@pnrkynk20
|
Yanıma tam tamına 9 gündür yaklaşmadı bugün son gündü,tabii arada gelip fark ettirmediğini düşündüğü bir şekilde öpüp uzaklaşıyordu. Sözümü dinlemesi hem hoşuma gitmiş hemde komik olmuştu. Annem restoranda gittiğinde Akın abimde işim var diye çıkmıştı. Ateş salonda oturuyordu ama dalgın gibiydi de nedenini sormadım onu tanıyordum.
Mutfaktan çıkıp yanına oturunca daldığı yerden gözlerini çekip bana baktı ama yanımada yaklaşmadı malum cezalıydı. Tekrardan avucunu yanağına bastırıp kapalı televizyonu izlemeyi sürdürdü.
"Ateş iyi misin? "
"İyiyim güzelim, sanırım biraz başım ağrıyor"
"O zaman ben sana ağrı kesici getiriyim" diyerek koltuktan kalkıp yanından geçerken bileğimden tuttu.
"Gerek yok, biraz dinlenirsem geçer"
"Böylede dinlenmiyorsun ki ama, istersen biraz yat dinlen"
"Merak etme sen, iyiyim... Otur sende " diyerek beni koltuğa geri oturttu sonra tekrar boş gözlerle etrafı incelemeye başladı. Bu hallerine alışkın değildim her zaman kalbimi hoplatıcak biçimde bakan kara gözleriyle bakınca bu halleri biraz moral bozmuyor değildi. Yanına yaklaşıp sıkıca sarıldım. Biraz bekledi ama sarılmadı da "Su cezayı işkenceye çevirme derdindesin sanırım"
"Yooo sevgilime sarılmak istedim sadece"
"Anladım... Bende sevgilime akşam sarılcam... Hatta sevgililerin yaptığı bir tür yakınlıklarda yaşıcak, haberi olsunda sevgilimin"
"Hmm şimdi bana sarılmıcaksın yani... Öyle olsun" diyerek uzaklaşıyordum ki belimden beni kendine daha da çok çekince tam kalbinin üzerine yattım.
"Seni çok özledimmm. Yanına yatmama izin verseydi bari Su "
"Şimdi sarılıyorsun ya Ateş, Hem akşam cezan biticek ne çok mızmızlandın"
"Bi sana mızmızlanırım ben... Kaç gündür uyuyamadım bile ruh gibi geziyorum, bari parfümünü falan verseydin... Vicdansız kadın"
"Ben mi vicdansızım? Bende seni arkamda bırakıp tehlikenin içine atlasam sonra sana Su pek iyi durumda değil istersen gel bak derlerse o zaman konuşalım bunu Ateş"
"Aşkım ben belaya atlamadım ki beni burdan aldılar... Yani alıkoydularda diyebilirim sonrada beni tehdit edip geri bıraktılar bil bakalım ne ile tehdit ettiler, sevdiklerime zarar vermekle ve bil bakalım o sevdiğim kişi kimler " Sen ve Akın... Yani küçük hanım seni benimle değil , beni seninle korkuttular... Sana böyle ulaşarak bana gözdağı veriyorlar"
"Çok korktum, babam gibi sanada birşey oldu sandım çok korktum" dediğimde saçıma bir öpücük kondurdu.
"Korkma sen güvende olduğun her an bende güvendeyim ama sen güvende değilsen bende kendimi güvende tutamam... Akın bana birşey olmıcağını iyi bilir " diyerek bana sıkıca sarıldı ve burnunu saçlarımın arasına bastırdı."Hala cezalımıyım? "
"Sence? "
"Bence değilim, sencede cezalı olmıyım artık, lütfen... Telefon çekse sana günaydın mesajı atıcaktım ama çekmedi "
"Cezan sana sarıldığım an bitti. Ateş lütfen beni sensiz bırakma "
"Ömrümün sonuna kadar sana böyle yapışık kalıcam, merak etme sen kardelenim"
"Yaa Ateş, ben sana erkek ismiyle hitap ediyor muyum? Neden bana başka bir kız ismiyle hitap ediyorsun... Senin ağzından çıkan başka bir kız ismi istemiyorum"
"Kıskandık mı ne? "
"Tamam bir tane erkek ismi bulıyım bende sana öyle hitap edicem... Bekle sen"dediğimde beni kendinden uzaklaştırıp kaşlarını çattı.
