@petekli91
|
Rojdanın da yardımı ile masa ve mutfağı toplayan Aykız çayları doldurup merdivenlere yönelmişti. Büyüklerinden başlayarak uzatmaya başladı çayları. Kocası uzatılan çayı almayınca hafifçe başını kaldırıp baktığında kendisini izlediğini gördü. Başını tekrar indirince Ömer uzanıp çayı almıştı. Bunu yaparken de babaannesine kötü kötü bakmayı ihmal etmedi. Karısının kırmızı gözlerinden ağladığı net bir şekilde anlaşılıyordu. Ferhunde hanım ise o sıra höpürdete höpürdete çayını içiyordu. Zerre tınlamıyordu torununu. Köşeye bir yere geçip oturdu Aykız çayları dağıttıktan sonra. Sohbeti dinlemeye başladı. Onlara sessizce ayak uyduruyordu. İki bardak çaydan sonra kocası kalkıp tekrardan çalışma odasına gitmişti. O zaman daha rahat oturmuştu Aykız. Öbür türlü hep bir diken üstünde oluyordu. Herkes akşamın sonunda odasına çekildiğinde Rojda ve Aykız mutfağı toplamış ve birer kahve yapıp eski günlerdeki gibi sohbet etmeye başlamışlardı. Keyifli geçen birkaç saatin sonunun geldiğini mutfağın kapısından giren adam ile de anlamıştı. Ama neden sinirli sinirli bakıyordu onu anlamamıştı. Ömer evrak işlerinin kalanını halletmek için çalışma odasına geçmiş ve bitirmeye çalışmıştı. Yaptığı birkaç telefon görüşmesi ile de sonunu getirmişti. Kafası iyice şişmeye başlayınca da elindeki son iş ile ayaklanıp önce bir vücudunu esnetti sonra da masayı gelişigüzel toplayıp yatak odasına doğru yol aldı. Etrafta ses olmadığı için bir de gece bire yaklaştığı için doğruca odaya yönelmişti. Muhtemelen karısı uykuya da dalmıştı. Onu tedirgin etmeden uyuyacaktı en azından. Odaya girdiğinde onu karşılayan karanlık ile bir dursa da camdan gelen hafif ışık ile değiştiririm üstümü diye düşündü ve dolaba yöneldi. Rasgele eline bir eşofman çekip üstünü çıkararak onu giyindi. Üstü çıplak kalsa da önemsemedi. Bir an önce kendisine alışması lazımdı. Bu yüzden ses çıkarmadan yatağın kendi tarafına geçti. Kendi tarafım diye fısıldadı sonra. Artık yatağa yatarken bile belirli bir yere yatıyordu. Hafifçe tebessüm ederek uzandı ve kolunu direk karısına attı. Gelen boşluk hissi ile birkaç defa ileri doğru yoklasada eliyle hemen doğrulup gece lambasına bastı. Etrafa yayılan loş ışık ile boş yatağı fark edince kaşlarını çatarak ayaklandı. Gözü doğrudan odada ki koltuğa yönelmişti. Orada da yoktu. Banyoya geçti hemen sonra. Orada da bulamayınca hızlı adımlarla dışarı çıkıp avluyu görecek konuma gelince mutfaktan sızan ışığı görüp merdivenlere yöneldi hızlı adımlarla. Çat diye girdi mutfağa. Suratı hala beş karış kaşları hâlâ çatıktı. Mutfakta Rojda ile birlikte divana kıvrılıp oturan karısını görünce bir rahatlama gelsede saatin farkına tekrardan varınca "hayırdır?" diye sorarak karısına doğru yaklaştı. Üstünün farkında değildi hâlâ daha doğrusu üstsüz olduğunun. Aykız mutfağa çıplak bir şekilde üstelik sinirli bir şekilde giren adam ile neye uğradığını şaşırmış ve yine hemen nerede yanlış yaptığını düşünmüştü. Hızlı hızlı üstüne doğru gelmiş ve "hayırdır?" diye bir soru yöneltmişti kocası. "Ağabey. Noluyor ya. Ne demek hayırdır." "Kızım siz saatin farkında mısınız?" "Ağabey sohbet ediyorduk ne bileyim farkına varmadık." "Ne demek varmadık. Yatmaya gidiyorum karım odada