@pnrkynk20
|
1hafta geçmişti, tam tamına bir hafta, sevmek emek isterdi, bende herşeyi sineye çekip o emeği misliyle veriyordum. Ateş benim ruh eşimdi... Bir yanı cennetti sadece bana ait ama öbür yanı herkese cehennem, o işleri bırakıcam demişti ama Akın arada çağırıyordu. Bu zaman zarfında birkaç şey hatırlamıştı... Mesela işini yürüte biliyordu, çalışma düzenini ve yaptığı şeyleri artık hatırlıyordu...
Konuşma fırsatımız olmuyordu ben projeyle ilgilenirken oda hatırladığı şeylerin ağırlığıyla herşeyi düzene sokmaya çalışıyordu...
Çoğu geceler; Eve gelmiceğini birşey ihtiyacım olursa Akına söylememi istiyordu. İşler birikmiş, Ben proje ödevimi teslim edicektim ama onun düzeni hep böyle olucaktı... Hep böyle hayat yaşamaktan korkuyordum...
Çalan telefonumla düşüncelerimi bir tarafa bırakıp arayan kişiye baktım,Annem arıyordu...telefonu açıp direk konuşmaya başladım, çünkü;onları aksatıyordum
"Söyle Annelerin gülü, nasılsın, napıyorsunuz bakalım "
"Alo Su hanımla mı görüşüyorum? "
"Buyrun, Annemin telefonunun sizin elinizde ne işi var"
"Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm, bir trafik kazası sonucu Orhan kaya ve eşi Gül hanım yoğun bakıma alındı durumları ciddi, telefonlarından bu numaraya ulaştık..."
"Durumları nasıl!... İyiler mi?... Kaza nasıl olmuş"
"Freni tutmayan bir kamyonun altında kalmışlar Su Hanım , durumları ciddi "
"Ta... Tamam ben hemen geliyorum " üzerimi değiştirme fırsatım yoktu. Yol altı saatten fazla sürüyordu. Ateşe haber vermem gerekirdi belkide ama şuan zamanım yoktu.
Aşağı indiğimde benim yanıma büyük adımlarla gelen Akın'ı farkettim ama duramazdım... Ailemin yanında olmam gerekirdi...
"Su hanım nereye gidiyorsunuzzz! " koşmaya devam ederken bağırmayı sürdürdü. "Su hanım lütfen bekleyin neye ihtiyacınız varsa ben alırım, siz lütfen eve girin" daha hızlı koşmaya başladım, acele etmem gerekiyordu ama yapamadım Akın'ın beni kolumdan yakalamasıyla durmak zorunda kaldım.Ağlayamazdım , kimsenin karşısında aciz durıma düşemezdim "Su hanım önemli bir durum mu var... Hemen halledelim"nefes nefese konuşmaya başladım.
"Bunu halledemezsiniz... Benim Ankara'ya gitmem lazım, Ateşe haber ver tamam mı? Benim acelem var ailem çok zor durumda, teşekkür ederim " diyip arkama döndüm Akın kolumu bırakmayınca tekrardan Akın'a baktım "kolumu bırak... Ailemin hayatı tehlikesi var ve ben hala otobüse binemedim... "
"Yenge Abimin özel uçağıyla gideriz, o zaman bir saat civarı zaman kaybedersin, olur mu? " Düşününce mntıklı geldiği için tamam demek zorunda kalmıştım arada 5 saat oynuyordu çünkü...
Akın'la birlikte arabaya doğru ilerleyip arkaya bindim, bir yandan arabayı sürerken diğer yandan telefonla konuşuyordu. İlk,uçağı ayarlamalarını söyleyip telefonu kapattı, sonra Ateşi aradı. Telefon ilk çalışta açıldı sanki başında bekliyormuş gibiydi...
