Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Ebedi uyku töreni kısım 2

@personofstories

 

Devasa mavi kurt, gökyüzünde durmuş sırtındaki insan ile adaya bakıyordu. Ne kadar girmeye çalışsa bile adanın etrafındaki bariyerler onları engellemişti.

Gökyüzü kurdu yıldırımlarını saydam kalkanın her bir tarafına savurmuş olsa bile açık bulamamıştı.

Ne yazık ki mavi kurt adanın yeri dışında törene ait başka bir şey bilmiyordu. Adanın yerini ise Masal'ın abisinin anılarından görmüştü. Şamanlar ve kan kardeşi oldukları canlılar bazı hatıraları birbirleri ile paylaşırlardı.

Masal adaya karşı bir çekim kuvveti hissediyordu. Kurda aşağı indirmesini rica etti.

Kurdu onaylarmışcasına bir kaç kez uludu, ve yavaşca alçalırken tüm gücü ile denize üfleyerek adanın etrafındaki suyu bir kaç kilometre boyunca tamamen dondurdu.

Buzun üzerine inerken mavi enerji çoktan masalı indirmişti. Masal bu korkunç adadan bir çekim hissediyordu. Biraz ilerleyip elini, adayı saran kalkana dokundu.

Masalın dokunduğu yerden çıkan kırmızı bir ışık tüm adayı sararak saydam kalkanı görünür yaptı. Masal'ın dokunduğu yerde küçük bir kapı oluştu.

Tüm bölgeyi kaplayan metalik ve güçlü bir ses içeri gel dedi. Kurt ve ejderha boyutlarını ayarlayarak Masal'ın omzuna kondular ama Bir şamandan başka kimse giremez dedi metalik ses tekrardan. Kırmızı kalkandan tehditkar yıldırımlar çıktı. Girmeye çalışanlara nazik olmayacakları belliydi.

Masal omzundaki iki yüçlü yaratığa baktı. ikisi de kalkanın gösterdiği güç karşısında az da olsa tedirgin olmuşlardı.

Masal tamamen robot gibiydi hiç düşünmeden, kalkanda açılan kapıdan girdi. O girdikten sonra kalkan tekrar eski haline dönmüş, o an Masal'ın varlığı sanki dünyadan silinmişti. Birbirlerine büyü ile bağlı olan küçük ejderha artık onu bile hissetmiyordu.

Küçük ejderha bu fırsatı kullanarak kaçabilir ve onu kısıtlayan bu mühürden kurtulabilir, sonra dönüp doğal düşmanını öldürebilirdi.

Ejderha, gökyüzü kurduna baktı tek tek dövüşseler onu yenme ihtimali vardı ama güneş doğanı işin içine karışırsa kaybederdi. Güneş doğanı uzakta kalsa bile onları takip etmişti.

Ejderha şuanlık beklemeye karar verirken, Masal hiç düşünmeden ilerlemeye devam ediyordu.

Adanın içi tamamen normal görünüyordu. Fazla veya eksik hiçbir şey yoktu.

Adanın derinlerine ilerledikçe, ağaçların arasından belirginleşen yüksek bir yapı gözlerine çarptı. Üzeri yosunlarla kaplı taşlardan inşa edilmiş bu kule, sanki yıllara meydan okurcasına ayakta duruyordu

Masal kuleye doğru yürümeye başladı, orada birisini bulabileceğini düşünüyordu ama kuleye attığı her adım onu daha tedirgin ediyordu.

Sonunda taştan uzun kulenin yanına gelebilmişti. Kule, büyük eski yapı bir evin üzerine inşa edilmiş gibi duruyordu.

Masal tüm gücü ile kapıya bir kaç kez vurdu ve beklemeye başladı. 1 dakika sonra uzun saçlı, nispeten kaslı bir adam kapıyı açmıştı. İçeri gel dedi sakince kıza bakarken.

Masal sessizce adamı takip etti. Adam ona anlaşılmaz ama kudretli bir his veriyordu. Muhtemelen ona eşlik eden iki hayvandan çok daha güçlü bir varlıktı.

"Neden burdasın?" diye sordu adam. Ebedi uyku töreni için diye hızlıca cevapladı Masal.

"Tören basit bir iş senin için yaparım ama bana ne vereceksin" diye sordu kıza

Ne istiyorsun dedi Masal burada ona karşı çıkabilecek kimse yoktu ve kendisi ise çok güçsüzdü. Bu durum Masal'ı çok fazla öfkelendirmişti ama bunu belli edemezdi.

"Kolyen güzelmiş dedi adam onu istiyorum ​. Bunu derken çoktan elini kolyeye uzatmıştı. Masal kaçınmak istedi ama görünmez bir güç onu olduğu yere sabitlemişti.

Kolyeden bir enerji topu çıktı ve bir insan şekli almaya başladı. Ne zamandan beri bizden bir şey ister oldun Abdul dedi.

Masal bu insanı görünce gözyaşlarını tutamaz olmuştu. Abisi karşısında ruhani bir şekilde duruyordu.

Adam iki kardeşe baktı ve tamam deyip odadan çıktı. Ruhani vücut kıza dönüp "çok vaktim yok hadi biraz konuşalım" dedi ikisi beraber evin içine ilerlerken Masal bir çocuk gibi başından geçenleri anlatıyordu.

Masalın konuşması bittikten sonra abisi "Hepsi benim suçum" dedi Kendime fazla güvendim ve tuzağın içine çekildim, beni öldürmek için uzunca bir süre hazırlanmışlardı.

