7. Bölüm

7.bölüm

Petek
peteksjsj

 

 

 

 

Hatalarım olursa kusura bakmayın iyi okumalar dilerim

 

 

Ala Arslanın Anlatımıyla

 

1 hafta sonra

 

Tahminimce 6 yada 7 gündür burdaydım bulamamışlardı beni belki de yokluğumu bile fark etmemişlerdi. kolumu galiba artık acıdan hissetmiyodum buraya teröristler günde kere gelip beni kontrol edip yemek veriyorlardı ama yemeğin içinde ne olduğunu bilmediğim için sadece su içiyodum sürekli kolumdan bana iğneyle bişey enjekte ediyorlardı ve bu iğne beni uyutuyodu en son hatırladığım bi adam Benimle ilgili bisey konuşuyodu doktor burda ne zaman geleceksin gibi bişey söylediğini duydum .

 

Kapı hızlı bi şekilde açıldı içeri gelen terörist hızlı bi şekilde ayaklarımı çözdü ve beni kolumdan tutup götürmeye başladı "nereye götürüyorsun beni bırak it herif" diye bağırıyodum ama beni kale alan yoktu "bıraksana gerizekalı" diye bağırdım ama o beni daha fazla çekiştirip bana "bak doktor başkan vuruldu onu tedavi edeceksin yoksa seninle bi işim olmaz hele bana bi kere daha diklenirsen burada ki teröristlere Oyuncak diye veririm seni ellerine anladın mı" dedi bende "dikkat et de ben değilde sen Oyuncak olma ellerine it herif" dedim ama bu sefer daha fazla kızdırmış olacaktım ki sen hala ne konuşuyon orospu diye bağırdı yüzüme bi tokat attı dudağımın kanadığını hissettim demek başkan vurulmuştu oh olsun geberir de kurtulurum inşallah diye içimde söylenirken beni bi odaya getirdi karşımda koltukta yatan

 

Karnından vurulmuş başkan denilen şahıs vardı. Beni koltuğun oraya doğru fırlattı "bu adamı tedavi edeceksin bu adam ölürse sen de ölürsün doktor" dedi ve ellerimi çözdü kafama silah dayadı yanlış bi hareketini görürsem sıkarım kafana ona göre adamın yarasına baktığımda kurşun karnına gelmişti "bakın narkoz vermemiz gerekiyor bu adama yoksa acıdan ölecek" dedim "sen merak etme dayanıklıdır korsan hadi boş konuşma elini çabuk tut" dedi ve silahı daha da kafama yasladı yeterli malzeme yoktu zaten ben sadece kurşunu çıkarabilirim kurşunu çıkarırken adam sızlanmaya başlamıştı "doktor bu adamın canını yakarsan ben de senin canını yakarım anladın" dedi "ne yapmamı bekliyorsun narkoz yok hastaneye gitmesi gerekiyo bunun" "sen işinini yap gerisine karışma" dedi ve elindeki bıçağı boynuma yasladı ve boynumu çizdi "bu senin anlamana yardımcı olmuştur" dedi çok derin bi çizik değildi bende inadına yaralı adamın daha acı çeke çeke yarasını diktim

 

Beni sürükleyerek sandalyeye bağladığı oda ya getirdi ve beni öyle bi yere ittiki başım Masanın kenarına çarptı başımı elime götürüp baktığımda kanıyoru beni yerden kaldırım sandalyeye bağladı ve gitti başka bi adam gelmişti yüzünden boynuna kadar inen bi yarası vardı bi gözü kapalıydı yüzüne maske bağladı ve bana doğru yaklaştı

 

Demek şu ünlü doktor sensin bak doktor kimse gelmedi seni kurtarmaya üzülmedin umarım

 

Dedi ve iğrenç bi kahkaha patlattı ona cevap vermedim eliyle yüzümü tutup ona bakmamı sağladı "çok yazık olucak senin gibi bir güzelliğe" dedi ve elini boynuma doğru götürdü soysuz köpek bırak beni diye bağırdım yüzünü kulağıma doğru yaklaştırdı dokunmasın diye debelenip duruyodum ama hiçbiseye yaramıyodu Ben de yüzüne tükürdüm benden biraz uzaklaştı ve seni orospu dedi ve çok şiddetli bi yumruk attı

 