" Sakın!... Aklından bile geçirme "dediğinde kıkırdamakla meşguldüm.
" Ne desem acabaa... Artık erkeklerede aslan ismi konuluyor ne diyim Aslanım olur mu?"
"Yok sen sadece Ateş de malum benim adım Boran ama sen Ateş diyorsun ya "
"Peki sana Bo-"
"Ateş güzel, bana Boran falan deme o zaman seninle aramızda kurduğumuz bağ kopmuş gibi hissediyorum"
"Öyle birşey imkansız... Sen düşünmüyor musun? Ateş başka erkeğin ismide olabilir diye yoksa ben mi kıskancım"
"Düşünmüyorum... Çünkü Su ve Ateş çok zıtlar, bizim gibi... Hem biz birbirimizi tanıdığımızda senin koyduğun bir isim, benim ismimim Boran olduğunu bilip bilerek Ateş demedin ki"
"Haklısın ben sana Aslanım dicem, bu seni biraz benim tarafımdan düşünmeni kolaylaştırır"
"De bir de o zaman sana nasıl kükrüyorum gör" dediğinde kahkahama engel olamadım. Böyle kızıyormuş gibi yapmasını çok seviyordum.
"Hmm sen kükreyede biliyorsun yani" dediğimde yine kahkaha attım. Çenemi göğsüne dayayıp aşağıdan yüzüne baktığımda onunda güldüğünü gördüm. O benim aksine sadece tebessüm ediyordu ama gülüyordu işte... "Şimdi keyfi yerine gelmiş mi benim sevgilimin"
"Senin sevgilinin keyfinin sen varken yerine gelmemesi mümkün mü? "
"Az önce öyle değildi ama öyle diyorsan öyledir" diyip uzaklaşıcakken daha da sıkı sarıldı.
"Yok öyle iki sırnaşıp kaçmak, yanıma gelmen için illa birşey olmasına gerek yok ki bırtanem... Sensiz olmuyor işte 9 gündür ölü gibiyim Su...sende görmedin mi? Lütfen biraz daha böyle duralım, valla çok özledim" dediğinde belinden sarılıp yine kalbini dinlemeye başladım. Hızlı atıyordu yine, ben her kalbine yaslandığımda olduğu gibi çok hızlı atıyordu umarım birgün sıradan, normal bir şekilde atmazdı. Bu beni çok yaralardı.
Aradan kaç dakika geçtiğini bilmiyordum ama Ateş konuşmayı bıraktıktan 20 dakika sonra kollarının arasından kolayca kurtulup, uzaklaşınca Ateş başını koltuğun sırtına yaslayıp uyuduğunu gördüm kaç gündür uyuyamıyordu. Yanağına bir öpücük bırakıp uzaklaştım. En azından biraz dinlenmesi onun için çok iyi olabilirdi. Geceleri odamın kapısını açıldığını hissediyordum, bazen sarıldığını, bazı gecelerde gözümü açtığımda yanımda uyuduğunu görüp ses etmeden daha çok sıcaklığına sokuluyordum ama uyandığımda yanımda olmuyordu.
💦
✨AKIN'IN ANLATIMIYLA✨
Sabah erkenden uyandığımda daha güneşin bile doğmadığını görüp balkona çıktım. Boran abimin odasında yatıyordum.