yok." Kıkırdadı Rojda. Delingibi gülmek istiyordu ama ağabeyinden çekindiği için sessizce gülmeye çalışıyordu. Aykız'ın yanakları allanmış gözlerini kaçırıyordu önünde ki adamdan. Allah aşkına niye çıplaktı bu adam. Hadi odada çıplaktı ne demeye bu şekilde buraya inmişti. Hiç başkaları da olur diye düşünmemiş miydi yani. "Sırıtma Rojda alacağım ayağımın altına." Elini uzatıp gözlerini kaçıran karısının eline yapıştı. Yavaşça kendine çekip ayaklanmasını sağladı. Karısı terliklerini giyince de çekiştirerek mutfaktan çıktı. Çıkmadan da kardeşine "Yat zıbar beni deli etme. Bir daha da karımı bu saatlere kadar alıkoyma." diyerek çıkıp merdivenlere yöneldi. Hiç sesini çıkardı odaya geçene kadar ikili. Kapıyı kapatıp karısını kapı ile arasına alana kadar da sürdü bu durum. "Odaya bir geliyorum hanım ağa odasında yok." Aykız üstüne eğilen adam ile iyice kapıya sindi. Zaten çok utanmıştı birde kocası bu şekilde üstüne gelince ne yapacağını bilemedi. Ömer durumu fark edince biraz daha yaklaştı. Aykız artık kendisine değecek olan vücudu durdurmak için iki eli ile hafifçe itmek için dokunsa da adamın çıplak olduğunu anlayıp ateşe değmiş gibi çekti ellerini sıcak vücuttan. Sırıttı Ömer soğuk parmak uçlarını hissedince. "Be-ben. Ben." "Sen ne?" "Saati. Saati fark etmedim." Yutkundu derince. "Ama etmen lazım. Ne demek odaya kocadan sonra gelmek." "Özür dilerim. Dikkat ederim bundan sonra." "Dileme özür. Tamam. Sorun yok bir an göremeyince sadece..." sustu adam. Boğazını temizledi Aykız. Kocasının bakışlarını hissediyor ama başını kaldırıp bakmıyordu. "Çekilir misin?" İç çeken Ömer kenara kaydı. Aykız hızlı adımlar ile ayrıldı adamın önünden ve pijamalarını alarak banyoya girdi. Bu adam onu delirtecekti sonunda. İçeri girme hızına zıt olarak yavaş yavaş giyindi. Banyodaki günlük rutinleri tamamlayıp tam kapıya uzanacakken kapı birden açıldı. Hâlâ çıplak olan kocası "niye oyalanıyorsun?" diye sorarak kapıda dikildi önüne. "Düşlerimi fırçaladım." diyebildi sadece. Birkaç saniye karısını süzen Ömer kenara kaydı. Aynı pijamayı giyinmişti. Aykız yine hızlı hareket ederek eşyalarını bıraktı ve dün yattığı tarafa geçip önce dağılmış olan yatak örtüsünü topladı sonra da örtünün altına girerek yine yatağın ucuna sindi. Yatağın diğer tarafından onu izleyen Ömer uç tarafa yatan karısını görünce çatık kaşlarını bir an düzeltmeden yatağa girdi. Yavaş olayım korkutmayayım alışsın bana felan diye düşünüyordu yayakta onu göremeyinceye kadar. Ama Ömer sabırsız bir adamdı. Sinrili bir adamdı. Bu yüzden kokulu karısının karnının üstünden beline dolayıp direk kendisine çekti. "Hhhhhh." "Korkma." "Na-napıyorsun?" "Yatıyorum Aykız. İyi geceler." Aykız ileri doğru hareket edip kocasının kolundan kurtulmaya çalışınca "Rahat dur. Yatağa gelmemenin cezası bu." Tekrar ileri atılacağı zaman bu sefer Ömer daha çok çekip kendisine yapıştırdı. "Rahat dur dedim sana. Yoksa ben rahat durmayacağım." diyen adam ile put gibi kaldı yine Aykız. Ne yapmaya çalışıyordu bu adam. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu. Ömer gelen koku ile birden mayışmış ve yüzünü karısının saçlarına görmüştü. Ilık nefesi Aykız'ın saç diplerine vururken bu sefer çabuk uykuya dalan Ömer olmuştu... |
0% |