbir şeyi dışarda anlatamazsınız. Anlat anız dahilinde infaz edilirsiniz. Patronunuzka petron asistan ilişkisi dışına çıkamazsınız. Ona karşılı saygılı olmak zorundasınız. Buranın gizlilik kurallarına uyacağınıza söz verdiğinize dair bir belge imzalayacaksınız." Deyip önüme bir dosya bıraktı. İmzaladıktan sonra ona geri verdim. " Patronunuza gelirsek. Geç saatlere kadar çalışır. O çıkmadan sizde tesisten çıkanazsınız. Sabahları biraz geç gelir mezarlığa gittiği için. Yani sabahları biraz geç gelebilirsin. Kahve içmez. Çayı şekersiz içer. Sıcak çikolata içmeyi sever. Öğlen yemeği yemez. Öğlen 12 ile 13 arasında kitap olur yani önemli birşey olmadıkça o saat aralığında yanına gitme. Rahatsız edilmekten hoşlanmaz. Haftasonları tesise gelmez. Yani seninde gelmebe gerek yok. Benim söyleyeceklerim bu kadar senin bir sorun var mı?" " Evet. Eşi ne zaman vefat etti?" " Aslında tam olarak vefat etmedi. Eşi ikiz bebeklere üç aylık hamileyken amcası tarafından bıçaklandı. Hem bebekleri hemde kendisi o olaydan ötüşü öldüler. Timur Beyde hala atlatamadı. Her sabah mezarlığa gidip ziyaret ediyor onu. O çok iyi biriydi. Bu hayatta sana zararı dokunmayacak belkide tek kişiydi." Gözyaşlarını silip ayağa kalkınca." Senin içinde önemli biriydi sanırım" dedim. " O benim tek arkadaşımdı. Bu hayatta çok zorluklar çekti." Dedi ve gitti. Peri gerçekte her kimse gerkes tarafından seviliyormuş sanırım. Timur'a üzülmedim değil sonuçta eşini ve ikiz çocuklarını kaybetmiş. Benim eşine venzemen canını çok yakıyor olmalı. Ama vazgeçemem. Annemin intikamını almam için ona yakın olmam gerekiyorsa olmalıyım. Nasamın başına geçip masadaki dosyaları incelemeye başladım. En az beş saatlik iş vardı burada. Her türlü yapmak zorunda olduğumu bildiğim için hemen başladım. İş yaparken kendimi o kadar kaybetmiştim ki öğle arası olmuştu. Zamanın çabuk geçmesine sevinip 3. Kattabi yemekhaneye inmek için odamdan çıktım. Odalar cam olduğu için içindeki herkes görünüyordu. Tıpkı Seher' in söylediği gibi Timur kitap okuyordu. Hatta o kadar dikkatle okuyordu ki bir an ne okuduğunu merak ermedim değil. Sonra bu adam beni beden ilgilendiriyor ki ben onun kayınpederi için buradayım. Dedim ve aşağıya indim. Herkesin bakışı bendeydi. Herhalde Peri'ye ne kadar benzediğini konuşuyorlardı. Yoksa neden bu kadar dikkatle baksınlar ki. Hem neye bu kadar şaşırıyorlar insanlar çift yararılmış sözünü hiç duymadılar mı. Yemeğimi alıp bir masaya oturdum. Telefonum çalınca hemen açtım. Babam arıyordu. " Alo. Efendim baba." " Günün nasıl geçiyor kızım" " İyi fena değil. Senin" " İyi merak etme. Herşey yolunda mı diye aramıştım." " Evet. Yokunda herşey. Merak etme beni. Akşam biraz geç gelebilirim ama haberin olsun." " Tamam. Gelince odama gel direkt. İlaçlarını içireceğim. Biliyorsun sana güvenmiyorum. Sonra içmiyorsun" " Tamam baba. Gelince haberleşiriz. Baybay." " Baybay" Yemeğimi bitirip yukarı çıktım. Timur hala kitap okuyordu. Sanırım kitap okumayı seviyor. Akşama kadar çalıştıktan sonra sonunda Timur eve gitmeye karar verdi. O çıktıktan sonra nereye gideceğini merak ettiğim için gizlice peşinden gittim. Arabayla bir yarım saat gittikten sonra bir mezarlığın önünde durdu. Ne için geldiğini tahmin etmiştim. Yinede peşine verdim. Mezarlığın içinde bşr süre yürüdükten sonra bir yanesinin yanında durdu. Mezarın üstüne bu savah odasında gördüğüm çiçekleri yerkeştirdi ve mezarın yanına oturdu. Ağlamaklı bir sesle " Çok özledim be peri kızım. Olmuyor sensiz. Sensiz hiç birşey bir bütün olmuyor hep yarım. Çok benziyor sana sesi bile benziyor. İlk sesini duyduğumda sen sandım biliyormusun. Perim bana geri döndü sandım. Ama benim perim bana dönemezki asla o benden çoktan gitti. Keşke gitmeseydi ama gitti. Az kaldı peri. Amacanınöldürdüğüm gün yanına geleceğim. Çok az kaldı sevgilim. " Ayağa kalktığında hemen oradan ayrılıp arabama doğru döndüm. Tam mezarlıktan çıkacaktım ki " İnsanları dinlemenin ayıp olduğunu kimse öğretmedimi sana" diyen sesini duydum. Qrkamı dönüp ona baktığımda gözlerinin kızarmış olduğunu gördüm. " Şey ben annemi ziyarete gelmiştim" dedim. Tek kaşını kaldırıp " Annen kim?" Diye sordu. " Çiğdem Elçi" dedim. " Başın sağ olsun. " Dedi. " Sizinde. Yeni kaybetmişsiniz. Alışıyorsunuzdur umarım" Gözleri öyle bir kasıldı ki sanki dünyadaki tüm acıyı barındırıyordu. "Alışamadım. Alışmakta istemşyorum" deyip bana bşrdaha bakmadan arabasına binip gitti. Ölmek istiyordu. Ama önce eşinin intikamını almak istiyor. Bu adama çok üzülmeye başkadım. Eşini gerçekten seviyor sanırım. Arabama binip eve gştmeye başladım. İçimden keşke biri benide böyle sevse dedim.
Yazarın anlatımıyla Peri o gün herşeyden habersiz kendisi için çekilen acıları gördü. Unutmasına rağmen hala kalbinde biryerlerde aşkını hissetti. O herşeyden habersiz onu seven birinin onu tekrar sevmesini istedi. Timur' sa hergün geri gelmesi için yalvardığı kadını tanında görmesine rağmen o olduğunu anlayamadı. Anlayamazdıda. Onun gözünün önünde gömmüşlerdi aşkını. Peri'nin ailesi ise herşeyden habersiz hala Peri'nin yasını tutuyordu. |
0% |