"Gerekirse yanına yatarım kardeşim, sen burda yat " dediğinde ikiletmedim. Mutfağa girip Su içtikten sonra balkona çıkıcaktım ama salonun ışığını açık görünce de bir bakmam istedim. Tabii ki Boran abimdi oturan, bu aralar canı sıkkındı. Su ceza vermiş sanırım ama tam detaylatı bilmiyordum. Mutfaktan bir bardak Su doldurup salona gittim ve yanına oturdum. Dalgındı, hayat enerjisi falan kalmamıştı. Aksine Boran abim hep enerjikti, kaçırıldığında, vurulduğunda o zaman bile hep rahat olurdu. herkesi korkutan biriydi ama bu korkutucu baktığımda için bazense çok rahat olduğu için yaşanırdı. Şuan oturduğu koltuğun altına çivi döşenmiş gibi bir rahatsızlık içindeydi. Bir sağa dönüyor bazense sola dönüyordu. Kapalı televizyonu sanki açıkmış gibi izlediğine ise ben çok şaşırıyordum.
10 yıldır tanıyordum Boran abiyi ama hiç böyle görmemiştim.
"İyi misin Boran abi"
"Aklın varsa sakın Aşık olma koçum... Büyük ızdırap... Önüme gelen herkesi kırıp geçiririm ama bu kız tek başıyla beni yok eder öyle birşey yani... Aklın varsa sakın sevme bak abi nasihati" diyince gülmeden edemedim. Prenses yine Boran abiye bir takın tarifeler utgulamış gibiydi ki Boran abi hayatı sorguluyordu.
"Noldu abi, neden böyle konuşuyorsun şimdi"
"Ceza verdi oğlum kız bana " diyerek hafiften belli olan sakallarını kaşıdı. "Hemde bil bakalım cezam ne Su hanıma 10 gün yaklaşmama cezası... Valla kafana sık dese daha cazip bir ceza olurdu"
"Eee bugün kaçıncı gün? "
"9 inşallah yarın akşam son, bak en son babaannem bana ceza vermişti ondada herkesi sildim, düşün artık... Sakın aşık olma "
"Yarın bitiyormuş işte abi , oda korktuğu için böyle davranıyor yoksa oda sana kıyamaz"
"Bunu bilmek daha kötü ya işte... Benim iyiliğim için hayatımda olan tek iyi şeyden mahrum ediyor. Hayır insan sevdiği adama benden uzak dur dermi? "
"Çok korktuysa, ağlama krizine girip herkese bağırıp çağırdıysa der "
"Harbi benim için bana tokat attı kız... Gelde sevme şimdi "
"Oda seni çok seviyor"
"Biliyorum... Kendimden şüphe ederim ama ondan asla! " dediğinde birini öyle sevmek istedim ki anlatamam. Boran abimle, Su birbirini öyle seviyorlardı ki en az onlar kadar birini sevmek, güvenmek istedim.
"Eeee Servet beyden bir haber varmı?...kayınpederim ne zamandır sessiz acaba ne planlıyor. "
"Bir haber yok, sanırım kumarhanesine gidip seni tanıyan birkaç kişiye soru sormuş... Adamlar zaten bizim adamlar olduğu için sorun yok, böyle bir hamle bekliyorduk zaten" dediğinde başını salladı.
"Oğlum biz bu adamın resmine baktık ama yakından ayrı bi Su'ya benziyor lan... Bakışları bile aynı, bi dönüp kalmadım değil aslında neyseki çabuk toparladım"
"Merak etme abi Suyla ilgili hiçbir bilgiye sahip değil adam... Sadece orhan bey ve Gül hanıma düzenli para göderiyor. Belki Orhan Bey'in ölümünden bile haberi yoktur. "
"Şerefsiz... Lan insan hiç mi merak etmez, kafam basmıyor böyle itlerin dışarda gezmelerine bile izin verilmemeli, resmen parasına güvenip çocuğunu başkasına vermiş"dediğinde derin bir nefes verip devam etti. " Birde başka bir sorun var, babaannem beni aradı iki gün önce bir ziyaret şart susmaz yoksa"dediğinde oturuşunu düzelttim. Zemheri Karaca'dan korkmazsanız bu dünyadan başka kimseden korkmazdınız... Kadın resmen ölüm makinesiydi. Boran abim mafyaydı ama asıl mafya Zemheri Karaca'dan başkası değildi. Kara gözleri, siyah elbisesi, saçlarının yarısını kapayan bir şal ve elindeki modern bir bastonla tam bir azraildi. Hatta azraille can alma görevini beraber üstlenmiş olabilirdi. "Korkma, eskisi gibi davranamaz sana"
"Korkmak değilde biraz tırsmıyorum desem yalan olur " dediğinde omuzuma şefkatle iki defa vurup gülümsedi.
