Bu bölümde ilk olarak timin konuşması olacak iyi okumalar dilerim hatalarım olursa kusura bakmayın
Utku ve Ala karargahtan çıktıktan sonraki konuşmalar
Çakır Timi
Yiğit Türkerin Timi
Yüzbaşı Yiğit Türker
Kıdemli üsteğmen Göktürk Yaman
Üsteğmen Karan Soysal
Teğmen Batur Akay
Astsubay kıdemli üstçavuş Eylem Bozkır
Astsubay üst çavuş Merih Atay
Çakır timinin konuşmaları
Merih :lan bizim utku üsteğmen evlenmiş heralde
Batur :harbi la o karargaha gelen doktor kadinla heralde soyadları da aynıydı
Merih: işim olmaz falan diyordu evlilik işiyle falan ama herkesin gönlünü fetheden bi kadın varmış demekki
Eylem: doktor kadın gelince yüzünde güller açtı adamın
Batur: Ama güzel kadın komutanımada böylesi yakışırdı kızıl saçlı mavi gözlü yakışmışlar yani
Merih: bi de tekmil falan verdi onca askerin içinde Allahım sen nasip et
Karan: Hayırdır merih evlenmek istiyon heralde evlendirelim seni anan kız bakiyodu en son bir tanesini kabul et de kurtul
Merih :yok komutanım onları öyle görünce bi özenmedim değil yani
Yiğit : Hayırdır Merih kime özendin aslanım
Batur: komutanım dün gelen doktor kadinla utku komutanimdan bahsediyoruz evlenmiş heralde utku komutan
Karan : sanane kardeşim çok merak ettiysen git sor dedikodusunu yapmayın
Merih: acaba akrabasımı evlilik işlerine sıcak bakmıyodu çünkü bu güne kadar yanında bi kadında görmedik
Batur: bence karısı adam tüm karagahın önünde kucağına aldı kadını
Merih : bence akrabası lan varmısın iddiasına
Batur : varım lan nesine
Merih : yemek ısmarlamasına olsun ben akrabası diyorum sende karısı bakalım kim kazanıcak
Karan: sizi utku üsteğmene söylerim arkanızda dedikodu yapıyorlar derim
Merih aklının bi köşesine not etti yarın utku komutanına soracaktı evli olup olmadığını
hatırlatma
Pijamalarimı giyip yatağa uzandım ve tam o sırada kapı çaldı .
Gecenin bu geç saatinden kim gelebilirdi kapıya acaba amcamlarda bişey unuttum da utku onu mu bırakmaya gelmişti meraktan hemen kapıyı açtım karşımda bir adet Yiğit vardı ilk önce beni bi süzdü sonra ufak bi gülümseyle konuştu "kusura bakma gece gece rahatsız ettim ama bugün karargahta kolyeni düşürmüşsün onu vermeye geldim" dedi "kolyenin benim olduğunu nerden çıkardın" dedim markette çarpıstıgımızda da boynundaydı yere düşünce kırılmış ama ben yaptım öyle çok bişey yoktu dedi ve cebinden kolyeyi çıkarıp geri verdi "teşekkür ederim yiğit saol" dedim bişey değil iyi geceler dedi ama kapının önünde hala duruyodu gitmemişti bana bakıyodu çok mu komik görünüyodum acaba bende başımı kaldırıp ona baktım yine öyle yapıyodu sanki ilk gözünü çeken kaybeder oynuyoruz burda en sonunda gözlerini çekip tekrardan iyi akşamlar dedi ve merdivenlerden aşağı indi bende kapıyı kapattım isteyince nazik bi insan olabiliyormuş demekki Allahı var yakışıklı bi adamdı mavi gözler siyah saçlar ama fazla egosu vardı o kadar ego bünyesine zarar insanın bu kolyeyi annem almıştı bana o gündür hiç çikarmamıştım boynumdan tekrar geri boynuma taktım ucunda kuğu olan bi kolyeydi.Annemle bi türlü konuşamamıştık babamın yüzünden artık annemle bile doğru düzgün konuşamıyoduk şimdi de saat geç olmuştu arasam uyurdu büyük ihtimalle diye düşündüm yarın sabah kesin konuşacaktım annemle yatağıma yattım ve uyudum .
