Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5. Bölüm: Si̇zi̇ Kurtaracağiz

@peteichor_

"Korkma Adel kurtaracağız sizi. Hem ağlama. geldiğimde ağlamaktan şişmiş gözlerle ,sümüklü ,çirkin bir kız görmek istemiyorum."

    

5.BÖLÜM: "SİZİ KURTARACAĞIZ"


Barlas'ın Ağzından:


"Barlas bu işin şakası yok! Bu adamlar bu işin Peşini bırakmayacak!"


Abimin söylediği sabrımı taşırmak üzereydi. Aldığımız büyük ihale şimdiden başımıza dert açmıştı, Aslan Boykan denen adam büyük bir mafya çetesinin Lideriydi aynı zamanda iç mimarlık şirketleri vardı. Bizimkine nazaran daha büyük ve köklü bir şirketti. Bu ihaleyi almamızı yedirememişlerdi ,baştan beri bu ihaleyi almak istiyorlardı ama alamamışlardı çünkü o ihale bizim hakkımızdı, bizim emeklerimizdi. ona bırakmazdık. çalışanlar, biz; gecemizi gündüzümüze katıp çalışmıştık ve her ne olursa olsun bu ihaleyi vermeyecektik. Parmaklarımla başımı ovuşturmayı bırakıp çatık kaşlarla abime döndüm.


"Abi biz bu iş için gecemizi gündüzümüze kattık! Bir yolu olmalı!"


"Barlas bu adamlar tekin değil-"


"Biliyorum Aslı tekin değiller ama elimizden bir şey gelmez! birbirimizi kollamalıyız. Babam bu işe bir çare bulacaktır."


Abim bir ileri bir geri düşünceli bir şekilde yürürken Aslı'nın çalan telefonuyla dikkatimizi ona vermiştik.


"Alo?"

....

"Nasıl ya?"

....

"Ta-tamam ben halledeceğim."


Aslı'nın ne konuştuğunu duymamıştık ama telaşlandığı belliydi. Aslı sendeleyince abim Aslı'yı belinden tuttu.


"Güzelim iyi misin? Noldu!"


Abimin telaşlı sesiyle birlikte Aslı'nın endişeli yüzü bembeyaz olmaya başlıyordu.


"Saat kaç Barlas?"


Aslı'nın fısıldar gibi konuşmasıyla hızla saate baktım.


"9.20 Aslı saatle ne ilgisi var?"


"Deniz evde değilmiş Demir! Saat kaç oldu?! Adel hanım eve bırakacaktı ama-"


"Adel güvenilir değil mi Aslı! Ya oğluma bir şey yaptıysa?"


"Yapmaz!"


Bu kendinden emin ses Aslı'nın değil benim sesimdi. Abim ne dediğini bilmiyordu. Neden böyle bir savunma yaptım bilmiyordum ama Adel böyle bir şey yapacak kıza benzemiyordu. Yani yapmazdı. Yapmamalıydı...


"Barlas bir şey biliyorsan söyle!"


"Bilmiyorum abi ama O kız yani öğretmen böyle bir şey yapacak birine benzemiyor!"


"Barlas haklı Demir. O kız öyle bir kız değil."


Aslı telefonundan bir şeylerle uğraşıp telefonu kulağına koydu. Aynı şeyi kaç defa yaptığını saymamıştım bile. Tek yaptığımız Aslıyı izlemekti.


"Aslı ne yapıyorsun?"


"Adel'i arıyorum."


Abim oturduğu yerden ayaklanıp Aslı'nın yanına gitti.


"Açmıyor mu?"


Aslı sadece başını iki yana sallamakla yetindi. Aklıma gelen fikirle telefonumu çıkarttım. Batu'yu arayacaktım. Onun asistanı Adel'in arkadaşıydı. Yerini bilmese de bir fikri olmalıydı. Telefonu çıkartıp Batu'yu rehberde buldum ve çaldırmaya başladım. Çok geçmeden telefon açılmıştı.


"Alo kardeşim?"


"Batu senin şu asistan orada mı?"


