@pnrkynk20
|
30.09.1997
Okula giderken gördüğüm çocuğu hala unutamıyorum ,bence saçmalık bu yaşımda aşık olamazdım ki hayır hayır seviyordum ama sevilmediğimide biliyordum...
Korktum...
Şuanki duygumu anlatıcak tek kelime bu olabilirdi. Çok korktum hemde ; ailemin öğrenmesinden, beni okuldan almalarından, onu bir daha görememekten, platonik olan bendim sonuçta görüp görmemek beni ilgilendirirdi değil mi ama? Değildi işte... Ben onu görmek istiyordum. Ege sınıftaki en yakışıklı erkekti daha okullar yeni açılmıştı ve ben lise öğrencisiydim.Ben meryem 14 yaşındaydım . Ağustos'un 5'inde doğduğum için yeni yaş aldım. 14 olmak güzeldi aslında birde bu yaşta aşık olmuştum daha bi güzeldi.
Sevdiğim adamla aynı yaştaydım şimdiye kadar gözüm gözüne bile dememişti. Okulla alışmak istiyordum ama ben nerdeyse okula bağlanmıştım...
Eve geldiğimde amca oğlum yani kuzenim Bahadır abi vardı. Babamı sorduğumda annem işi olduğunu söyledi. Başımı onaylayan bir şekilde sallayıl odama girdim Bahadır abi 26 yaşındaydı ve hiçte sevmiyordum. Bana saçma saçma bakarak gülmekten başka yaptığı hiç birşey yoktu salak saçma gülüp duruyordu sadece...
💦
4 ay sonra 11.01.1998
Okula artık alışmıştım. Ege'yle aramız gün geçtikçe daha da iyi oluyordu. Beni seviyordu artık, uzaktan bakışıyorduk, bazen yanıma geliyordu, aynı sırada oturuyorduk elimi bile tutuyordu. Benden mutlusu yoktu artık bugünde dersler bittiğinde Ege ile benim evine doğru yürümeye başladık. Beni hergün o eve bırakıyordu ama bir kavga konumuzda vardı. Kuzenim Bahadır...
Başıma iyice bela olmuştu beni gördüğü her yerde rahatsız edip, tehdit ediyordu. Ufak tefekte taviz ediyordu. Bunu Ege'ye söyledim tabii taciz meselesini söylemiyorum ...
"Meryem... Gülüm gel bak kendimize ayrı bir dünya kuralım, olmazmı güzel gözlüm"
"Ege tamam ama aileme ne dicem"
"Deme birşey kaçalım, sen olduktan sonra ben her yerde mutlu olurum. "
"Biliyorsun Ege babamın yüzünü yere eğdiremem... Zaten bir daha böyle birşey yaşanırsa babama söylerim, beni dinlemezse de o zaman seninle her yere gelirim"
"Meryem'im neden bir daha böyle birşey yaşamanı bekleyelim... Gel gidelim, benimle gelmez misin? "
"Seninle her yere gelirim... Bunu biliyorsun sen"
"O zaman"
"Tamam yarın Cuma okuldan çıkınca gidelim... Olur mu? "kocaman gülümsedi ve bana sıkı sıkı sarıldı. Ne olursa olsun Ege ile heryere giderdim.
"Tamam gülüm... Yarına kadar sabredebilirim sanırım" güle güle bizim eve doğru gittik. Bizim kapının önünde ayrıldığımızda pencereden Bahadır abi gördü bizi ama umrumda değildi yarın herşey bitecekti.
Eve girip annem ile babama baktım ama evde yoklardı odama girdiğimde kapı bir hışımla açıldı ve Bahadır abi içeri girdi. "Sen elin oğlanlarıyla dışarda gezmeye utanmıyor musun?... Bir adımızı çıkarmadığın kalmıştı tam oldu"diyerek üstüme yürümeye başladı. " İlla böyle şeyler istiyorsan"diyerek beni kendine çekti. O kadar tiksinmiştim ki ben ona abi diyordum"ben sana istediğini veririm"dedi bana tokat atıp beni yatağa yatırdı.
"Yapma...lütfen yapma,yalvarırım Bahadır abi bana bu kötülüğü yapma" demem bile birşeyi değiştirmemişti. Bana zorla sahip oldu. Bağırmam ona etki etmiyordu ben ise sadece o an ölmek istedim. Kendime bağırdım, Ege'ye bağırdım, bize bağırdım ama sesimi kimse duymadı. Kendi işi bitince yataktan kalktı ve gitti. Bana ne yaptığı umrunda bile değildim. Canım o kadar acıyordu ki... O günün akşamı ben evde ağlamaktan;yemek yemedim, su içmedim ama ailem neyim var diye bile sormadı.
