15. Bölüm

14.Bölüm: “Di̇lek Hakki”

Yağmur N. B.
peteichor_

"Bir insanın bedenine dokunmadan önce kalbine dokunmalıydınız. Ancak o zaman dokunuşlarınız anlam kazanırdı."


14. BÖLÜM: DİLEK HAKKI


Barlas'ın ağzından:


Gözümü, göğüsümde uyuyan Adel'in saçlarının arkasına saklanmış muhteşem yüzüyle açmıştım. Bu görüntü beni mest ederken elimi yavaşça Adel'in saçlarına götürdüm. Yüzümdeki gülümsemeye engel olamazken saçlarını Adel'in yüzünden çekerek Adel'in güzel yüzünü izlemeye devam ettim. O kadar huzurlu gözüküyordu ki daha önce Onu bu kadar huzurlu görmemiştim. Yüzümdeki gülümseme büyürken, düşünmeye başladım. Son bir hafta beni oldukça yormuştu. Uraz denen çocuğun bir anda karşıma çıkıp kardeşim olduğunu söylemesi, ve sonrasında olanlar... annemin karşısına çıkmam ondan kendimce hesap sormam, Adel'i yalnız bırakmam... Oldukça yorulmuştum. En çokta yorulan ruhum olmuştu. İçimdeki kırgınlıkları toparlayamadan yenileri kendini göstermişti. Adel'in yanına gelene kadar paramparça, yaralı bir adamdım. Adel her şeye rağmen beni iyileştirip tüm yaralarımı, kırgınlıklarımı, üzüntümü unutturmuştu. Artık göğüsümde uyuyan kadın benim sevgilimdi. Gülümsemem bu düşünceyle genişlerken Adel'in dolgun Aralık dudaklarına yaklaşıp hafifçe dudaklarımı bastırdım. Adel'in dudaklarının tadı dudaklarıma gelirken bu dudaklardan hiç kopmamayı diledim. Bu dudaklarla sonsuza kadar buluşmayı diledim... Adel'in dudakları hafifçe kıvrılırken dudaklarına doğru fısıldadım.


"Günaydın sevgilim..."


Adel uyku mahmurluğuyla gözlerini açtığında, okyanus gözleri gözlerimle buluştu. Binbir çeşit anlam barındıran gözleri her baktığımda bir okyanus kadar derin, gökyüzü kadar sonsuzdu. Kapkaranlık dünyama mavilikleriyle ışık olan güzel gözlere daha derin baktım. Duygularını, kalbini, her bir zerresini görmek ister gibi derin baktım.


"Günaydın..."


Adel'in saçlarına ufak bir öpücük bıraktığımda burnuma saçlarının güzel kokusu yayıldı. Bir an bu güzel kokuyla afallasam da hızla toparladım. o da yerinde doğruldu ve gözlerime bakmaya başladı.


"Burada mı uyumuşuz?"


Başımı salladığımda gülümsemesi genişledi ve ayağa kalktı. Bu utangaç halleri gözüme çok tatlı geliyordu. Böyle ufak şeylere utanması beni her seferinde keyiflendiriyordu. Karşımda bazen olgun bir kadın bazen küçük bir çocuğa dönüşüyordu. Dudaklarım mümkünmüş gibi daha da kıvrıldık. Adel merdivenlere koşarken bir yandanda konuşuyordu.


"Ben üstümü değiştirip geleceğim!"


Cevabımı Bile beklemeyen Adel'in arkasından hala gülümseyerek baktığımı fark ettiğimde başımı iki yana sallayıp ayağa kalktım. Tıpkı aptal aşıklara dönmüştüm. Bir çift okyanus mavisi göz benim gibi bir adamı cıvıl cıvıl bir aşk adamına dönüştürmüştü.


"Aptal aşık gibi oldum!"


