@pnrkynk20
|
Uzun uzun manzarayı seyrettim, ağladım, bağırdım ama yanıma gelip kimse yanımda olmadı, kimse acımı paylaşmadı. Hayat benim için zorunluluktu...
Annesinin yada ailesinin bu yaşına kadar saygı ve sevgi göstermediği birine kim sevip saysın değil mi? Ben onca kalabalığın içinde yalnızlığa mahkum ediliyordum. Derin bir nefes alıp verdim, akan gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Sesimde kısılmış olabilirdi. Annemi aradım hemde kaç defa ama açmadı. Ya umrunda değildi yada telefonu sessizdeydi.Hastaneye gitmem gerekirdi belki ama gidersemde Annem ayak bağı olduğumdan dem vurur, tüm sinirini ve öfkesini benden çıkarırdı.
Benim bu yaşıma kadarki tek tecrübem her insanın iki karakterinin olmasıydı. Mesela; Annem çok zarif, etliye sütlüye karışmayan biri gibi dururdu ama ani sinir patlamaları ve herkesi gereksiz yere suçlayıp herşeyi unuttuğu anda da gelip özür dilemesiydi.
İlk izlenim önemliydi özellikle ilk tanıştığın insanlarda ama bu özellik büyük bir oranla yanıltırdı. O yüzden kimseyi tanımadan önyargıda bulunmazdım. Sevgi büyük nimet ama değerini bilmeyen insanlara verilen sevgi sadece israftan ibaretti.
Aileni seversin, karşılık yok... Bir erkek seversin ama karşılık yok, sevgine nankörlük etmicek tek insani varlık, çocuklar...
Ben çocuktum, ailemi sevdim ama karşılığı ne oldu hiç, koskoca bir hiç...
Biraz daha manzarayı izledikten sonra arkamı döndüm ama hala buradan ayrılmaya hazır değildim. Tek kendim olduğum yer bu uçurumdu evet evet şaka gibi ama öyle... Dağdan, taştan medet umar hale gelmiştim.
Arkamdan bir ses duyduğumda dönüp bakma gereksimi bile duymadım çünkü, burayı kimse bilmezdi.
"İntihar girişimi falan mı?... Biraz daha yaklaş yaaa böyle düşemezsin" diyen ses ona aitti...
Yeni çocuk...
Ses vermedim, konuşmama gerek olduğunu da düşünmedim. O sanki beni konuşmasam da anlıyabilirdi. Ailesinin bile ilgilenmediği kızın düşünceleriydi bunlar yanlış anlama yoktu yani...
Yanımda bir hareketlenme hissedince soluma doğru dönüp baktığımda yanılmadığımı anlamış oldum. Bana değil, manzaraya bakıyordu.
"Sen burayı biliyor muydun?"
"Sana bir sır veriyim sırf bu uçurum için buraya taşındım. Yaklaşık 2 senedir tek sığınağım bu uçurum"
"Anlatırsan dinlerim" Burukça gülümsedi.
"Anlatılcak birşey olsa anlatırdım ama yok... Tesadüf eseri denk düştüm buraya o günden bu yanada burada değişik bir bağ kurdum. "
"Anladım... Sevilmeyi de hakediyor"
"Orasını bilmem, hatta sana bir sır daha veriyim yüksek yerlerden haz etmem hatta hiç sevmem ama burayı ilk gördüğümde çarpıldım işte ne dersen... Burayı fazla biri bilmez hatta kimse bilmez desem yeridir ama seni birkaç defa gördüm. İlk başta çok şaşırmıştım yalan yok ama son zamanlarda seninde burayla bağ kurduğunu anladım. "
"Burayı ilk nasıl buldun? "dediğimde yüzü değişik şekillere girsede , ne diyeceğini düşünür gibiydi.
" Bunu anlatmasam, belki başka bir zaman... Ama bugün değil"
"Peki... Nasıl istersen , umarım birgün anlatırsın"
"Belki"
Bekledikce bekledik. Burada ilk defa biriyle olmak bana çok değişik gelmişti. Telefonum çaldığında cebimden çıkarıp baktım ama yabancı bir numara görünce kapattım tekrar cebime koyucaktım ki tekrar aynı numara arayınca açtım.
