Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@pesimistyazar



Nilay, o günden sonra Ali’yi tekrar görmek istese de Kazım’ın tehditleri aklından çıkmıyordu. Kazım’ın Ali’ye zarar verebileceği düşüncesi onu korkutuyordu. Ali’ye olan hisleri derinleşmişti ama Kazım’ın gazabından korumak için kendini geri çekmeye çalışıyordu. Buna rağmen, okul çıkışlarında Ali’yi uzaktan izlemekten kendini alamıyordu. Her defasında Ali’nin onu ilk gördüğü yerde durduğunu, gözlerinin onu aradığını görüyordu. Bu durum, Nilay’ın içinde büyük bir çatışmaya yol açıyordu.

Bir gün, yine okul çıkışında Ali o köşede dururken Nilay uzaktan onu izlemeye başladı. Ali, her zamanki gibi etrafa bakıyor, sanki Nilay’ı bulmaya çalışıyordu. Bir süre bekledi, sonunda dayanamayıp ona doğru adım attı.

Nilay: "Neden buradasın Ali? Neden beni arıyorsun? Beni unutman gerek… ama bu kadar da mı zor bu senin için?"

Ali, etrafına bakmaya devam ederken aniden Nilay’ın siluetini fark etti. Hemen ona doğru bir adım attı, gözlerinde kararlılık ve özlem vardı.

Ali:“Nilay... Lütfen, konuşalım. Seni günlerdir bekliyorum. Neden benden kaçıyorsun?”

Nilay, Ali’nin sesini duyunca donakaldı. Kalbi hızla çarpıyordu. İçindeki korku ve özlem birbirine karışmıştı. Derin bir nefes aldı, ama Ali’ye sırtını dönerek kaçmayı düşündü. Yine de, olduğu yerde kaldı.

Nilay: “Ali, ben... Ben böyle olmasını istemedim. Ama biz... Biz farklı dünyaların insanıyız. Sen benimle olamazsın. Olmamalısın.”

Ali, Nilay’ın bu sözlerine şaşırmıştı. Ona bir adım daha yaklaştı,

Ali: “Neden olmasın Nilay? Ben seni tanımak istiyorum. Seni düşündüğümden beri hayatım değişti. Beni bu şekilde bırakma, ne olduğunu anlamam gerek.”

Nilay, Ali’nin samimi bakışları karşısında daha fazla direnemedi. Gözleri doldu, ama Ali’nin ona yaklaşmasını engellemeye çalıştı.

Nilay:“Ali, Kazım... O, çok tehlikeli biri. Eğer bizi birlikte görürse... Sana zarar verebilir. Ben bunu istemem. Senin zarar görmeni istemem.”

Ali, Nilay’ın sözlerindeki korkuyu hissetti. Fakat içinde ona yardım etme ve bu karmaşık durumdan onu kurtarma isteği büyüyordu. Nilay’a daha da yaklaştı, sesi yumuşak ama kararlıydı.

Ali: “Eğer seni tehlikede hissettiriyorsa, bir çözüm bulabiliriz. Senin yalnız olmadığını bilmeni istiyorum. Ben buradayım ve ne olursa olsun seni korumak istiyorum.”

Nilay, Ali’nin bu sözleri karşısında gözyaşlarını tutamadı. Bu kadar güzel sözler, bu kadar içten bir sevgi, ona fazlaydı. Ama aynı zamanda Kazım’ın tehditleri de zihninde yankılanıyordu. Ali’ye zarar gelmesini istemiyordu, ama onu da kaybetmek istemiyordu.

Nilay: “Ali, seni görmek beni mutlu ediyor... Ama aynı zamanda korkutuyor. Benim yüzümden bir şey olursa, kendimi asla affedemem. Lütfen, kendine dikkat et...”

Ali, Nilay’ın bu çaresiz hali karşısında yüreğinde büyük bir acı hissetti. Ama onu kaybetmemek için kararlıydı. Nilay’ın gözyaşlarını silmek için elini uzattı, ama tam o anda Kazım’ın arabasının uzaktan yaklaştığını gördü.

Ali:“Kazım geliyor, seni buradan hemen götürmemiz gerek. Ama Nilay, bu son değil. Seni kurtaracağız, tamam mı? Bir çözüm bulacağız.”

Nilay, Ali’nin bu sözlerine sadece başını salladı ve hızla Kazım’ın arabasına doğru yürümeye başladı. Ali, arkasından çaresizce baktı. Kalbinde onu kurtarma arzusu daha da büyümüştü, ama bir yandan da tehlikeyi iliklerine kadar hissediyordu.

