@pnrkynk20
|
Evetttt yine Ateşsiz bir günden selamlar... Doğru duydunuz... Hala gelmedi.
Onsuz olmak değişik birşeydi. İçimde hep bir korkuyla yaşamak , yalandan mutlu olmak mesela yada ne biliyim işte aldığın nefes eksikmiş, yarımmış gibi....
Sevmek zordu, sevildiğini bilmek daha da zor...
Omuzlarına büyük bir sorumluluk almaktı, Aşk...
Akşam olmuştu, herkes odasına dağılmıştı saat gece yarısını geçmişti ama ben içimdeki korkuyla uyuyamazdım ki seviyordum, çok seviyordum hemde bu yüzden derin korku vardı içimde...
Bana Aşk dediklerinde aklına gelen ilk ne diye sorsalar, kıskançlık derdim ama kıskançlık değilmiş o, kıskanmak bile korkuyu gizliyormuş arkasında... Kaybetme korkusu, sevilmeme korkusu aldatılma korkusu ne denirse... Bence Aşk başlı başına bir fobiydi...
Çalan telefon bana aitti ama açmak istemiyordum, ben Ateş ile telefonda konuşmak değil yanyana olmak istiyordum... İçimden bir ses açma desede kıyamazdım açtım. "Efendim"
"Nasılsın Kardelenim"
"Birşey sorcam gerçekten merak ediyorum... Eski sevgilinin adı, kardelen falanmıydı? Ateş"karşı taraftan gelen kahkaha sesiyle dahada suratım asıldı. Bana gülmeliydi o sadece, ben görmeliydim onun kahkahalarını... " Cevap ver"
"Yine tersimizden kalktık sanırım... Doğru muyum? "sesini bile özlemiştim.
"Yanlışsın Ateş... Kapat uyucam ben, sende kimin yanında kahkaha atıyorsan devam et" diyerek yüzüne kapattım. Fazlamı üzerine gitmiştim acaba? Ben Ateş olmadan nasıl yaşıyordum bu hayatı önceden? Hayret edilesiydi gerçekten... Aslında şuan araması gerekiyordu bekledim. 5 dk, 10 dk, yarım saat, 1 saat bekledim ama hala arayan yoktu. Arasamıydım ki? Ama uyucam demiştim, belkide o uyumuştur. Başımı yastığa koyup yan konsoldan ışığı kapattım, o sırada çalan telefonla zafer kazanmış bir edayla salına salına ekrana baktım. Ateş görüntülü arıyordu. Açtım...
"Efendim Ateş yaaa... Uykumdan uyandırdın beni? " dediğimde çarpılmamak için bildiğim sureleri okudum. Yastığa yasladığım için saçım dağınıktı, o kurtarırdı belki de...
"Tamam güzelim, iyi geceler... Bende kapının önünde uyucam anlaşılan, belli oldu? "
"Hangi kapı Ateş... Git uyu işte"
"Bir kapında uyutmadığın kalmıştı be Kardelenim "
"Sarhoş musun Ateş sen? Hangi kapının önündesin? "
"Şöyle gösteriyim o zaman " diyerek kamerayı arkaya çevirdi. Evet bu kapı çok tanıdıktı. Hemen ayaklanıp sessizce odamın kapısını açtım. Sağa sola genel bir bakınıp hemen ayak ucumda basarak çelik kapıya koştum. Açınca yüzünü gördüğüm silüet benimdi, benim olandı...
"Hadi hadi içeri gir... Bizimkiler görür şimdi"
Akın Abim arabada yatıcağını söyleyince kıyamayıp Ateş'in odasında yatmasınj söylemiştim. Oda zor zahmet kabul etti. Tam kendi odasına ilerlerken kolundan tutup kendi odama çekiştirdim.
"Beni odana neden attın Kardelenim... Kötü emellerine alet etmezsin umarım? " dediğinde karşılık olarak kocaman bir göz devirmeyle cevap vermiştim. "Korkmaya başladım güzelim"
"Ne o kötü düşüncelerim olsaydı eşlik etmicek miydin? "
"Etmicektim tabii" diyerek sırıttı. Altta kalcak değildim.
"Tamam o zaman bende eşlik edicek birini bulurdum ... Şimdilik öyle bir düşüncem yok. Akın abim yatıyor odada rahatsız olmasın diye seni kendi odama aldım." Diyerek yatağa uzandım. Işığın kapanmadığını görünce soluma baktım. Olduğu yerde kaşlarını kaldırmış, ürkütücü dediğim bir bakışla bana bakıyordu. Korkmadım desem yalan olurdu.
"Şu cümleyi bir tekrar etsene bakıyım sen? "
"Akın abim ya-"
"O değil ilk baştaki cümle... Birşey bulurum falan diyordun neydi o tekrar et... "
"Haaa o mu kötü emellerime sevgilim eşlik etmezse edicek birini bulurum demiştim... Ne yanlış birşey mi söylemişim? " diyerek bende dik dik baktım.
