@pnrkynk20
|
Ben çocuğa çekilmicem diye uğraşırken odamda aileme basılma rezilliği yaşamış biri olarak söylüyorum ki... Anormal bir aileye sahip olmasaydım, Doğum günüm öldüğüm gün olabilirdi ama annem görünce verdiği tepki 'Aaaa komşumuzda burdaymış'oldu.
Yeni çocuk sadece başını anneme doğru çevirip başını aşağı yukarı salladı. Annem yine şaşırtıcı bir cümle kurup odadan çıktı. 'İyi o zaman akşam yemeğinede kalırsın sarp, hadi siz oturun bende misafirlerle ilgileniyim.'dedi ama eğer sarp kötü niyetli olsaydı ki belki kötü niyetliydi o zaman napardım bilmiyordum. Neyseki Sarp hiç istifini bozmadan manzarayı izliyordu...
Balkona çıkıp boş sandalyeye kuruldum manzara çok güzeldi kabul ama aynaya baksa asıl güzel olan şeyi görürdü. Bir erkeğe sıralanabilcek en klişe ve kamyon arkası sözler varsa sıraladığıma göre artık çizime başalayabilirdik inşallah...
İsmini daha yeni öğrendiğim sınıf arkadaşıma bakmamaya çalışarak birşey çizmek amacıyla çizikler atmaya başladım.
"Büyük duruyorsun kaç yaşındasın? "
"Kısmen... Sence kaç gösteriyorum? "
"Hmm ben 19 yaşındayım... Sen ise 22 falan mı? "
"Cık... Daha fazla" diyerek dudağını büzdü.
"Peki o zaman otuz"
"Yok yaaa 70 falandır o" diye homurdandı. kahkaha attım, 30 olmadığının farkındaydım sinirlendirmek için demiştim zaten ama komik olduğu bir gerçekti.
"Sen gerçeği söyle o zaman, ben nerden biliyim? "
"Tamam 24 yaşındayım oldu mu? "
"Şimdi senin doğum gününü falan da yoktur? O yüzden sormuyorum. "
"Aynen uzaydan geldim. sürgün ettiler beni dünyaya" gülüşün daha da sesli bir hal almıştı, aslında kendisi hiç gülmüyordu, banada sinirleniyordu. Beni güldüren tam buydu... Hazır cevap olması suç olmamalıydı değil mi ama?...
"Tamam o zaman doğum gününü söyle? Bende dünyalı olduğuna inanayım"
"Şimdi tahmin et desem Şubat'ın otuzu deme ihtimalin kaç? "
"Yüz delikten ilerlersek baya yüksek " diyerek yine kahkaha attım.
"8 Mayıs... Oldu mu? "
"Evet teşekkür ederim, dünyalı olduğunu kanıtladın"
"Ne mutlu bana, ne kadar sevindim anlatamam"
"Peki, anlatma o zaman" diyip kendimi tamamen sessizliğe hapsettim. Attığım her çizikte gözümün önünde beliren köyü gözlere engel olamıyordum. Yüzüne bakmamak için ecel terleri döken ben iki saniyelik göz kırpma anımda bile beliren koyu gözlere engel olamıyordum. İçimden geldiği gibi çizmeyi sürdürdüm kalemime engel olmucaktım. O kadar sessizdi ki kafamı kaldırıp arada kontrol etmesem burda olduğuna bile inanmazdım. Çalan telefonunu cebinden çıkarıp arayan kişiye baktı sonra onaylayıp kulağına götürdü.
"Efendim.... Ben hemen yan taraftayım kardeşim.... Geleceksen gel sen bilirsin, ben karışmam.... Tamam görüşürüz" diyerek telefonu sonlandırdı.
Yüzüne bakmadan hemen arkadan sorumu yapıştırdım. "Kardeşin olduğunu bilmiyordum"
"Bilmemen normal, yok zaten"
"Anladım" diyerek fazla uzatmadım. Şuanki eserime odaklanmış durumdaydım. O anlatmamış bende soru sormamıştım, en sonunda saat ilerledikçe o yerinde kıpırdanmaya başlamıştı. Kaç saattir aynı yerde oturuyordu."Ayağa kalkabilirsin istersen yada annemlerin yanına git-"
"Cazip teklifin için teşekkürler, gerek yok" diyerek ayağa kalkıp balkon demirlerine yaslandı. "Seninde benden farkın yok aslında"
"Yooo ben bir ömür böyle oturabilirim" diyerek kahkaha attım. "Senin aksine oturduğum yerde otura biliyorum"
"Diyosun" diyerek dudağını büktü. "İnandırıcı gelmedi ne yazık ki"
"Sen asıl inandırıcılığı yemekte gör" diyince kaşları yukatı doğru kavislendi."enginar mı?... Kereviz mi?.... Ispanak mı?.... Ne istersen annem senin için hazırlamıştır. "
"Ciddi misin sen?... Bunu şimdi mı söylüyorsun gerçekten de" diyerek balkondan çıkarken attığım kahkaha onu bocalattı.