"Abi Su hanımı Ankara'ya götürüyorum sana haber vermemi istedi, Uçakla daha hızlı olucağı için hazırlattım haberin olsun"
"Neden gidiyor Ankara'ya"
"Sanırım ailesiyle ilgili bir durum varmış abi"
"Tamam"diyip telefonu kapadı, bu benim bildiğim kişi değildi, evet borandı o şuan;ifadesiz ve duygudan yoksun. Hemen ardından çalan telefona baktım Ateş arıyordu.
" Efendim"
"Ailenin nesi varmış güzelim, neden bana haber vermedin, sen iyi misin şuanda? " işte bu benim bildiğim Ateşdi.
"Ben iyiyim acil Ankara'ya gitmem lazım ailem trafik kazası geçirmiş, yoğun bakımdaymış ikiside... Birşey olmaz değil mi Ateş"
"Merak etme hiçbirşey olmıcak güzelim, herşeyle ilgilenicem ben sen sakın telaşlanma "
"Tamam görüşürüz"
Ateş'in ne yapabilceğiyle ilgilenmiyordum sadece ailemin yanına gitmek istiyordum, onların iyi olduklarını gözlerimle görmek istiyordum....
Aradan on dakika geçtikten sonra havaalanına geldik hemen uçakların kalkıcağı alana geldik. Akın birazdan geliceğini benim uçakta beklememi söyleyip uzaklaştı.
Uçağa binip koltukların birine oturdum... Şuan ailemden önemli birşey yoktu ama benim hem yükseklik hemde uçak fobim vardı. O yüzden bir kere binmiş ve bir daha binmemiştim uçağa... Çok korkuyordum ama neye korktuğumu bile bilmiyordum aslında....
Uçak hareketlenince etrafıma baktım Akın gelmemişti, uçak Akın gelmeden, kalkıyordu ve ben birşey yapamıyordum çünkü;şuan yerimden kıpırdayamazdım...korkum başı çekiyordu.. Oturduğum koltuğun kolçağını sıkmaya başladım, hayır uçak düşse ben ne yapıcaktım... Ne yani Ateş hep uçak seyahati yapan birimiydi... Ne kadar zıt olduğumuzu anlamam için daha ne olması gerekiyordu acaba...
Şuan eşofmanlarıyla uçağa binmiş bir adet benden başka biri yoktu gözlerimi sımsıkı kapayıp kolçağı biraz daha sıktım derken, elimi tutan bir elle hemen elimi çekmeye çalıştım ama izin vermedi. Gözlerimi hemen açıp yanıma bakınca, elimi koltuğun kolçağından ayırmaya çalışan Ateşi görünce korku yerine büyük bir hızla şaşkınlığa bırakmıştı bile...
"Su bırak artık şunu, tırnaklarını geçirmişsin koltuğun koluna yaaaa "
"Ha" durumumu özetleyen ilk şey bu olmuştu. Şuan kafam durmuştu. Ateş'in burda ne işi vardı. Ne zaman gelmişti. Hem Uçak kalkarken yoktu birden nasıl gelmişti ki... Bana bakıp şaşkınlığımı görünce sırıtarak elimi ayırmaya çalıştı... An itibariyle Uçağına zarar veriyordum çünkü, beni değilde, uçağını düşünmesi normaldi.
"Seni yalnız göndereceğimiz düşünmedin herhalde... Biliyorum seni şu aralar baya aksattım ama hatırladıktan sonra işlerin biriktiğini öğrenince orayla ilgilenmem gerekiyordu..."
