Yeni Üyelik
21.
Bölüm

20.Bölüm

@pnrkynk20

Ateş'in odasından çıkar çıkmaz kendimi mutfakta olan balkona attım aynı zamanda salonla bir olan balkonda etrafı seyir etmeye ve kafamdaki düşünceleri sıfırlamaya uğraştım ama ne kadar sonuç verdi bilmiyordum.

 

Hava soğuktu ve ne kadar o balkonda kaldı hiçbir fikrim yoktu. Onun gibi üşümek istedim, onun ne düşündüğünü neden böyle olduğunu ama hiçbir şey düşünemedim. Ben düşüncelerimde Ateş'i yaşatırken adım sesleriyle canlı canlı yanımda olmak istediğini anladım...

 

Yanıma gelip benim gibi etrafı izlemeye başladı...

 

O kadar sık ev yoktu zaten fazla yeşillik olduğuda söylenemezdi. Birazcık göz gezdirdiğinizde sıkılmanız kolaydı. Biraz tenha, aralara yerleştirilmiş bazı evler vardı sadece.

 

Gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Bulutlu bir hava, kasvet yerine huzur verdi bana o an. Ateş en sonunda konuşmaya karar vermiş olmalı ki sessizliğini bozdu.

 

"Üşüceksin içeri gir istersen"

 

"Birşey olmaz sen de üşüdün bak hala kötü birşey olmamış " diyerek yandan bir bakış attım. Hemen kaptı tabii bu bakışı ne kadar üzülsem de, kırılsamda seviyordum ama bu dip dibe duracaz anlamına gelmiyordu.

 

"Sen içeri gitmezsen bende girmem daha balkondan içeri gireli yarım saat bile olmadı geceden bu yana balkondaydım ve hala balkondayım " biraz bekledikten sonra"hasta olurum ama sorun değil bekleriz yine"diyerek tüh ya dercesine bir hal aldı yüzü...

 

Başka zaman olsa gülerdim ama şuan bende hiçbir hareket yoktu. "Hasta olursan bakmam"

 

"Senden böyle birşey istemedim zaten Su" başını biraz benden tarafa çevirip "Ama merak etme ben sana bakarım " diyerek vicdanıma oynamayı başardı.

 

"Offff Ateş yaaa" homurdana homurdana mutfağa girdim. Arkamı dönüp Ateş'e baktığımda yüzünde kocaman bir gülümseme, çocuksu bir sevinç vardı gözlerinde "noldu neye gülüyosun"

 

"Su" birazdan diceğinden korkan bir hali vardı sanki ama en son dudaklarını aralayıp "bana Ateş dedin" şimdi anlaşılmıştı.

 

"Tamam... Demem bir daha" arkama dönüp adımlamaya başladım salona doğru gidip koltuğun köşesine oturdum. Ellerimi göğsümde bağladım.

 

Hemen gelmişti arkamdan tam dibine oturdu. Hayır... Tabiki affetmicektim biraz daha sürünsün... Banane...

 

"Bana hep Ateş der misin? Hep yanımda olur musun?"öyle masum sormuştu ki kendimle çeliştim ama cevap vericektim." Sensiz olmaz artık... Ölürüm"

 

Tam o anda çalan zil buna engel olmasaydı tabi ki...

 

Kapıyı açmak için hareketlendim ama beni hafifçe kolumdan tutup koltuğa oturttu. Kendisi kalkıp salondan çıktı. Beş dakika geçmeden içeri giren adamla gözlerimi kocaman açtım bu parayı vermek için o adrese gidince koşup elimden parayı alan adamın ta kendisiydi...

 

Sesimi çıkarmadan izlemeye devam ettim. Şuan görünmez olmayı diliyorum sadece

 

Ateşte içeriye girdi. Adama merakla bakıyordu. İçeri giren adam telaşlı ve birşeyleri nasıl söyliceğini bilemez haldeydi. Eli kolu yerinde durmayıp ayakta beklemeye devam etti. Kısa bir an gözleri bana değdi sonra Ateş'e dönerek tek kelime dedi.

 

Bulduk

 

Neyi bulmuşlardı bilmiyorum ama Ateş bakışları üzerimdeyken "kimmiş " dedi.

