Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@plutorik

Arkamı döndüğümde az önce peşimden koşan güvenlik görevlisinin kızarmış suratıyla karşılaştım. Refleksif olarak adamın bacak arasına yumruğumu geçirdim. Erkekleri nakavt etmenin yolu.


Vurduğum gibi ayağa kalkmam bir oldu. Adam yerde kıvranırken bi güzel sülaleme saydı. Yerdeki çantamı kapıp koşmaya başladım.


Tamam bu kadar adrenalin gerçekten fazla, kalp krizi geçirebilirim. Neyseki elimde oklava yoktu...


Yaklaşık 3 dakikalık koşu maratonumun ardından maskemi çıkartıp nefeslenmek için bir parka girdim. Salıncağın birine oturup kapüşonumu çıkarttım. Terden sırılsıklam olmuştum ve nefesimi düzenlemeye çalışıyordum. Parkta kimse yoktu bu yüzden yağmurluğumu çıkartıp içimdeki Sweatshirt le kaldım. Ne olur nolmaz diye çantamdan oklavayı çıkartmış elimde tutuyordum.


10 dakikanın ardından ayak sesleri duydum. Hemen yağmurluğu üzerime atıp maskemi taktım. Salıncaktan kalkıp kaydırağın altına saklandım. Elimdeki oklavayı sımsıkı tutuyordum. Ayak sesleri yaklaştı yaklaştı ve tam önümde durdu.


"Selam kimsiniz acaba?"


Konuşan kişi benim yaşlarımda gibi görünüyordu. Hafif kilolu, uzun boylu erkek. Benim seviyeme gelmek için eğilmiş ve sanki yaralı bir kuşmuşum gibi acıyarak bakıyordu.


"Eee, ben... Ben şey... Kayboldum."


Ona bir güvenlikten kaçtığımı tabiki söyleyemem.

Nazik ve güven veren ses tonunda konuşmaya başladı.


"Korkmana gerek yok. İstersen gideceğin yeri söyle oraya kadar eşlik edebilirim."


Gözlerinin içine baktım. Art niyet yok gibi görünüyordu. Sonuçta başka şansım yok diye düşünerek başımla onayladım.


Kaydırağın altından çıkıp üstümü silkeledim. Yerden çantamı alıp beni bekleyen çocuğa doğru gittim. Sesimi kalınlaştırıp konuşmaya başladım.


"Eyvallah."


Çocuk bana bakıp gülümsedi.


"Sorun değil. Adın ne bu arada?"


Benim adım ne olsun ne olsun... Kimliğim erkek şu an. Ne olsa acaba?


"Adım Davut."


"Memnun oldum, ben de Onur."


"Ben de."


Sakin kal İrem, gayet erkek gibisin! Dikleştir kafanı erkek adam yere bakmaz.


"Onur, sen buralarda mı yaşarsın?"


"Evet, çoğunlukla gece hava almaya buraya gelirim."


"Anladım."


Sohbet yürümüyor yok. Olmadı bir şeyden şüphelenmesin? Yok ya nası anlayacak ki grafiti yaptığımı.


"Grafiti yapar mısın?"


Yuh Onur nasıl anladın oğlum? Bana gerçekten meraklı gözlerle bakıyordu.


"Hayır. Ne alaka?"


Üzülmüş gibi başını önüne çevirdi:


"Ben yapıyorum da. Bir de çantandan teneke sesi duydum sandım."


Aferim İrem, tenekeler. Onu bunu geç, hayatımda hiç grafiti yapan biriyle tanışmamıştım. Belki ona söylemeliyim. Birlikte grafitiye çıkarsak hedefime daha kolay ulaşabilirim.

Onur' u bir araç olarak kullanabilirim.


"Aslında ben de bi iki şey yaptım."


Hemen ışıltılı gözlerini bana çevirdi:


"Gerçekten mi!"


"Evet."


"Adın ne?"


"Pluto"


Bir anda yüzü daha da aydınlandı:


"Senin yaptıklarını gördüm! Harika işlerin var. Tanışabilmek benim için bir onurdur! Bizimkiler bunu duysalar inanmazlar!"


"Gerçekten teşekkürler.​ Bizimkiler derken?"


"Ahh... Benim bi arkadaş grubum var. Arada çıkıp tag filan atıyoruz bi yerleri boyuyoruz."


Arkadaş grubu... Bu daha fazla araç demek! Ekibe dahil olursam daha kolay büyüyebilirim. Ama nasıl?


"Senin adın ne peki?"


"Bear"


Ayı. Ayı ne oğlum daha havalı bir şey bulsaydın.


"Güzelmiş (Ayı ne ya)"


"Teşekkürler!"


Konuşma bittiğinde metronun önüne gelmiştik.


"Teşekkürler kanka."


"Ne demek Davut abi."


Elimi sallayıp metroya doğru gidiyordum ki Onur bana seslendi:


"Abi!"


Arkamı dönüp utanmış suratına baktım.


"Mümkünse numaranı alabilir miyim? Belki birlikte bi şeyler yaparız hani..."


Bingo. Beklediğim şey buydu. Kendimi ağırdan satarak havalı abi rolüne büründüm. Onur' un hareketleri zaten beni ünlü biri olarak gördüğünü gösteriyordu. Eninde sonunda bu teklifte bulunacaktı.


"Olur aslında. Yalnız çalışmaya alışığım ama ekip ortamı da fena olmaz."


Yüzünde kocaman gülümsemeyle telefonunu çıkarttı. Numaralaşıp birbirimze iyi akşamlar diledik.


Metronun girişinde Onur' un gözden kayboluşunu izledim. Metroya binmeyecektim. Benim evim buraya 15 dakika yürüme mesafesinde. Çocuk beni Keçiörende yaşıyorum sanıyor. Yeni tanıştığım birine evimi söyleyecek kadar mal değilim evelallah.


Onur' un gittiğinden emin olunca geldiğim yoldan geri döndüm. Tabii rezidanstan olabildiğince uzak durarak.

---------------

Loading...
0%