"Bu inandırıcı geldi mi bari? "dediğimde çatık kaşları ve bir çift koyu göz benim üzerimdeydi.Gülümseyerek çizime devam ettim. Giderse de kendi bilirdi ama yanımdaki sandalye tekrardan çekilince gitmediğini anladım. Birazdan annemde gelirdi zaten ben şaka olsun diye demiştim ama annemden en azından bir enginar yatağında diye başlayan birşeyler beklemiyor değildim. Odamın kapısı açılıp yanımıza gelen anneme yan gözle baktım.
"Hadi çocuklar yemek hazır" ban başımı sallayarak arkasından gidiyordum ki Sarp'ın hala oturduğunu gördüm.
"Hadisene ne bekliyorsun"
"Çizimini göstermedin, onu bekliyorum"
"Göstercem diye bir iddiam olduğunu sanmıyorum"
"Yok ama merak ettim"
"Peki " diyerek defteri elime alıp çizdiğim resmi açıp baktım ve o an başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Tahminim dışında olan birşey olmuştu. Ben odaklanarak çizemiceğim şeyi gelişi güzel çizikler atarak şuan karşımdaki olan adamı resmetmeyi başarmıştım. Başımı kaldırıp şaşkın ördek gibi ona bakarken oda sırıtmakla meşguldü ama yemezlerdi. Bir önceki sayfayı açamazdım o yüzden bir sonraki sayfayı açtım ama bu daha kötüydü. Önceden aynanın karşısına geçip poz vermişliğim vardı kendimi çizcem diye ama adama kendi resmini göstermekten iyidir diyerek bunu gösterdim. Resme baktığında bocaladı demek oda emindi kendini çizdiğimden ama bu resme bakarken de birşey demedi bir süre sadece resme odaklandı ben tam kapatıcakken izin vermedi.
"Güzel olmuş, daha yakından bakmama izin verir misin? " omuzumu yukarı kaldırıp indirdim.
"Tamam... Al, bende anneme yardım etmeye gidiyim" diyerek balkondan çıkıp mutfağa doğru ilerledim.
"Annelerin gülü, yemekte ne var Aslı sultan"
"Sence Ahu, aklıma ne geldiyse yaptım işte...tezgahtaki hazır olan şeyleri masaya götür sen yavaştan, ayıp olcak çocuğa"
"Tamamm" diyerek ilerdeki sofraya ilerlediğimde gerçekten enginar vardı. Dile gelse 'Sal beni Aslıııı' derdi anneme ama o yine de vazgeçmezdi. Bir elime enginarı diğer elime de salatayı alıp ilerledim. Sarp birazdan gelirdi, anneme ayıp olmasın diye bunları yediğini görünce keyif katsayım artıcaktı.
"Sarp sofra hazır hadi gel" diyen anneme kıs kıs güldüğüm için birşey diyememiştim.Benim odamdan salına salına çıkan Sarp'ı görünce gülmek istedim ama yuttum. Salona girip masayı görünce yüzünü gerçektende ekşitti demekki gerçekten de sevmiyordu. "Hadi geç otur yerine, bakalım yemekleri beğenicek misin? "diyen anneme yalvaran gözlerle bakıyordu.
"Tabii beğenirim, neden beğen miyim ki?"
"Gel Sarp arkadaşım, annem enginarı falan efsane yapar"dedim.
" Tabii tabii ona ne şüphe Ahu arkadaşım"
Benim yanıma oturup bir boş tabağına birde ilerdeki salataya enginarı baktı. Çok komikti yüz ifadesi, hayatı sorguluyor olma ihtimali yüksekti. Annem önümüzdeki karelere çorba kattı. Bu çorbayı hiç sevmezdim ki anneme de sordum. "Anne bu çorba ne çorbasıydı yaaa benim aklımdan çıkmışta"
"Ne olucak Ahu kereviz çorbası yaptım işte"
"Aaaa Sarp arkadaşımda bana demişti zaten, kereviz çorbasına falan bayılırmış, mercimek çorbasıda neymiş, iyi oldu bu çorba"
"Ben öyle mi demişim Ahu arkadaşım, kereviz çorbasını mı seviyormuşum ben? "başımı ciddiyetle aşağı yukarı sallayınca kaşları yukatı doğru havalandı. O kadar ciddiydim ki şuan şaşırmış olması muhtemeldi.