Kendi kendime söylenerek odama çıktığımda kısa bir duşun ardından üstüme temiz tişört ve şort geçirerek odamdan çıktım. Adel'in odasının önüne geldiğimde kapıya hafifçe vurdum.


"Güzelim? Hazır mısın?"


Cevap gelmediğinde yavaşça kapıyı açtım ve odasına göz gezdirdim ama odada değildi. Aşağı indiğimde burnuma ulaşan Menemen kokusu beni gülümsetmişti. Mutfağa indiğimde uzun kırmızı tişörtü ve altında siyah şortuyla arkası kapıya dönük; tezgahta bir şeylerle uğraştığını gördüğümde gülümsedim. Arkasından beline sarıldığımda hafifçe sıçrasada benim olduğumu anlayınca vücudu gevşemişti. Çenemi omzuna yasladığımda boynundan ve saçlarından yayılan çiçeksi koku burnuma doldu. Dudaklarımı Adel'in boynunda gezdirdiğimde gülümsediğini hissediyordum.


"Menemen..."


Kulağının hemen yanında mırıldadığımda başını hafifçe yana döndürdü.


"Sever misin?"


Heycanla sorduğu soruyla başımı sallamıştım. Onun elinde değil Menemen zehir olsa dahi yerdim. Dudaklarım muzipçe aralandı.


"Sen menemeni ye bende seni-"


Karnıma dirseğini geçirdiğinde gülerek, sahte bir kızgınlıkla güzel gözlerini üzerime dikti.


"Şımarma Barlas Korhan! Yoksa seni de doğrar menemenime katarım!"


Gülerek ellerimi kaldırdım.


"Tamam! Ben gideyim yoksa menemenin içine karışıp gideceğim."


Tam o sırada çalan telefonumla mutfaktan çıkıp telefonumu çıkarttım. Arayan abimdi.


"Alo?"


"Alo Barlas! İyi misin abiciğim?"


"İyiyim abi. Her şey yolunda mı?"


"Barlas, yeterince bekledik ama artık durmak yok. Bu adamlar artık yakalanmalı, yaptıklarının hesabını vermeli. Bir salon tuttuk; davet salonu. Yarın akşam saat sekizde orada maskeli bir balo düzenleyeceğiz. Sizinde gelmeniz gerekiyoruz yoksa adamları oraya çekemeyiz. Orada baş komiser Çağrı ve ekibi de olacak. Oldukça kalabalık bir davet olmasını umuyoruz. Geç kalmayın."


Abimi dinlerken şekilden şekle giren yüzüm en sonunda şaşkınlığa büründü.


"Her şeyi anladım da neden maskeli balo?"


Abimin sıkıntıyla nefesini vermesiyle gözlerimi hafifçe kırpıştırdım.


"Çünkü bu baloyu fırsat görmeleri lazım. Rahat rahat içeri girebilecekleri bir fırsat olarak görürlerse; işimiz daha kolay olur. Ayrıca polislerde içeride olacak ve kostümlü olacaklar. Size de yarın sabah kostümleriniz gelecek. İçerisi aynı zamanda kameralarla izlenecek ve adamlar tespit edilecek. Sonrası kolay. Sizin amacınız adamları kendinize çekmek. Korkmayın hepimiz orada olacağız kimseye bir şey olmayacak. Baloyu tüm sosyal medya hesaplarımızda, şirket çalışanlarımıza duyurduk. Bu iş yarın bitecek."


Bir elim şakaklarıma giderken pes edercesine nefesimi verdim. Anlaşılan başka şansımız yoktu. Bu beladan kurtulmalıydık.


"Tamam abi. Anladım, nasıl istersen."


"Görüşürüz abiciğim."


"Görüşürüz..."