O kadar utandım ki söyleyemedim bile...
Bu benim içimde koca bir sır olarak kaldı. Bahadır abi anlatamazdı, çünkü;babamdan korkucağını biliyordum.
💦
7 ay sonra 15.08.1998
Aradan çok zaman geçti. O günden sonra rahmimde can bulan küçük bir canlı vardı ve ben 7 aylık hamileydim. Ailem sonra anlamıştı hamile olduğumu ama Bahadır denen şerefsiz kendisi bana tecavüz etmemiş gibi Ege'ye iftira atmıştı. Biz bir hata yapmışız gençlerin bu kadar üstüne gidilmemesi gerekiyormuş ama Ege denilen şerefsize ders vermek lazımmış...
Ege ben 5 aylık hamileyken ortaya çıkan olaydan suçsuz yere dayak yemişti. Ben bana tecavüz ettiğinden dolayı okula gitmemişim. Yaklaşık 4 hafta sonra başlayan mide bulantımla ailem de izin vermemişti zaten. Ege'yi tam 7 aydır görmüyordum...
O gün bana sahip olmasaydı ben ertesi gün Ege ile mutlu bir hayat yaşıyor olucaktım. Ailem yüzüme bakmıyor, odamdan çıkmama izin vermiyorlardı. Ben gözümden istemsizce akan bir yaşı daha sildim ve pencereden bakmayı sürdürdüm.
O sırada pencerenin önünde beliren silüet ile geri çekiliyordum ki Ege olduğunu görünce daha çok ağlamaya başladım. Ben odada kilitliydi ve ailem odama sadece yemek vermek için geliyorlardı.Hemen pencereyi açtım.
"Gülüm neden ağlıyorsun... Ağla-" cümlesini tamamlayamadan gördüğü karnımla donup kaldı. Benim neler yaşadığımı bilmiyordu. Neden dayak yediğinden bile bir haberdi. "Sa... Sana noldu Meryem"
"E... Ege ogün seni dinlemeliydim... Yanlış yaptım Ege, hayatım karardı. Seni dinlesem herşey daha güzel olcaktı. "
"O şerefsiz sana tecavüz mü etti Meryem"
"Sus.. Sus duymak istemiyorum, senden bunu duymak çok ağır, bunu bana yaşatma... Biliyorum bizden olmaz artık ama ben sadece seni sevdim, hepte seni sevicem"
"Meryem'im ben seni seviyorum... Gerekirse o çocuk sırf senin diye ona babalıkta yaparım... Yeterki sen ağlama "
"Eg-"
"Seni burda bırakmıcam... Gidelim Meryem, karnındaki çocuk, sen ve ben bir aile kuralım kendimize... Onu öz çocuğum gibi sevicem Meryem, sana yemin ederim" diyerek avucuyla yanaklarımdaki göz yaşlarımı sildi. "Senden bütün kötü anıları silip, karnındaki bebeğe güzel bir hayat vericez ... Benimle gel Meryem... " Başımı olumlu anlamda sağladım. Ben daha 15 yaşındaydım. Tam ayağa kalkıp pencereden atlıcakken kapıyı birisi açmaya çalışınca Ege yüzümü avuçlayıp gözlerimin içine baktı. "Akşam... Akşam senin yanına gelicem... Beni bekle, Seni seviyorum" diyerek uzaklaştı. Ben hemen pencereyi kapayıp yerime oturdum. Gelen annemdi.
"Al yemeğini getirdim. Tuvalete gidicek sen kapıya vur " Diyerek cümlesini tekrarlayıp odadan çıktı ve yine kilitledi.Gözyaşlarımı silip tepsiyi almak için ayağa kaltığımda bacaklarımdan aşağıya doğru bir sıvı boşalınca dönüp kalmıştım. Buda neyin nesiydi. Çocuğum sağlıklımıydı. Ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu... Yavaş adımlarla kapının yanına gidip var gücümle vurmaya başladım.
