Sabah uyandığımda Timur' u yanımda bulamadım. Aşağıya inerken n burnuma çok güzel kokular gelmeye başladı. Mutfağa girdiğimde Timur' un kahvaltı hazırlamakta olduğunu gördüm. Yanına gittiğimde bana döndü. Burnuma vurup. " Uyuma aşkın hiç değişmemiş masal perisi. Hadi üstüne kalın birşeyler al. Kahvaltıyı bahçeye kurdum. " Dedi.

Kollarımı birleştirip " Bir kere ben uykucu değilim. Sen erken uyanıyorsun. " Dedim.

Bana bakıp iç çektikten sonra bana sarıldı ve " Evet. Ben çabuk uyanıyorum. " Dedi.

Bu hareketi beni duygulandırmıştı. Kim bilir ben yokken ne kadar uykusuz kalmıştı.

Benden ayrılıp " Hadi bakalım peri kızı. Hemen kahvaltımızı yapalım. Sonra kuaför gelecek. Saçlarını boyamak için" dedi.

Saçlarımın kızıl rengini çok sevdiği için bu halini beğenmemiş olmalı. Yoksa bu kadar acele etmezdi.

Başımı sallayıp odaya çıktım. Kırmızı bir kazak dar bir siyah pantolon giydikten sonra saçımı topladım. Makyaj masamın yanındaki çekmeceden bir fular alacaktım ki yüzük kutusu gördüm. Kutuyu açtığımda içinden benim yüzüğüm ve bir not çıktı. Yüzüğümü takıp notu okudum.

" Hani bana demiştin ya ben seni asla bırakmam diye. Bıraktın peri kızı. Beni kışın ortasında çılırçıplak bıraktın peri kızı. Ben kendimi birdaha nasıl bulurum bilmiyorum. Sen benim herşeyimsin. Sen gidince elimdeki herşey gitmiş gibi hissettim. Bu his o kadar can yakıcı ki geçmiyor. Hep seninle yaşıyor. Ama yinede sana kızgın değilim. Benim tüm sinirim bana. Seni koruyamadım. Affet beni sevgilim seni koruyamadım..."

Gözyaşımı silip kağıdı tekrar kutunun içine koydum. Aynadan sonkez kendime bakıp aşağıya indim. Bahçeye çıktığımda Timur arkası dönük bir şekilde kahvaltılıkları diziyordu. Arkadan onun beline kollarımı sarıp başımı sırtına yasladım. " Affet beni sevgilim. Seni bir kışın ortasında bşrbaşına bıraktım." Dedim.

Bana dönüp yüzümü avuçladı. " Döndün ama peri kızı. Artık yanımdasın ve hiçbir yere gitmiyorsun. Artık üşümüyorum" deyip kocaman sarıldı. Geri çekilip şöyle bir süzdü beni. Tek kaşını kaldırıp " Sen otur. Ben içeriden birşey alıp geleceğim" dedi.

Başımı sallayıp oturdum. Kahvaltıda benim en sevdiğim şeyler vardı. Patatesli börek, fındık kremasi, peynir , zeytin, domates...

Bir süre sonra omuzlarıma birşey bırakıldığını hissettim. Tam arkamı dönecektimki beni dudağımdan öptü. Yanağım kızarıp önüme döndüğümde " Kırmızı bir peri " diyerek benimke alay etti.

" Şal için teşekkür ederim. " Hava biraz soğuk olduğu için getirmiş olmalı.

Beraber çok güzel bir kahvaltı yaptık. Çok zayıfladığımdan şikayet edip herşeyi bana yedirmeye çalıştı. Bu hali bana hamileliğimi hatırlattığı için biraz buruklaştım ama ona belli etmemeye çalıştım. Kahvaltı bittikten sonra beraber sofrayı topladık. Bulaşıkları makinaya yerleştirdikten sonra kuaförün gelmesini bekledik. Piyano çalmamı çok özlediği için benden çalmamı istedi. Onu kırmayıp çaldım. Beraber mor ve ötesini söyledik. Şarkı bitince kuaförde gelmişti. İçeri geçip saçımı ne renk istediğimi söyledim. Eski rengindeki bir tonu sürdü. Timur' a sürpriz olmasını istediğim için onu içeri almadım. Biraz sinirlensede kabul etmişti.

Sonunda boyama bittiğinde aynadan kendime baktım. İşte şimdi gerçek bir Peri Karaarslandım. Saçlarım çok uzadığı için biraz kısalttım.işimiz bitince kuaförü uğurladım ve Timur' un yanına gittim.

Karşısına geçip " Nasıl olmuşum" dedim.

Beni şöyle bir süzüp " Kaslı Timur' un fesat Peri' sine benzemişsin" deyip sırıttı.

Omzuna bir tane vurup " Sapıksın" dedim.

" Valla oradaki fotoğraflara bakılırsa kim sapık tartışılır ama"

Günlüğümdeki fotoğraflarından bahsettiğini anlayınca utanıp yüzümü başka tarafa çevirdim. " Onları çıkartırken daha ergendim." Dedim.

" 21 yaşındaki bir ergen öylemi."