Kaşığını kaseye daldırıp dudaklarına doğru yaklaştırdı, sonra bir süre bekleyip gözlerini kapadı ve evet araladığı dudaklarına kaşığı yerleştirdi. Bir süre bekledi ve sonrada ağzının içinde daha fazla durmasın diye yuttu. "Elinize sağlık Aslı hanım, çorba çok güzel olmuş"diyince annemin yüzünde ben yapıyorum bu işi imajı vardı. Bende bir kaşık aldım çorbadan, diğerlerini yemektende çorbayı yerdim genelde... Eminim ki illaki bir et türü vardı sofrada o yüzden çorbayı bitirdim. Sarp bana şaşkınlıkla bakıyordu. Gülerek kulağına yaklaşıp fısıldadım. "Eğer o çorbayı bitirmezsen ana yemek yani herhangi bir et yemeğine hayatta geçemeyiz o yüzden acele et "dediğimde hızlı bir şekilde çorbasını yemeye başladı. Aslında öyle bir kural yoktu, annem Sarp'ın bu halini görünce daha da mutlu olup Ana yemeği getirmek için kalktı. Normalde bende yardım ederdim ama ben biraz sakar olduğum için misafir olduğunda annem 'sen dokunma ne olursun valla söylenmicem Ahu, sen sadece otur ' derdi. Gidip geldiğinde elinde tabaklarla gelip " patates püresi yatağında soslu bonfile" dedi. Et olsunda ne olursa olsundu, o yüzden ses etmedim. Bir tabağı Sarp'ın önüne koyup diğer tabağı babama verdi sonra gidip diğer iki tabağı daha getirip birisini bana diğerinide kendi önüne alıp Sarp'ın beklemeye başladı. O yemeden başlamazdı ama benim böyle bir kuralım yoktu. Benim yediğimi görünce oda çatalı alıp yemeye başladı sanırım oda bizim yememizi bekliyordu en sonda annem yiyince tamamlandı.
"Anne babam nerde? "
"Acil işi varmış, oraya gitti" derken hala önündeki eti kesiyordu. Sarp'a baktığımda öyle iştahlı yiyordu ki sanırım oda eti seviyordu. Komikti bu davranışları ama ben hergün yaşıyordum böyle şeyleri, beni anladın istemiştim belkide... Yoksa o gidicekti ben durdurdum. Babam yine yoktu, zaten varlığıyla yokluğu arasında herhangi bir fark pek olmazdı. Severmiydim, severdim Çünkü;pek baba kız ilişkimiz olmazdı. Zorda kalmazsam baba bile demezdim, bana hep soğuk ve mesafeli davranırdı. Paraya ihtiyacım olursa yada dersler hakkında soru sorarsa aramızda diyolog olurdu. Genelde annem şen şakrak biri olduğu için ikimizde etkisiz eleman gibi kalıyorduk. Ben düşüncelere dalmışken Sarp'ın söylediği şeylerle kendi düşüncelerimden sıyrılıp ona odaklandım.
"Elinize sağlık efendim, ben kalkıyım artık" dediğinde gitme demek istedim ama sebebim yoktu o yüzden sessiz kaldım ama sanırım annemin sebepleri vardı ki o durdurdu.
"Tatlı yemeden hiçbir yere bırakmam, daha kahve falanda içicez küçük bey" dediğinde tam ağzını açıcaktı ki annem yine taviz vermedi. "İtiraz istemiyorum! "dediğinde başını sallayıp yerine oturmuştu. İstese gidebilirdi annem kimdi ki dinlesindi ama saygısından ödün vermiyordu.
Tatlıyı yiyip , kahveyi içtikten sonra tam kalkıcakken gelen aramayı yanıtladı annem...
" Efendim... Ne?... Durumu iyi mi?! Tamam tamam ben hemen geliyorum. "diyerek telefonu kapadı, yüzündeki kan çekilmişti resmen
" Ne oldu anne, birine birşey mi olmuş? "
"Ba-baban bir kaza geçirmiş Ahu... B-ben hastaneye gidiyorum"
"Bende gel-"
"Sen burada kal canım, haber veririm sana" diyip çantasını alıp evden çıktı. Ben dehşetle koltuğa oturduğumda ise Sarp hala ayakta duruyordu.
Babam iyi olucak mıydı?
❄
Helloğğğ
Sarp 'da bir gidemedi değil mi ama?
Bölüm hakkındaki yorumları alalım pleaseee
🤣🤣🤣
|
0% |