"Güneş mi?"


"Evet! her neyse. Ona ulaşmamız lazım. Adel yok Yani daha doğrusu Deniz yok. Bugün Deniz'i eve Adel götürecekti ama hala gelmedi. Ve telefonu kapalı. Güneş senin yanında mı?"


"çıktı. ben sana numarasını atayım ordan sen ara. Bana da haber ver merak ederim."


"Tamam kardeşim sağ ol."


Telefonu kapatıp Batu'nun numarayı atmasını beklemeye başladım. Çok geçmeden telefon titremişti. Hemen girip numarayı çaldırdığımda telefon İlk çalışta açılmıştı. Tedirgin çıkmaması için sesime özen göstermeye çalıştım.


"Alo Güneş. Selam, ben Barlas-"


"Ne yaptın arkadaşıma yine! Nerede Adel?! Söyle! Niye susuyorsun söylesene! Çabuk arkadaşımı geri getir! Çabuk! Nerde Adel? Söylesene!"


Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp yüzümü ekşiterek bu kızın konuşmasının pardon cırlamasının bitmesini bekledim. Anlaşılan o gün Adel her şeyi anlatmıştı ve şu an arkadaşı doğal olarak benden şüphelenmişti. Susmayacağını anlayınca araya girmek zorunda kaldım.


"Güneş sakil ol! Ben bir şey yapmadım. Bugün Deniz'i eve Adel getirecekmiş ama ikisi de ortada yok."


"Nasıl?"


"Yok işte Güneş bende senin bildiğini düşünerek seni aradım."


"Adel böyle yapmazdı. Beni asla habersiz bırakmazdı."


Güneş'in ağlamaya başladığını anladığımda onunda burada olmaya hakkı olduğunu düşündüm. Sonuçta onunda arkadaşı kayıptı.


"Güneş Batuyu ara ve Barlas bizi şirkete çağırdı de. Benim odama gelin! Hemen!"


Güneş telefonu kapattığında kabul ettiğini anladım. Abimle Aslı bana merakla bakarken konuşmaya başlayacaktım ki Bir anda Abimin telefonu çalmasıyla dikkatimizi ona verdik. Bilinmeyen bir numaraydı arayan. Abim telefonu açıp hoparlöre verdi.


"Baba!"


"Oğlum!"


Denizin sesini duymamızla Aslı ayağa fırlamıştı. Bende merakla dinliyordum.


"Merhaba Demir Bey!"


Aslan denen adamın sesini duyurduğumuzda hepimiz gerilmiştik. Abim dişini sıkarak konuşmaya başlamıştı.


"Sen... ulan şerefsiz bırak oğlumu sana dünyayı dar ederim!"


Aklıma gelen düşünceyle yüzümde anlamsız bir ifade oluşmuştu. Adel, O da Aslan denen adamın elinde olmalıydı. Acaba iyi miydi? Kapalı alana kapatmışlarsa nefesi kesilirdi, duramazdı. İçimde oluşan korkuya bir türlü anlam verememiştim. Çok büyük bir korku ve endişe vardı içimde. Ya onlara bir şey olursa? Ya Adel'e bir şey olursa...


"Önce bir sakin olalım mı?"


Asla'nın sesini duymak git gide midemi bulandırıyor ve sinirden kaslarımın gerilmesine sebep oluyordu. Bu kez konuşan abim değil bendim.


"Ne istiyorsun?"


Ben konuştuğumda kısa bir süre sessizlik olmuştu. Daha sonra Aslan denen adam biraz daha ciddileşerek konuşmaya başladı.


"Ne istediğimi biliyorsun Barlas."


"Barlas!"


Adel'in bitkin sesini duyduğumda kalbime yumru oturmuştu sanki. Bu kıza sinir oluyordum. Tek yaptığı öfkelendirip ayarlarımla oynamaktı. Ama bir şey vardı bu kızda ve şu an her ne olursa olsun onun için korkmuş, endişelenmiştim.


"Adel..."