Telefonumu kapatıp cebime koyduğumda düşünceli bir şekilde mutfağa ilerledim. Aklıma yine Adel'e bir şey olabileceği gelmişti. Bu kez nefesim kesilirdi. Ciğerlerime bir kez daha nefes dolmazdı. Adel bir defa daha yara alırsa, bir defa daha kalbi güçlükle atarsa bu kez benim kalbim tamamen dururdu. Bu sefer izin vermezdim. Ona kimsenin dokunmasına izin vermezdim. Canımı bir kez yakmalarına istemeden müsade etmiştim. Ama bu kez değildi..


"Barlas! Kahvaltı hazır!"


Adel'in seslenişiyle mutfağın ortasında durup yere baktığımı yeni idrak ediyordum. Bu endişemi gizlemem gerekiyordu yoksa Adel'i de korkutabilirdim. Sakin bir şekilde masada oturan Adel'in saçlarına bir öpücük bırakıp masaya oturdum. Gergin tavırlarımı dizginlemeye çalışarak sesimi en sakin tonda tutmayı diledim.


"Güzelim, abim yarın bizi çağırıyor. Maskeli bir balo düzenlemiş... Aslan ve adamlarını yakalamak için..."


Adel'in gülümseyen yüzü düştüğünde masada duran elini elimin arasına aldım. Adel'in yüzünde solan gülüşü bile gitmemem için bir sebepken başka çarem olmadığını farkındaydım.


"İstemiyorsan-"


Adel hızla başını iki yana sallayıp kendini toparladı. Güçlü durmayı seviyordu. Yaralarına gülümsemeyi, düştüğü yerden tek başına kalkmayı seviyordu. Adel benim tahminimden daha güçlü bir kadındı. Elimdeki elini istemsizce daha sıkı tuttum. Sıkı sıkı sarıldım narin ellerine...


"Gidelim... Artık daha fazla böyle yaşayamayız."


Sakince başımı salladım. Sessiz geçen bir kahvaltının ardından masayı ve mutfağı Adel'le birlikte toparladıktan sonra duş almak için odama çıktım. Kısa bir duşun ardından, üstümü giyinip aşağı indim. Adel'i salonda görememiştim. Mutfakta ve diğer odalarda da yoktu. Bütün evin altına üstüne getirmiştim. Kalbimi saran korkuyla bu kez Bahçeye çıktığımda Adel'i salıncakta kulaklığını takmış kahve içerken gördüm. Bu görüntü, huzurla gülümsememe sebep oldu. Nefesimi tuttuğumu yeni idrak ederek hızla nefesimi verip daha sonra rahatça derin bir nefes aldım Bir elinde kahve varken diğer eli Sirius'un başında, başını okşuyordu. Sirius'da salıncakta Adel'e eşlik ediyor yanında uzanıyordu. İkisini böyle görmek gülümsememi giderek daha da genişletirken, yanlarına gittiğimde; Sirius kalkmış, bende siriusun kalktığı yere oturmuştum. Adel beni fark ettiğinde sadece gülümsemişti. Adel'in bir kulaklığını çıkartıp kendi kulağıma taktığımda; sessizliğimi sürdürdüm. Eğer müzik dinlemek istiyorsa müzik dinleyecektik. Birlikte olduğumuz taktirde istediği her şeyi yapardım.yine o tanıdık sesi duymuştum. Kulaklarıma ulaşırken...Çağan Şengül'ün sesini...


"Bir kelimene hasretim Konuş, dağıt şu kasveti Hiç susma, sen susma..."


Sessizliğimize 'hiç susma' diye haykıran Çağan'ın isyankar sesi karışıyordu.