"Efendim"
"Ahu Sungur ile mi görüşüyorum? "
"Buyrun"
"Ben numaranızı bulmak için çok uğraştım şükürler olsun"
"Anlamıyorum, lütfen açık olur musunuz? "
"Ben Suna... Bana yardım etmenizi istiyorum, merak etmeyin tek olmıcaksınız... Sizin doğduğunuz gün benim de kızımın öldüğünü söylediler ama DNA testi sonucu yalan olduğunu öğrendik. "
"Sizi anlamıyorum, ne demek istiyorsunuz?... kapatmak zorundayım"
"Lütfen... Lütfen kapatmayın, kızımın yaşadığına eminim kocamı ikna etmem tam 19 yılımı aldı ve şuan oda bir hayli üzgün... Siz ve bir kız çocuğu daha doğmuş o gün... Lütfen bana yardım edin, eminseniz sorun yok. Diğer kız emin olduklarını ve geleceklerini söylediler. "
"Bende bu konuda eminim tabii ki... Ne zaman gelmem gerekiyor"
"Yarın...aileleriniz haberi olmasın, gerçekten kaçırılma durumu varsa engel olma ihtimalleri var, lütfen beni kırmayın? " dediğinde bir hıçkırık sesi geldi. Ağlıyor muydu?... Öyle çok canım acıdı ki...
"Tamam, yarın orda olucam bana adresi mesaj atın lütfen" diyerek telefonu kapattım. Ben olmadığıma emindim ama umarım kızını bulabilirdi.
O kadar dalmıştım ki Sarp omzuma dokununca irkildim. "Noldu?... Arayan kimdi?...İyimisin sen?" ard arda soru sorunca beni düşünen biri olduğunu bilmek beni mutlu etmişti.
"Bir kadın aradı... Kızı benimle aynı gün doğmuş kızı doğumda ölmüş ama DNA testini 19 yıl sonra yaptırmışlar ve ölen bebekle aynı DNA'ya sahip olmadıklarını öğrenmişler. Oda kaçırılma şüphesiyle o gün doğan 2 kız çocuğuna ulaşmış, bizden yardım istiyor" diyerek olayı açıkladım ama bu ona komik gelmiş gibi gülmeye başladı.
"Sende buna inandın öyle mi?... Dolandırıcı falanda olabilir " dediğinde bu ihtimalinde yüksek olduğunu düşündüm.
"Ama kadın öyle çok ağladı ki... Ne olursa olsun yarın oraya gidicem" diyerek kayanın üzerinden kalkıp arkama döndüm, tam gidiyordum ki seslenmesiyle geriye doğru bakmak zorunda kaldım.
"Dediğin gibi olsun... Yarın bende seninle gelicem" dedi ama bana değil manzarayı izliyordu.
"Gerek yo-"
"Gerek olmasa demezdim, bu konuda itiraz kabul etmiyorum. "bu davranışı benim kalbimde oluşan buza sıcak su dökmüş gibi hissettirdi. Bu küçücük ilgi pırıltısına bile böyle hissetmem gözlerimin dolmasına yetmişti. Kadın bide ailenizin haberi olmasın diyordu. Bilmiyordu ki bir kere bile napıyorsun diye beni aramayan bir aileye sahiptim. Sol gözümden süzülen yaşı parmaklarımla silip yavaş adımlarla uçurumdan uzaklaşmaya başladım.
Hızlı adımlarla merdiveni çıkıp kapıyı açtım ve içeri girdiğimde kapıyı üç kere kilitledim. Ne olur ne olmaz... Canım yicek birşey istemiyordu o yüzden mutfaktan kola ve cips alıp salona girdim. Televizyonda birkaç kanal gezdikten sonra hiçbirini beğenemeyince bir şarkı açmaya karar verdim.
Evin içinde bangır bangır İrem:Ne olur anla çalıyordu.
Hani sen hep yanımda olacaktın? Hani ellerimi bırakmayacaktın? Hani hep yanımda kalacaktın? Bıraktın, sen şimdi yalnız kalacaksın
Kara toprak gibi Gökte yıldızlar gibi Annemin sıcak kucağı gibi Arkadaş, dost, baba öğüdü gibi İhtiyacım var sana Ne olur anla beni
Peki benim kime ihtiyacım vardı. Kimim vardı ki kime ihtiyacım olsun. Şarkı çalmaya devam etti.
