Yeni Üyelik
10.
Bölüm

9.Bölüm

@pnrkynk20

Kahvaltıyı yaptıktan sonra biraz film izlemiştik . Tabikide beni sarmadı. O kadar odaklanmıştı ki benim sevmediğimi bile farketmedi ama galiba o baya çok sevmişti. Arada gülüyor arada gözlerini büyütüyordu. Çok huzurlu ve rahat görünüyordu. Onu izlediğimi daha açık tabirle dik izlediğimi görünce gözlerimi üzerinden çektim. Film bana o kadar sıkıcı gelmişti ki televizyona bile bakasım gelmiyordu. Başımı koltuğun arkasına yaslayıp onu izlemeyi sürdürdüm zaten beni farketcek halide yoktu gayet konsantre'ydi bu konuda... Bana bakarsa da uyumuş numarası yapardım nolcak yani

 

🪐

 

İki buçuk saat boyunca ısrarla o filmi izlemişti. Sonunda bitince gülerek bana baktı. Ben zaten ona bakıyordum ama çaktırmadım.

 

"Film çok iyiydi yaaa"

 

"Aynen bende baya çok sevdim bir ara izleriz yine"bana gözlerini kısarak baktı ne düşündüğünü anlamadım.

 

" Başrol ölmeseydi iyiydi ama değilmi? "diyerek bakmayı sürdürdü.

 

" Evet evet"diyip başımı aşağı yukarı salladım.

 

"Başrol ölmedi Su"anlamayarak yüzüne kocaman gözlerle bakmayı sürdürdüm.

 

" Bende seni bozmak istemedim yoksa bende biliyorum tabiki"dedim sonra da "ben su içicem sanada getiriyim mi? " diyip ayağa kalktım. Kaşlarını çatarak "aynen ya banada su getir sen"diyince başımı sallayıp mutfağa gittim.

 

"Salak mısın kızım sen? Çocuk tek sorusuyla foyanı ortaya çıkardı resmen bu kadar da olmaz yaaa... Rezil oldun rezilll bir daha yüzüne bakamazsın artık çocuk ona yalan söyledin diye kızsan bile yeri " İç sesim beni aşağılamayı bitirince bir bardak su içip bir bardakta onun için doldurup mutfaktan çıktım. Koltukta aynen oturuyordu hafif sırıtarak televizyona bakıyordu. Beni göründe ifadesini toplayıp televizyona bakmayı sürdürdü.

 

"Suyunu getirdim"

 

"Teşekkür ederim" diyerek elimden aldı içti.Bardağı masaya koyarak koltukta yanına oturdum. Yüzüne bakamıyordum çok utanmıştım.

"Bir film daha izliyelim ben yemeği yaptıktan sonra olur mu? "yüzüne bakmaya cesaret edemedim elime bakarak

 

"Tamam izliyelim bende yemek yapmana yardım ederim"

 

"Hadi gel o zaman bir şeyler hazırlayalım"mutfağa girince bana sadece" Sen salata yap gerisini ben halledicem "dedi.

 

" Olmaz öyle şey"diyip kaşlarımı çattım bu halimi görünce hafiften dudağının sağ tarafı yukarı doğru kıvrılıp ifadesini hemen topladı.

 

"Senin işin daha zor sofrayıda sen kurcaksın çünkü ben sevmiyorum" dedi.

 

"Yine eşit olmuyor ama tamam" Hemen patates çıkarıp haşlanmaya bıraktı. Dolaptan birde ne zaman aldığını bilmediğim etleri çıkarıp biraz yağ ve kekikle mühürlemeye başladı. Benim gibi yemekten anlamayan biri sadece izliyordu tabii gözlerimi büyüterek ona bakmayı sürdürüncede"Salataya ne zaman başlıcaksın tam olarak" diyip sırıtıncada "Şş-imdi"diyerek marul çıkararak yıkamaya başladım.Tencere'ye Kırmızı mercimek, patates, soğan ve havuç ve su ekledi şimdide çorba yapıyordu. Etleri fırının tepsisine koyup yanına doğradı patatesleri, soğan, biber koyup fırına sürdü. Yaklaşık 40 dakika sonra ben salatayı hazırlayıp masayı kurunca o fırını açtı üzerine kaşar ekleyip tekrar kapattı. Çorbanın sosunu yapmaya geçti . Bende hazır olan herşeyi masaya götürmekle meşguldum. Sözde bir şey hatırlamıyordu nasıl böyle yemekler yapabilirdi en son bir hafta önce annem böyle yemekler yapmıştı. Yanına gidince...