"Ah, ne çok özledim Gidip beni canevimden vurma Beni vurma"


Bir süre sessizce birlikte müzik dinledikten sonra Adel'e kulaklığımı çıkartmadan sakince dönüp; Adel'in de bana dönmesini sağladım. Yavaş hareketlerle dudağımı Adel'in güzel dudaklarına bastırdım. Kulağımda Çağan Şengül'ün sesi, dudağımda Adel'in dudakları çok huzurlu hissediyordum. Onu yavaş yavaş öperken bir elim belinde onu daha da kendime çektiğimde öpüşümü hızlandırmıştım. Bedenlerimizde dudaklarımız gibi birdi. Adel'i her öptüğümde kalbim amansızca hızlanıyor göğüsümden fırlayıp çıkacakmış gibi oluyordu. Onu öpmek zamanı durduruyor, nefesimi kesiyor, kalbimi hızlandırıyordu. Dudaklarımı güçlükle ayırdığımda ikimizde nefes nefeseydik. Adel'in dudaklarından dökülen ılık nefes dudaklarıma çarparken nefesimin titrediğini hissediyordum.Adel bana mest olmuş gibi bakarken bir anda kaşları çatıldı.


"Kim bilir kaç kızı öptün bu dudaklarla!"


Adel'in söylediği şey beni afallatmıştı. Bu kadar güzel bir anda aklından geçen düşünceler beni hem şaşırtmış hem güldürmüştü. Dudaklarımı birbirine bastırırken aynı zamanda kaşlarım da hayretle havalanmıştı.


"Ne gülüyorsun? Cevap versene."


Ciddi olmaya çalışarak gülüşümü bastırdım. Kaşlarımı düşünceli bir şekilde çatarak bir süre düşündüm ve bilmiş bir tavırla yeniden Adel'e odaklandım.


"Saymadım. 20 30..."


Söylediğim şey yalandı. İnanması ne kadar güç olsada bu güne kadar öptüğüm ilk ve tek kadın Adel'di. Bir erkeğin güvendiği ilk kadın annesiydi ve bu duyguyu hiç bir zaman yaşayamadığım için hiç bir kadına güvenememiştim. Adel ilkti. Ne kadar kadın hayatıma girerse girsin hiç birine dokunmamıştım. Dokunmak İçin sevmek gerekiyordu, sonsuz güven gerekiyordu. Gözlerine bakan gözlerden anlamlar çıkartman gerekiyordu. Bir insanın bedenine dokunmadan önce kalbine dokunmalıydınız. Ancak o zaman dokunuşlarınız anlam kazanırdı. Düşüncelerimden Adel'in fincandaki soğuk kahveyi yüzüme atmasıyla sıyrıldım. Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken yüzüme ve saçlarıma karışan kahveyle olduğum yerde kalmıştım.


"Uyuz!"


Adel kahveyi yüzüme çarpıp içeri girdiğinde elimle yüzümü silip üzerimdeki tişörtü de çıkartıp içeri girdim. Salonda oturan Adel'in bakışları bir süre üstümde gelindiğinde; yeni fark etmiş gibi yüzünü kapatıp bağırmaya başladı.


"Git üstünü giyin! Odana kadar bekleyemedin mi?!"


Gülerek Adel'e bakıyordum. Bakmamak için kendini zorluyormuş gibiydi. Dudaklarım muzipçe aralandığında tek kaşımı havalandırdım.


"Bakabilirisin güzelim, senin bunlar."


Adel'in yüzü kıpkırmızı olurken mümkünmüş gibi daha da bağırmaya başladı. Bu halleri oldukça tatlıydı.


"Barlas yukarı çık!"


Daha fazla Adel'i utandırmak istemediğim için odama çıkıp üstümü değiştirdim. Saçlarımın yıkanmaya ihtiyacı olsa da bir an önce Adel'in yanında yerimi almak istiyordum. Adımlarım merdivenleri buldu. Aşağı indiğimde mutfaktan gelen muhallebi kokusuyla gülümsedim. Adel yerinde duramayıp yine mutfağa girmişti. Muhallebi kokusuna yakınlaştıkça yüzümdeki buruk gülümseme kendini belli ediyordu. En son muhallebi yediğimde beş yaşındaydım. Annem her hafta yapardı. En son yediğim muhallebi anneme aitti. Sevgisini karıştırarak özenle yaptığı muhallebiydi...Mutfağa girdiğimi fark eden Adel gülümseyerek güzel dudaklarını araladı. Siniri çabucak geçmiş olmalıydı. Bu halleriyle dudaklarım iki yana kıvrıldı.