Sesim fısıltıdan farksızdı. Sesi ilk defa dik kafalı ,sinirli Ya da mesafeli çıkmamıştı. Bitkindi, korkmuştu, bana ihtiyacı vardı... Sesini böyle duymak hoşuma gitmemişti. Ben o asi kızın ,burnu havada kızın sesini duymak istemiştim. Sadece Adımı söylemişti ama ben ne durumda olduğunu tahmin edebiliyordum.


"Ne o Barlas yoksa bir taşla iki kuş mu vurduk? Büyük abinin oğlu ve küçük kardeşin sevgilisi ha? İyiymiş sevdim bunu. Bu kızı Deniz'i bir türlü bırakmadığı için kaçırmak zorunda kaldık ama şimdi dikkatimi daha da çekmeye başladı."


Söylediği şey sinirden delirmeme sebep olmuştu. Telefonu abimin elinden çekip bağırmaya başladım.


"Bana bak Orospu çocuğu! Ne Adel'in ne Deniz'in kılına dahi dokunursan seni doğduğuna pişman ederim! Anladın mı! Rahat bırak onları!"


Karşıdan gelen gülme sesi iyice sinirlerimi bozmuştu.


"Sakin Barlas bey sakin! Kelimelerimizi seçerek konuşalım. Şimdi size iki gün süre . O iki günde ihaleden gelen parayı istiyorum! Anlaşıldı mı? Kararınızı yarın sizi aradığımızda bildirirsiniz."


"Önce Deniz ve Adel'in sesini duymak istiyorum!"


Adam derin bir iç çekip bir şeylerle uğraştıktan sonra ilk önce Deniz'in sesi gelmişti.


"Baba!"


Deniz'in sesini duyduğumuzda telefonu abime uzattım. Aslı sesini normal tutmaya çalışarak konuşmaya başladı.


"Oğlum... korkma tamam mı bir tanem kurtaracağız sizi."


Deniz'in sesi normal geliyordu. Deniz her zaman Cesur bir çocuk olmuştu. Korksada bunu bize hiç yansıtmazdı.


"Korkmuyorum anne! Hem Adel benden daha korkak çıktı.ağlıyor ,korkuyor."


Deniz'in söylediği şey kaşlarımı çatmama , yumruklarımı sıkmama sebep olmuştu. Adel ağlıyor muydu? Bu kız için neden endişelendiğimi bilmiyordum. Sinir bozucu kızın tekiydi. Ama son olanlardan sonra ona borçlu hissetmiştim. Yaptığım biraz fazla olmuştu.


"Cesur oğlum benim korkma annecim..."


Ve telefon yine yer değiştirir gibi olmuştu.


"A-Alo."


Adel'in sesini duyduğumda telefonu abimin elinden çektim,kulağıma götürdüm.


"Adel..."


"Barlas ne oluyor?"


"Korkma Adel kurtaracağız sizi. Hem ağlama. geldiğimde ağlamaktan şişmiş gözlerle ,sümüklü ,çirkin bir kız görmek istemiyorum."


Adel'in bitkince güldüğünü duyduğumda yüzümde gülümseme oluşmuştu.


"Uyuz..."


Telefon kapanmıştı. Adel'in sesi gerçekten kötü geliyordu. Ağladığı bes belliydi, korkmuştu. İçimde anlamsız bir korku ve endişe vardı. Bu kızı merak ediyordum. Bazen çok korkak bazen çok cesurdu. Bazen gözlerime nefretle bakıyordu, bazende gözlerinde saf şefkat görüyordum. O gün arabada sayıklarken 'baba çıkar beni demişti' bazen 'Anne' diye sayıklamıştı. anlam verememiştim ama içimde durduramadığım bir merak vardı. Uyandığında ondan özür dilemeyi düşünmüştüm ama ağzımı açmama Bile izin vermeden rüzgar gibi esip geçmişti.

Deniz'i bu sabah kendim bırakmak istemiştim. Adel'in nasıl olduğuna bakmak için yapmam gerekiyordu. Benim yüzümden panik atak geçirmişti.