" Yaa Timur. Utanmıyormusun karını böyle utandırmaktan. Ayrıca o kaslar senin değil benim. Bencil adam" dedim.

Kocaman gülümseyip beni kucağına aldı. Hemen kollarımı boynuna doladım. " Mademki bu kaslar senin. Bu kaslar şu anda birşeyler yapmak şstiyor" deyip bana göz kırptı. Ona daka çok sarıldım. Bizi odamıza götürüp beni yavaşça yatağa bıraktı. Üzerime çıkıp beni dudağımdan öpmeye başladı. Sonrada üstümü çıkarıp tenimde kayboldu...

...........

6 sene sonra

Hayat çok sevdiğim bir yazarın dediği gibi bir hız treninden aşağıya gitmek gibidir. Neyin ne zaman yaşandığını sana unutturacak kadar hızlı geçer. Babamlar benim yaşadığımı öğrenince çok mutlu olmuş hatta başta beni halüsünasyon olduğumu sanmışlardı. Yavaş yavaş alışmışlardı benim yaşadığıma. Benim adımla mezarda yatan kişi ise o olaydan üç sene önce kaçırılmış. Bana çok benzediği için saç boyaması vs. İle bana benzetilmeye çalışılmış biriymiş. Kerem Sarmaşık ölmüştü. Sonunda ondanda kurtulmuştuk. Hayat çok hızlı ilerliyordu. Timur' un bana olan aşkı gün geçtikçe artıyordu. Benimde ona.

Şimdiyse yanımızda kızımız ve uğlumuzla kahvaltı yapıyorduk. 4 sene önce bir oğlum, 2 sene önce ise bir kızım olmuştu. İkiside birbirinden tatlıydı. Oğlumun adını babamın ısrarları üzerüne can, kızımın adını ise Timur istediği için Karmen koymuştuk. Kızımda tıpkı benim gibi kızıl saçlı olduğundan ona parlak kırmızı renk anlamına gel n Karmen adını vermişti. Can ise tıpkı babasıydı. Huyları hareketleri tıpkı babasınınki gibiydi. Karmen bşraz bana benziyordu ama küçüklükten beri çok babacı. Bu arada canımı sıksada şimdi biraz daha alışıktım. İlk söylediği kelime babaydı. Yemek yemek isterken babasına giderdi. Birtek altını pislettiğinde bana gelirdi. Timur bundan ötürü benimle az alay etmedi ama yinede mutluydum.

Oğlum ise anneciydi. Akşamları ben onu öpmeden odasına gitmez. Ona dediğim herşeyi yapar. Kız kardeşini de çok seviyor. Poyraz abimin 3. Çocuğu olmuştu. İkiz abilerim hala bekardı. Onlardan beklenir şekilde hala kızlardan uzak duruyorlardı...

Kızım her zamanki gibi babasının kucağında oturmuş oyun oynuyordu. Can ise benim peşimden dolaşıyor abur cubur istediğini söylüyordu. Çok ısrar ettiği için kırmayıp biraz jelibon verdim. Kızımda isteyince onada biraz verdim. Timur bana bakıp " Bugün beni hiç öomedin. Hep çocuklarını öpüp beni öpmüyorsun" deyip somurttu.

" Bakıyorumda birileri beni çocuklarından kıskanıyor" dedim.

" Evet. Şimdi öp beni" dedi.

Yanağını öptükten sonra kızımı kucağından alıp onu uyutmak için arkamı döndüm. Timurda Can'ı öğle uykusuna yatırmak için peşimden geldi.

Onları yataklarına yatırıp yanlarına oturduk. Can " Baba biye masay anlayt" dedi.

Karmen' de istediğini belli edercesine el çırpınca Timur kabul edip bani yanına çağırdı. Kollarını belime sarıp " Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde." Tam devam edecektiki Karmen" Babay kaypuz istiyoyum" dedi.

Ona gülümseyip " Eğer mışıl mışıl uyursan sen uyandıktan sonra sana karpuz alacağım " dedim.

Kabul ettikten sonra Timur anlatmaya devam etti.

" Bir ülkenin çok güzel bir kraliçesi varmış. Ama bu kraliçenin hayatı yalanmış. Çok mutsuzmuş. Ama birgün onun prensi onu kurtarmış." Bu sözleri wöylerken çocuklar çoktan uyumuştu. Sanırım uykulrı bana çekmişti hemen uyuyorlar.

Ona bakıp " eee sonra. Kraliçe o adamı öpmemiş mi" dedim.

Bana bakıp kışkırtıcı bir şekilde " Öpmüş ama nereyi sen bir düşün bakalım. " Dedi.

Alnını benimkine yaslayıp" iyiki benimsin peri kızı " dedi.

Bende " iyiki hayatım yalanmışta seninle tanışmışım" dedim.

..........

Yazardan not

​​​​​​Herkesin bir yerde hayatı yalan olabilir. Onemli olan bu yalanla baş edebilmektir.

Kitabı okuyarak bana destek olan tüm okurlarıma sonsuz teşekkürler. Umarım hayatınız bir peri kızınınki kadar iyi olur. Başka maceralardan görüşmek üzere...