Yeni Üyelik
17.
Bölüm

16.Bölüm: Siradan Hayat

@peteichor_

"Hazır mısınız öğretmen hanım?"

"Neye?"

"Yeni ve sıradan hayatımıza..."

"Hazırım. Uyuz..."


16. BÖLÜM: SIRADAN HAYAT


Sabah gözlerimi, Barlas'ın saçlarımı okşayan elleriyle açmıştım.


"Günaydın öğretmen hanım."


"Günaydın uyuz..."


Gülümseyerek gözlerimi açtığımda; Barlas alnımı öpüp ayağa kalkmıştı.


"Hadi bakalım seni eve bırakıp, şirkete geçmem lazım. çok çalışmam gerek!"


Kafamı sallayıp kalktığımda, Barlas'ın çoktan hazırlandığını fark etmem çok uzun sürmedi. Her zaman olduğu gibi simsiyah giyinmişti.


"Erkencisin."


Barlas kafa salladı.


"Evet! Tatilimiz bitti Adel hanım. Öğrencilerin seni, müşterilerim de beni bekler!"


Gülümseyerek kafa salladım.


"Bende onları çok özledim..."


Yüzümdeki buruk gülümseme, Barlas'ın alaylı gülüşüyle son bulmuştu.


"Öğrencileri velilerine vermeyi unutma. Sıkıntı çıkmasın sonra öğretmen hanım!"


Elimdeki yastığı Barlas'a fırlattım.


"Uyuz!"


Barlas gülerek yastığı bana geri fırlatıp odadan çıktığında, kendime gelip üstüme çekidüzen verdim. Burada kıyafetim olmadığı için eve böyle gidebilirdim. Saçlarımı tarayıp yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indiğimde, Barlas elinde bir paketle beni bekliyordu.


"Bu ne?"


Barlas elindeki paketi bana uzattı.


"Bu senin için."


Elindeki paketi aldığımda telefon olduğunu fark etmem çok uzun sürmemişti. Paketi geri Barlas'a uzattım.


"Teşekkür ederim ama gerek yok."


Barlas beni kendine çekip gözlerime baktı.


"Gerek var güzelim. Ben aradığımda sana ulaşmak istiyorum ve bu telefondan ulaşmak istiyorum."


"Barlas gerçekten ben-"


"Lütfen Adel. Sadece bir telefon."


Kafamı yana çevirdiğimde Barlas tekrar gözlerine bakmamı sağladı.


"Sirius inat etme de al hadi."


Oflayarak telefonu elime aldığımda kafamı eğerek gülümsedim.


"Teşekkür ederim..."


"Bende rica ederim o zaman."


Gülümseyerek alnımdan öptüğünde Barlas elimden tutup beni mutfağa çekiştirmeye başladı.


"Önce Kahvaltı!"


Gülümseyerek Barlas'ın hazırladığı tabaklara baktığımda masaya oturmuştuk.


"Eee beğendiğiniz mi öğretmen hanım!"


"Çok..."


Barlas gülümsediğinde benimde yüzümde gülümseme oluşmuştu. Sessizce yemeğimizi yedikten sonra hızla arabaya bindik.


"Ne yapacaksın bugün?"


Barlas'ın sorusuyla gözlerim Barlas'la buluştu.


"Okula gideceğim. Sonrasını bilmiyorum haber veririm!"


Barlas kafasını salladığında bende ona sorma gereği hissetmiştim.


"Sen ne yapacaksın?"


"Benimde yapmam gereken çizimler var tüm gün şirkette olacağım."


Gülümseyerek Kafa salladığımda yolu izlemeye başladım. Bugün her şeye yeniden başlıyorduk. Yeni bir hayata başlamanın heyecanı vardı üstümde... Aslında başlayacağım hayat alışık olduğum bir hayattı, tek farkı yanımdaki adamdı. Elimde hissettiğim sıcaklıkla bakışlarım Barlas'ın birleştirdiği ellerimize döndü. Elimi dudaklarına götürdüğünde içimde hissettiğim sıcaklık hissi gülümsememi genişletmişti. Tekrar başımı cama çevirdiğimde çok geçmeden oturduğum apartmanın önüne gelmiştik. Araba durduğunda gülümseyerek bana doğru dönen Barlas'a döndüm.