Araba uzaklaşırken, Ali aklında Nilay’ı bu hayattan kurtarmanın yollarını düşünmeye başladı. Ancak Nilay’ın yaşadığı bu karanlık dünyanın derinliği onu ürkütüyor ve her geçen gün daha da içine çekiyordu. Esra’nın ortadan kayboluşu, Nilay’ın çaresizliği ve Kazım’ın tehdidi arasında Ali, hiç olmadığı kadar çaresiz ve karmaşık duygular içindeydi. Ali, Nilay’ı uzaklaşırken izledikten sonra birden Esra aklına geldi. İki kadın arasında gidip geliyordu, ama hissettikleri tamamen farklıydı. Esra onun öğrencisiydi, genç, savunmasız ve duyguları henüz olgunlaşmamış biriydi. Ali, Esra’nın kendisine karşı duyduğu hislerin geçici olduğunu biliyordu. Olayların ardından Esra’nın kendisine olan ilgisinden dolayı pişmanlık duyacağını düşünüyor, bu yüzden ona karşı daha çok merhamet besliyordu. Onun duygularını kırmaktan çekiniyor, ama aynı zamanda Esra’ya zarar vermekten korkuyordu.

Nilay ise tamamen farklıydı. Nilay’ın varlığı Ali’nin kalbini hızlandırıyor, onu heyecanlandırıyordu. Nilay’a karşı duyduğu hisler daha derin ve yoğundu. Ali, Nilay’ı düşündüğünde avuç içlerinin terlediğini hissediyor, onunla birlikte olma arzusu kalbini kaplıyordu. Nilay’ın varlığı, Ali’nin hayatına bir anlam katıyor gibiydi. Ama bu aynı zamanda büyük bir tehlike anlamına da geliyordu.

Ali, hislerinin karmaşıklığını anlamaya çalışırken kendi içinde bir savaş veriyordu. Esra’ya karşı hissettiği merhamet, Nilay’a duyduğu tutkunun gölgesinde kalıyordu. Bir yandan Esra’yı koruma içgüdüsü onu sorumlu davranmaya itiyor, diğer yandan Nilay’ın karanlık dünyasına doğru çekildiğini hissediyordu.

O günün akşamında, Ali eve döndüğünde, başını yastığa koydu ve gözlerini tavana dikti. Nilay’ın ona söylediği sözler, Kazım’ın tehdidi, Esra’nın kırgın bakışları... Hepsi zihninde birbiriyle çarpışıyordu. Bu karmaşadan nasıl çıkacağını bilemiyordu.

Kendi kendine mırıldandı:

Ali: “Bu durum böyle devam edemez… Esra’yı korumalıyım, ama Nilay’ı da kurtarmalıyım. İkisini birden kaybetmek istemiyorum, ama bu yük altında nasıl ayakta kalacağım?”

Duygularının karmaşası içinde, Ali, bir karar vermek zorunda olduğunu biliyordu. Ama ne Esra’yı incitmek ne de Nilay’ı tehlikeye atmak istiyordu. Kalbinde, doğru olanı yapmanın yolunu bulmak için çabalıyordu, ama her geçen gün bu duygusal fırtınanın onu daha da içine çektiğini hissediyordu.

Bu çıkmazın içindeyken Ali, ertesi gün için bir plan yapmaya karar verdi. Esra’yla konuşacak, ona durumu açıklayacak ve onun zarar görmesini engelleyecekti. Aynı zamanda Nilay’ı da bir şekilde Kazım’ın pençesinden kurtarmanın yollarını arayacaktı. Bu ikili hayat arasında denge kurmaya çalışırken, Ali’nin iç dünyasında fırtınalar kopuyordu. Ali, Esra’yla konuşmayı kafasına koymuştu ama bu konuşmayı dikkatli bir şekilde yapmalıydı. Onu incitmeden, duyduğu hislerin geçici olduğunu, zamanla bu duyguların yerini daha olgun hislere bırakacağını anlatmalıydı. Esra’yı kırmaktan korktuğu için ona açık ve dürüst davranmayı planlıyordu, ama aynı zamanda bu konuşmanın Esra’ya zarar vermemesini sağlamak istiyordu.

Nilay konusunda ise Ali, onu Kazım’dan kurtarmak için bir plan yapmayı düşünüyordu. Öncelikle Nilay’ın güvenli bir yere gitmesini sağlayacak bir çözüm bulmalıydı. Bu süreçte, Nilay’ın ona güvenmesi için onunla daha fazla vakit geçirmesi gerekiyordu. Kazım’la yüzleşmektense, Nilay’ı sessizce bu hayatın içinden çekip almayı düşündü. Bu planı uygulamak için Ali’nin tek yapması gereken, Nilay’la yeniden bir araya gelmek ve ona bir çıkış yolu sunmaktı. Ancak, bu planın gerçekleşmesi için Nilay’ın da işbirliğine ihtiyacı olacağını biliyordu.


 

Loading...
0%