"Karşısında eski savunmasız Boran yok, hem sende yat uykun dağılmasın" dediğimde başımı doğrularcasına sallayıp, koltuktan kalktım.
"Allah rahatlım versin abi "dediğimde cevabını hemen yapıştırdı.
"O pek mümkün değilse sana o rahatlığı verir inşallah " dediğinde kahkahama engel olamadım Su gerçekten Boran abımı süründürüyordu.
Odaya girip kapıyı ve ışığı kapattım ama yatağanda yatmadım, Balkona çıktım. Havalar ısınmıştı artık. O yüzden hafif, ılık bir rüzgar vardı sadece... Sessizliği seviyordum zaten pek konuşan biride değildim.
O an Zemheri Karaca'nın karşısına ilk çıktığımız anı düşündüm.
Boran abimle koskocaman bir konağa gitmiştik.Dış kapısında bile Siyah takım elbiseli adamlar vardı baya da korunaklıydı.içeri girdiğimizde daha fazla adam görmüştük beni gördüklerinde içeri almadılar Zemheri Karaca'nın emirlerinden biriymiş. Abim benim dışarda kalmamı söylemişti. Boran abim ilerledikçe konağa daha iyi bakma fırsatı bulmuştum ama pencereden bana bakan kadınla gözlerimi önüme eğdim Ne yani Zemheri karaca bu kadınmıydı diye düşünmüşlüğüm bile vardı. O an adamlardan biri benimde içeri girmemi söyledi. Nedenini bilmiyordum yavaş yavaş Boran abimin arkasından ilerledim bende...
İçeriye girdiğimde Boran abimle Zemheri karacanın seslerini duymuştum. Boran abim sakın konuşmaya çalışıyordu sanırım ama babaannesinin sesi o kadar yüksekti ki...
"Senin o anana benzeyen yüzünü gördüğüm yetmedi birde sokaktan elalemin piçini toplamaya mı karar verdin... Tabii sende haklısın belki sende bizim soyumuzdan değilsin ama ben sana baktım, belki sende hayır işlemek istemişsindir ama benim servetim ve paramla elalemin piçine zırnık çıkmaz"
"Beni neden çağırdın Babaanne sen onu söyle kardeşim hakkında da düzgün konuş! "
"Anan yaşasaydı yapardı elin adamlarından bir kardeş ama sende haklısın oğlumu öldürttüğü yetmedi kendide geberip gitti" dediğinde Boran abüm bağırmaya başlamıştı.
"O zaman senin o mükemmel oğlunda benim annem dışında biriyle evlencekti. Şimdi ne diyorsan de,ha demiceksin benim senin saçmalıklarından daha önemli işlerim var. " diyerek kapıya doğru ilerliyordu ki tek bir cümle kurmuştu.
"O ananın kırıklarından biri oğlumla, ananın canını aldı."
"Kim olduğunu söylüyor musun?... Hayır, o zaman konuşmaya gerek yok"
"Vakti gelince öğreneceksin, zamanını bekle " diyerek asıl konuya dönmüştü. "Bir adam var bizim parayı vermemekte ısrarcı... Git bi görün adama bakalım fikri değişcek mi? Yoksa ben başka birini gödericem ziyaretine"demişti.
