Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@pesimistyazar



Nergis: "Esra, inanamazsın! Ali Hoca seni gerçekten çok merak etti. Hatta derslerde bile dalıp gidiyor gibiydi, sürekli gözleri seni arıyordu."

Selin: "Evet, seni sordu bize. Neden okula gelmediğini, bir şeyin olup olmadığını öğrenmek istedi. Sanki senin için endişeleniyor gibiydi."

Esra: "Abartıyorsunuz kızlar. Belki sadece sınıf düzenini merak etmiştir. Sonuçta ben sadece bir öğrenciyim, onun için bu kadar önemli değilim."

Nergis: "Esra, böyle düşünme. Bence Ali Hoca seninle gerçekten ilgileniyor. Derslerde gözlerini senden alamıyordu. Hele sen yokken, sınıfta bir boşluk vardı sanki."

Esra:"Ama... Kaç gün önce onu biriyle gördüm. Bir kadınla. Beraber konuşuyorlardı. Gözlerinin içine bakıyordu. Beni merak ediyor olamaz."

Selin: "Ne? Ne kadını? Kimdi o?"

Esra: "Bilmiyorum. Ama o kadınla Ali Hoca’nın arasında bir şeyler var gibiydi. Bunu hissettim."

Nergis: "Belki yanlış anlamışsındır, Esra. Ali Hoca’nın seni bu kadar merak ettiğini söyledikten sonra, böyle bir şey nasıl mümkün olabilir ki?"

Esra: "Belki de siz haklısınızdır. Ama yine de içimde kötü bir his var. O kadını gördüğümden beri her şey çok karıştı."

Selin: "Esra, belki de bu durumu açıklığa kavuşturmalısın. Belki Ali Hoca ile konuşmalı, ona ne hissettiğini anlatmalısın."

Esra: "Bilmiyorum, Selin. Onu ne kadar önemsediğimi bilmiyorum bile... Hem, gerçekten konuşmak istiyor muyum, ondan emin değilim."

Nergis: "Belki biraz daha düşünmelisin. Ama şunu unutma, Ali Hoca seni gerçekten merak ediyor. Bu, bir şeylerin göstergesi olabilir."

Esra, arkadaşlarının söylediklerini sindirmeye çalışırken, kafasında Ali ile ilgili sorular dönüp duruyordu. Ali’nin gerçekten onun için endişelendiğini duymak, içinde küçük bir umut kıvılcımı yakmıştı. Ama aynı zamanda o kadınla ilgili gördükleri de aklını kurcalıyordu. Hangisinin gerçek olduğunu anlamak için zamana ihtiyacı olduğunu fark etti.

Kendini toparlayarak, arkadaşlarına teşekkür etti ve onların desteğine minnettar olduğunu belirtti. Ancak Ali’ye karşı ne hissedeceğine ve nasıl davranacağına karar vermek için içindeki karmaşayı çözmesi gerekiyordu.

Nergis: "Esra, bu kadar kolay pes edeceğini hiç düşünmemiştik. Sen her zaman güçlü ve kararlıydın. Hemen vazgeçmek senin tarzın değil."

Selin: "Evet, Nergis haklı. Belki de Ali Hoca ile o kadın arasında düşündüğün gibi bir şey yoktur. Bunu kesinleştirmeden, bu kadar üzülmene değmez."

Esra: "Ama onu o kadınla gördüm... Gözlerinin içine bakıyordu, sanki... sanki onunla ilgileniyormuş gibi. Bunu göz ardı edemem."

Nergis:"Belki de sadece bir öğrencinin velisidir ya da başka bir nedenden ötürü konuşuyorlardır. Olayları bu kadar karamsar görme. Bunu bir fırsat olarak değerlendirebilirsin."

Esra: "Bundan nasıl bir fırsat doğabilir ki? Okula gidip hiçbir şey olmamış gibi mi davranmalıyım, yoksa birkaç gün daha okulu asıp Ali Hoca'nın beni daha çok merak etmesini mi sağlamalıyım?"