 

"Sen otur masaya ben fırındakiyle çorba'yı getiririm"

 

"Olmaz yoruldun zaten beraber otururuz "fırındaki tepsiyi çıkarıp kafasını hadi dercesine sağa doğru eğip önden yürümeye başladı. Bende çorba olan tencere'yi alıp masaya geldim. Tepsiyi masaya koyup arkasında beni tencereyle görünce hayret edercesine bir hareket yaptı ama ben umursamadan çorba tenceresini koyup kaselere çorba katıp masaya oturdum. Çorbanın tadına bakınca tussuz olduğunu farkettim ama birşey demedim. Çorbanın tadına bakınca kaşını çatıp, Kalkıp mutfağa gitti. Şekerlik ve tuzluk'la geri döndü tuzu bana verip şekeri kendi kasesine döktü. Galiba gerçekten de çorba'yı şekerli seviyordu.

 

🪐

 

Yemeği yiyince masayı beraber topladık ben bulaşıkları yıkadım. Oda kahve yapmaya başladı.

 

"Yemekler çok güzeldi eline sağlık bu kadar güzel yemek yaptığını bilsem sen eve gelince bir çorba yapmazdım mahcup oldum sana"

 

"Afiyet olsun ama mahcup falan olmadın yemek yapmak bence kolay sence de öyle değil mi zaten? "

 

"Aksine bana o kadar zor geliyor ki anlatamam"

 

"Ne güzel işte yemekler benden demiştik zaten" diyip göz kırpıp kahvesini yapmaya devam etti. O kadar güzel yapmıştı ki ayıp olcağını bilmesem hepsini yerdim.

 

"Tamam o zaman tatlılarda benden çok güzel talı yaparımda "

 

"Sanırım hayır dıcek durumda değilim "

 

"Bulaşıklar bitti zaten sen kahveni yaptıysan gir içeri ben kahveler soğumadan gelirim"

 

"Yetişiceğine emin misin? Kahveleri içtikten sonra yaparız beraber"

 

"Eminimmm hadi git sen " diyince kahveleride alıp gitti . Bildiğim suffle tarifi vardı hemen yanına gittim. kaşlarını kaldırıp dudağını bükerek kafasını salladı.

 

"Bu kadar çabuk nasıl yapabildin " diyip kaşığı alıp kasenin ortasına bastırdı ve bingo içindeki eriyen çikolata dışarı çıkınca onaylayan bir mırıltı çıkardı ve tadına baktı. Başını sallayıp beğendiğini gösteren bir ifade sergileyince o kadar sevindim ki çaktırmarım ama...

 

"Beğendin mi? "

 

"Çok güzel olmuş dediğin kadar varmış gerçekten de"

 

"Ne sandın bu kadarınıda yapalım artık"bir kahvesinden yudumlayıp bir suffle yiyordu. Bende suffle yemek için kaşığı kaseye batırıp tadına baktım gerçekten çok güzel olmuştu. Tek güvendiğim konu buydu zaten hızlı ve kolay canım tatlı isteyince hemen bunu yapıyordum. Zil çalınca

 

" Hemşire gelmiştir ben açıyım kapıyı" diyince

 

"Yok ben açıyım sen otur ben yaptırırım iğnemi " diyerek kapıya gidince ısrar etmedi. Kapının deliğinden bakınca koray'ı görmeyi beklemiyordum. Koşarak içeri girdim "erkek arkadaşım geldi ne zamandır telefonlarına cevap vermeyince geldi sanırım odaya çık istersen rahatsız olma sende"

 

"Peki nasıl istersen"diyip ona verdiğim odaya girince kapıyı açtım. Koray sınırlı duruyordu.

 

" Ne işin var senin burda "

 

"Ne işim olcak sevgilimizin evine geldik iki saattir kapı açılmıyor, okulada gelinmiyor artık, telefon desen cevap veren yok daha ne işim olabilir ki" diyerek beni iktirip içeri girdi. Kahve fincanları ve Suffle kaselerini görünce kaşlarını çatıp bana dönerek"biz merakımızdan çatlıyalım hanım efendi keyif yapsın diğer kase ve fincan kimin Sevda'yı daha yeni gördüm o değil, o zaman kimin? "

 

"Saçmalıyorsun çık evimden seni görmek istesem sana ulaşırdım zaten"

 

"Öyle mi su hanım" diyerek bana doğru adımladı kollumu tutup beni kendine doğru çekti"bir daha söylesene tekrarla söylediklerini"

 

"Çık evimden artık seni tanıyamıyorum defol"Kolumu daha çok sıkıp kafasını geriye atıp güldü sonra kafasını bana eğerek" Beni tanıyamıyorsun öyle mi? Tanışalım, Seni özledim ve sevgilimi ziyarete geldim. "

 

"Canımı yakıyorsun bırak kolumu"

 

"Seni kim kurtarıcak elimden, istediğimi yaparım " diyerek beni daha çok kendine çekti. sonra onun sesini duydum.

 

"Onun kolunu bırakmazsan bende istediğimi yapmaktan çekinmem " diyince arkama baktım duvara yaslanmış kollarını göğsünde birleştirerek bize bakıyordu. Şaşırdığım şey gayet rahat ve umursamaz duruyordu.

