@peteichor_
|
Beni Belkide öldürmek için kovalayan bu adamlardan gülümseyerek kaçıyordum ve bu gülümsemenin tek sebebi karşıdan bana doğru koşarak gelen, kalp kıran kahramanım; Barlas Korhan'dı. 10. BÖLÜM: İLK ÖPÜCÜK Sabah gözümü açtığımda ilk gördüğüm görüntü, Barlas'ın bana dönük bedeni olmuştu. Saçları dağılmış, dudağı hafifçe büzülmüş, kaşları çatılmış bir şekilde uyuyordu. Bu görüntü her şeye rağmen beni gülümsetmişti. Uyurken bile sinirliydi. Uykuya bile sinirliydi bu adam. Aklıma dün bana söyledikleri geldiğinde heyecandan midemin kasıldığını hissettim. gözüm ellerimize kaydığında, bana dönmesine rağmen elini elimden çekmediğini hatta daha sıkı tutuğunu fark ettiğimde heyecanla gülümsedim. yüzümdeki gülümseme giderek büyürken Barlas hareketlenmeye başlamıştı. Beni gördüğünde çatık kaşları, mümkünmüş gibi daha da çatılırken gözleri ellerimize kaydığında elini, ateşe değmiş gibi hızla elimden çekmişti. Afallayarak gözlerine baktım. Artık konuşmam gerektiğini fark ettiğimde gözlerine bakan gözlerim derinleşmişti. "Günaydın-" Gözlerini benden kaçırarak kalbimi paramparça edecek o sözcükler döküldü hafif aralık, dolgun dudaklarında. "Dün söylediklerimi unut." Yanımdan kalkıp eve girdiğinde arkasından bakmakla yetinmiştim. Dün söylediklerimi unut demişti. günaydın yada nasıl oldun dememişti, gözlerime bakmamıştı tüm derdi dündü... Dünü unutmamdı. "Aptalsın Adel. Bu adama kapılacak kadar aptalsın!" kendi kendime söylenerek ayağa kalkıp hızla odama gidip kısa bir duş aldım. Bu akşam gidecektim buradan... İzmir'e; Doğduğum ve doğduğuma pişman olduğum o şehre... Aslı ablaya sabah yalnız kalmak istediğimi söylediğimde bir daha odama gelmemişti.Barlas'ın umrunda bile değildim. Bugün bahçeye bile çıkmamıştı. Tüm gün odamda tavanı izledikten sonra saat akşam on olmuştu. Yerimden kalkıp siyah pantolon, siyah tişörtümü giyindim. Saçlarımı da toplayıp çantamı ve telefonumu aldım.Aşağı indiğimde mutfakta su içen Aslı ablaya doğru ilerledim.Aslı Ablanın gülümseyen yüzü beni görmesiyle yerini endişeye bırakmıştı. "Tatlım! Ne bu hal?" Aslı ablaya cevap vermeden sarılmıştım. şu an tek ihtiyacım olan sarılmaktı. İhtiyacım olan tek şey güvendi, destekti. Aslı abla başta afallasa da çok geçmeden sarılışıma karşılık vermişti. Ağızımdan çıkmasına dayanamayacağım o cümle döküldü dudaklarımdan. "Annem... Kaybettik Aslı abla. Daha fazla kalamam... Her şey için teşekkür ederim..." Aslı abla benden ayrılıp şefkatle kızarmış gözlerimi dağılmış bedenimi inceledi ve ne kadar istemese de anlayışla başını salladı. "Canım çok üzgünüm.. başın sağ olsun... şu durumda sana gitme diyemem sadece dikkatli ol olur mu? bir de seni Barlas bırkır-" Hızla başımı iki yana salladım. Daha fazla Barlas'ı görmek istemiyordum. "Gerek yok. Kendim gitmek istiyorum. Bana bir taksi çağırır mısınız? Beni durağa bırakır." "Çağıramaz." Arkamdan duyduğum ses bugün beni hayal kırıklığına uğratıp, kalbimi paramparça eden sesle aynıydı. Barlas'a bakmadan Aslı ablayla yeniden Aslı ablaya döndüm. "Aslı abla ben bahçede bekliyorum. Taksi gelirse