"Keşke gelmeseydin Ateş, zaten çok yorgunsun 1 haftadır doğru dürüst uyuduğun söylenemez bile...işleri hafifletip öyle gelirdin"
"Saçmalama şuan en önemli şey sensin ama bir sorunumuz var tabii...uçak korkun olduğunu neden söylemedin bana"
"Fırsat olmadı şuan tek düşündüğüm ailem, onlara birşey olmaz değil mi Ateş"
"Tabii birşey olmucak, Doktorlarıyla irtibata geçtim durumları ciddiymiş ama ellerinden gelen herşeyi yapıcaklarını söylediler" gözlerime güven verircesine bakıp "birkaç doktor daha yönlendirdim, durumlarını yakından kontrol ediyorlar"
"Çok teşekkür ederim, seni seviyorum"
"Ben seni daha çok seviyorum sevgilim"ellerimi sıkıca tutup beni kendine çekti " Birkaç saat dınlen güzelim, ben seni uyandırıcam"onun bu hafifi sesi bile uykumu getirebilirdi, gözlerini kapatıp söylediklerini dinlemeye devam ettim "senin gözünden bir damla yaş düşmemesi için varımı yoğumu önüne sererim, sen mutlu olmayı hakediyorsun ve bende sana onu misliyle geri vericem... Sen benim herşeyimsin" ondan duyduğum son şeyler bunlardı, fazla dayanamadan kendimi bizli rüyalara teslim ettim.
🪐
Ateş beni uyandırdığında uçağın inişi gerçekleşmişti.Ankaradaydık, burayı çok özlemiştim ama burası beni boğan hapishanemdi... Ailemin beni bir fanusun içinde büyüttükleri, herkese güvenmemi sağlayan en önemli yerdeydim... Önümüzü 3 tane siyah sedan araba vardı... Biz ortadaki ne bindik... Hastaneye geldiğimizde hemen Annemle, babamın adını girişteki danışmaya sorduğumda 4'üncü kat'da ve hala yoğun bakımda olduğunu söylediler. Ateşle beraber asansöre binip 4'üncü kata çıkıp yoğun bakımın önüne geldik...
Camdan ikisinide aynı odada görünce gülümsedim, onlar hep kavga eder ama asla ayrılmazlardı...
Ateş durumlarını sormak için Doktor'un yanına gittiğinde ben hala onları izliyordum, bu kazanın nasıl olduğu şuan gram umrumda değildi... Annem, babamın yanındaysa babam hep dikkatli sürerdi. Annem'in başını ağrıtmaması için ne kadar dikkatli sürebiliyorsa o kadar dikkatli sürerdi arabayı...
Bu işte başka birşey vardı tabii ama ne olduğunu bilmiyordum, bizim öyle düşmanımız falan yoktu, Korayı,Ateş yanında tutuyordu. Başka kim ne yapabilir... Bilmiyorum... Artık kafayı yicem.
Ne olduysa senin yüzünden oldu, kimse yanında durmuyor zaten... Ateş'de bırakıcak seni bak görüceksin... Çekilir çile değilsin ki, bi ailen sahip çıkardı sana artık onlarda olmıcak
İç sesimin beni aşağılamasına alışıktım ama ya doğruyu söylüyorsa ya ailemde beni bırakıp giderse... Ben yalnız kalamazdım ki... Ateş beni bırakırsa ailemin yanına gelirdim ama şimdi ailemde beni bırakırsa, bi yanımda Ateş kalırdı... O giderse de kimsesiz kalırdım. Ateş beni bırakmaz ki saçmalıyor.
Bak gör nasıl bırakıyor, senin neyine sevdi ki Ateş gibi adamın bir bakışına beş kız düşer, neden senin olsun... Sen Ateş'i haketmiyorsun
Haklıydı ben Ateş'i haketmiyordum Ateş en iyilerine layık, Ateş kusursuz... Onun beni sevmesi için hiçbir sebebi yok ki... İç sesim yine haklı, ben, herzaman yalnız kalan olucaktım.
"Doktorlarla konuştum durumlarında bir düzelme yokmuş, birazdan seninlede konuşmak için buraya gelicekler"dediklerini duyuyordum ama cevap veremiyordum. Kendimi kötü, çaresiz ve kimsesiz hissediyordum... Ateş vardı ama o ne kadar kalıcıydı ki benim hayatımda...
Bilmiyorum
"Su iyimisin sen" başımı sallamakla yetindim, cevap vericek halde değildim, en azından şuan benden bir harf bile çıkmazdı.