"Hazır mısınız öğretmen hanım?"

"Neye?"

"Yeni ve sıradan hayatımıza..."

"Hazırım. Uyuz..."


Barlas, alnımdan öpüp gülümsedi.


"Görüşürüz güzelim. Dikkat et."


Kafa sallayıp yanağından öptüm ve hızla arabadan indim.


"Kaç bakalım nereye kadar kaçacaksın!"


Barlas'ın bağırışına cevap vermeden hızla apartmana girdim. Yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum. Dairenin önüne geldiğimde kapıyı hızla çaldım. Çok geçmeden kapı açıldığında Güneş'in heyecanlı bakışları gözlerimi buldu.


"Adel'im!"


"Güneş!"


Güneş beni kendine çekip sarıldığında bende ona sıkıca sarılmıştım. Şu an evimde ve Güneş'le olmayı ne kadar özlediğimi bir kere daha anlamıştım. Bir süre sıkıca sarıldıktan sonra eve girdiğimde Güneş hızla konuşmaya başladı.


"Ay Adel! Neler oldu!"


Gülerek kafamı salladım.


"Tahmin edebiliyorum..."


"Otur hemen konuşmamız lazım!"


Kafamı salladığımda Güneşle koltuğa oturmuştuk.


"Adel! Biz Batuhan'la sevgili olduk-"


İkimizde sevinçle çığlık attığımızda birbirimize sarılarak gülmeye başladık. Ne kadar farkında olursam olayım bu tepkiyi vermem gerekiyordu.


"Sen yokken Batu hep yanında oldu. Sürekli geldi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordu. Onunla çok güzel vakit geçirdik! Sen hastanedeykende hep destek oldu bana... çok kötü zamanlardı hatırlamak istemiyorum. Neyse yani böyle böyle yakınlaştık ve sevgili olduk! Çok iyi çocuk kızım!"


"Çok sevindim Güneş'im! Gördüğüm kadarıyla Batu iyi bir çocuğa benziyor! Çok mutlu olun kuşum!"


Güneş gülümseyerek bana sarıldığında bende ona karşılık verdim.


"Deli kız!"


Güneş aceleyle kalktığında şaşırarak ona baktım.


"Ben gidiyorum! İşe geç kalacağım. Patron kızmasın! Öpüldün!"


Gülümseyerek ona öpücük attığımda patron dediği kişinin Batu olduğunu anlıyordum.


"Görüşürüz!"


Güneş hızla çıktığında bende kalkıp duşa doğru ilerledim. Bir duş almak iyi gelebilirdi. Kısa bir duşun ardından üstüme renki uzun bir elbise giyip yüzüme hafif bir şeyler sürdüm ve saçlarımı salık bıraktım. Hazır olduğumda aynada kendime baktım. Artık başlıyordum yeni hayatıma daha doğrusu eski hayatıma yeniden başlıyordum. Barlas'ın yeşilleriyle...


Ben Adel Rana Arın bugün benim dönüm noktam olan gün. Her şeye baştan başladığım gün. Bir zamanlar kaçtığım adam, artık benimle kaçan adamdı. Sığınağımdı... onun sığınağı yıldızlardı benimki yemyeşil ormanlardı... Onun gözleriydi... Bugün bambaşkaydı, her şeyi geride bıraktığım gündü bugün. Başlıyorduk.


İç konuşmamı bir kenara bırakıp, Aynanın karşısından ayrıldım. Çantamı aldıktan sonra ayakkabılarımı da giyip evden çıktım. Kısa bir yürüyüşün ardından durağa geldiğimde; otobüse binerek kulaklıklarımı taktım ve yolu izlemeye başladım. Yine kulaklarımda tanıdık ses bana eşlik ediyordu. Çağan Şengül'ün sesi...


"Ya sen olmasaydın hiç

Yarım kalır, tüm renklerim bildiklerim

Sevmek buysa, bir yaprağım nehirdeki

Hep dolan gözümsün, en güzel şiirlerim


Yorgun düşmem ben, aşk yoldan dönmez

Kurşunlar yağdır, aşıklar ölmez

Hep sendin belki, yaktın hiç sönmez

Nolur üzülme, yüzüm hiç gülmez."