"Bak sen " diyerek yavaş yavaş yatağa adımlamaya başladı. "Demek sevgilin eşlik etmezse eşlik edicek başka birini bulursun... Öyle mi? "
"Aynen öyle"dediğimde yatağa benim gibi uzandı.bir elini belimden geçirip boyun girintime yüzünü sakladıktan sonra derin bir nefes çekti içine ard arda... Sonra uzaklaşıp gözlerime baktı, içimi görmek ister gibiydi bakışları, gözlerini ayırmadım. Karaları benim kendine daha fazla çeken bir unsurdu.
" İyi sevgilin burda göster bakalım bu 'Kötü' hünerlerini" diyerek biraz daha kendine doğru çekti bedenimi.
"Hüner dememiştim aslında ama? "
"Neyse ne merak ettim göstersene bu kötü şey her neyse... Sabırsızlıkla bekliyo-" demeye kalmadan yapıştığım dudaklarıyla daha fazlasını getiremedi. Evet özlemiştim kendilerini yalan yok ama bu biraz beklenmedikti sanırım yoksa Ateş'in 3 saniyeye yakın hareketsiz kalması normal değildi. Tam öpüşmemize odaklanınca benim onun için hazin son olucak birşey yaptım. Kendimi ondan direk uzaklaştırıp 'İyi geceler'diyip tam ters yönüne dönmemdi.
O ne durumdaydı bilmiyorum ama ben artık yüzüne bakmıyordum... Utanmıştım, Evettt sevgilimden utanıyordum.
Ateş onu cezalandırdığımı düşünebilirdi belki ama ben tam aksine utangaç bir sevgili olarak gerekeni yapmıştım.Bana sarılıp, daha çok kendine çekti sonra kulağıma "Seni Seviyorum" dedi. Bedenimi Ateş'e doğru döndürüp sıkıca göğsüne sarıldım. "Öyle özlemişim ki kokunu Anlatamam Su... Sensiz olmuyor, hep birşeyler eksik kalıyor... Seni seviyorum Kardelenim"
"Bende seni seviyorum... Özür dilerim "
"Ne için"
"Bir anda kendimi geri çektim ya o yüzden"
"Saçmalama, seni yalnız bırakan bir sevgiliye az bile" diyerek saçlarıma derin bir öpücük kondurdu. Eğer bir öpüşmede utanan biri olmasaydım ben bu adamı gerçekten yerdim. "Sadece sana sarılarak uyumak istiyorum, kokuna fena alıştırdın haberin olsun"
"Oh ne güzel yapmışım" diyerek elimi göğsümden aşağıya doğru kaydırdım. "Canıma değsin"
"Bak sen... Canını yerim senin " diyerek şakağıma bir öpücük daha kondurdu.
"Tamam artık uyuyabilirizzz,hadi uyuyalımmm "
"Tamam birtanem iyi geceler"diyerek daha çok kendine çekip boyun girintime yüzünü saklayarak uyudu.
Kokusunu duyunca normalden daha da çok özlediğimi anladım. Sıkıca sarıldım sanki bırakıp gidicekmiş gibi nefessiz kalma ihtimali vardı ama sesi çıkmayınca rahat bırakmadım. Ben nefessiz kalırmı diye düşünürken onun boynuma da öpücük kondurması hoş bir detaydı. Gözlerimi huzurla kapattım. O yanımdaysa uykumun gelmemesi gibi bir durum olamazdı.
🪐
Ne zaman olduğunu bilmesemde yine unuttuğum perde dolayısıyla yüzüme vuran Güneş'ten anlaşılıyordu. Sözde ben uyumıcaktım bide... Uykucu biri olmanın zorlukları dört bir yanımı sarsada yinede uykuyu seviyordum...
Ateş bu saatte zaten yanımda uyanmazdı. Adam benim aksime alarm gibiydi. Gerçekten zıt kutuplar birbirini çekermiş, bence biz en iyi örnektik.
Dağınık saçlarımı daha fazla karıştırmak adına kaşıdım,aslında pek yalanda sayılmazdı. Akşam peri kızı gibi yatan ben sabah dilenci gibi kalkıyordum.
Odamdan çıkıp lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkadım, saçlarımıda daha düzgün durması adına düzelttim. Paytak adımlarla mutfağa girdim. Mutfakta annem yoktu. Salona girdiğimde ise ne Ateş, nede Akın abim vardı. Tamamen boş olan bir evde tek başıma kalmam eskiden sorun olmazdı ama artık biraz tırsıyordum.
Telefonumu almak için odama doğru ilerledim. Konsolun önünde duran telefona baktığımda bildirim bile olmadığını görünce sinirlenmemek istedim ama olmadı. Hayır neden haber verilmiyordu. Ben olsam hemen haber vermiştim.
Mesaj yazmak istedim ama vazgeçtim haber verselerdi, bananeydi... Tam telefonu elimden bırakıcakken gelen arama engel oldu açtığımda karşı taraftan gelen sesler o kadar fazlaydı ki birşey anlayamadım ama sadece tek bir cümle benim algılarımı kapatmaya yetmişti.
"Boran karacayı tanıyormusun? Şuan kendisi pek iyi durumda değil... Gel birde kendin bak istersen" Diyerek kahkaha atan bir adamdı.
❄
Selammm
Bölümü nasıl buldunuz?
|
0% |