Beni şaşırtan bu sabah yüzünde kızgınlık olmamasıydı, daha çok yüzünde gördüğüm kırgınlıktı. ya ben yanlış anlamıştım yada Adel gerçekten bana kırgın bakıyordu. Gözlerime bile bakmamıştı, hatta beni görmezden gelmişti, Denizle konuşmuş bana gelince cevap bile vermemişti. Yaptığım şeyin, onu oraya kapatıp panik atak geçirmesine sebep olmaktan daha fazlası olduğunu düşünmeye başlamıştım. Düşüncelerimi bölen abimin sakin çıkmaya çabaladığı sesiydi.


"Barlas? Daldın gittin!"


Ayağa kalkıp abime doğru yaklaştım.


"Abi bir şeyler yapmamız lazım!"


"Yapacağız abim de sen Adelle-"


Sinirle araya girdim. Ne Alakası vardı şimdi? Biz diye bir şey yoktu ki.


"Biz diye bir şey yok abi! Sadece..."


"Sadece ne Barlas?"


"Beyler konumuz bu değil! Demir oğlumu kurtarmamız lazım!"


Abim Aslı'yı belinden çekerek sarıldı ve başını öptü.


"Kurtaracağız güzelim..."


Aslı gözlerini kapatmış abime yaslanmıştı. Ortamda sessizlik hakim olurken içeri giren daha doğrusu dalan Güneş ve Batu'yla dikkatimizi onlara vermiştik.


"Barlas! Neredeymiş? Buldunuz mu? Nerede Adel?!"


"Bulacağız Güneş aldığımız ihaleyi başka isteyenlerde vardı. Deniz ve Adeli kaçırmışlar. Ama sakin ol onları bulacağız."


Durumu özetlediğimde Güneş kendini sandalyeye bırakmıştı. şaşırtıcı bir şekilde konuşmamıştı. Gözlerini dikmiş yere bakıyordu.


"İyi misin?"


Bunu söyleyen Batu'ydu. Güneş Batuya dönmeden başını sallamakla yetindi.


"Ne yapacağız abi?"


"Onları bulacağız kardeşim. Gerekirse taş üstünde taş kalmayacak ama bulacağız. Kalkın gidiyoruz!"


Abimin söylediğini yaparak hepimiz ayaklandık ve ofisten çıktık. Ne olursa olsun Adel'i ve Deniz'i bulmalıydık. Bu adamlar tekin değillerdi. Belki Deniz çocuk diye bir şey yapmazlardı ama acısını Adel'den çıkartırlardı. Bu adamların çocuklara dokunmadığını duymuştuk. Ama kaçırmakta zarar vermekti, hiç bir şeyden emin olamazdık. Bir an önce onları bulmalıydık. Bu adamlardan kurtulana kadar gerekli tüm önlemleri alıp onları korumalıydık.


                       BÖLÜM SONU

_____________________________


Duyuru; Kitap hakkında konuşacağım, yeni bölümlerden sizleri haberdar edeceğim bir kanal açtım. Kanal whatsApp üzerinden katıldığınızda numaranız ve adınız kanalda gözükmeyecek. Linkini buraya bırakacağım. Hoşça kalın 💙🦋


‎WhatsApp'ta Yağmur / Petrichor🦋 kanalını takip edin: https://whatsapp.com/channel/0029VaEbQO79cDDVUw06iy0e


Eğer bu linkten ulaşamazsanız İnstagram hesabımdaki attığım hikaye de de link var💙


Yeni bölüm sizlerle! umarım seversiniz... yorumlarınızı, eleştirilerinizi, oylarınızı bekliyor olacağım. Umarım keyifle okuyorsunuzdur. Bir dahaki bölüm en kısa zamanda sizlerle olacak. Sizi seviyorum hoşça kalın🧡


TikTok: petrichor0_1 

İnstagram: peteichor_0


✨Arkadaşlar TikTok ve İnstagram hesabımda kitap hakkında videolar paylaşıyorum bilginize ✨

_____________________________

Loading...
0%