@pnrkynk20
|
Herşeyi anlatmasından bu yana üç gün geçmişti ve evet artık okula da başlamıştım zaten şurda bir yada iki ay kalmıştı okulum bitecekti ve ben nerde çalışıcağım hakkında bir fikrim yoktu. Bu sonraki sorunlardı...
Asıl sorunları düşünmemek için daha gündemde olmayan dertleri ekliyor olabilir misin?
Benim iç sesim Ateşten önce gayet ben gibi düşünüyordu. Ateş bütün dengemi bozdu aksi halde benden daha mantıklı olması normal değildi. Artık arkadaşımda yoktu... Zaten pek konuşkan biride değildim ki ama sevda başkaydı o beni benden iyi bilirdi...
"Evet arkadaşlar okulların kapanmasına iki aydan daha az vakit var. Projelerinizi yakın zamanda bekliyorum." boğazını temizleyip, önündeki kağıtlara baktı "Sizden bir duyguyu yansıtmanızı ve onu birkaç resimle anlatmanızı istedim... Bu güzel sanatlar öğrencisi için zor olmasa gerek... En az 7 resim istiyorum o duyguyu yansıtan... İsterseniz daha fazlada yapın orası size kalmış " zilin çalmasıyla birkaç saniye sessiz kalıp önündeki kağıtları toplamaya başladı "çıkabilirsiniz arkadaşlar"dedi.
Demesi kolaydı hangi duyguyu yansıtıcaktım ki ben...
İhanet mi?... Güven mi?... Aşk mı?...
Hissettiğim duygular bunlardı. Ateşe aşığım, arkadaşımın ihanetine uğradım, Güven peki... Ateşe güveniyor muydum yada artık kimseye güvenmiyor muydum?...
Bide bu proje çıkmıştı başıma ne çizicektim... Allahım sil beni şu dünyadağğğnnn...
Bıktım, bıktım, bıktım...
Eve gidicektim, Ateş vardı biliyordum. Daha birşey hatırlamıyor yada hatırlıyor mu?
Mesleği benim gibi biri için çok ağırdı. Ben, benim olmayan bir borcu üstlenebilen biriyken onun borcunu vermeyen insanları öldürebileceğini bilmek çok ağırdı...
🪐
Ne kadar kararsız kalsamda yine eve geldim. İtiraf etmek istemesemde Ateşsiz olmuyordu... Oluyor muydu... Yooo olmuyorduuu...
Eve geldim üç gündür yaptığım gibi yapıp surat astım ve anahtarı kapının yanındaki komedine koyup odaya ilerledim. Biraz delirtmekten zarar gelmezdi.
Üzerime dizimin bir karış üzerinde olan gece mavisi bir elbise giydim. Saçlarımı açık bırakıp sağ omzuma hepsini topladım. Uçlarına hafif maşa yaptım. Böyle daha iyi olmuştu. Soldan, sağa doğru örgü yaptım, böylelikle saçlarım dağılmıcaktı. Göz makyajımı bitirdikten sonra bordo rujumuda sürdüm, siyah,taşlı bir topuklu ayakkabıyla işimi bitirdim. Son noktayı da Ateş'in benim kokuma benzettiği parfümü sıktım.
Odadan çıktığımda Ateş'i her yerde aradım yoktu. Defter ve kalemleri alıp salondaki masaya ilerledim. Hazır kimse yokken projeye başlamam gerekirdi. Bir resim çizip hangi duyguyu yansıtıyorsa ordan ilerlicektim... Daha fazla düşünmeye hayır...
Kendi kendimi protesto ediceğimi söyleseler inanmazdım... Ama şuan yaptığım tabiki de buydu...çaktırmayıp aklıma ne geliyorsa karalamaya başladım. İstediğim yere, istediğim çizgiyi attım.
Her zaman böyle mi olucaktı...
Herşeyim olan, kalbime bağladığım , seviyorum dediğim adamsız yapamıcak mıydım?... Ondan başka kimsem kalmamıştı ya beni bırakırsa...
Saçmalama o seni bırakmaz, yine başladı kötü senaryolar yazmaya... Git, tedavi ol ya manyak...Adam gitmek istemese kendin kovacak gibisin çünkü... Psikopat.
Kendime günlük azarımıda çektiğime göre devam edebilirim projeye...
Yine harika bir gün oluyordu gerçekten...
Sessiz ol ve projeye odaklan dediğimi dinle ve sus İç sesin olmaktan utanıyorum gerizekalı
"Offff sus sende be...Allahım sustum işte" ağzıma hayali bir fermuar çekip çizimime devam ettim....