"Sana burda bir oda ayarlatıyım mı? Dinlenmek istersen diye"boğazımı küçük bir öksürükle temizleyip Ateş'e döndüm.
" Beni neden seviyorsun? "
"Bu nerden çıktı şimdi "
"Duydun işte... Beni neden seviyorsun? "
"Seni, ben olduğun için seviyorum"
"Nasıl yani... Ne demek istiyorsun sen? "
"Sen, benim gerçek halimi gördüğüm bir ayna gibisin... Yansıma ama bir okadarda gerçek... Soyut ama bir o kadarda dokunabildiğim" yanıma gelip konuşmaya devam etti "yani sen benim masum ve çocuksu yanımsın ama bir o kadarda kendine has ve özelsin"
"Ateş; herkes beni bırakıp gidicek değil mi? Ben yalnız ve kimsesiz kalıcam... Belki sende beni bıra-"
"Bunu asla söylemene izin vermem... Ben seni bırkamam, seni Ay'ın, Güneş'i sevdiği gibi seviyorum" yavaş yavaş yanıma yaklaşıp, bana sarıldı "Sen benim için imkansız ama bir o kadar da ulaşabilceğim uzaklıkta olucaksın "
"Ben böyle sevilmeye değer biri olduğumu düşünmüyorum ama"
"Siz ne düşünüyorsun acaba küçük hanım"
"Sevilemiceğimi"
"Yanlış düşünüyormuşsunuz doğrusunu size söyledim... İsterseniz tekrarlıyım" gözlerindeki haylaz bakışları görünce gülümsedim... Saçmalıklarımla adamın sinirlerini ters düz ediyordum ama elimde değildi...
"Tamam anladım... Tekrarlamana gerek yok canım"
"Canın demek öyle mi? "
"Şüpheniz mi var beyefendi"
"Kendinden bile şüphe duyarım ama senden... Asla"
"Hmm demek öyle canım falan değilsin yalan söylemiştim"
"İnandırıcı söyledin demek ki..."
"her sözüme inanıyor musun? "
"Her sözüne hemde"
"İyiki yanımdasın... Seni çok seviyorum"
"Sizin gibi güzel bir hanımefendiyi yalnız bırakamam" düşünür gibi bakışlarını tavana dikti. "Şikayetçiysen bilemem tabii"
"Benden bir şikayet duycağını sanmıyorum"
"Su hanım değil mi? " Doktor'un gelmesiyle birbirimizden ayrıldık "Boran bey'e durumdan biraz bahsettim sizede anlatıyım... Kaza sonucu başlarına aldıkları darbelerden dolayısıyla beyin kanaması var ikisinde de... Şuan durumları gözlem altında babanız'ın durumu daha tehlikeli...kamyon babanızın tarafından çarpmış bildiğim kadarıyla...Biz elimizden gelenin en iyisini yapıcaz merak etmeyin"
"Anladım " doktor başını sallayıp uzaklaşırken"Doktor bey... Nolur onları iyileştirin...onlar benim için çok önemli... Lütfen"
"Elimizden geleni yapıcaz, siz merak etmeyin"
Cama baktığımda babamın ve annemin durumu beni kahretiyordu. Babamın başındaki bandaj, vücudundaki derin kesikler... Annemin boynuna taktıkları boyunluk benim boğazımı sıkıyor gibiydi...
"Sakin ol birtanem, İyi olucaklar...onlar senin böyle kötü olmanı istemezler değil mi? "
"Haklısın... Denicem"
Kimsesiz ve yalnız olmak istemiyordum onlar zaten beni yalnız bırakmazdı ki... Sonuçta onların tek çocukları bendim... Beni bırakıp asla gitmezlerdi...
🪐
🌹Merhabaa🌹 Bölümü sevip, sevmediğinizi belirtirseniz sevinirim Oy ve yorumlarınız benim için çok değerli 🌟Seviliyorsunuzzz🌟
|
0% |