Yumruğun etkisiyle başım yana düştü arkasını döndü ve yüzünü silip bi de tokat attı getirin varili "bakalım bana karşı çıkmak neymiş görsün" tam önüme su dolu bi varil konuldu sana son kez şans tanıyorum o askerlerle ne işin vardı söyle diye bağırdı ölsem de size tek kelime etmem diye bağırdım benim başımdan tutmasına kafamı suyun içinde tutmaya başladı ne kadar dayanırım bilmiyodum

 

Nefesimi artık tutamayacak duruma gelmiştim çırpınıyodum ama bi işe yaramıyodu adam saçımdan tutup geri çekti ve "bak doktor bize karşı çıkmanın cezası budur" dedi zaten zar zor nefes alıyodum "sen bu askerle yakınsan ellerindeki bizim olan belgenin yerini de biliyorsundur nerde o belge" bilmiyorum dedim yalan söyleme doktor nerde o belgeler dedi ve saçlarıma öyle bi asıldı ki "bilmiyorum Allahın cezası bilmiyorum bilsemde söylemem zaten " diye bağırdım söylemezsin öylemi makas getirin hayır düşündüğüm şeyi yapıcaktı , belime kadar uzun saçlarım şuan bağlıydı saçımı tuttuğu yerden kesti "bak doktor bu sana bizden hatıra" dedi ve kafamı yine suya soktu biraz beklettikten sonra geri çıkardı nefes nefese kalmıştım başımı tekrar suya soktuğunda nerdeyse bayılacak duruma gelmiştim korsan denen adam yanındaki adam benim hakkında "biraz işkence edin de bize karşı çıkmak neymiş görsün ama fazla dokunmayın o bize lazım" dedi ve son bana bakarak dışarı çıktı burda kalan adam ise suratıma bi yumruk attı sonra karnıma bi yumruk atmasıyla ağzımdan kan geldi ve sandalyeyle birlikte yere düştüm karnıma tekme atmaya başladı durmadan tekme atıyodu en sonunda yüzüme bi yumruk daha atmasıyla gözlerimin karadığını hissettim Kapı açıldı ve korsan denilen adam içeriye bi bilgisayar ile girdi benim sandalyeyi kaldırdı ve "bakalım seni özlemişler mi doktor" dedi bi numara gizliden aradı ve açan kişiler şok geçirmemi sağladı karşımda amcam ve Hüseyin Albay vardı

Amcam hemen benimle konuşmaya başladı Ala kızım nasılsın iyimisin bişey yaptılar mi sana

Korsan hemen atıldı ve "Dur bakalım albay öce isteklerimizi yerine getireceksin" dedi amcam "asla türk devleti düşmanıyla anlaşma yapmaz" dedi korasanda "valla sen bilirsin ister anlaşma yap bu kızı kurtar ister yapma başına geleceklerden ben sorumlu değilim ona göre bu kızı isteyen çok kişi var ama elinizdeki belgeyi verirsen kız kurtulur" dedi bu sefer Albay Hüseyin " ne belgesi belge falan yok ne istemesi lan ne istemesi eğer o kızın kılına zarar gelsin o zaman sana dünyayı dar ederim o saklandığın deliğin içine sokarım seni anladın mı" diye bağırdı "off be komutan ne boş sıktın neyse siz özleşmişsinizdir konuşun bakalım" dedi ve adamlarını alıp kapıdan dışarı çıktı Amcam "Ala kızım nasılsın nereye götürdüler neredesiniz tarif edebilir misin" kendimi çok halsiz hissediyodum başım dönüyodu ama amcama cevap verdim "bilmiyorum amca beni buraya getirirken iğneyle bayıltmislardı şuan depo gibi biyerdeyiz" Hüseyin Albay "korkma kızım en yakın zamanda seni bulucaz" tam cevap vereceğim sırada korsan içeri girdi ve "artık karar vermişsinizdir diye umuyorum belgeleri ve el koyduğunuz uyuşturucular karşılığında kızı geri alabilirsiniz" dedi sakın amca bu şerefsize hiçbişey vermeyin benim yüzümden diye bağırdım amcamda bi kere söyledim bi daha söylüyorum Türk devleti düsmanıyla anlaşma yapmaz

"Ee o zaman elveda deyin çünkü bu kız burdan sağ çıkmıyıcak" dedi ve silahını çıkardı ve karnıma ateş etti aynı zamanda görüntü aramayı kapatmışlardı karnımda bi acı vardı gözlerim vurulduğum yere kaydıgında çok kan aktığını gördüm sandalyeden yere düştüm ve gözlerim karardı bu depo benim sonum olacaktı sessiz bi ölüm belkide ölümü bile bulamıyıcaklardı umudum yoktu artık .

 

Yazarın Anlatımıyla

Albay Nazım ve Albay Hüseyin artık son duydukları bir el silah sesinden sonra daha çok endişelenmeye başlamışlardı Albay nazım yeğeni Ala için çok endişeleniyodu ya o kurşun onu vurduysa canından can giderdi kızı gibi seviyodu Ala yı . görüntülü aramadan yer tespiti yapmaya çalışıyorlardı askerler Albay Hüseyin Çakır timini toplantı odasına çağırdı bu sefer eli boş kalmıyıcaklardı bulacaklardı Ala yı

Oysaki bilmedikleri bişey vardı o kurşun Ala nın karnına gelmişti ve şu an o soğuk depoda ölüm ve yaşam mücadelesi veriyodu

Çakır Timi toplantı odasına geçti ve odada Albay nazım ve Albay Hüseyin vardı rütbe sıralamasına göre oturdular bu sırada Göktürk de özel görevden gelmişti doktor Ala nın kaçırıldığını öğrenmiş onun için çok üzülmüştü. Hüseyin Albay "çocuklar az önce korsan denen herif tehdit amaçlı bizi görüntülü aradı yer tespiti yaptık ve Alanın şuan nerde olduğunu bulduk"

Teğmen batur: Ne bekliyoruz komutanım gidip alalım adamı

Albay Nazım: görüntülü aramada Ala yi satıcağinı söyledi ve aramayı kapatıcakları sırada bi silah sesi geldi Benim yeğenime ateş etti şu an yaralı durumda olduğunu düşünüyoruz

Merih : komutanım belkide Ala hanıma ateş etmedi şaşırtmaya çalışıyo olabilirler

Albay Hüseyin: yer konum belli gidiyorsunuz o kansızlara istediğinizi yapın ama Ala kızımı buraya sağ getirin anlaşıldı mı

Hepsi bi anda sandalyelerinden kalkarak anlaşıldı dedi ve teçhizat odası gidip hazırlanmaya başladı bütün tim hazırlandiktan sonra helikoptere bindi çok sessizlerdi timden kimse konuşmuyodu daha yeni tanıştıkları gönüllü olarak gelen doktordan ne istemişlerdi kansız şerefsizler , utku çok dalgındı sinirliydi kendisine eğer kuzeni Ala onu aradığında açabilseydik telefonu belki başına böyle bisey gelmiyicekti yiğite baktığında onunda çok üzgün olduğunu gördü omzuna dokundu "korkma sag sağlim kurtarıcaz güçlüdur benim kuzenim" dedi Yiğit sasırmiştı çünkü Ala nin utkunun kuzeni olduğunu bilmiyodu "nasıl lan Ala senin kuzenin mi niye daha önce söylemedin " dedi utku da "sormadın" diye cevap verdi sonra bi daha konuşmadı kimse o korsan denen it terk edilmiş bi köye kacırmışti Ala yı köy tam dağın içindeydi ulaşmaları biraz zor olucaktı ama sağ salim kurtaracaklarını düşünerek baskın yapmaya gittiler

 

Yazarın Anlatımıyla Ala Arslan

Soğuktu sadece soğuğu hissediyodum gözlerimi yavaşca araladiğımda üstümdeki tişörtü çıkardım ve vuruldugum yere bastırdığımda bi inleme döküldü dudaklarımdan çok kan kaybetmiştim darmadağınık hissediyodum o sırada kapıdan içeriye korsan girdi "o uyanmış prenses biraz canınızı yaktık Ama artık Kusura bakmayacaksınız gelmedi Seninkiler" dedi ve kahkaha atmaya başladı ona Cevap verecek halde değildim "ama daha seninle işim bitmedi doktor" dedi ve elindeki demiri ısıtmaya başladı onu bile zar zor görüyödu başı çok dönüyordu "sana ayrılan sürenin Sonuna Geldik doktor" dedi ve elinde ateş gibi yanan Demir çubukla ala ya doğru yaklaştı yaklaştı ve alanın çıplak omzuna yanan demiri bastırdı canını daha acıtmak için daha da bastirdı yanan demiri o an Ala dan Bir Çığlık koptu bütün yeri inletecek kadar yüksek bir çığlıktı çırpındı kurtulmak istedi o an oradan ama ellerinde Zincir Vardı kurtulması imkansızdı ve gözlerinden yaşlar süzülüyordu canı çok yanıyordu ama o iğrenç adam onun acısından zevk alıyor kahkaha atıyordu o Demir Çubuk bir kere daha yaklaştirdı Ala ya o Demir Çubuktan uzaklaşmaya calışiyodu bu sefer sırtına bastırdı sıcak demiri ve Ala oracıkta acıdan bayıldı içerde pişmiş et kokuyodu tam o sırada silah sesleri gelmeye başladı sonunda Türk askeri gelmişti kapıyı kırdılar ve içeriye yiğit girdi korsan iki kurşun sıktı ve yarala merihe işaret verdi korsan alması için kendisi de Ala nın yanına koştu ve baktığında Bitik bir haldeydi "ne yapmışlar sana böyle" dedi ve hemen nabzını yokladı çok yavaştı arkasından utku geldi ve Ala nin halini görünce korsanın yanına gitti ve ne yaptın lan piç ben bunu senin yanına bırakır mıyım lan diye bağırmaya başladı korsana durmadan yumruk atıyodu en sonunda sonunda boğarak öldürücekken Göktürk gelip aldi elinden korsanı ve kelepce taktı ve yiğitin yanına geldi "lütfen iyi olduğunu söyle yiğit" dedi iyi olucak hadi toplanın gidiyoruz diye bağırdı ve Ala nın üstüne parkasinı örttü kucağına aldı hep beraber hemen helikoptere bindiler timin sağlıkçısiydı Batur Ala ya müdahale başladı nabzını yokladı ama çok yavaş atıyodu böyle giderse ...