Nergis: "Bak, Esra, ne yapacağına karar vermeden önce durumu iyi düşünmelisin. Eğer birkaç gün daha ortalarda olmazsan, Ali Hoca gerçekten seni daha çok merak edebilir. Ama bu sefer nedenini öğrenmek için daha ısrarcı olabilir."

Selin: "Bence, eğer okula geri döneceksen, kendini toparlayıp güçlü görünmelisin. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak seni daha gizemli ve güçlü gösterir. Ali Hoca da ne hissettiğini anlamaya çalışır. Ama bunu yaparken senin planlı olduğunu anlamamalı."

Esra: "Planlı olmak mı? Ne yani, bir oyun mu oynamalıyım?"

Nergis: "Hayır, tam olarak öyle değil. Ama senin Ali Hoca'ya gerçekten nasıl hissettiğini gösterme şansın olabilir. Eğer ona gerçekten yakınlaşmak istiyorsan, doğru zamanı kollamalısın. Bu birkaç günü biraz daha düşünmek için kullanabilirsin."

Selin: "Peki, ya Ali Hoca gerçekten o kadınla ilgileniyorsa? Bu durumu açıklığa kavuşturmak için belki de okula geri dönmeli ve kendi gözlerinle görmelisin. Durumu kontrol etmek senin elinde."

Esra: (Kararsız ama cesaret toplamaya çalışan bir şekilde) "Sanırım haklısınız. Okula dönüp ne olup bittiğini kendi gözlerimle görmeliyim. Ama bunu yaparken güçlü kalmalıyım. Onu sevdiğimi anlamaması için ne gerekiyorsa yapacağım."

Nergis: "Evet, işte bu! Sen her zaman güçlü ve cesur oldun. Bunu da başarabilirsin. Biz de senin yanındayız."

Selin: "Peki, okula geri döndüğünde ne yapacaksın? Nasıl davranacaksın?"

Esra: "Sanırım önce Ali Hoca'nın tepkisini gözlemlemem gerekecek. Ondan sonra nasıl bir yol izleyeceğime karar veririm. Ama kesin olan bir şey var; hiçbir şey olmamış gibi davranacağım. Eğer Ali Hoca gerçekten beni merak ediyorsa, bu ilgisini daha da artırabilir."

Nergis: "Harika bir plan, Esra! Seninle gurur duyuyoruz."

Selin: "Evet, en iyisi bu. Hem kendini daha güçlü hissedersin hem de Ali Hoca'nın tepkisini ölçme şansın olur."

Esra, arkadaşlarının desteğiyle cesaretini toplamıştı. Okula geri dönüp Ali Hoca'nın tepkisini gözlemlemeye karar verdi. Aynı zamanda, Nilay ile Ali arasındaki durumu daha yakından incelemeye ve gerçekleri öğrenmeye kararlıydı. İçinde hâlâ bir karmaşa olsa da, kontrolü ele almaya ve hislerini mantıklı bir şekilde yönetmeye çalışacaktı. Okula geri dönerken, Ali Hoca'nın onun yokluğunda gerçekten ne hissettiğini öğrenmeye kararlıydı.

Esra'nın neşesi, uzun bir süredir evde hâkim olan karamsar havayı dağıtmıştı. Babası, Esra’nın arkadaşlarıyla geçirdiği zamanın ona iyi geldiğini fark etmiş, uzun süredir görmediği bu enerji dolu hali karşısında memnun olmuştu. Esra’nın yüzünde beliren gülümseme, babasının yüreğine su serpmişti. Bu yüzden, Esra ve kardeşi Derya’nın dışarı çıkma isteklerine karşı çıkmadı. İki kız kardeşin birlikte geçireceği zamanın onlara iyi geleceğini düşündü.

Babası Nurettin : Hadi kızım, Derya’yla biraz dolaşın. Dışarısı da size iyi gelir. Ama dikkatli olun, birbirinizden ayrılmayın, tamam mı?"

Esra: "Merak etme baba, dikkatli oluruz. Derya’yı gözümden bile ayırmam!"

Derya: "Esra abla, hadi parka gidelim! Sonra da dondurma alırız, olur mu?"

Esra: "Tabii ki olur Derya. Bugün ne istersen yaparız."

Esra ve Derya, dışarı çıkmak için hızlıca hazırlandılar. Esra’nın eski neşesine kavuşması, Derya’yı da mutlu etmişti. İki kardeş, Diyarbakır’ın sokaklarında birlikte vakit geçirme planları yaparak dışarı çıktılar.

Diyarbakır’ın tarihi sokaklarında dolaşırken, Derya’nın gözleri sürekli yeni şeyler keşfetmeye çalışıyordu. Esra ise hem kardeşine göz kulak oluyor hem de kendisiyle barışık bir şekilde etrafı izliyordu. Uzun süredir bu kadar rahat hissedememişti. Ali Hoca ve Nilay hakkında düşündükleri, kafasının bir köşesinde dursa da, Derya’nın neşesi ona bu düşünceleri biraz olsun unutturuyordu.

Derya: (Bir şekerci dükkanını işaret ederek) "Abla, bak orada pamuk şeker var! Alalım mı?"

Esra: (Gülerek) "Tabii ki alalım. Bugün ne istersen var!"

Pamuk şekerlerini alıp parka doğru yürüdüler. Parkta birlikte oyunlar oynadılar, Derya salıncakta sallanırken Esra onun yanında durdu, bir yandan da çevresini gözlemlemeye devam etti. Etrafta, okuldan tanıdık yüzler görmekten çekinmiyor, bu anın tadını çıkarmak istiyordu.

Bir süre sonra Esra, Derya’nın elini tutarak onu dondurmacıya götürdü. Kardeşine dondurma alırken, onunla geçirdiği bu zamanın ne kadar kıymetli olduğunu düşündü. Kafasını karıştıran tüm olaylar arasında, Derya’nın mutluluğu Esra’ya huzur veriyordu. Ablalık sorumluluğunu bir an olsun unutmadan, Derya’nın güvenliğini ön planda tutarak, Diyarbakır’ın tarihi atmosferinde dolaştılar.

Esra: "Derya, burası ne kadar güzel değil mi? Her yer tarih kokuyor. İyi ki dışarı çıktık, değil mi?"

Derya: "Evet, abla! Birlikte çok eğlendik. Yine yapalım mı bunu?"

Esra: "Tabii ki yaparız. Sen yeter ki iste."

Gün batımına doğru, iki kardeş eve dönmek üzere yola çıktılar. Bu küçük kaçamak, Esra’ya biraz olsun rahatlama sağlamıştı. Kafasını meşgul eden düşünceleri bir süreliğine unutmuş, kardeşiyle geçirdiği bu güzel zaman dilimi ona iyi gelmişti. Eve döndüklerinde, Esra'nın yüzündeki tebessüm babasının da dikkatini çekti. Baba, kızlarının mutluluğunu görmenin huzuruyla onları karşıladı.

Baba Nurettin: "Güzel bir gün geçirdiniz anlaşılan. İyi ki dışarı çıkmanıza izin vermişim."

Esra: "Evet baba, çok güzel bir gün oldu. Derya da çok eğlendi."

Esra, babasına ve kardeşine iyi olduğunu göstermek için neşeli davranmaya çalışsa da, içindeki karmaşayı tamamen susturamadığını biliyordu. Ancak bu gün, ona güç vermişti. Okula dönüp hayatına devam etmek için cesaret toplamıştı. Yarın, neyle karşılaşacağını bilmeden ama kararlı bir şekilde adım atmaya hazırdı.

 

Loading...
0%