seslenirsin-" "Duymadıysan tekrarlayabilirim. Taksi falan gelmeyecek, sende bir yere gitmeyeceksin." Sinirle çantamı da alıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı tam açacakken bir anda kapandı.Barlas açmama izin bile vermeden kapatmıştı. ona doğru döndüğümde dibime kadar girdiğini yeni fark ediyordum. Hızlanan kalbim umurumda olmadan ateş saçan yeşillerine bakarak kararlı bir şekilde dudaklarımı araladım. "Senden izin almadım. gidebilir miyim demedim. Sen kapıdan elini çekeceksin ve ben önce bu evden, sonra hayatından çıkacağım. Tamda istediğin gibi..." Son cümlem fısıltıdan farksızdı. Barlas'ın çatık kaşları mümkünmüş gibi daha da çatılırken kolumdan sıkıca tutup beni yukarıya doğru sürüklemeye başlamıştı. Aslı abla şaşkınca bize bakarken benim tek yaptığım bağırmaktı. "Ne yapıyorsun? Barlas! bırak beni! sana diyorum!" Barlas beni boş bir odaya sokup kolumu bir anda bırakmıştı. sendelesemde düşmemiştim, sinirle Barlas'a bakmayı sürdürürken olabildiğince yüksek çıkan sesiyle konuşmaya başladı. "Seni korumaya çalışıyorum! çok mu zor bunu anlamak Adel! Tehlikedesin. Tehlikedesiniz...Küsüp giden küçük bir kız çocuğu gibi davranıyorsun. Sana unut dediğim için beni cezalandırmaya çalışıyorsun! yapma Adel!" dolan gözlerimle ve yüzümde histerik bir gülümsemeyle Barlas'ın gözlerine baktım. uzun uzun baktım... "Seni cezalandırdığım falan yok. Sana açıklama yapmak zorunda değilim Barlas. Anlaman gereken tek şey, gidişimin seninle ilgisi yok. Buradan gidip önce yaşadıklarımı, sonra dün geceyi unutacağım merak etme. hoşça kal..." Tam gidecekken Barlas kolumdan tutup beni durdurdu. "Gitme Adel." beklentiyle Barlas'ın gözlerine baktım. "neden?" bir süre gözlerime bakıp gözlerini benden kaçırarak yeniden kalbimi paramparça edecek sözcükler dudaklarından döküverdi.. "Zarar görme diye..." gözlerim hayal kırıklığıyle dolarken kolumu yavaşça elinden çektim ve aşağı indim. bu sefer engel olmadı. Kapıyı açtım ve çıktım. Yürürken düşünüyordum. Gitmeni istemiyorum demek çok mu zordu? neden gitme derken sadece koruma amaçlıymış gibi söylüyordu? gözleri gitmeni istemiyorum derken o neden zarar görmeni istemiyorum diyordu? Gitmeni istemiyorum deseydi onunla giderdim. Kardeşimi de alır dönerdim ama şimdi. dönmeyecektim Barlas benim için bitmişti. Başlamadan bitmişti. Bir süre Ağlayarak yürüdükten sonra yolların giderek ıssızlaştığını fark ettim. tek bir araba bile geçmezken uzaktan gelen arabayla elimi kaldırdım araba yavaşlarken beni şaşırtan arabadan inip bana doğru gelen takım elbiseli adamlardı. Koşmaya başladığımda peşimden gelmeye başladılar tek yaptığım korkuyla ormanın derinliklerine koşarak yardım çığlıkları atmaktı. Bir anda Karşıdan bana doğru koşan Barlas'ı gördüğümde istemsizce gülümseyerek ona doğru koşmaya başladım. Barlas'ı görmek bile bana güven verirken, beni Belkide öldürmek için kovalayan bu adamlardan gülümseyerek kaçıyordum ve bu gülümsemenin tek sebebi karşıdan bana doğru koşarak gelen, kalp kıran kahramanım; Barlas Korhan'dı. Peşimden gelmişti. Beni durdurmamıştı ama