"Tamam bilgilerini bana at " diyerek odadan dışarı çıktığında beni gördü ve şaşırmıştı. "Sen nasıl girdin oğlum içeri"
"Adamlar girmemi söyledi. " demiştim sadece gözlerini kapatıp dudağını dişleyerekbana baktı. "
"Özür dilerim bunları duymak zorunda olduğun için"
"Yok abi bir taraftan haklı da babam kim belli değil, sokakta da karşılaştık, kadını doğrular biçimde sorun yo-"
"Sakın bir daha kendine böyle birşeyi yakıştırma Akın! Duydun mu beni? Sen benim kardeşimsin hepte öyle kalıcaksın " diyerek elini omzuma atıp beni kendine çekti. "Bakma sen babaanneme o banada öyle der zaten, bırak kendi oğlunu aşağılayıp dursun" diyerek kahkaha atmıştı.Boran abim ogün adamların karşısına öyle çıkmıştı ki adam bütün borcunu ödemek zorunda kalmıştı.
O günden sonra yer altı dünyasına yayılan söylemler dün gibi aklımdadır...
Zemheri Karaca'nın torunu Boran Karaca borcunu ödemeyenlere karabasan gibi çöküyormuş... Babaannesini bile geçti , tabii Kurt yavrusu Kurt olur diyerek bütün yeraltında ün salmıştı Boran abi...
O o günden sonra herkesin öyle korkulu rüyası olmuştu ki bırak borcunu ödememek, birgün geçiktiren bile olmuyordu.
Ne kadar düşünceye daldığımı bilmesemde kalkıp önce balkondan içeri girip üzerimi değiştirdim sonra evden çıkıp biraz kafa dinlemek için yürümeye karar verdim. Bir parkta boş bankların birine oturdum, çocukları izlemek bana hep eğlenceli gelirdi tabii saat daha erken olduğu için kimse yoktu etrafta...
Neyi beklediğimi bilmeden oturup beklemeyi sürdürdüm.bir zaman sonra etraftan yükselen seslerle sağıma soluma baktım, görünürde kimse yoktu. Banktan kalkıp sese doğru ilerlemeye başladım. Nerden geldiği hakkında bir fikrimde yoktu ama birkaç adım attıktan sonra bir adamın, kadının boğazına yapışıp ağaç ile arasında bırakarak boğduğunu görünce koşarak adamı kadından uzaklaştırıp yere fırlattım.
"Sen... Sende kimsin ha, o benim sevgilim çekil belanı benden bulma şimdi"
"Hadi ya... Aynen gel belamı arıyordum bende iyi oldu " düştüğü yerden kalkıp bana doğru ilerledi. "Bıraksana lan sevgilim diyorum, başıma iş açma benim şimdi" diyerek bir yumruk salladı ama tabii bana vuramadı çünkü leş gibi içki kokuyordu. Omzundan kavrayıp gözlerinin içine baktım.
"Bak, eğer burdan gitmezsen, bu inkazı tekrarlamam ama senide yaşatmam... İyi düşün sana beş saniye veriyorum gitmezsen olacaklardan ben sorumluluk kabul etmem bilene " diyerek 5'ten geriye saymaya başladım. "5.... 4...3....2....1"
Adam kıza bağırarak yanımızdan uzaklaştı. "Bu iş burda bitmedi kızım... Seni elimden kimse alamaz... Nadıl olsa bulurım seni ben " diyerek uzaklaştı.
Arkama döndüğümde boğazını tutarak öksüren kızı görmem beni şaşırtmadı. Gözleri kapalı ve yanakları kıpkırmızıydı. Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki... Kız gözlerini açıp yüzüme baktı. O an birşeyler durdu ne oldu bilmiyorum ama birşeyler oldu işte gerildim, kalbim hızlandı, midem kasıldı ama nedenini bilmiyordum. Kızın ela gözlerinde sanki bir ip vardı ve beni bağlamıştı. O an bağlandım. Kıza tek bir kelime dedim.
"Sensin"gerisini getirmeden uzaklaştım. Birdaha göreceğimi düşünmüyordum...
💦
Bu bölüm biraz daha uzun, artık konuları birbirine bağlasak mı diyorum.
O yüzden biraz karmaşa yaşasak fena olmaz
Boran'ı biraz daha tanısak mı acaba?
Her zamanki gibi çooook seviliyorsunuz
😘😘😘
|
0% |