 

"Sen kimsin, benim kim olduğunu biliyor musun sen? Su anlatsana sevgilim ben kimim"

 

"Bırak onu dedim tekrar etmeyi hiç sevmem de" Şuan karşımdaki kişi o değildi sanki çok farklı biri gibi davranıyordu.

 

"Bırakmıyorum gelde al" diyerek kolumu daha çok sıktı ve kendine daha çok yaklaştırdı, ama benim gözlerim ondaydı hala... Hay hay dercesine Koray'ın yanına geldi. Öylesine birşey yapıyormuş gibi Koray'ın kolumu tutan elini tutarak çekti. Benim elimden tutup koltuğa oturttu ve Koray'ın yanına sakince yürüdü.

 

"Aldım şimdi de evden çık"

 

"Kimsin oğlum sen, hangi hakla sevgilimi elimden alıyorsun artistlenmenin gereği yok çekil önümden"

 

"Biz ayrıldık defol git evimden artık" dedim şuan o kadar ağlamak istiyordum ki ama yapamazdım.

 

"Senin dilin fazla uzadı artık " dedi onun karşısına geçip"çekil önümden benim derdim seninle değil pişman olucaksın sonra bak alt tarafı bir kız "diyip onun omzunu tutarak iktircekti ki elini çevirip yüzüne kafa attı. Koray sendeleyip gerileyince "bak sabrımı sınama benim"diyerek tekrardan yanıma gelmeye çalışıyordu ki o, koray'ın yüzüne bir yumruk daha attı.

Koray'ın ağzının kenarı kanamaya başladı ama yine ayağa kalktı.

Ateş yavaş yavaş yanıma gelip oturdu. Ne yapmaya çalıştığını anlamayarak bakmaya devam ettim.

 

"Su gel yanıma beraber konuşalım sevgilim"

 

"Git evimden koray,defol; yüzünü görmek istemiyorum artık"

 

"Su bana diceğine yanındaki şerefsize desene sen onu , hangi yüzle yanına oturuyor o senin, sevgilin benim söylede herkes haddini bilsin " diyerek sırıtarak ateş'e bakmaya başladı.

 

"Onun yeri burası koray bence sen haddini bil ve istenmediğin bir evde daha fazla durma "dediğimde ateş'de bana bakmaya başlamıştı. Kaşlarını kaldırmış ve dudağını kenarı her zaman ki gibi hafif kıvrılmışyı.

 

"Ne demek burası, ben senin kırıklarınla mı uğraşcam lan daha biz ayrılmadık öldürürüm seni " ateş elimden tutarak Koray'a bakmaya başladı...

 

"Cesaretin varsa dokun " dedi.

 

"Sen kimsin lan, benim sevgilim diyorum yüzsüz müsün oğlum sen o bana ait "

 

"Yanına gel ve onu benim senden aldığım gibi benden al tabii ki yüreğin varsa " diyerek bir ayak bileğinin diğerinin dizine gelicek şekilde oturmaya devam etti.

 

"Paramla satın alırım lan seni sen kimsin de bana rest çekiyorsun,ben koray sayar sen kimsin lan"

 

"Bende Ateş, sadece ateş; şimdiii onu benim elimden al tabii alabiliyorsun uzakta durma öyle,boş sohbet sevmem, icraat göster "

 

"Görüceksiniz lan siz, ikinizinde burnundan fitil fitil getircem bekleyin siz " diyip kafasını sallayarak evden çıktı. Kapının çarpılma sesini duyunca ateş hemen bacağını indirip bana doğru dönerek...

 

"İyisin değil mi bir şeyin yok" diyerek yüzüme baktı gözlerinde sadece endişe vardı. deminki halinden eser bile yoktu.

 

"İyiyim sadece kolum acıyor biraz merak etme" Desemde kolumu tutup sweet'imin kolunu yukarı sıyırarak koluma baktı. Biraz kızarmıştı birşey yoktu.

 

"Tamam birşey yok biraz buz koyarız geçer "

 

"Gerek yok" Desemde teessüf eder gibi bakıp mutfağa gidip buz getirdi.

 

"Birazdan daha iyi olucaksın"

 

"Teşekkür ederim başını derde soktun o kadar benim yüzünden"

 

"Teşekkür'e gerek yok ben haddini bildirdim sen sadece iyi olmayı düşün"

 

"Sen az önce sanki başka biri gibiydin "

 

"Unuttun mu Ben Ateş'im söndürmem , yakarım"diyip göz kırpmıştı.

 

"Ama nasıl yaptın konuşman, bakışın, duruşun bile değişti"

 

"Sen şimdi bunları düşünme birazdan hemşire gelir zaten ben şu elimi bir yıkıyım"diyerek yanımdan kalkıp salondan çıktı. Hayran olmamak elde değildi. Kaslı bir vücudu vardı zaten dövmesine şaşırmadım o yüzden ama o bakışlarını nasıl ifadesiz tutabilmişti. Benim için ulaşılmaz bir hedeften başka birşey değildi,Ama; galiba ondan hoşlanmaya başladım....

 

🪐

 

Loading...
0%