Kara toprak gibi Gökte yıldızlar gibi Annemin sıcak kucağı gibi Arkadaş, dost, baba öğüdü gibi İhtiyacım var sana Ne olur anla beni
Ağlamaktan kurudu gözyaşlarım Yine de aynı yerde bekliyor olacağım Belki sensiz ve sessiz kalacağım Ama hâlâ seni seviyor olacağım
Kara toprak gibi Gökte yıldızlar gibi Annemin sıcak kucağı gibi Arkadaş, dost, baba öğüdü gibi İhtiyacım var sana Ne olur anla beni
Kara toprak gibi Annemin sıcak Baba öğüdü gibi İhtiyacım var sana Ne olur anla beni
Şarkı bitti. Tekrara aldım ve ard arda dinledim. Benim sevebileceğim kimse yoktu. Kimi sevebilirdim ki, kime beni anla diyebilirdim. Aklıma beni arayan kadın geldi. Kim bilir o kadın neler çekmişti. Bunca yıl kızım diye bir toprağa bakmak, bir toprağı sevmek zorunda kalmıştı. İçim acıdı ama yarın belkide kadının bunca yıllık hasreti biticekti.Ben yada o kız ki büyük ihtimal o kızdı gerçek kızı...ben mutlu olmasını çok isterdim.
Saate baktığımda gece yarısını geçtiğini gördüm. Yarın erken gidicektim en azından fazla zamanımı almazdı. Koşarak odama çıkıp günlük ihtiyaçlarımı hallettikten sonra uyumak için gözlerimi kapattım.
💦
Sabah gözlerimi açtığımda güneş daha doğmamıştı bile saate baktığımda daha 6 bile olmadığını gördüm. Hayır ben neden heyecanlanıyordum ki sanki... Yataktan sallana sallana kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra sıradan bir tişört ve pantolon giyip saçlarımı açık bırakıp hafif birde makyaj yapıp çeketimide giydikten sonra odadan çıktım. Koşar adım merdivenlerden inip ayakkabılarımı giydikten sonra anahtarımıda alıp evden çıktım. Tam asansöre binicekken Sarp'ın dedikleri aklıma gelince utana sıkılada olsa yan apartmana geçip zili çaldım. "Bu saatte ne işin var? "dese ne dicektim ben "offf napsam ki kendim mi gitsem acaba? " sesli sesli konuşmaya devam ederken kapı açıldı. Önümde tanımadığım bir çocuk vardı. Altında gri bir eşofman vardı ama üstü çıplaktı. Hemen başka yere bakıp konuşmaya başladım.
"Şey kusura bakmayın, ben Sarp ile görüşebilir miyim? "
"Bu saatte mi gerçekten... Hayır ayda yılda bir salonda uyuyalım dedik başıma gelenlere bak. Sarp'ın odası yukarda, uykusundan uyandırısam başımı gövdemden ayırır o derece nefret eder uyandırılmaktan.Çok önemliyse,tabii cesaretinde varsa buyur yukarda soldan ikinci kapı" diyerek kapıyı sonuna kadar açıp salona geçti ve gözümün önünde kaldığı yerden yatmaya devam etti. Gözümü devirerek içeri girip kapıyı yavaşca kapatıp merdivenlerden yukarı çıktım.Bizim evin mimarisine uygun olduğu için benim odamın balkonundan, başımı sola çevirsem Sarp'ın balkonunu görebilirdim.
Odanın kapısını açıp içeri baktığımda Siyah duvar kağıtlarıyla döşeli bir odayı görmek beni şaşırtmıştı. Hafif dumanlı görünüm vericek şekilde beyaz tonlarıda vardı duvar kağıdının üzerinde ama baskın olan renk siyahtı.
Yatağa baktığımda sırt üstü uzanmış, üstü çıplak bir şekilde uyuyordu. Hayır bu çocuğa karşı plotonik olsam bana yakışıklı gelmesi normal olabilirdi ama şimdiki hissettiğim bu büyülenmiş gibi bakan gözlerimin amacı neydi ki böyle...
Gözlerimi ayıramıyordum.
