Yeni Üyelik
2.
Bölüm

-2.Bölüm-Efgan Zehir-

@persephone

acı çeker yine de saklardık, içimize attığımız çığlıklar keserdi nefesi. çıkmadı vücuttan ihanetin lekeleri, kazındı, kanadı deri. isyan eder gibi akıttı kanı..

---------------------------------------

 

"ne! sen ne dediğinin farkında mısın" dedim hayretle.

"evet fazlasıyla farkındayım hem de, o zekanı ve cazibeni kullanmanı istiyorum ferocia. silahları ithal etmemiz için Fransızlarla anlaşma yaptık biliyorsun, lakin önemli bir liman Sipahioğlularının himayesi altında, o yüzden geçiş sağlayamıyoruz" dedi ciddiyetle.

"imzaladıktan sonra ne olacak peki" sordum merakla, nasıl bir işin içine bulaştığımı bilmiyordum.

"Buona cena, Ferocia, e il resto verrà da sé."

(Güzel bir akşam yemeği ye Ferocia, gerisi gelecektir.)

hızlı bir hamleyle ayağa kalktıktan sonra üstünü düzeltti ve başıyla selam verip kadehini kaldırdı, ardından gitti. beni düşüncelerimle yalnız bıraktı.

içkimi yudumlarken, aklıma gelen bir düşünceyle birlikte, dudaklarım kıvrılarak zaferini kutladı.

erkeklerle ilişkim olmazdı. onları sadece cinsel açıdan kullanmışlığım olmuştu hep. bu zamana kadar karşıma hiç aklını kullanabilen çıkmamıştı, onları yöneterek çoğu zaferimi hep kutlardım.

yukarı çıktığımda, gardırobun sürgülü kapısı sensörlerinden beni algılayınca açıldı.. ardından gözüme saçlarımla aynı renkte olan saten mini bir elbise takılmıştı. "işte bu" fısıltım ahenkle odada dans ediyordu.

elbiseyi yatağın üstüne fırlattım ve telefonumu elime aldım, handeyi aradım. hande holdingdeki özel asistanımdı.

"alo, buyurun ferocia hanım". ince ve naif sesi beni gülümsetmişti.

"bana Baran Sipahioğlu'nun bu geceki planını öğren ve konumu at".

"tamamdır efendim, öğrenip atıyorum" dedi. ardından telefonu kapatıp, masanın üstüne koydum.

odada tur atarken düşünüyordum, tabii bu zamana kadar benim cazibemi geri çevirebilen olmamıştı, bu işte kolay olacaktı.

ne yani Victor, direkt akşam yemeği teklif edeceğimi mi düşündü Baran'a, hah ne komik.

ben Ferocia Noblemon'dum, her zaman ilk teklif karşı taraftan gelmeliydi. o yüzden her zamanki mükemmelliğimi konuşturup, herkesi kendime hayran bırakmalıydım. her zamanki gibi.

telefonuma bildirim geldiğinde hareketlendim. hande kısa bir araştırma ve bu akşam için bilgileri atmıştı.

hande: baran Sipahioğlu hakkında bir kaç bilgi topladım efendim. 1994 doğumludur, İstanbul'da doğmuştur, 2014 yılında 6 sene boyunca Venedik'te yaşamış lakin babası kalp krizi geçirince Türkiye'ye gelmiştir. bu zamana kadar ne yaptığını her yıldaki hareketlerini gözlemleyebiliyorum, fakat 2021 senesi hakkında hiç bir bilgiye rastlamadım.

hande: bu gece night club da yer alacaktır, üst localardan 8 kişilik yer rezerve ettirmiş, ve beş erkek üç kadın geleceğini bildirmiştir. saat 21.00 için rezerve ayırtılmıştır.

siz: tamamdır hande, bu bilgiler maaşına zam gerektirir muhasebeye bildirdim. konum atmana gerek yok orayı biliyorum.

"işte bu" dedim keyifle tam istediğim kıvamda bir ortamdı. saate baktığımda sekiz buçuğa geliyordu, hava kararmaya başlamıştı.

kırmızı elbiseyi giydiğimde keskin vücut hatlarımı ortaya çıkarıyordu. göğüs dekoltem ve sırt kısmım kesinlikle dikkat çekecekti.

saçlarımı dağınık topuz yaptığımda yüzüm daha da meydana çıkmıştı, beyaz tenime nazaran kan kırmızısı dudaklarım bir tutkuyu yansıtır gibiydi, o yüzden ruj sürme gereği duymadım. gözlerime kalem çektim.

ardından Bottega Veneta markalı deri topuklu ayakkabım ve çantamla kombinimi tamamladım.