"Anne birşey oluyor, korkuyorum... Anneeee kapıyı açınnn çok ağrım var" Diye bağırdığımda kapının açıldığını anahtar sesinden anladım. Yatağa doğru adımlayıp bacaklarımı uzatıcak şekilde yatağa oturdum. "Anne, anne daha erken dimi, birşey yoktur. Daha erken dimi"
Annem babama bağırmaya başladı. "Mehmet Beyyyy, Meryem'in suyu gelmiş, doktora götürme mız lazım"
Babam çatık başlarlar odaya gelip bağırdı. "BİRDE DOKTORA MI REZİL OLUCAZ ŞERİFE?... DOĞURSUN İŞTE PİÇİNİ, DOĞURAMAZSADA ÖLSÜNLER, BENİM MERYEM DİYE BİR KIZIM YOK! "
"Yapma Mehmet, o bizim kızımız gözünü seviyim yapma! " dediğinde babam başını çevirip bana bakmamıştı bile. Anneme bir tokat attı.
"ÇOK İSTİYORSAN SENDE KIZININ YANINDA DURURSUN... BEN DOKTORA MOKTORA GİTMEM! "diyerek odadan çıktı. Annemde odadan çıktı. Ben sadece ağlıyordum ama ağrılarım o kadar fazlaydı ki... Bağırmaya başladım. Bağırdıkca o gün aklıma geldi... Bağırdıkca kayan hayatım aklıma geldi. Annem koşa koşa elinde birşeylerle geldi, ne olduğuna bakıcak dırumda değildim.
"Meryem çocuğun sağlıklı olması için dayanmak lazım, ıkın kızım, canın yanıyor biliyorum ama durma ıkın"
"Anne...anne korkuyorum çok erken "
"Dediğimi yap diyerek eğildi. Acı o kadar fazlaydı ki bağırdıkca bağırdım. O kadar çok terledim ki alnımdan akıyordu ama durmadım.
Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum ama gelen anlık rahatlamayla annemin eline baktım. Kanlar içinde bir bebek vardı. Ağlamıyordu, sesi çıkmıyordu. Annem birşeyle çocuğu sarmalayıp odadan çıktığında gelen güçlü ağlama sesiyle rahatlayıp soluklanmaya başladım. Annem yanıma geldiğinde artık kan yoktu. Mosmor olmuş bir bebek vardı kollarının arasında"Bir oğlun oldu Meryem "diyerek bebeği bana verdi , odanın kapısını tekrar çıktı. O kadar güzeldi ki, yüzünü işaret parmağımla okşadım. Tecavüz sonucu olamıcak kadar güzel bir şeydi... Onu canımdan çok sevecektim.
💦
Akşam olduğunda birkaç kıyafet koyup Ege'yi beklemeye başladım. Bebeğin hem adı, hemde bir kıyafeti yoktu. Küçük, küçücük bir şeydi. Dokunmaya bile kıyamıyordum ama o benim bebeğimdi.
Yatağa dayanıp bebeğimi kucağıma aldığımda kapı bir hışımla açıldı, gözümde yine o gün canlandı. Babam içeri girip çocuğu zar zor benden aldı ve odadan çıktı. Bebek ağlıyordu, benim bebeğim, benim oğlum ağlıyordu. Babam dışarı çıktı. Ağladım, çok ağladım ama ne Ege geldi, ne babam ,nede bebeğimi getirdiler.
Aradan iki saat geçtiğinde babam geldi ama kucağında bebeğim yoktu. Babam bana bakarak kaşlarını çattı ve "piçin hakettiği yerde artık"dedi.
Dizlerimin üzerine düştüm. Ne demekti bu şimdi, hakettiği yer neresiydi, benim bebeğimi sokağa mı bırakmıştı, öldürmüş müydü?...
Soramadım.
Ağlayarak içeri girdim. Ege'yi bekledim. Bekledim. bekledim.
Pencereye tıklatıldığında perdeyi açtım. Ağlamıyordum. Benim bebeğim yaşıyordu, hissediyordum, onu ne olursa olsun bulucaktım. Ege benim donuk bakışlarıma baktı. Sonra başını biraz eğdi ve ellerimin sıkı sıkıya karnımı tuttuğumu görünce birşey diyemedi, konuşmadıkta...
Hızla uzaklaştık, ben bir daha buraya gelmicektik ama oğlumu bulmadan da ölmücektim.
Ege'yle otobüse bindik, nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu ama öğrendiğim birşey vardı Ege'yi babamlar dövdüğü zaman kaydını başka şehre aldırmıştı. Buraya ne olursa olsun beni almaya gelmişti.
💦
Selammm
Size Akın'ın doğumu'yla geldim.
Yazarken bende ağladım ama Akın'ın hayatını bilmenizi istedim.
Seviliyorsunuz
15.08.1998 iyiki doğdun Akın
|
0% |