"Bak muhallebi! Seversin değil mi?"


Adel'e usulca başımı salladığımda Adel'in yüzündeki gülümseme düşmüştü. Tencerenin başından yanıma ulaşıp, ellerini yüzümde gezdirmeye başladı. Her dokunuşunun içimi titrettiğini, kalbimi alev alev yaktığını bilmeden parmakları yanaklarımda dolaşmayı sürdürdü.


"Ne oldu? Yanlış bir şey mi yaptım?"


Başımı iki yana salladım. Dudaklarıma kondurduğum sıcacık gülümsemeyle Adel'in endişeli gözlerine döndüm.


"Hayır güzelim sadece... En son beş yaşındayken yemiştim. Annem yaptığında..."


Adel şefkatle gülümsediğinde kollarını boynuma sarıp sıkıca sarıldı. Bende ellerimi beline dolayıp sarılışına hızla karşılık verdim. Adel'in Bir eli saçlarıma gitmiş usul usul parmaklarını saçlarımda gezdirmişti. Huzurla gülümseyip, başımı Adel'in boyun girintisine gömerek derin bir nefes aldım. İçimi huzurla dolduran kokusu tüm acılarımı dindirmeye yeterdi...Adel'den ayrıldığımda ortamdaki kasveti dağıtmak için dudaklarımı araladım.


"Hadi dolaba koyalım da akşama kadar soğusunlar!"


Adel başını sallayıp gülümsedi. tencerede pişen muhallebiyi kaselere paylaştırdı. Kaseleri dolaba birlikte taşıdıktan sonra salona geçtik. Aramızda oluşan sessizlikle dudaklarımı aralama ihtiyacı hissettim.


"Film izleyelim mi?"


Adel başını salladığında kumandayı elime aldım. Adel yanımda otururken kolumu kaldırıp Adel'i kolumun altına çektim. Kafasını göğüsüme yasladığında dudaklarımı Adel'in saçlarında gezdirmeye başladım. Bir yandan da film seçmekle uğraşıyordum.


"Ben acıktım. Canım şey çekti..."


Adel'e soran gözlerle baktığımda Adel utanarak dudaklarını araladı.


"Lahmacun!"


Adel'e gülümsediğimde saçlarına hafif bir öpücük bırakıp telefonumu uzandım. Adel'im in canı lahmacun çektiyse yemeliydi. Telefonumdan Arcan'ın numarasını bularak çaldırmaya başladım. Çok geçmeden telefonun diğer ucundan ses geldi.


"Alo buyurun Barlas bey?"


"Bize dört lahmacun alıp gelir misiniz?"


"Tabi efendim."


Kapıdaki adamlardan biri olan Arcan'la konuştuğumda Adel gülümseyerek yanağımı öptü.


"Teşekkür ederim!"


Bende ona gülümseyerek televizyona döndüğümde kısa bir sürenin ardından lahmacunlarımız gelmişti. film de seçtikten sonra lahmacunumuzu yerken film izlemeye başlamıştık. Filmi Adel seçmişti. İncir reçelini seçtiğinde kabul ettim ve izlemeye başladık. O sırada lahmacunlarda geldiğinde yemeğimizi de yemiştik. Film bittiğinde bakışlarım yanımda burnunu çeken Adel'i buldu.


"Adel! Ne oldu?"


Adel tekrar burnunu çektiğinde sorgulayıcı bakışlarımı yüzünde gezdiriyordum.


"Çok duygusaldı..."


Söylediği şey beni rahatlatırken Adel'i kolumun altına çekip. Bedenini sıkıca kollarımla sardım.


"Sadece filmdi, güzelim."