Şarkı kulaklarıma doldukça aklımda Barlas'la yaşadıklarımız bir bir canlanmaya başlamıştı. Onunla ilk karşılaşmamız, gözlerimizin buluştuğu ilk an, beni tuvalete kilitlemesi... o zaman kızdığım şey şu anda komik gelmişti. Gülümseyerek düşüncelerimin akışına bıraktım kendimi. Aklıma gelen başka bir anımızdı gülümseten. Barlas'ın yaptığım yemeği gizli gizli yemesi... Annemin ölümünden sonra Barlas'ın benimle yıldızların altında uyuması... Buruk bir gülümseme oluştu yüzümde annem ölmüştü. annem artık yoktu... Barlas beni hayatından uzak tuttukça hayatına çekmişti ve halimden memnundum. Dün yaşananlar geldi sonra aklıma. Barlas'ın söyledikleri.


"Yıldız kaydığında dilek dileriz, mutlu oluruz. Ama o yıldız aslında yanar ve ölür. Gökyüzünde yıldız yanar biz umut ederiz."


Demişti Barlas. Haklıydı da... Gökyüzünde sönen bir yıldızdan Dilek diliyorduk. İnsanlar garipti, gariptik... Bizi mutlu eden, umut ettiren; bir yerlerde sönen, yanarak ölen yıldızlardı.

Düşüncelerimden sıyrılmama sebep olan durağa gelmiş olmamdı. Hızla ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim ve otobüsten indim. Okula doğru hızla yürüdüğümde çok geçmeden okula gelebilmiştim. İçeri girdiğimde hızla Beyza ablanın sınıfına ilerledim. İçeri girdiğimde beni ilk fark eden kişi Deniz olmuştu.


"Adel!"


O koşarak bana gelip belime sarıldığında tüm çocuklar da onu takip ederek yanıma gelip sarılmışlardı. Onları çok özlemiştim belli ki onlarda beni özlemişti. Hepsinin bir ağızdan bağırması beni gülümsetmişti.


"Öğretmenim!"


Gülümseyerek hepsine kocaman sarıldığımda gözlerim Beyza ablayı bulmuştu. Gülümseyerek ve endişeyle yanıma geldiğinde, çocuklardan ayrılıp ona sarılmıştım.


"Hoş geldin canım. İyi misin? Ağrın sızın var mı?"


Soran bakışlarım onu bulduğunda ne demek istediğini anlamamıştım. Açıklamak ister gibi anlayışla kolumu sıvazladı.


"Ameliyatın iyi geçmiş. çok sevindim canım."


"Ameliyat?"


"Böbreklerinden ameliyat olmuşsun Ya!"


"Ha evet! İyi geçti!"


Anlaşılan okula gelmediğimde mazeret olarak bunu söylemişlerdi. Bozuntuya vermeden anlayışla kafamı salladım.


"Özlemişim sizi!"


Beyza abla gülümseyerek tekrar bana sarıldı.


"Bizde seni!"


Beyza ablaya gülümsedikten sonra çocuklarla ilgilenmeye başlamıştım. Birlikte her zaman olduğu gibi film izlemiş, boyama yapmış ve oyun oynamıştık. Güzel bir kaç saatin ardından saat beş olduğunda tüm öğrencileri teslim etmiştik. Üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra bende çıktığımda bütün gün bakmadığım telefonum aklıma geldi. Telefonumu aldığımda Barlas'ın telefonda kayıtlı olduğunu fark ettim. Kendisini uyuz diye kaydetmişti... gülümseyerek numaraya tıklayıp beklemeye başladım. Çok geçmeden telefon açıldığında Barlas'ın sesi kulaklarıma doldu.


"Öğretmen hanım?"


"Uyuz... Neredesin? Napıyorsun? İyi misin?"


"Yavaş öğretmen hanım! İyiyim, şirketteyim ve çalışıyorum!"


Yüzüm istemsizce asılmıştı.


"Çok işin var mı daha?"


Barlas'ın hafifçe güldüğünü duydum.