Sabah çadırdaki yaralılara bakmaya gideceğim için erken kalktım üstümü giydim üstüme siyah dar bi badi altıma koyu gri bol bi pantolon üstüne de koyu gri bi ceket giydim kahvaltımı yapıp evden dışarı çıktım .
Taksiyle direk köylüler için kurulan çadır evlerin yanına gittim utku , ve yiğitin Timi olarak düşündüğüm tim de burdaydı hemen Beyaz önlügümü giyip utku yiğite ve Göktürke selam vermek için yanlarına gittim hoşgeldiniz ben doktor Ala Deniz Arslan dedim onlarda kendilerini tanıttı
Ben Karan Soysal üsteğmenim hoşgeldiniz Ala hanım
Ben Batur Akay teğmenim hoşgeldiniz Ala Hanım
Ben Eylem Bozkır Astsubay kıdemli üstçavuş hoşgeldiniz
Ben Merih Atay hoşgeldiniz Ala Hanım
Göktürk "zaten beni tanıyosunuz Ala hanım" dedi hanım demeye gerek yok resmiyetten pek sevmem dedim Yiğitte başıyla selam verdi bende ona başımla selam verdim sonra utku geldi onunla sarılınca yiğit bi bozuldu gibi geldi ama timdekilerin hepsi bize bakmaya başladı anlamıyorum garip bişey yok ki bunda kuzenime sarılıyorum ne var bunda yani " neyse ben yaralıların yanına geçiyorum kolay gelsin size" dedim ve çadır hastanenin içine girdim ve diğer hemşire ve doktorlar tanıştım ama bi tane hemşire çok soğuk davranmıstı ama en çok geçe hemşire bana yakın davranmişti işimiz yaralılara bakmak için doğru düzgün konuşamamıştık . sırayla gelen hastaya bakmaya başladım 50 yaşlarında bi kadın hastaydı kolu bombanın etkisi ile baya zarar görmüştü kolunu temizleyip yarasını diktim ve Allah razı olsun kızım ellerin dert görmesin dedi bende teşekkür ederim dedim
Çakır timinden
Merih :ben demedim mi oğlum akrabasıdır diye parmağında yüzük yok kadının
Batur: belki iş güvenliği için takmadı
Eylem: sizene ya taktınız iyice valla yiğit komutana söylerim sizi
Üf tamam be aman iki konuşmayalım zaten biz
Alanın Anlatımıyla
Çadırsan içeri bi anne be kucağında da en fazla 4 yaşlarında bi çocuk geldi annesi çok telaşlı duruyodu hemen kucağından hemen çocuğu aldım ateşi elimle ateşine baktım bi 4 yaşında bi çocuk için çok yüksekti ateşi hemen sırtını dinledim çocuğun çok fena grip olmuştu hemen ateş düşürücü bi iğne yapıcaktim ki çocuk ağlamaya başladı
Annesine çocuğun adını sordum Okan olduğunu söyledi bende Okanı kucağıma alıp onunla konuşarak rahatlatmaya başladim "okan bence sen çok cesur bi çocuksun küçücük bi iğneden korkmana gerek yokki hem eğer bu iğneyi sana yapmama izin verirsen benim burda bir sürü Oyuncak arabalarim var beraber oynayabiliriz" dedim bi yandanda sırtını sıvazloyodum biraz olsun ağlaması geçmişti bana döndü ve geyçekten mi dedi gerçekten dedim ve okani sedyeye yatırdım ve o annesine "doktoy abla benim oyun oyucakmış anne" dedi mutlu bi şekilde bende o sırada iğnesini vurdum sonra markete gittiğimde çocuklar için bir kaç Oyuncak almıştım çantamdan onlarda iki tane araba çıkararak okana verdim
Al bakalım sen çok cesur bi çocuk olduğun için sana ufak bi hediye dedim okanda oyun oynamicak miyiz dedi sem biraz dinlen ateşin düşsün oynayalım olurmu dedim ve saçları sevdim .Annesine döndüm ve serum bitene kadar kalabilir sonra ateşi düşerse gidebilir dedim saolun doktor hanım dedi ne demek deyip tam diğer hastaların yanına gitmek için yöneldim ki içeriye yiğitin Timi ve utku girdi
Yiğit konuşmaya başladı "şehirdeki hastane Kan lazımmış onun için kan almak için geldiler askerlerden "dedi kapıdan görevli kişiler girdi zaten yiğit açıklama yaptığı için ben ve gece hemşire Yiğitin Timi ve utku dan Kan almak için hazırlandık 2 tane çadır hasta kurulmuştu 1 tanesinde yaralılara bakılmadan devam ediliyordu öbür çadıra geçtik bende sedyeye oturabilirsiniz dedim genellikle doktorlar iğne vurmaz ama ben merak edip iğne vurmasını da öğrendiğim için bende vuruyodum
