Yaşlanmış gözlerimi zorla kırpıştırarak açtım. Yanlış hissetmiyorsam biri saçlarımı okşuyordu. Bazı sesler duyar gibi oluyordum ama emin değilim. Başım o kadar ağrıyordu ki gözlerimi kapadım. Bir süre sonra bilincimi kaybettim.

...........

Gözlerimi hafif araladım. İlk gördüğüm şeyise karşımda oturan Timur' du. Bana sanki bir mucizeye bakar gibi bakıyordu. Zorlasa olsa " Ne oldu bana " diye sordum.

" Yok bişeyin güzelim. Şimdi başın ağrıyordur. Sen uyu bunları sonra konuşuruz" dedi ve anlımı öptü.

Başım gerçekten çok ağrıdığı için başımı salladım ve uyumaya çalıştım. O an zihnime dolanan sahnelerle herşeyi hatırladım. Ama o kadar yorgundum ki hemen uyuya kaldım.

..........

Timur bana herşeyi anlatmıştı. Komaya girdiğimi 1 yıldır uyuduğumu ve uyanmamın bir mucize olduğunu anlatmıştı. Annem ölmüştü. Sözde babam ise kurtulmuş ama hastaneden kaçtığı için yakalanamamıştı. 1 senedir aranıyordu. Kalbimdeki fiziksel yara iyileşmişti. Ama psikoloğuma göre ruhsal çöküşteymişim. Yeniden terapilere vaşlayacakmışım. 1 senedir hareket etmediğim için eklemlerimi kullanmakta zorlanıyorum. Tekerlekli sandalye kullanacakmışım ve fizik terapi görecekmişim. Hepsini Timur ayarlamış.

"Evimiz döşendi Peri herşey hazır oraya mı gidelim yoksa başka bir yer ister misin?" Diye sordu.

" Hayır evimize gidelim. Çok yoruldum hemen gitsek olur mu bir yerde durmak istemiyorum."

"Olur durmayız sen nasıl istersen"

...........

Sonunda eve gelmiştim. Arabada sürekli iyi olup olmadığımı sormuştu bende iyiyim demiştim. Evimiz çok güzeldi tamda istediğim gibi ağaçlık bir alanda çiçeklerle dolu bir yerde villa yaptırmıştı bize. Önce o indi arabadan ardından benim tarafıma geldi beni kucağına aldı ve eve yöneldi.

" Zaten zayıftın şimdi dahada zayıflamışsın peri kızı iyisini seni iyice besleyelim. " Dedi.

"Uyumak istiyorum Timur sonra yesem olur mu."

" Olmaz Peri ilaç alacaksın unuttun mu."

Birşey demedim . O yemeği her türlü bana yedireceğini biliyordum.

İçeri girdik. İçerisi dışındanda güzeldi. Salonda koca bir kitaplık kitaplığın içindede sevdiğim kitaplar vardı. Kahverenginin hakim olduğu bu yer çok güzeldi. Tıpkı hayallerimdeki gibi.

" Beğendin mi " diye sordu.

" Hı hı . Çok güzel olmuş." Dedim.

" Beğenmene sevindim. Senin bana hep anlattığın gibi yapmaya çalıştım. Umarım olmuştur."

Beni kanepeye bıraktı . Ardından üstümü örttü.

" Ben mutfağa geçiyorum . İstediğin birşey olursa seslen. "

O gidince gözlerin etrafı iyice tarafı. Etrafta hep ikimizin olduğu fotoğraflar vardı. Salonun bir köşesinde benim pianom vardı ne zaman getirmişti ki bunu. Kitaplığın kenarında tarçın kokulu mumlar vardı. Pirinç ışıklarıyla süslemişti. Balkonu camdandı içinde çok güzel çiçekler vardı.

" Peri mercimek çorbası mı istersin tarhana mı" diye sordu Timur mutfaktan

" Farketmez " dedim.

Kumandaya uzandım ve televizyonu açtım. Haber kanallarında genellikle benim uyanışımdan bahsediliyordu. Timur' un dediğine göre deşifre olmuşum odada canlı yayın yapan bir kamere varmış. Ailemi öldürdüğüm ve bir ajan olduğum öğrenilmiş. Komaya girmem tüm halkı hüzne boğmuş. Şimdide uyanmamı kutluyorlar.