Adel omuz silktiğinde gülümseyerek Adel'e sarılmaya devam ediyordum. Hava karardığında Adel'le muhallebilerimizi alıp bahçeye çıktık. Her zaman yaptığımız gibi yere oturup muhallebimizi yerken yıldızları izlemeye başladık.


"Çok güzel olmuş..."


Adel şefkatle gülümsediğinde bende ona gülümsemiştim.


"Ne zaman istersen yaparım..."


Bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra elimdeki kaseyi yere bırakıp uzandım. Adel'de muhallebisini bırakıp uzandığında kolumu Adel'e doğru açıp yanıma gelmesini sağladım. Göğsüme yattığında sessizce yıldızları izlemeye başladık. Tam o an bir şey olmuştu bir yıldız kaymıştı. Adel heyecanla yerinden fırlayıp bana döndü.


"Dilek dile çabuk!"


Omuz silkip sakince yerimden doğruldum.


"Gerek yok."


Afallayarak gözlerime baktı.


"Neden?"


Bakışlarım onun güzel gözleriyle buluşurken gözlerinin içine baktım.


"Dileye bileceğim tek Dilek sendin. Sende yanımdasın. Artık yıldızların kaymasına ihtiyacım yok. Dilek hakkım bitti."


Adel gülümseyerek önüne döndüğünde tekrar uzanmıştı. Yine utandığını fark ettiğimde bende onun gibi uzanarak Adel'i yeniden kendime çektim. Bir süre daha yıldızları izlediğimizde, Adel'in uyuduğunu fark etmiştim. Ondan ayrılıp, ayağa kalktım. Adel'i yavaşça kucağıma aldığımda o günkü gibi kollarını boynuma dolayarak başını boynuma yasladı. derin nefesler alarak kokumu içine çekmişti. Bu hareketiyle gülümsedim. Adel'in odasının kapısına geldiğimizde yavaşça kapıyı açıp Adel'i yatağına yatırdım. Üstünü örttükten sonra dudaklarımı alnını bastırdım, tam geriye çekileceğim sırada Adel, o gün yaptığı gibi elimi tuttu. Kaşları hafifçe çatılmıştı.


"Gitmesen olmaz mı?"


Mırıltısı kulaklarıma dolarken Gülümseyerek yatağın kenarına oturdum.


"Olur güzelim."


Yanına uzandığımda göğüsüme iyice sokulup başını boynuma gömmüştü. Saçlarının kokusu burnuma ulaşırken huzurla gözlerimi kapatıp burnumda Adel'in kokusuyla huzurlu bir uykuya kedimi bıraktım. Yarın her şey bitecekti. Adel'e en ufak bir zarar gelmeden yarın bu adamlardan kurtulacaktık. Yarın her şeyin sonuydu, belki de başlangıcı...


BÖLÜM SONU


_____________________________


BÖLÜM DÜZENLENDİ!!


✨keyifli okumalar sevgili okurlarım✨


TikTok: petrichor0_1 


✨Arkadaşlar TikTok hesabımda kitap hakkında videolar paylaşıyorum bilginize ✨


Uzun zaman oldu sevgili okurlarım. Dört yüz okunma olduğunda yayınlayacağımı söylediğim bölümümü sonunda yayınlayabildim. Umarım keyifle okuyorsunuzdur. Gelecek bölümde görüşmek üzere hoşça kalın...❤️

Bölüm : 25.07.2024 23:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Yağmur N. B. / Si̇ri̇us / 14.Bölüm: “Di̇lek Hakki”
Yağmur N. B.
Si̇ri̇us