 

Şuan ne olduğunu...birisinin bana burda ne dolaplar döndüğünü anlatması lazımdı.

 

Adam biraz korkarak, bana bakıp tekrar Ateş'e döndü. "Sevda keskin"

diyince içimde muhteşem bir öfkeyle ilk defa konuştum.

 

"Sevda ne... Neyi buldunuz?... Biriniz bana ne olduğunu anlatıcak mı yoksa ben kendim mi öğreniyim? "diyerek gözlerine baktım ikisininde, ama; cevap veren yoktu.

 

Telefonumu elime alıp Sevda'yı aramak için hareketlendim. Ateş elimde ki telefonu aldı.

 

" Sen tanıyor musun bu kadını? "

 

"Arkadaşım...hatta tek arkadaşım herzaman yanımda ve beni asla yalnız bırakmaz söyleyin ne buldunuz "

 

Adam açıklamak istercesine söze girdi"Su hanım size o borcu yığan kişi Sevda keskin sahte senet yapmamız için bizim yanımıza gelip sizin imzanızın resmini bize gösterip senedin üzerine kopyalamamızı istedi. "şokla dinliyordum kendisini ne diceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu...

 

Sessiz kaldım

 

Yine ve yine sessiz kaldım

 

Sevda yapmazdı

 

" Siz kafede buluşunca sizi takip ederken görüp, tanıdık Su hanım... Abime söylemek için sizin gelmenizi ve biraz araştırmak istedim. "

 

"Sevda yapmaz" Net ve tek bir cümleydi... Yapmazdı bilirdim.

 

"Onu bana getirin" dedi Ateş hala bana bakıyordu.

 

"Telefonu bana ver ben çağırcam ve yapmadığını görüceksiniz" şuan daha önemli meseleler vardı... Mesela;Ateş'e neden abim diyordu. Sahte senet derken ne demek istemişti. Yada;Ateş'in böyle işlerle ne işi vardı. Ama sormadım.

 

İkiletmeden verdi telefonu hemen Sevda'yı aradım kanıtlıcaktım... O yapmazdı. Telefon Çaldı...Çaldı... Çaldı ve açıldı.

 

"Efendim canım"sesim ağlamaklıydı.

 

"Sevda hemen yanıma gelir misin? "

 

"İyi misin? Su neyin varrr"

 

"Hiç iyi değilim hemen yanıma gelir misin? "

 

"Tamam geliyorum" ve telefonu kapattı...

 

 

 

 

🪐

 

Ne kadar zaman geçti hiçbir fikrim yoktu. Sonuç olarak sevda gelirdi... Bilirdim. En sonunda çalan zille ayaklandım. Kapıyı açınca bana öyle bakmaya başladı. Gözleri uzaktan ne olduğunu anlamak ister gibi bakıyordu.

 

"İçeri gir sevda konu önemli"

 

"Ne olabi-" salona girerken cümlesi bitmeden sesini kesti. Ağzından tek kelime çıktı "sen" Ateş kaşlarını çalarak bakmayı sürdürdü.

 

"Ne ben?... Söylesene Su'ya ben ne? "

gözlerine bakarak devam etti konuşmaya daha çok kalbimi hançerlemeye devam etti diyebiliriz tabii"beni nerden tanıyorsun söylesene "

 

"Herşeyi biliyor mu? " diyip yüzüme Sevda'dan daha önce hiç görmediğim bir ifadeyle baktı.

 

"Neyi biliyor muyum?... Söylesene Sevda"şuan gözlerindeki gördüğüm şey kesin kandırmacaydı çünkü nefret vardı bana bakan irislerinde sadece nefret...

 

"Senin gibi bir salakla neden yakınım hiç düşündün mü? " tiksintiyle konuşuyordu kalbim kırıldı ama Belli etmedim"senin gibi ucuz, sıradan bir kızla neden arkadaşım hı düşünmedin mi? "düşünmemiştim.Sesi sakindi ama gözlerinde sadece öfke ve yoğun nefret yer etmişti.

 

" Ne-neden"sesim kısık çıkmış ve kekelemiştim artık Ateş'in gözlerine bakamazdım... Utanıyordum...