Önemli bir istihbaratı çökerttiğim için ödül almışım. Ödülümü Timur alıp diğerlerinin yanına koymuş. Bu bir yılda hayatım çok değişmiş ama ben hepsini yeni öğreniyorum.

" Yemeğin hazır. Hemen karnını doyur sonra ilaç içer ve uyursun. Seni yatağına mı taşımamı istersin yoksa kanepe rahatmı. Ben göz önünde ol diye seni buraya bıraktım ama."

" Seninle uyumak istiyorum Timur. Lütfen hayır deme sana ihtiyacım var."

Dudağı tembelce kıvrıldı ve " olur peri kızı bende seninle uyumayı özlemiştim. Beraber uyuyalım. Ama önce yemekler bitecek."

Bana kendi yedirdi. Tüm tabağı zorda olsa yemiştim. Doktor çok katı şeyler yemememi söylediği için sadece çorbaya iznim vardı. Görünüşe bakılırsa kendimi toparlamam zaman alacaktı.

"Son kaşığıda içirip ağzımı sildi. Sonra ilaçlarımı verdi ve mutfağa geçti.

" Sen yemek yedin mi? " Diye sordum. Mutfak Amerikan mutfaği olduğu için onu görebiliyordum.

" Evet. Seni hastaneden almadan önce yedim. Merak etme."

İşini bitirip yanıma geldi . Beni yavaşça kucağına aldı ve merdivenleri çıkmaya başladı. Odayı çok güzel dizayn etmişti. Kırmızı ve yeşil renkler hakimdi. Sanırım beni düşünerek hazırlamıştı odayı.

" Beğendin mi. Aslında evlilik günümüz seni buraya getirip sürpriz yapacaktım ama nasip bugüneymiş."

"Çok güzel olmuş" dedim.

" Hadi gel üstünü değiştirelim."

Beni yatağa bıraktı ve dolaptan pembe bir pijama takımı çıkardı.

"Banyo yapmak ister misin. Hastane kokusundanda kurtulursun."

"Olur. Yıkanmama yardımcı olabilir misin"

"Olur hadi gel yıkayalım seni"

Tıpkı bir bebek milim gibi ilgilendi benimle . Sonra üstümü giydirdi . Saçlarımı kuruttu ve tarafı. Sonrada yatağa yatırdı. Kendinde üstünü değiştirdi ve yanıma uzandı.

" Çok özlemiştim peri kızı. Kokunu içime çekmeyi, öpmeyi , sarılmayı o kadar özlemiştim ki. Bir daha uyanmayacaksın diye çok korkuyordum. "

" Ama uyandım. Unuttun mu sana seni asla bırakmam diye söz vermiştim. Ben seni bırakmam Timur."

Bana döndü ve saçlarımla oynamaya başladı." Bırakma" dedi. Saçesi yalvarırcasına çıkmıştı." Beni bırakma peri kızı ben sensiz yaşayamam."

" Asla hayatımdaki tek doğruyu asla bırakmam."

Bir süre hiç ses çıkarmadan birbirimize baktık. Zayıflamıştı. Hemde çok zayıflamıştı.

" Yokluğumda oruç mu tuttun Timur niye bu kadar zayıfladın?"

"Yokluğun beni öldürüyordu Peri. İştahım sürekli kapalıydı."

" Biliyormusun Timur ben yeni birşey öğrendim. Ben ölümün kıyısında bile olsam seni çok seviyormuşum."

" Bende peri kızı seni ölecek kadar çok seviyormuşum"

" Timur hayallerimiz vardı bizim hatırlıyormusu. Evlenecektik. Çocuk yapacaktık. Birbirimize kitap okuyacaktık. Onları gerçekleştirelim mi artık. Ben mutsuz olmaktan sıkıldı. Tüm hayatım seninle geçsin hayallerim gerçek olsun istiyorum ."

" Olur peri kızı. Bu beni çok mutlu eder. Seninle evlenmek , seninle yaşamak beni çok mutlu eder."

Dudaklarıma küçük bir buse kondurdu ve vana sıkıca sarıldı. Onun mis kokusunda huzurlu bir uykuya daldım.