5.9k Okunma

454 Oy

0 Takip
80
Bölümlü Kitap
Si̇ri̇us Tanitim1.Bölüm: İlk Karşilaşma2. Bölüm: Davet3. Bölüm: Pani̇katak4. Bölüm: Kaçirilma5. Bölüm: Si̇zi̇ Kurtaracağiz6.Bölüm: Kurtuluş7.Bölüm: “Güvendesi̇n”8. Bölüm: Dağ Evi̇9. Bölüm: “Si̇ri̇us Gi̇bi̇si̇n”10. Bölüm: İlk Öpücük11.Bölüm: Kurşun12.Bölüm: Kirmizi Araba13. Bölüm: Papatya14.Bölüm: “Di̇lek Hakki”15.Bölüm: Maskeli̇ Balo16.Bölüm: Siradan Hayat17.Bölüm: Gökkuşaği18.Bölüm: Tuzlu Kahve19.Bölüm: Hayal Kirikliğim20.Bölüm: Kalpsi̇zsi̇n21.Bölüm: Kaybetti̇k22.Bölüm: Cenaze23.Bölüm: Açiliş24.Bölüm: Annen Gi̇bi̇25.Bölüm: Bi̇li̇nmeyen Numara26.Bölüm: Sahne Seni̇n27.Bölüm: Kuzen28.Bölüm: Yara29.Bölüm: Perde Kapandi30.Bölüm: Gün Işiğim31.Bölüm: Kli̇şe32.Bölüm: Sürpri̇z33.Bölüm: Bulutcuk34.Bölüm: Çi̇kolatali Pasta35.Bölüm: Domi̇no Taşlari36.Bölüm: “Annesi̇yi̇m”37.Bölüm: Terci̇h38.Bölüm: Kan Bağsiz Ai̇le39.Bölüm: Arkadaş40.Bölüm: Savaş Zamani41.Bölüm: Yildizlar42.Bölüm: Arindirilmiş Masumluk43.Bölüm: Güzel Ruhlar44.Bölüm: Çaresi̇zli̇k45.Bölüm: Fi̇nalSi̇ri̇us 2: Kayip Gezegen Kesi̇tKayip Gezegen 1. Bölüm: KayipKayip Gezegen 2. Bölüm: Aci Eşi̇ği̇Kayip Gezegen 3. Bölüm: Çaresi̇zli̇kKayip Gezegen 4. Bölüm: İlüzyonKayip Gezegen 5. Bölüm: OperasyonKayip Gezegen 6.Bölüm: Saç Teli̇Kayip Gezegen 7. Bölüm: Kelebek ÖmrüKayip Gezegen 8. Bölüm: DostKayip Gezegen 9. Bölüm: "İyi̇li̇ğe Karşi İyi̇li̇k"Kayip Gezegen 10.Bölüm: Yangin Yeri̇Kayip Gezegen 11. Bölüm: 'Neden?'Kayip Gezegn 12. Bölüm: Her Şeye Yeni̇denKayip Gezegen 13.Bölüm: 'Evi̇m Gi̇bi̇'Kayip Gezegen 14. Bölüm: Ruhun Gölgesi̇Kayip Gezegen 15. Bölüm: TutsakKayip Gezegen 16. Bölüm: KivilcimKayip Gezegen 17. Bölüm: 'Gerçekler'Kayip Gezegen 18. Bölüm: SarhoşKayip Gezegen 19. Bölüm: AcimsinKayip Gezegen 20. Bölüm: Savaş Bi̇tti̇Kayip Gezegen 21. Bölüm: Hi̇ssetmekKayip Gezegen 22. Bölüm: "Tanişma"Kayip Gezegen 23. Bölüm: Anneli̇kKayip Gezegen 24. Bölüm: "Sonsuza Kadar"Kayip Gezegen 25. Bölüm: Yara İzi̇Kayip Gezegen 26. Bölüm: SanciKayip Gezegen 27. Bölüm: "Meleği̇m"Kayip Gezegen 28. Bölüm: Kaybetme KorkusuKayip Gezegen 29. Bölüm: "Yildiz Korhan"Kayip Gezegen 30. Bölüm: Sonsuz Olmak (Fi̇nal)Si̇ri̇us’a VedaSosyal MedyaÖZEL BÖLÜM
Hikayeyi Paylaş
Loading...