Zaten 6 sedye vardı Merih ayakta kalmıştı en son Kan aldırmak istediğini söyledi ilk olarak Karan abiden Kan aldım abi diyorum çünkü benden büyük duruyodu gece hemşirede Batura iğne vuruyordu ama Batur hipnoz olmuş gibi bakıyodu geceye bende Alaysam bunların arasında bişey var gibiydi. Eylem den Kan aldım o sirada gece hemşire utkudan kan alıyodu bende yiğitin yanına gittm .Kan almak için kolunu açar mısın dedim o da kolunu açtı sonra koluna iğneyi vurdum .Merih çağırdım ondanda kan aldıktan sonra geçmiş olsun deyip ordan çıktık gece hemşireleyle geldiğimde bana en yakın davranan o olmuştu
Gece yanlış anlamazsan sana bisey söylemek istiyorum
Yok yanlış anlamam Ala hanim söyleyebilirsiniz
Önce resmiyeti kenara bıraksak
Peki Ala
Şey nasıl desem Teğmen Batur sen ona iğne vururken sana çok dikkatli bakiyodu yani sanki hipnoz olmuş gibiydi
Öylemi bakıyodu hiç fark etmedim dedi ama yüzü kızarmıştı. Belliki gecede bisey hissediyodu ama daha fazla onu sıkıştırmak istemediğim için tamam diyip beraber yaralıların olduğu çadıra geri döndük
ÇAKIR TİMİ
Merih: Batur bu kadar belli etme kardeşim
Batur: neyi belli etmeyim Merih
Eylem : Gece hemşireden hoşlandığını söylüyo Batur salak misin
Batur : susun lan duyacak şimdi
Yiğit :bi kerede gevezelik yapmayın lan eliniz dursa çeneniz durmuyo
Merih: komutanım artık yeni yengemiz var
Yiğit : onu anladım zaten ben sizin kadar salak mıyım
Batur : estağfurullah komutanım
Alanın Anlatımıyla
Yaralılara müdahale ettik ve artık toparlandı Yiğitin timiyle beraber çıkacaktık utku yanıma geldi seni ben bırakırım boşuna bu saate taksiyle gitme dedi time iyi akşamlar dedikten sonra utkunun arbasina bindik yorulmuştum zaten hiç konuşmadan beni lojmana bıraktı bende eve girdim yemeğimi yedim annemi aradım bu sefer açtı telefonu "nasıl annem napiyosun" dedim "iyiyim kızım sen napiyosun alıştın mı oraya"dedi Alışıyorum işte babam ne dedi arkamdan diye sordum merak ediyodum çünkü "baya kızdı bi an Oraya gelcek diye çok korktum o kızla bi daha konuştuğunu duymiyıcam falan dedi öyle işte boşver babanı rahatmısın orda"
"Rahatım utku da var alıştım yani" dedim "iyi birbirinize emanetsiniz baban geliyo şimdi kapatırım yine konuşuruz " dedi ve kapattı babamın beni silmesi kolay oluş gibiydi neyse babamı düşünerek yeni hayatımı kirletmemeliyim . Pijamami giydim ve gelen uykuya daldım
Utku Alayı eve bıraktıktan sonra Çakır Timi
Batur : demişti. Ben evliler diye eve de birlikte gittiler
Yiğit :kimden bahsediyorsunuz
Batur: komutanım dün demiştik ya bence gönüllü doktorluk yapmaya gelen şu kızıl saçlı doktor varya Ala hanım Ben onunla utku komutanının evli olduğunu düşünüyorum soy adları da aynı
Merih: komutanim bende akrabası falan dedim ama kimseyi ikna edemiyorum sizce evliler mi
Eylem : Merih hani sen sorcaktın yemedimi sormaya
Merih :Ne alaka kızım vakit olmadı sorcam yarın müsait olduğumuzda
Yüzbaşı Yiğit Türker Anlatımıyla
Albay bize yeni bir gönüllü doktor geleceğini söyledi Göktürk ve benden onu almaya gitmemizi istedi bizde havaalanının önüne geldiğimizde çarpışmıştık sinirlenmiştim hem önüne bakmadan yürüyordu hemde karşındaki kişiyi azarlıyordu telefonunun düştüğünü fark etmemiştim ama baya kırılmıştı arabaya bindiğimizde de laf sokmuştu bana .