"Ne oldu beni mi özledin."


"Hayır! Yani şey! Evet ama neyse!"


Barlas daha fazla güldüğünde bende istemsizce gülmüştüm.


"Güzelim yemek bile yiyemedim. yetiştirmem gereken çok çizim var."


"Anladım... Ben seni tutmayayım öyleyse. Görüşürüz!"


"Görüşürüz Sirius."


Gülümseyerek telefonu kapatıp durağa ilerledim. Durağa geldiğimde Güneş'i aradım. Barlas'ı özlemiştim ve eğer o gelemiyorsa ben gidecektim. Sessizce oturur, işinin bitmesini bekleyebilirdim.


"Alo! Efendim kuzum."


"Güneş bana Şirketin adresini atar mısın?"


"Tabi balım bir şey olmadı değil mi? Ben çıktım."


"Yok bir şey olmadı. Barlas'ın yanına gideceğim."


"Tamam tatlım atıyorum! Öpüldün."


Gülümseyerek telefonu kapattığımda çok geçmeden mesaj gelmişti. Adrese nasıl gidileceğine baktıktan sonra en yakın durağa giden otobüse binip yolu izlemeye başladım. Çok geçmeden durağa geldiğimde, otobüsten inip durağın karşısında gözüme çarpan makarnacıyı fark ettim. aklıma gelen fikirle gülümsedim. Barlas acıkmış olmalıydı.


Hızla makarnacıya girdim. 


"Merhaba!"


Kasiyer gülümseyerek bana baktığında bende ona gülümsedim.


"Merhabalar! Ne istemiştiniz?"


"Ben iki tane kremalı tavuklu makarna alayım!"


"Tabii."


Kasiyer gülümseyerek siparişimi aldığında ücreti ödeyip; makarnaların çıkmasını beklemeye başladım. On dakika sonra makarnalar hazırdı. Hazır olan paketlerimi alıp çıktım. Beş dakikalık yürüyüşün ardından şirkete ulaştığımda gülümseyerek içeri girdim. Etrafa bakındığımda gözlerim tanıdık yüzü buldu. Batuhan'ı.. Batuhan hızla yanıma ulaştığında, çekingen bakışları tekrar beni buldu.


"Hoş geldin Adel!"


"Hoş buldum."


Gülümseyerek konuştuğumda utanarak bir elini başına götürmüştü.


"Nasılsın?"


Batu utanarak gülümsediğinde bu halleri beni de gülümsetmişti. Çekingen bir çocuktu.


"İyiyim Adel teşekkür ederim. Ya sen?"


"İyiyim. Şey Güneş bahsetti. Çok mutlu olun..."


"Sağol Adel. Sizde mutlu olun..."


Aramızda bir sessizlik olduğunda Batu sessizliği bozarak gülümsedi.


"Şey... Barlas üçüncü katta odasında. Sağdan ikinci oda!"


"Teşekkür ederim!"


Gülümseyerek kafa salladığımda hızla asansöre binip yukarı çıktım. Barlas'ın odasına geldiğimde kapıyı çaldım. Ses gelmeyince içeri girdiğimde, Barlas'ın karşısında bir adam duruyordu ve hararetle tartışıyorlardı.


"Barlas?"


İkiside bana döndüğünde, Barlas'ın karşısındaki yüzün tanıdık bir yüz olmasını ummuyordum.


"Adel?"


"Adel?"


Barlas'ın ve karşısındaki Adamın sesleri birbirine karıştığında İkisininde gözleri birbirlerini bulmuştu. Karşımdaki Adamı hatırlamıştım. Bu adam beni arabasına alan adamdı. Deniz ve beni kurtaran adam... Uraz Aymaz...


_____________________________

Sevgili okurlarım giderek büyüyoruz. Bana, hikayeme şans veren ve destek olan herkese teşekkür ederim iyi ki varsınız. Okuduktan sonra lütfen fikirlerinizi benimle paylaşın. Eleştiriye her zaman açığım hoşça kalın❤️‍🩹


TikTok: petrichor0_1 


✨Arkadaşlar TikTok hesabımda kitap hakkında videolar paylaşıyorum bilginize ✨

_____________________________

Loading...
0%