🪐
🖤Ateş'in Ağzından🖤
Su bana üç gündür tripliydi. O gün herşeyi anlattıktan sonra kırıp,döküp sonra yanına yatmama da sinirli olabilirdi. Tribi bile güzeldi...
Okula gitmek için hazırlanıp evden çıktı. Çalan telefona doğru ilerledim.. Arayan belki de Suydu...
Tabiki Su değildi... Arayan, Akın'dı. Telefonu açtım.
"Abi çok önemli bir mevzu var, bu konuyu sensiz halledemem... Biliyorum hiçbir şey hatırlamıyorsun ama; senin duruşun bile bize artı olarak geçer"
"Ben o hayattan değilim anla artık Akın...sana bir faydam olacağını düşünmüyorum"
"Abi sen bilirsin tabii ama bu işin sonu iyi olmaz, yakınlarına zarar verebilir"alttan alttan beni Su'yla tehdit edeceklerini söylüyordu ,çünkü; tek yakınım Suydu... Haklı olabilir miydi?
"Tamam, gelicem"yüzüne kapattım telefonu... Su benim zaafımdı ve Akın bunu çok iyi biliyordu...
Ama ne güzel zaaf...
Sadece bana ait ve bana özel bir zaaf....
🪐
Geldiğimiz yer akan bir harabeydi. Kırık, dökük ama bana giydirdikleri şey bir takım elbiseydi... Boran takım elbisesiz bir yere gitmezmiş, Akının dediğine göre ben tam bir işkolik ve korku saçan biriymişim...
Kızamazdım, Ateş'i tanımıyordu...
Önümde orta yaşlarda , saçları yaşının aksine beyazlamış bir adam vardı. Gözlerinde bir sürü duygu geçiyordu ama en önemlisi korkuydu... Benden bu kadar korkmasına şaşırdım ama tepkimi gizledim. Akın adamın yanına gidip bağırmaya başladı.
"Hani patron ortalıkta yok diye etrafı karıştıryordun ya, Al sana patron" bana bakıp sesinin dozunu biraz indirdi ama yine yüksekti. "Hani kayıpmış ya, bu işlerden de elini, eteğini çekti diye duymuştun... Şimdi tekrarla o söylediğin şeyleri yüreğin varsa'
" O... Olamaz"gözlerindeki korku daha da çok arttı başını eğip tek bir kelime söyledi " Tuzak" bu Akın'ın umrunda değildi. Gür bi kahkaha attı.
"Kim , neden tuzak kursun sana yaaa" gülüşünü durduramıyor gibi dudaklarını dişlemeye başladı " Söyle bana, hadi ama Boran abimi bile getirdim yanına bak, sırf doğruları söylemen için... Yoksa seninle abim mi ilgilensin?... Ben pek isteklerini karşılayamıyorum sanırım... "bana bakıp ciddileşti " Abi... Gelmeden önce elimi kirletmeme bile değmez, beni görünce konuşur demiştin... Sanırım elini kirletmen gerekiyor"alaysı bir ifadeyle adama döndü "Söylediğim şeyde haklıyım değil mi? Can Bey"
"Yo... Yok tamam ne öğrenmek istiyorsan söylicem, yeterki o birşey yapmasın... O olmaz"
"Aaaaa üzülür abim ama olmaz öyle " üzerimdeki çeketi çıkarıp, gömleğinmin kollarını dirseğine kadar sıyırdım adamın yanına doğru gitmeye başladım, ne yaptıysa anlatıcaktı... Akın'ın dediğine göre birşey yapmama gerek bile yokmuş... Ne yapıcağımı bile bilmiyordum.
"Eveeeettt Söyle bakalım herşeyi, ne kadar ileri gittiğini merak etmiyorum desem yalan olur" bakışlarımı Akın'a çevirip "Eee oğlum nereye oturucam , ayakta mı bekliyim"
"Hemen getiriyorum abi" koşarak biraz ileride ki kapıya gidip bir sandalyeyle geri dönüp önüme bıraktı sandalye oturdum ve adama bakmaya başladım "Abi silahda ister misin? Birkaç imza bırakırsın belki... "
"Ona ihtiyaç varmı bilemedim şimdi" düşünür gibi yapıp Can denen adama dönüp baştan aşağıya süzdüm "Ne dersin ihtiyaç var mı sence Can "
"So... Sorun ne sorcaksanız sö..söylicem"
"Gerek yokmuş Akın, sen soruları sor, cevap tatmin etmezse bir daha düşünürüm"
"Tamamdır abi"
"Şimdi söyleyin bakalım Can beeey" düşünür gibi yaptı...