Doktor Ala ikinci görüşümde markette çarpışmıstik belinden tutmasam tere düşücekti çok dalgın bi insandı belinden tuttuğumda kokusu gelmişti burnuma çok güzel kokuyodu tam olarak tanimlayamadigım bi kokuydu bize ne yiğit Allah sahibine bağışlasın sonra birden hala belini tuttuğumu fark edip çekildi gözüm üstündeki kıyafetlere takılmıştı şırnaktaydik ne düşünüyodu bu kız hırlısi var hırsızı var tacizcisi var laf atarlardı yani kısacik etek ve krop giymişti zaten kıyafetlerine baktığım bide boynunda kuğulu bi kolye vardı ona baktıgimı fark edince anladı galiba zaten sonra o marketten çıktıktan sonra arkasından gittim ama farketmedi
Sonra onu karagahata görmüştüm askerlere antrenman yaptırırken gelmişti neden geldiğini merak etmiştim sonra utku üsteğmen onu kucaklayıp sarılınca üstüne bide utkuya asker gibi tekmil vermişti aslında tatlı gorünmüştü aslında hayır ne düşünüyorum ben ya utkuya iki timin önünde tutku demişti komikti aslında ama sanki aralarında bişey var gibiydi ama yok gibide derken utku kızın yanağını öpmüştü bütün bahçedeki askerlerde film izler gibi onları izliyodu sinirlenmiştim askerlerin dikkatini bozdukları için ama sanki bişey daha vardı tanımlayamadiğim bi duygu neyse diyerek geciştirdim Göktürkye sinirlendiğim anladı noldu kardeşim dedi hiç yok bisey diyerek onuda geçiştirdim tam karargahtan çıkarken yerde Alanın kolyesini gördüm aldım onu görürsem veririm diye ama kırilmıstı kancası kopmuştu bende yaptım ve cebime koydum gece geç saatte lojmana gelmiştim ve Alayı gördüm iyi geceler dedi ama ben galiba duymazdan geldim sonra cebimde Alanın kolyesini olduğu aklıma geldi Alanın oturduğu katı biliyodum üst katimda oturuyodu geç olmuştu ama kapısına gittim kapıyı açtı uykulu gözlerle beni gördüğüne saşırmısti büyük ihtimalle kolyeyi verdim ve kendi evime geçtim
En sonda biz benim timimle beraber çadır evlere yaralılara bakmaya gitmiştik bi de Alayı okana bakarken görmüştüm okani bizzat patlamanın arasından ben kurtarmıştım çok tali bi çocuktu ama Ala ona çok şefkatli davranıyodu onları izledikten sonra görevliler geldi hastane yaralılara kan lazım olduğu için bizim tümden kan alındı akşama Doğru herkes evine giderken Merih ve Batur, utku üsteğmenle Alanın evli olup olmadığını tartışıyorlardı. Utku üsteğmenle çok iyi anlaşırdık evlenmeyi haberimiz olurdu diye düşündüm hem adam yüzük takmıyodu
Neyse evime geldim ve uyumaya başladım gözlerimin önüne Alanın okanla ilgilenmesi geldi normalde bu kadar yumuşak bi insan değilim ama bu kızın dik başlılığı dengemi bozuyodu biraz uzak kalmak iyi gelirdi banada.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |