@peritozu1057
|
Bugün yorucu bir gün olacağı için erkenden kalktım. Bugün benim hayata tekrar döndüğüm gün. Hemen kalkıp sıcak bir duş aldım. Koyu kestane saçlarımı tarayıp, bir toka ile bağladım. Yüzüme hafif bir makyaj yaptıktan sonra artık hazırdım. Aynadan sonkez kendime baktım. Mavi gözlerim herzamanki gibi parlıyordu. Bu hallerinden memnun kalıp çantamı aldım. İçine önemli birkaş şeyi attıktan sonra artık hazırdım. Evden çıkıp arabama bindim. Açıkçası biraz gergindim. 5 aydır hayata küsmüş bir şekilde depresyondaydım. Şimdi birden normale dönmek insanı ister istemez tedirgin ediyor. Arabamı çalıştırıp yola çıktım. Bugün yorucu bir gün olacaktı. Bir süre yolculuk yapmıştım ki birden telefonum çalmaya başladı. Ablamın aradığını görünce hemen açtım. " Alo. Efendim abla." "Hera'm haber vermeden evden çıkmışsın güzelim. Hani beraber kahvaltı yapacaktık." Bu ayrıntıyı unutmam tamamen benim hatamdı. " Üzgünüm abla. Tamamen aklımdan çıkmış. Yarına söz versem kendimi affettirebilir miyim?" " Bu akşam yemeğe benimle çıkarsan affedilirsin. Hem sana bir sürprizim var." Meraklanmaya başlamıştım. " Neymiş bakalım sürprizin?" "Adı üstünde sürpriz Hera bşraz sabırlı ol." " Söz konusu siz olunca sürprizin eşek şakası çıkması büyük bir ihtimql gibi geliyor Sedef Hanım. Haksız mıyım" Geçen sene yüzüme kremşanti dolu tabağı patlattığı an gözümde canlanında bir küfür savurdum. Gerçekten çok sert vurmuştu. Birden arabamın içini kahkaha sesleri doldurdu. " Çok güzel vurmuştum ama" dediğinde çileden çıkacak duruma geldim. " Lütfen benim kim olduğumu unutmayın. Ben meşhur Sancak holdingin varisi Hera Reyhan Sancak'ım." Sözlerimin üzerine büyük bir kahkaha patlattı. " Haklısınız genç varis. Ama orayı sonuna kadarda hak ediyorsunuz. Benim aksine." Kendini sürekli yetersiz görmesinden nefret ediyordum. " Abla kendini artık yetersiz görmesen. Sen sadece bu alanda iyi değilsin. Diğer birçok alanda ablaların en iyisisin." Dedim. " Teşekkür ederim Hera. İyiki varsın. Seni çok seviyorum. Bunu unutma olur mu?" " Eğer ağlarsan arabadan iner kusarım" dedim. Neşelenmesi için alaya alarak. Kahkaha atıp," Tamam sen kazandın duygusallık yok. " Dedi. Biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattık. Zaten şirkete az kalmıştı. Sancak holding Türkiye 'nin sayılı otel zincirlerinin başı. Büyümesine her ne kadar benim etkim olsada babamında büyük payı var. Bu şirket için az emek vermedik. Arabamı park edip dışarı çıktım. 20 katlı binaya ve üzerinde yazan Sancak yazısına baktıktan sonra güvenliğe doğru ilerledim. Beni gördüklerine çok şaşırmış görünüyorlardı. Onlara başımla selam verip içeri girdim. B ni gören herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Birazda haklılar . Beş aydır evden çıkmayan genç varis sonunda geri gelmişti. Büyük bir dedikodu malzemesi. Asansöre binip 20. Kata çıktım. Üzerinde Reyhan Sancak İşletme yazan yazıyı görmeyeli çok olmuştu. İçeri girdiğimde b nim için temizlenmiş olduğunu gördüm. Hemen koltuğuna oturup asistanım Zehra'dan çay istedim. Bugün şirkete babamın iş ortaklarından birinin oğlu gelecekti. Toplantımız saat on üçteydi. Babam bugün şirkette olmadığı için bütün işler bana kalmıştı. Önümüzdeki yılların planlamaları ile ilgili dosyaları incelediğimde yeni otel planları olduğunu gördüm. Bunlar benden habersiz olan gelişmelerdi. Benim yokluğunda babam planlamış olmalı. Birkaç işi daha hallettiğimde sonunda öğle arası olmuştu. Hala kahvaltı bile yapmadığım için kendime bir salata söyledim. Salatamı yedikten sonra biraz dinlendim. Saat on üçe geldiğinde asistanım toplantı odasının hazır olduğunu söyledi. Misafirimizde birazdan burada olurmuş. Toplantı odsına geçip beklemeye başladım. Saat tam on üçte kapı açıldı. Arkamı döndüğümde yajlaşık 1,87 boylarında , yapılı kahverenkli gözlü, kumral saçlı bir adam çıktı. Tahminimce 26 yaşlarındaydı. Ayağa kalktığımda ağır adımlarla bana doğru geldi. Elini uzatıp " Merhaba ben ortağınız Orhan Yazıcı'nın oğlu Kenan Yazıcı" dedi. Hemen elini sıkıp ufak bir tebessümle " Bende Reyhan Sancak. Tanıştığımq memnun oldum" dedim. Selamlaşmamız bittiğinde " Buyrun oturun herşey hazır , vakit kaybetmeden planlamalara başlayalım" dedim. Ufak bir şaşkınlıkla bana bakıp " İşkoliğiz sanırım" dedi. Kafamı sallayıp" genellikle öyle derler wma ben işini seven biri olarak qnılmayı tercih ederim" dedim. Hemen ardından " Sizde dakikainiz sanırım. Tam vaktinde buradaydınız." Dedim. Oda benim gibi " Dakik değilde zaman kaybını sevmeyen biri olarak anılmayı tercih ederim" dedi. Tek kaşımı kaldırıp" İnsanları taklit etmeyide seviyorsunuz sanırım" dedim. Bir qnda büyük bir kahkaha atıp " Tamam bu kadar yeterli. Gerçekten denildiği gibi ciddi bir mizacınız var. Ben sadece kırılan bir türden mi diye deniyordum. Bu ciddi davrandığım dakikalar bana cehennem gibi geldi. Siz nasıl dayanıyorsunuz" Bu sözlerden hep nefret etmişimdir. Ben ciddi değilim. Sadece dış görünüş olarak sert birine benziyorum. " Aslında sadece iş ortamında böyleyim. Sonuçta ciddi bir şirkette ciddi insanlar olmalı öyle değil mi" Kafasını sallayıp " Haklısınız ama bence bu kadarınada gerek yok. Biraz eylenceden kimseye zarar gelmez bence." Dedi. Bende kafamı sallayıp " Haklısınız biraz eylence gerekli. Ama iş dışında. Şimdi hazırsanız başlayalım mı?" Başıyla onaylayıp oturmam için bir sandalye çekti. Bu hareketi bana onu hatırlattı. Kalbimin katilini. Ona bakıp " Lütfen çektiğiniz sandalyeye k ndiniz oturun. Sizin ile ilgili bir sorun değil lütfen yanlış anlamayın ama ben bana sandalye çekilmesinden hoşlanmam." Dedim. Nedenini merak ediyor gibi görünsede çok üstelememek için kafasını salladı. " Merak etmeyin Reyhan Hanım yanlış anlamam. Ciddi bir mizacınız olabilir ama egoist birinede benzemiyorsunuz. " Dedi. Anlayışı için telekkür edip karşısındaki sandalyeye oturdum. Dosyaları açıp ona açıklamaya başladım. Az önceki hareketlerine kıyasla şu anda çok ciddi bir şekilde beni dinliyordu. Bazı noktaları değiştirip toplantıyı sonunda bştirdiğimizde ayağa kalktı. Elini bana uzatıp, " Güzel bir anlaşma olacağını düşünüyorum Reyhan Hanım. " Bende ayağa kalkıp elini sıktım " Benim de düşüncem aynı yönde Kenan Bey. Sizin ile çalışmnın güzel geçeceğini düşünüyorum" dedim. " O zaman ileride tekrar görüşmek üzere. Sonuçta daha çok görüşeceğiz " deyip çapkınca göz kırptı. Aynı şekilde karşılık verip " Evet daha çok görüşeceğiz. Söylediğim gibi numaram asistanı tarafından size atılacak. Bana oradan ulaşabilirsiniz. Zaten ileride bol bol görüşeceğiz. Babanız Orhan Beyede selamlarımızı iletin. En yakın zamanda sizi evimizde ağırlamak isteriz" dedim. " Yemekleri siz yapacaksanız neden olmasın" dedi. " Çok isterdim ama malesef yemek yapmayı bilmiyorum. Belki başka zaman " dedim. " Eh. Şansımıza küselim o zaman. Bizde sizi evimizde görmekten çok onur duyarız. En yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle." Dedi ve elimi bıraktı. Ufak bir tebessüm ile karşılık verip onu geçirmeye başladım. Onu uğurladıktan sonra bugün şirkette işim bşttiği için eve gittim. İçeri girince burnuma enfes kokular geldi. Mutfağa gidip en sevdiğim yemekleri pişirmekte olan ablama sarıldım. Arkasını dönüp kocaman bir gülümsemeyle bana karşılık verdikten sonra yanağımı öptü. " Günün nasıl geçti bakalım" " Güzeldi. Sadece insanlar bana çok çok baktı ." " E normal canım. 5 aydır oraya gitmiyorsun ve kimse nedenini bilmiyor. Kimse evlenip hem n sonra boşandığını bilmiyor." Omuzlarımı düşürüp, " Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum abla. Ben yukarı çıkıyorum. Üstümü değiştireceğim. " Deyip oradan ayrıldım. Üstümü değiştirip aşağıya indiğimde ablamın çoktan sofrayı kurduğunu farkettim. Yanağından bir makas alıp yerime geçtim. " Babam yok mu?" Diye sordum. " Bugün eve gelmeyecekmiş. Nedenini söylemedi." Dedi. Yeneğimizi yiyip bulaşıkları beraber makineye yerleştirdik. Çok yorulduğum için hemen odama çıktım. Biraz kitap okuduktan sonra aklıma yine o geldi. Biraz ağladıktan sonra uyku ilacımı içip başımı yastığa koydum... |
0% |