Medya: Deniz'in gelinliği

Deniz'den:

Yerimden bir türlü kalkamıyorumdum. Vücudumun heryeri ağrıyordu. Lanetler okuyarak kalktım. Üstümdeki herşeyi çıkardım. Ve banyoya girdim yürüyemiyordum bile birden su açınca su soğuk geldi irkildim yaralarıma sanki tuz basmıştım. Ağlayarak her yerimi yıkadım içimdeki sanki bütün pislikleri gidiyordu. Nerdeyse 1 saat boyunca banyoda kaldım. Havlumu bedenime sardım. Üstüme siyah bir eşofman takımı giydim siyah iç çamaşırlarımda eşlik etti. Giyinirken zorlandım acaba gelinliği nasıl giyecektim. Bugün hamama gidecektik ama vücudumdaki yaralar yüzünden gitmiyecektik Ayşe hanım da(Polat'ın annesi) sıkıntı etmemişti. Merdivenleri seke seke aşağıya indim sabahın 5 iydi babam olacak herif uyuyordu. 9 da kuaföre gidecektik akşam 7 de düğün başlayacaktı kısa olacaktı ilk başta şaşırmıştım çünkü aşiretlerdi bende hemen sorgulamadan kabul etmiştim işime gelirdi. Zaten yarında Mardin' e gidecektik en azından babamdan uzaktık. Kendime bir tost dolaptan bir meyve suyu alıp karnımın doyurmaya başladım. Tostumu bitirdikten sonra kanepede biraz uzandım.

2 Saat sonra:

"Kalksana kız kime diyorum lan piç kurusu kalksana" birisi kolumu deşiyordu. İnliyerek uyandım Babam sinirli bir şekilde bana bakıyordu.

-Ne duruyorsun kal kız saat 10 kapıda seni bekliyorlar. Saat 10 muydu. Nerdeyse 5 saat boyunca uyumuştum hemen odama gidip elimi yüzümü yıkadım mavi gözlerimden yorgunluk akıyordu. Saçımda kabarmıştı oyalanmayarak direk aşağı indim.

-Deniz bir yanlışın olursa sen biliyorsun ben biliyorum seni gebertirim babam ve boş lafları sadece kafamı salladım. Kapıyı açtığımda sarı saçlarıyla nerdeyse 1.55 boyunda bir kız vardı yanında da koruma gibi birisi vardı. Birden sarışın kız konuşmaya başladı.

-Yenge naber nasılsın ben seni kuaföre götürecem. Gelinliğini seçmişmiydin. Annem gelemiyor misafirlerle ilgilenecekmiş kardeşin var mı balablabalalla bu kız ne kadar konuşuyordu. Büyük bir nefes vererek

-Tamam melek hadi gidelim. Utanmış Bir şekilde "Kusura bakma yenge biraz fazla konuşkanımdır" nerden senin yengen oluyorum. Ala ala sanırım Polat'ın kardeşiydi ikide bir yenge dediğine göre Bahçenin kapısından çıktığımızda arabaya doğru yürüdük araba Passat 'ı(aşiret paket) Melek ön koltuğa bende arka koltuğa oturcak şekilde yola çıktık hiç kimse konuşmuyordu. Sanırım Melek benden utanmıştı. Allah'tan konuşmuyordu onun sorularına cevap veremezdim. 15 20 dk sonra kuaföre gelmiştik. Kapıda Ayşe hanım karşılamıştı. Birdenbire sanki dünyanın bütün yüklerimi üstümden alıyormuşçusuna sarıldı kaskatı kesilmiştim. Elerimin titremesini umursamayarak bende sarıldım gözlerim dolmuştu çünkü kimse daha önce bana böyle davranmamıştı.

-Denizcim hoşgeldin geçelimi artık birazdan Polat gelir. Sadece kafamı salamıştım. Kolununu belime doluyarak yürümeye başladık.

-Seni böyle alalım denizcim gösterdiği yere oturduktan sonra bana nasıl bir model istediğimi sordu bende sade bir model istedim. İlk önce mavi gözlerimi ortaya çıkaracak şekilde makyajımı yaptı. 2 saate yakın sonrda saçımı yaptıktan sonra herşey bitmişti. O sırada melek ve Ayşe hanım da hazırlanmıştı.

. (Deniz'in saçı)

. (Buda makyajı)

Gelinliğimide giyindikten sonra hazırdım. Çok güzel olmuştum.

-Yenge baya iyi olmuşsun abim seni gördüğünde bayilmasa iyidir. Utanmıştım küçük bir tebessümle teşekkür etmiştim. Sıra damat beyi beklemekti. Ayşe hanım 'ın telefonu çalmaya başladı. Konuştuktan sonra aşağı inmemizin gerektiğini söyledi sanırım gelmişlerdi. Ayağımdaki taşlı topuklu ayakkabılara zorlukla yürümeye başladım. Pişman olmuştum gelinlik giymeye sade düz bir elbise giyecektim sanırım gecenin sonunda ölecektim. Aşağı indiğimizde Ali bey tam karşimadaydi. Babam yoktu gelmeye tenezzül bile etmemişti. İlkide gelmemişti birden omzuma soğuk bir el dokundu. Elini ters çevirerek önümde aldım önüme tam geldiğinde salak mısın kızım napıyorsun diye kalın sesiyle bağırdı. Tam incelediğimde siyah takım elbise giymişti. Kravat yerine papyon takmıştı. Jilet gibi olmuştu. Yutkunma ihtiyacı hissetmiştim. Yüzme doğru bir el sallandı afalamıştım. Etkileyici sesi ile"Nutkun tutuldu galiba" kendine gel Deniz bu egoist te haddini göster iç sesime hak vererek ultra yakışıklı çocuğa hayla yakışıklı diyor utanıyorum senden deniz Ne saçmalıyorsun diye cırladım. Kulaklarını kapatarak tamam bağırma yeterince rezil oldun. Az önceki halim aklıma gelince kıpkırmızı oldum ne yapmıştım ben az önce Ayşe hanım yanımıza geldi sıcacık elleriyle omzuna dokunarak bir sorun var mı diğer sordu. Kafamı hayır anlamında salladım

-O zaman bir tanıştığınza göre görende sanacak iki saattir konuşuyorsunuz sus iç ses sanane be gidebiliriz. Kafamı salladım ve Polat kolunu uzattı titreyen ellerimle girdim. Eşsiz fısıtısıyla "Gecenin sonunda tek ellin titremeyecek.

Yıldızlar kadar öpücük canlar😚

Ve bitti beğendinzi mi?