"evet günün en güzel vakitleri yaklaşıyor" keyifli sesimle birlikte, siyah kürkümü omuzuma aldım.

"bekle beni Sipahioğlu geliyorum."

🗡️

kulübün önüne geldiğimde arabayı valeye verdim ve içeri geçtim. soyadımdan dolayı etrafta bir çok tanıdıkla karşılaşabiliyordum, o yüzden bir gece kulübünde tek başıma durmam dikkat çekerdi, bunu engellemek için sahte bir şekilde samimi olduğum ve hayatıma sadece figüran olarak yanıma doldurduğum bir kaç baba parası yiyen arkadaşımı çağırmıştım tamam biraz ağır oldu ama doğruları söylemek gerek.

içerisi çok kalabalıktı, ama benim amacım baranın dikkatini çekmek olduğu için, onun ayırttırdığı locanın yanındaki locayı ayırtmıştım. dikkatini çekmem için çabalamama bile gerek yoktu o zaten beni fark edecekti.

kızlarla birlikte locaya doğru giriş yaptığımda, masaya bir kaç tane farklı kokteyl sipariş vermiştik, ben ise tekila istemiştim. "ve beklenen an" fısıltım ile birlikte baran ve arkadaşları merdivenden yukarı çıkıyordu. ve rezerve ettirildiği gibi beş erkek üç kadın vardı, iki çift vardı lakin sarı saçlı, mankeni aldıran kadın barana sırnaşmanın derdinde olduğu bariz bir şekilde ortadaydı.

baranın gözleri, localarda dolaşırken göz göze geldik, sanki o an, iki gündür aç olan ve avını izleyen kurt gibi hissetmiştim. gözlerinde sorgulayıcı bir ifade oluşmuştu. bakışlarımı, bakışlarından ayırmadan. elimdeki tuzu yalayıp ardında tekilayı kafama diktim. üç shot atmıştım ardından limonun acımsı tadı boğazımı yakarken ahenkle damağımı emdim.

baran bakışlarını benden çekerken, yanındaki kadının gurursuz oluşu midemi bulandırmaya başlıyordu, üstüne geçirdiği bir kaç pahalı parça onu ne kadar kazıkladıklarını belli etse de, o çok miktarda para verdiği için etrafa hava atmaya cabasına giriyordu, ve bu da onu aciz gösteriyordu.

ayça bana yanaştığında gözlerimi devirmemek için kendimi tutmuştum. kendini kullanılan bir piyon gibi değilde, şah gibi hissetmesi beni içten içe güldürüyordu. yüzümü ona döndürdüğümde samimiyetsiz bir tebessüm sundum.

"ay ferocia, bizimle buluşmak istediğine inanamıyorum. tabi uzun zaman oldu özlemişsindir bizimle takılmayı"

"bir yüze hasret kalsaydım, aynaya bakardım ayça, emin ol bu bana yeterdi. yanımda olmanın değerini bil, yoksa buradan geçen seneki gibi bir çıkış mı istersin". sözlerimin ardından bozulduğunu belli etmemeye çalışsa da gizleyemiyordu. aramızdaki gerilim o kadar yoğundu ki araya bahar müdahale etmek durumunda kalmıştı.

"kızlar, ben birilerini çağırdım" dedi bahar coşkuyla.

"ne kimi çağırdın kızım" dedi elif, hayret eder gibi.

"of kimi çağıracağım elif; Burak, selim, volkan ve alazı işte"

elif, ben ve ayça ona inanamaz bakışlar atarken o fazlasıyla neşe doluydu.

"ah ah nasıl özledim sevgilimi bilseniz" dedi bahar üzüntüyle, o sırada çağırdığı grup içeri girmişti, bahar onlara el salladığında bizim locaya doğru geliyorlardı. gözlerimi devirdim bu sefer, hadi ama bu kadarda nasıl salak olunur.

"selam kızlar" dedi mert keyifle.

ben direkt ayağa kalkıp merdivene yöneldiğimde ayça seslendi ama duymazdan geldim, merdivenden inerken, koyu kahverengi hareleri üzerimde hissediyordum.

barmene yöneldim, ve tabureye oturdum.

"bana viski verir misin" keskin bakışlarım üzerindeyken, kan kokusu almak istiyor gibiydim.

"tabiki" dedi bedenimi süzerken, bakışları göğüs dekoltemde fazla oyalanmıştı.

"o gözlerini kendin mi çekersin üzerimden yoksa ben mi çekeyim adamım" sözlerimle birlikte gözleri gözlerime tırmandı.

dudaklarını yaladığında, kollarını masaya yaslayıp üzerime eğildi.