 

"Biz seninle ne zaman ve nasıl arkadaş olduk hatırla" İşaret parmağını şakakalarına dayadı"hatırla bakalım"

 

"Hatırlamıyorum" desemde hatırlıyordum. Bir anda okulun kantininde tanışmıştık. Ben kahve alıp ilerlerken çarpışmıştık ve kahve benim üzerine dökülmüştü. 2 yıl önceydi.

 

"Gerizekalısın çünkü" Der demez Ateş "senin o dilini koparırım zehrini kusma şansını tanıdığıma dua et ve anlat"

 

"O kahveyi senin üzerine döktüğüm zaman bile içim soğumamıştı zaten" demesiyle gözlerim dahada doldu. Dudaklarımdan dökülen tek bir kelime oldu "neden"

 

"Bunu gerçekten soruyor musun? Ama sen sorarsın dimi iyilik meleğisin çünkü sen elini sinirle saçlarından geçirip deli gibi gülmeye devam etti.

 

" Evet soruyorum... Söyle"bir adım daha attım "neden söyle böyle bi şey yaptın. NEDEN! " Bir adım daha "neden kendini gözümde küçük düşürdün. " Bir adım daha "neden o borcu benim gibi gösterip sahte senet yaptırrdın ve ona rağmen bana parayı sen verdin"

 

"Gözünde küçük düşmem gram umrumda değil " bekledi ve "Sen Korayla sevgili olmadan önce korayın peşinde koşan bir kız var sen ondan önce davrandın demiştim... Hatırlıyor musun? " böyle birşey hatırlamıyordum hafızam iyiydi. Koray benim peşinde koşarken ben yüz bile vermemiştim ona karşı duygum yoktu çünkü o zaman tanışmıştık sevda'yla sevgili bile değildik ki o zaman..

 

"Biz seninle tanıştığımız zaman benim bir ilişkim yoktu sevda onu sevmediğimi de biliyordum. "

 

"Onu senden uzaklaştırmak için elimden geleni yaptım... Ama seni bırakmayınca bende olmayan ama sende olan ne var diye merak ettiğimden tanışmak istedim" birkaç saniye sessiz kaldı. "O kahveyi dökünce içimdeki Ateşin senide yakmasını istedim. "

 

"O zaman neden yakın oldun... Onu sevmediğimi denediğimizi biliyordun bizimki aşk değildi ki bunu en iyi sen bilirsin"

 

"Sana demiştim ya bir adamla birlikte oldum ama onun sevgilisi var " sonra devam etti"hatta sana demiştim o kızın burnundan fitil fitil getircem "burda hunharca gülümsedi" Tebrikler Su o kız sensin"

 

"Beni kullandın" adımlarımı önüne gelicek şekilde adımladım boyu benden biraz uzundu çünkü o hep bakımlı ve topukluyla gezerdi bu detay gözümü korkutmadı. Elimi kaldırıp yüzüne iki yılın acısını çıkarır gibi vurdum.

 

Bana öfkeyle bakmak için başını sol taraftan bana doğru döndürüp elini kaldırdı. Tam bana tokat atıcaktı benim gibi ama Ateş buna izin vermedi. Bileğini tutup o adamı yanına çağırdı. Yanına gelen adama Sevdayı resmen savurdu.

 

"Akın al bunu burdan"adam kolundan tutup dışarı çıkardı. Kapının kapanma sesi geldi. Ayakta titriyordum ne oturcak ne de düşüncek halim vardı.

 

Tek arkadaşım artık arkadaşım değildi...

 

Yalnızdım... Yapayalnız

 

Ateş bu düşüncemi anlamış gibi hemen beni gövdesine hapsetti.ben yanındayım der gibi Burda güven vardı. Belki oda beni bırakıcaktı. Belki onada güvenmemem gerekirdi ama güvendim.

 

Ağladım... Sadece ağladım.

 

Acım dinene kadar gerekirse ağlardım

 

Çözüm var mıydı... Yoktu? Canımı yaktı bu gerçek

 

Yalnızdım...

 

Sığındığım tek liman yine oydu ne ve kim olduğunu bilmediğim Ateş...

 

Loading...
0%