"O gün neden abim üniversite taraflarındayken arabayla çarptın eğer,ogün abim arabanın tersine doğru atlamasaydı,belki yaşamıyordu... ya daa hadi bunu yaptın sonra hangi hakla bütün sevkiyatları baltalayıp, Boran Karaca artık yolumuza taş koyamaz dedin" bir anda heyecanlı bir ifadeyle bana döndü"Abi biliyor musun? Bu adam az önce gevşek gevşek o buraya gelemez... Kayıp diye duydum diyerek kahkaha attı"
"Hadi lan ordan... Can öyle şey demeye cesaret etmez... Değil mi Can? " hafifçe gülümseyerek "şimdi sana Can diyorum ama kusuruma bakma seni kendime yakın hissettiğimden... İstersen beyde diyebilirim"
"Sorun de...değil" başını yere eğip konuşmaya devam etti "O gün kazayı yapmam için beni tehdit ettiler, çok borcum vardı ve başka şansım yoktu... Sevkiyatlarıda o adamlar engelledi... Size yakalanmamın sorun olmıcağını, Nasıl olsa Boran Karaca ortalıklarda yok...kayıp, sana birşey yapamazlar dedi" elini çenesinin altına koyup başını yavaş yavaş salladı Akın...
"Tamammm şimdi bunları kimin yaptığını söyle lütfen "biraz beklemeden sonra cevap fazla gecikmedi.
"Sarper Soykan... Bunları size yapmamı o söyledi... Lütfen beni rahat bırakın "başımı sallayıp konuşmaya başladım.
" Birkaç gün daha misafirimizsin Can"
"Abi istersen gidelim... Burda bi işimiz kalmadı" başımı sallayıp ayağa kalkıp çıkışa doğru ilerledim...
Akın arkamdan gelirken çıkışta beni durdurdu "Abi sen hatırlamadığına emin misin?... Hafızanı kaybettiğini bildiğim halde şaşırdım...Aynı alaysı konuşma,aynı karanlık gülüş...Boran Karaca farkı der susarım. "
"Ne yaptım ki sanki... Saçmalamada beni eve bırak Su çoktan gelmiştir.
" Tamamdır"
🪐
Evin önüne geldiğimde araçtan iniyordum ki Akın engel oldu "Abi sen silah istemiyorum dedin ama yanında taşıman lazım... Senin geri döndüğünü kendi gözleriyle gördüler... İhtiyacın olabilir"diyerek elime tutuşturdu. Almıcaktım aslında ama güvenliğimiz için ihtiyacım olabilir diye aldım. Arabadan inip silahı pantolonun arkasına sabitledim.
Eve girer girmez odaya girip silahı sakladım. Üzerimi değiştirmeden, banyo'ya girip elimi yüzümü yıkadım. Su evdeydi... Çünkü kokusu dağılmıştı her bir yana... Salona doğru ilerledim kapının önünde gördüğüm görüntüyle tamamen şoka girmiştim..
Su... Mini bir elbise, yüzünde makyaj ve topuklu ayakkabılarıyla masaya başını yaslayıp uyuyakalmıştı... Önünde kalemler ve defter vardı... Çok güzeldi... Hemde haddinden fazla, acaba bir yere mi gidicekti... Kimin için böyle hazırlanmıştı ki... Benimle de konuşmuyordu...
Masaya ilerleyip defteri elime alıp çizdiği resimlere baktım. Birisinde ben vardım, bu yeni çizdiği bir resimdi, öncekiyle bi benzerliği yoktu. Diğer sayfayı çevirdiğimde ben ve o vardı... Bizi çizmişti. Birleşik iki kalp ve birbirinin gözlerine bakan biz...
Resim projesi yazan kağıdı elime aldım. İsim, soyisim, sınıf yazan yerleri okumadan konuya odaklandım... O kelime benim umudumdu... Bizi anlatan tek kelime deseler bunu söylerdim...
Aşk...
Konuda yazan tek kelime, benim umudumdu...Aşk...
🪐
🖤Selamlarrr🖤 💧İyiki doğdun Su💧 Su'yun doğum gününe özel yeni bölümle karşınızdayım. Umarım bölümü beğenirsiniz Sizi seviyorumm 😘😘😘Öpüldünüz😘😘😘 ...Oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin...
|
0% |