"çeksene güzelim, ama istersen seni doyurabilirim" dedi kendinden emin bir şekilde.

içimdeki persefoni tanrıçası gülüyordu adeta.

ben persefoni, hadesin eşi, ölüler diyarının tanrıçasıydım.

"ya doyurabilir misin peki" dedim tutkulu bir biçimde.

"buna emin olabilirsin" dedi, gözleri ışıldıyordu resmen.

"şule bar ile ilgilen depodan içki alacağım" dedi ve bana göz kırptı.

ikimiz birlikte depoya indiğimizde, bir anda belimden tuttu ve dudaklarıma yapıştı, içkili nefesi ne kadar iğreti oluştursa da kurbanımın son anlarını yaşamasını bekledim. "bekle rujumu tazeleyeceğim" dedim ve elime aldığım tüp ile dudaklarıma ince bir katman sürdüm.

"hadi devam edelim" dediğimde, dudaklarımı ısırması, ağzımda metalik bir tat oluşturmuştu.

"siktir" dediğinde geriye doğru sendelediğini izledim. "başım dönüyor" acıyla inlemesi, sigara yakmak istememe sebep olmuştu.

"ne yaptın bana aşağılık sürtük" fısıltısıyla, şuh bir kahkaha attım.

"ferocia Noblemon'u öpmek için bedel de ödemek gerekir, beni öpme zevkini yaşadın şimdi ise bedel ödüyorsun" dedim keyifle ardından panzehiri içip sigaramın ucunu gümüşten yapılmış çakmağım ile ateşledim.

barmenin bedeni yere düştüğünde ağzından beyaz köpükler çıkmaya başladı. ve son nefesini verdi. merhum gözleri açık gitmişti, tüh.

ayağa kalkıp elbisemi düzelttikten sonra, sert adımlarla Bar'ın içine yöneldim. karanlık koridordan, geçerken bir anda bir el kolumu tuttu ve sert bir hamleyle duvara yasladı.

iri bedeni, ve keskin yüz hatları, koyu kahverengi gözler..

"Ferocia Noblemon" dedi sayıklarmış gibi..

"Baran Sipahioğlu" dedim gülümseyerek.

gözleri kan kırmızısı dudaklarımda oyalanınca, beni kıstırdığı kollarının arasından sıyrıldım.

"bu ne güzel bir karşılaşma" dedim yapay bir gülümseme ile.

"tabi ne güzel bir karşılaşma tesadüfe bakın" sesindeki ima içimdeki tanrıçayı uyandıran bir sinsilikle işliyordu zihnime.

donuk gözlerim ve yüzümdeki vahşi gülümseme ile tedirgin edici göründüğüme emindim.

daha fazla dibime yanaşarak, dudaklarını kulağıma değdirdi, "ferocia, seni Persephone Tanrıçası" sesindeki ninni melodi, uyuşturuyordu bedenimi.

"takma adımı nereden biliyorsun Sipahioğlu" dedim, sezgilerimi kullanarak.

"lakabınızı duymayan mı var Ferocia hanım, sizinle tanışmak bugüne kısmetmiş" dedi derin bir iç çekerken "benimle yarın akşam yemeğe çıkmaya lütfeder misiniz? belki şu teknelere geçiş yaptırmanız gereken marinalar hakkında konuşuruz"

dedikleri ile birlikte bedenimde bir şok dalgası yayılmıştı, ama durumu hemen toparladım.

sinsi bir şekilde dudağım yukarı kıvrılıdı, "elbette sizle bir akşam yemeğine çıkmak isterim"

"ferocia, seni ölüler diyarının tanrıçası, üstündeki kemikten kaftanı göremiyorsun, lakin seni o kaftanla gömmeye çalışanlar var" dedi fısıltıyla.

"bu zamana kadar tahtıma geçmek isteyen çok mürai oldu lakin ben kendimden bu zamana kadar bir kere bile esef duymadım, duymayacağım da, karşıma çıkanın kellesini başıma taç yaparım, kanını ise bedenimi güzelleştirmek için kullanırım."

"ölülerin tanrıçası olduğun için mi dudakların bu kadar kırmızı, kanlarını sana ibadet eder gibi vermişler sanki, bu başındaki uzun siyah kaftan, ardında ise bekleyen siyah lanetli koruyu gölgen, senin kullarının ruhumu?"

"daha Persephone ile tanışmadın, şimdilik iyi geceler dilerim Sipahioğlu"

"iyi geceler, Noblemon"

 

bölüm sonuna geldikkk

düşüncelerinizi ve yen bölüm hakkındaki fikirlerinizi yorumlara yazmayı unutmayınnn

 

Loading...
0%