Kim onlar diye sordu Masal senden ne istediler. Benden istedikleri şey savaş tacının parçası. "İzin ver sana her şeyi baştan anlatayım ​​​​​​​​​​​" derken Masalen yakın sandalyeye oturtu ve konuşmaya başladı.

Bir kaç bin yıl önce savaş tacının parçaları dünyaya geldi. Bir parçayı elde eden ve kullanmasını öğrenen kişi, büyük bir güç ve bilgelik kazanıyordu ama bu kişiler savaşa aç bir hale geliyorlardı. Tarihte dünya savaşları dahil bir çok büyük savaşı başlatan kişiler genellikle taç parçasına sahiptiler. Taç parçasına sahip bir komutan aç asla kaybetmezdi. İkinci dünya savaşından bu yana kimse bir taç parçasını kullanmadığını biliyordum. Ta ki bir gün saldırıya uğrayana kadar, iki parçaya sahip güçlü bir savaşçı ile bir kaç gün boyunca savaştık neredeyse onu öldürüyordum.

Masal bu noktoda araya girip abisine "sana niye saldırdılar" diye sordu

Şaman ailesi taç parçalarından birini yanlış ellere geçmesin diye muhafaza eder yaklaşık 14 nesil önce yaşamış bir kıdemli şaman bir taç parçasını dle geçirince çok tehlikeli olduğunu düşünüp böyle bir miras bırakıyor sonraki nesillere. Her neyse diye devam etti abisi buralar önemli değil ondan sonra bir kaç kez daha dövüştük sonrasında ise tuzağa çekildim. Detayları sana arkadaşımda anlatabilir önemli olan onu bulman ve kolyeyi muhafaza etmen. Abdul'dan yardım isteyebilirsin, o yıllarca ölüme hizmet etti sonrasında ise ölümü kandırma cüretinde bulundu ve cezalandırıldı. Şaman kabilesi ona acıyarak burda kalmasına izin verdi. Ama ona güvenme çok derin oyunları vardır. dedikten sonra enerji gözle görülür bir biçimde solgunlaştı ve geri kolyenin içine girdi.

Masal kulağında dışarı gel sesi yankılanana kadar öylece kalakalmıştı. Kendine geldi ve kapıdan çıktı. Çıktığı yer girdiği yerden çok daha farklıydı kan kırmızı bir sıvının aktığı bir nehirin üzerinde bulmuştu kendini.

Abdul, etrafında kanlı simgelerin ve yazıların bulunduğu bir dairenin ortasında havada asılı duruyordu. Dairenin merkezinden çıkan kanlı enerji Masal'ı sarmaya başladı ve bir koza oluşturdu. Nehirde akan kan kozaya doğru çekilmeye başladı.

Kan kozaya akarken, kozanın etrafında uzun saçlı bir kadının hayaleti belirdi ve bir çığlık attı. Çığlığı tüm ada boyunca yayıldı hatta kalkanı ötesinde olan kurt ve ejderha bile bu çığlığı duymuştu.

Hayalet kadına bakan Abdul, şaman ataları her zaman çok inatçı oluyorlar dedi kendi kendine.

Hayalet kadından vücudundan ayrılan saç telleri devasa hayvan ruhlarına dönüşüp kozaya akan kan nehrine saldırdılar.

Yarı saydam enerjiden oluşmuş aslanlar, filler, ayılar, anka kuşları envai çeşit yaratıktan oluşmuş ordu gökyüzünü tamamen kapatmıştı.

Abdul'ın elinde karanlık bir tırpan oluştu. Ritüel bozulamazdı bu yüzden orduyla yüzleşmesi gerekiyordu. Tırpanı önünde tutarak bir büyü okumaya başladı. Büyüsü bittiğinde güneş karardı, gölgeden bir pelerin tüm hayvan ordusunu içine aldı. Karanlık ve hayvan ordusu gökyüzünde büyük bir savaşa tutuştular. Karanlıktan koparak oluşan tırpanlar dokunduğu hayvan hayaletlerini yok ediyordu.

O sırada kan nehri korunmasız kalan uzun saçlı hayalet kadına saldırmaya başladı. Nehrin suları gökyüzünde akıp kozayı sarmalarken sudan oluşmuş kandan oluşmuş kılıç ve mızraklar hayalete saplanıyordu.

Saatler boyunca kan nehri suyunu boşaltana kadar saldırmıştı. Hayalet kadın tüm saçlarını kaybetmiş çatlaklarls folu vücudu bir insan boyutuna küçülmüş olmasına rağmen hala tehditkâr bir hava yayıyordu. Yaralı hayvanlar bile son anlarında tehlikeliydi.

Hayalet kadından çıkan enerji gökyüzüne yükselmeye ve şekillenmeye başladı. Enerji adanın tamamından daha büyük bir ejderha pençesi oluşturdu. Pençeye bakan Abdul tedirgin bir halde büyüler okumaya başladı.

Havada ölümü temsil eden, neredeyse pençenin yarısı kadar kuketalı bir varlık oluştu. Kuketalının elinde çift taraflı bir tırpan vardı. Varlık yükseldi ve pençeyi saldırmaya başladı. İki enerji çarpışınca büyük bir patlama oldu patlama o kadar büyüktü ki adayı saran kalkanı bile yok etmişti adanın geri kalanı ise Abdul tarafından korunmuştu.

Hayalet kadın yavaş yavaş dağılırken Abdul bu tehlikeydi diye geçirdi içinden ve Masal'ın kozasına baktı.

Sonraki bölüm Ölümden kaçmış adam Abdul

Bir hafta sonra yeni bölüm gelecek

Loading...
0%