@peritozu1057
|
Bugün yine Stefan ile buluşacağım için çok heyecanlıyım. Yıllardır ilk kez kendimi bu kadar mutlu hissediyorum. Kapı çalma sesiyle hemen sihirle kapıyı açtım. Koşarak aşağı indiğimde bir sürpriz ile karşılaştım. Stefan' ın kucağında bir çocuk vardı. Ona çok benziyordu. Küçük kıza yaklaşıp " Merhaba. Ben Sofia. Senin adın nedir?" Diye sordum. " Küçük çocuk " Ben seni tanıyoyum. Babay senin çok güzel biy pyenses oyduğunu söylemişti. Tıpkı benim gibi" " Baban mı. Senin baban kim?" " Benim Sofia. Orora' nın babası benim." Nasıl yani Stefan evli miydi. Neden bana söylememişti. " Seni tanıştırmak istediğim biri var demiştim. Hatırlıyor musun." Başımı salladığımda. " Bu kız benim ölen eşimle olan çocuğum. Prenses Orora". Ona anlamsız baktığımı gören Stefan " Kızım sen bahçede oyun oyna bizşimdi geleceğiz." Dedi. Orora çıktıktan sonra kanepelere oturduk. " Bir kızın ve ölen bir eşinin olduğunu bana söylememiştin." " Onun hakkında konuşmaktan pek hoşlanmam. " Dedi. " Yinede bana söylemeni isterdim. " " Haklısın söylemekiydim. Ama kızımı istemeyeceğinden korktum. " " Neden böyle düşündün ki. Kızın çok sevimli ." " Çünkü benim krallığımda o lanetli olarak anılır." " Neden?" " Kızım doğduktan hemen sonra annesi hayata gözlerini yumdu. " İşte bunlar gözlerimin dolmasına sebep oldu. Orora' da benimle aynı kaderi paylaşıyordu. Bende annemin ölümüyle suçlanan sözde bir prensesim. " Eşinin ölümünün kızının dığumuyla bir ilgisi yok. Bunu biliyorsun değil mi?" " Tabiki biliyorum. Bu tamamen bizim suçumuzdu. Prenses hasta olduğunu bildiği halde çocuk sahibi olmak için ısrar etti. Tek pişmanlığım onun bu isteğini kabul etmemdi. Hasta olduğunu bildiğim halde kabul ettim.". Üzüntüsü gözlerinden okunuyordu. Sanırım eşini gerçekten çok seviyordu. " Eşine aşık mıydın. Onu anmak bile gözünün dolmasına sebep oluyor." " O benim aynı zamanda tek arkadaşımdı. Çocukken oyun oynadığım. Sohbet ettiğim tek insandı. Ona aşık değildim. O bana aşıktı. Başka arkadaşım olmadığı için onu kaybetmek istemedimden onunla evlendim. Gitmeden önce son isteği gerçek aşkı bulmamdı." " Peki buldun mu?" Bu sözleri söylerken neden bu kadar korkuyorum. " Henüz değil. Ama yakında bulacakmışım gibime geliyor." Bunları söylerken tam gözümün içine bakıyordu. " Şey. Artık çıkalım mı. Kızının yanağını sıkmamak için kendimi çok zor tutuyorum." Kafasını geriye atıp gür bir sesle kahkaha attı. " O mu çocuk yoksa senmi belli değil. " " Sofia senden bir istediğim var." " Nedir?" " Hiç değişme olur mu. Hep böyle temiz kalpli ve neşeli kal..." İç çekerek bana baktıktan sonra ayağa kalktı ve kalkmam için bana elini uzattı. Elini tutup kalktım. Beraber dışarı çıktığımızda bize doğru koşan bir çocukla karşılaştım. " Babay bu tavuyk beni tovalıyoy" " Çok tatlı konuşuyorsun. " Dediğimde bana baktı. Yanakları bir anda al al olunca gülümsemeden edemedim. " Sen de çok güzeysin" Stefan bana bakıp " Benim kızım yalan söylemez ama sana yalan söyledi." Dedi. " Nasıl. Ne yalanı" " Sen güzel olduğun yalanı. Yanına ördek koysak senden daha güzeldir." Ona kızgınca baktığımı görünce güldü ve " Gerçekler" dedi. Orora' ya dönüp. " Seninle bir oyun oynayalım mı?" Diye sordum. Heyecanla başını sallayıp " Eveeeyt" diye bağırdı. " Ney oynicaz" diye sordu. " Kim en çok babayı gıdıklarsa o kazanır oyunu" dedim. Stefan anında " Hayır öyle bir oyun uynamayacaksınız" dedi. " Ya babay oyun bozaynlık yapma oynicaz" dedi. " Evet Stefan oyun bozanlık yapma oynayacağız işte" " Gidin başka biriyle oynayın venimle değil" Çaktırmadan Orora' ya bakıp atla işareti yaptım. Aynı anda Stefan' ın üstüne atladık ve onu gıdıklamaya başladık. Anında yere düştü. Sonra ayağa kalkıp ikimizi kovalamaya başladı. O gün benim hayatımın en güzel günlerinden biriydi... |
0% |