 

Utku ve yiğitin yüzüne üzgün bi şekilde baktı nabzı çok yavaş komutanım yakmışlar bi de karnında kurşun var acilen hastaneye gitmeniz lazim dedi ve kanın durmasını sağlamak için karnına baskı uyguluyodu bi yandan diğer yaralarına müdahale ediyodu yiğit telsizden Albaya bilgi verdi Ala nin yaralı olduğunu oraya geldiklerinde ambulansın hazır olmasını istedi helikopterden indikten sonra Ala yı ambulansa bindirdiler ve hastaneye götürdüler acilen ameliyata alındı bütün tim ameliyathanenin kapısında bekliyordu Bir süre sonra Nazım Albay ve Hüseyin albay geldi ikisi de durumu nasıldı utku aglamak üzereydi çok sinirliydi kendisine bu yüzden yiğit anlatmaya başladı "Komutanım biz geldiğimizde karnında kurşun yarası sırtımı ve omuzunun sıcak demirle yakmıştı it yüzünde morluk vardı hırpalanmıştı boynunda bıçak yarası vardı geldiğimizde nabzı çok yavaştı Batur elinden geldiğince kanamayı durdurmaya çalıştı ama" dedi gerisi gelmedi o sırad koridorun başından bi ağlama sesi geldi Albay nazım karısı yasemin Arslan gelmişti aglıyodu "naptılar benim boncuk kızıma iyi olduğunu söyle utku bişeyi yok de" utku ağzını açıp tek kelime edemedi "bişeyi yok kontrol için geldi desenize" kimse diyemedi bişey bu sefer kocasının Albay nazımın baktı "bir şey yok değil mi ala nın nazım sadece kontrol ediyorlar içeride değil mi" Albay derin bi nefes aldı "Karnından vurulmuş sırtını ve omzunu yakmışlar"

Yasemin hanım bu duyduklarıyla yere çöktü ve hıçkırarak ağlayan başladı utku annesini çöktüğü yerden kaldırdı o sırada ameliyathanenin kapısı açıldı hemşire çıktı acil 0 RH+ kan gerekiyo hasta çok kan kaybetmiş dedi Yiğit hemen öne atıldı benim uyuyo dedi hemşire hemen gelin beyefendi yiğitin kanını aldılar ve hemşire hemen ameliyathaneden içeri girdi

2,5 saat geçmişti ameliyathaneden ne bilgi veren vardı ne de çıkan bütün tüm sessiz bir şekilde ameliyathanenin koridorunda oturuyorlardı derken o sırada ameliyathanenin kapısı açıldı Doktor çıktı oradakilere bilgi vermeye başladı bakın "geldiğinde nabzı çok yavaştı ve karnında bir kurşun yarası vardı ne kadar müdahale edilse de çok kan kaybetmişti omzunda ve sırtında yakmışlardı Biz elimizden geleni yaptık ama sabaha kadar yoğun bakım da tutucaz siz yinede kendinizi her şey hazırlayın geçmiş olsun dedi ve gitti kapıdan Ala nın solgun bedenini çıkardılar

 

Bölüm : 23.01.2025 20:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...