gelmişti buradaydı... Birbirimize doğru koştuğumuzda yüzümdeki gülümsemeyi sonlandıran Barlas'ın arkasından gelip kafasına odunla vuran takım elbiseli adam olmuştu. "Barlas!" korkumu unutup Barlas'a doğru koşmaya devam ettiğimde adam Barlas'ı sırtına almış götürürken, adamlardan biri de beni kolumdan tutarak Barlas'ı bindirdikleri arabaya sürüklemeye başlamıştı. Tepkisizce arabaya doğru ilerlemeye başladım. Engel olmadım, kaçmaya çalışmadım, çırpınmadım, tepki vermedim bu sefer o arabaya kendi isteğimle bindim. Barlas'la beni yayana oturttuklarında Barlas'ın başı benim omzuma düşmüştü. Hiç bir soru sormadan nereye gittiğimizi bile merak etmeden yola çıktık. Barlas'ın saçlarından yayılan koku burnuma ulaştığında derin derin nefes aldım. Yarım saatlik bir yolun ardından bu sefer daha farklı küçük bir depoya getirilmiştik. Barlas'ı ve beni odaya doğru sürükleyerek götürdüler ve kapıyı üzlerimize kapattılar. Kapının üzerindeki küçük camdan bize bakan iri yarı adamın sinirli sesi kulaklarıma dolduğuna başımı çevirdim. "Rahat durun! En ufak hareketliliğinizde sıkarım kafanıza!" Başka bir şey söylemeden kapıdan uzaklaştı. Şu an panik atak geçiriyor olabilirdim. Barlas olmasaydı belki ama şimdi tek derdim onu uyandırmaktı. Barlasın başını dizimin üstüne koyup endişeyle ona bakmaya başladım. "Barlas... Uyan. Lütfen uyan..." Barlas bu anı bekler gibi kıpırdandığında gözleri yavaşça açılmış ve bir elini başına götürerek yerinden kalkmıştı. beni görmesiyle sanki yeni fark ediyormuş gibi yumuşak, endişeli bakışlarıyla hasar tespiti yapar gibi beni süzdü. "Adel! Bir şeyin var mı? Bir şey yaptılar mı sana?!" Başımı iki yana salladığımda içinden bir oh çektiğini hissetmiştim. beni kendine çekip sarıldığında ne kadar afallasamda hızla ellerimi Barlasın boynuna dolamıştım. Barlasın bir eli saçlarımda bir eli belimdeydi. O kadar sıkı sarılıyordu ki sanki biri gelip beni ondan alacakmış gibiydi. "Çok korktum... Çok korktum Adel..." Gülümsemiştim, gözümden bir damla yaş aktığında hala gülümsüyordum. Bu göz yaşı korkudan değildi güven hissindendi. Barlas yanımdayken korkmuyordum. güvende hissediyordum.bana bakarken sanki 'benim yanımda sana kimse dokunamaz' diyordu gözleri. ben o yeşillere güveniyordum. Barlas varken bana bir şey olmazdı... Bir süre Barlasla o şekilde sarıldıktan sonra benden ayrıldı ve etrafına bakmaya başladı. "Nereye getirdiler bizi? Bir şey söylediler mi?" Barlas'ın ard arda sorduğu sorularla, gözlerine bakıp başımı iki yana salladım. "Sormadım." Barlas afallamıştı. soran gözleri benim cesaret dolu gözlerimle buluştu. "Neden?" Yüzümdeki hafif gülümsemeyle Barlas'ın yeşillerine bakmayı sürdürdüm. "Sen yanımdaydın. Nereye geldiğimizi merak etmiyorum." Ne demek istediğimi anlamıştı. gözlerini kaçırıp hızla ayağa kalktı ve kapının üst kısmındaki küçük camdan etrafa bakmaya başladı tepkisizce Barlas'ı izlediğimde merakla etrafa bakmayı sürdürdü. Barlas bana döndüğünde gözleri endişeli bakıyordu. "Geliyorlar arkamda kal." Barlas'ın dediğini yapıp ayağa kalktım ve Barlas'ın arkasına geçtim. bir koluyla beni arkasına mümkünmüş gibi daha da çekerken, kapıda hissettiğim hareketlilikle istemsizce kalbim korkuyla kasılmıştı. Barlas hissetmiş gibi başını yana çevirip fısıldadı. "Yanındayım... Korkma, kimse sana dokunamaz." Barlasın sesi bu kezde kalbimde heyecan hissi yaratmış, korku hissini unutturmuştu. "Günaydın Barlas bey! uyanmışız." Adam pişkince sırıtırken aklıma bu adamın bana vuran adam olduğu gelmişti. korkum yeniden kendini belli ederken Barlas'ın arkasına saklanmış gibi daha da oraya sinmiştim. "Adel hanım sizi görmek ne güzel! En son bana vurup kaçmıştınız değil mi?" Adam güldüğünde Barlas adamın ilgisini benim üstümden almak istermişçesine dudaklarını araladı. "Ne istiyorsun?!" Adam bize yaklaştıkça Barlas geri gidiyordu. "Biliyorsunuz Barlas bey. Kaç kere daha konuşalım bu konuyu. Ayrıca şimdi isteğim çoğaldı. Arkandaki kızı da istiyorum. O kızı ve ihaleyi bana bırak ve çık git hepsi bu." Barlas sinirle adama bir adım attığında adamın yanındaki iki adamın eli silahlarına gitmişti. Barlas'ın elini tuttuğumda Barlas durdu ve adama bakmayı sürdürdü. "Adel'i bu işe karıştırma. Burada canımı veririm ama Adel'i vermem. Şimdi bırak bizi yoksa doğduğuna pişman ederim seni." Adam gülerek gözleri üstümde gezinirken midemde kusma hissi kendini belli ediyordu. "İhaleyi boş verelim o kızı bana vereceksin." Barlas sinirle haykırdı. "Bu kıza gözün bile değmesin! Duydun mu beni?!" "Sana süre Barlas. O kızı burada bırakmadan buradan çıkamazsın." Hiç tepki vermeden onları izlemeyi sürdürdüğümde konunun ne zaman bana döndüğünü anlamamıştım bile. Artık istediği ihale değil bendim. Bunu neden yaptığını anlamasam da emin olduğum tek bir şey vardı; Barlas beni burada bırakıp gitmezdi...Adam kapıyı kapatıp çıktığında Barlas bana döndü. "Korkma. Seni yanımdan kimse ayıramaz.." Hiç zamanı olmasa da içimden gelenleri Barlas'a söylemek istedim. "Sen Barlas. Beni yanından ayırmaya çalışan sensin." Barlas soran gözlerle gözlerime baktığında artık içimdekileri söyleyebilirdim. "Bana dün gece hissettirdiklerini farkında mısın? Kalbimi önce hızlandırıp sonra kırıyorsun Barlas. Beni senden uzaklaştırmaya çalışan bu adam değil sensin. Çok mu zordu yanımda kal demek? Güvende olman için dedin. madem bana her şeyi unutturmak niyetin. Git Barlas. Bu adamdan kurtul, ihaleyi al ve işine dön. Ben kendimi korurum benim senin korumana değil sana ihtiyacım var." Tek nefeste söylediklerim sadece Barlas'ı değil beni de şaşırtmıştı. İlk defa duygularımı bu kadar net belli etmiştim. Önce Barlas'a itiraf etmiştim şimdi ise sıra bendeydi. Ben Adel Rana Arın. Barlas Korhan'ı seviyorum her şeye rağmen karanlığına rağmen seviyorum. Artık kendime itiraf ettiğim bu duyguyla savaşma sırası Barlas'daydı artık yalnızca kendime değil ona da itiraf edebilmiştim.Barlas gözlerime bakarak ilk tanıştığımız zamanda olduğu gibi dibime kadar girdi. Tek fark bakışlarıydı. Bu sefer bakışları anlamsız, sert, soğuk değildi. Aksine Barlas'ın yeşil gözleri yazı getirmiş orman gibi sıcaktı, yemyeşildi. Bana bakmayı sürdürürken beni şaşırtan Barlas'ın alınlarımızı yaslamasıydı. Gözlerini kapatmasıyla benim gözlerimde usulca kapanmıştı. "Unut demek zorundayım, unutmak zorundayız Adel. Özür dilerim..." Barlas'ın dudaklarından çıkan sözcükler, fısıltıdan farksızdı. Sinirle kendimi geriye çekip Barlas'ın gözlerine hayal kırıklığıyla baktım. "Neden Barlas? Neden yapıyorsun bunu bana!?" Barlas bir eliyle alnını ovuştururken o da benim gibi bağırmaya başlamıştı. "Zarar görüyorsun Adel! Benim yüzümden!" Sinirle gülmeye başladım. "Ben senin yanında güvendeyim Barlas. Sen beni kendinden uzaklaştırırsan zarar görürüm asıl! Anla artık anla! Şu an sen olmasaydın bu küçücük oda da panik atak geçiriyor olurdum ben!" Barlas bana yaklaşıp elleriyle kollarımı sıkıca tutarak bağırmayı sürdürdü. "Neden burdasın Adel? Düşündün mü hiç? Neden? Benim yüzümden! Anlıyor musun! Sen benim yüzümden buradasın!" Kollarımı Barlas'dan kurtarıp gözlerinin içine baktım. "Umrumda bile değil. Barlas ben... Ben seni-" Barlas sözümü hızla kestiğinde dudaklarım aralık kalmıştı. Dağılmış gözüküyordu bakışları, saçları, ruhu... Dağılmış gibiydi. "Sus Adel. Lütfen sus... Bunu senden duyarsam bir daha seni benden kimse ayıramaz..." Barlas'ın ellerini titreyen ellerimin arasına alıp sakinleşen sesimle gözlerine baktım. "Ben söyleyeceğim sende duyacaksın. Seni seviyorum Barlas ve sen buna engel olamayacaksın." Barlas, o an gözlerime 'hiç bir şey umrumda değil' der gibi baktı ve belimden aniden çekip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Başta afallasamda çok geçmeden öpüşüne karşılık vermeye başladım. Bir elim Barlas'ın yanağında bir elim omzumdaydı. Barlas'ın da bir eli belimde bir eli yanağımdaydı. Beynime sinyal yeni gidiyormuş gibi kafamın içindeki ses bana olanı idrak etmem için fısıldıyordu sanki. Barlas seni öpüyor. Kaçırıldığınız, kapatıldığınız karanlık bir odanın ortasında Barlas Korhan seni öpüyor... kafamın içinde dönüp duran sözcüler kalbimi hızlandırmaya yetmişti. Kalbim ağızımdan çıkacak gibi atarken Barlas dudaklarını benden ayırıp alnını alnıma yasladı.Bu kez Barlas'ın dudaklarından dökülen sözcükler beni paramparça etmek için değil parçalarımı birleştirmek için dökülmüştü. "İşte şimdi seni benden kimse ayıramaz." BÖLÜM SONU _____________________________ Duyuru; Kitap hakkında konuşacağım, yeni bölümlerden sizleri haberdar edeceğim bir kanal açtım. Kanal whatsApp üzerinden katıldığınızda numaranız ve adınız kanalda gözükmeyecek. Linkini buraya bırakacağım. Hoşça kalın 💙🦋 WhatsApp'ta Yağmur / Petrichor🦋 kanalını takip edin: https://whatsapp.com/channel/0029VaEbQO79cDDVUw06iy0e Eğer bu linkten ulaşamazsanız İnstagram hesabımdaki attığım hikaye de de link var💙 Yeni bölüm sizlerle! umarım seversiniz... yorumlarınızı, eleştirilerinizi, oylarınızı bekliyor olacağım. Umarım keyifle okuyorsunuzdur. Bir dahaki bölüm en kısa zamanda sizlerle olacak. Sizi seviyorum hoşça kalın🧡 TikTok: petrichor0_1 İnstagram: peteichor_0 ✨Arkadaşlar TikTok ve İnstagram hesabımda kitap hakkında videolar paylaşıyorum bilginize ✨ _____________________________ |
0% |