"Sarp... Sarp uyan!, Saaaarp " ses vermedi hatta istifini bile bozmadı. Yanına yaklaşıp koluna dokununca tepki vermedi o yüzden biraz daha sert bastırarak sarstım. Gözlerini açtığı gibi beni kendine çekip yatağa sabitledi, yetmedi birde bana tepeden kaşlarını çatmış bir şekilde bakarak, bu anı sorguluyor olabilirdi.
"Ahu... Senin burda ne işin var?! "
"Şe-şey ben özür dilerim... Arkadaşın beni uyarmıştı ama haber vermeyip geri yatmadan önce çok önemliyse git uyandır tarzında konuşma yapınca ben-bende geldim özür dilerim. " dediğimde üzerinden çekilip yana kaymıştı, yatak çift kişilik olduğu için aramızda birazda mesafe vardı.
"Dinliyorum... Birşey mi oldu? Ailenle ilgili haber mi aldın? Babanın durumu mu kötü? " diye ard arda soru sorunca unuttuğunu anladım.
"Dün uçurumun kenarında konuşmuştuk ya... Bir kadın aramıştı, sende gelirim falan demiştin ya... Ben ondan geldim, kusura bakma rahatsız ettim senide... Sen uykuna devam et " yatakta doğrulup ayağa kalkıcakken bileğimden tutup beni yerime sabitledi.
"Bu kadar erken olacağını düşünmemiştim, unutmuşum kusura bakma "
"Değil zaten ama ben erken gidip gün boyu evde durmak istiyorum " diyerek tekrardan yataktan kalkmak için hamle yapmıştım ki tekrardan bileğimden tuttu.
"Dur be kızım hazırlanıyım gideriz beraber,bekle işte"diyip yataktan kalkıp dolaba ilerledi altında siyah bir eşofman vardı ama üstüne birşey giymemesi benim için iyi birşey değildi.Gözlerimi üzerinden alamıyordum..Siyah bir tişört, siyah pantolon alıp odanın içindeki diğer kapıyı açtı, o kapınında banyoya açıldığını biliyordum. "Neden evlerimiz aynı mimariye aitti ki"diye fısıldadım.
Ne kadar beklediğimi bilmiyordum ama çok fazla olmamıştı. Üstünü giyinmiş, saçları düzenli bir şekilde dolaba tekrar ilerleyip deri çeketinide giydikten sonra o önden ben arkadan ilerledim. "Allahım bu kadar havalı olmak neden yaaa" söylene söylene arkasından ilerlemeye devam ediyordum ki geri dönüp tek kaşını kaldırarak beni şüpheyle süzdü.
"Birşey mi dedin? "
"Yooo, demedim birşey" salona ilerleyip koltukta yatan çocuğa bir tane geçirdi.
"Kalk lan, kızı neden yukarı gönderiyorsun da kendin kaldırmıyorsun... Alper, kalk dedim lan sana " birkaç kez daha tartakladıktan sonra pes edip bana döndü. "Sen bu salağın kusuruna bakma " diye çıkış kapısına ilerlerken Alper olduğunu öğrendiğim çocuk başını kaldırıp baktı sonra birşeyler mırıldanırken beni gördü. Sessiz bir kelimesi vardı. "SİKTİR! " evet bana yakalanmıştı. Bende dicektim zile bir kere basmama rağmen kapıyı açıcak kadar uykusu hafifken nasıl uyanmadı diye düşünürdüm normal şartlarda ama bugün rahat edebilirdi. Gözümü devirip Sarp'ın arkasından ilerleyip kapıyı kapattım. Ne yaptığıyla ilgilenmiyordum.
Yarım saat sonra hastaneye gelmiştik. Taksiyle gelmemize rağmen bu kadar uzun sürmesine şaşırmıştım. İçeri girip danışmaya DNA testi için geldiğimi öğrenince bize odaya kadar eşlik etti. Özel bir odaydı.
"Suna hanım beklediğiniz kız geldi" dediğinde kadına baktım. Gözleri yorgun bakıyordu. Omuzları çökük ve her an ağlıcak gibi bakıyordu.
"Hoşgeldin kızım, teşekkür ederim beni kırmayıp geldiğin için "
"Rica ederim umarım kızınızı bulursunuz? "
"Hemen yapalım istersen bu testi ne dersin?... Söz veriyorum yanında olucam canın yanmıcak" dediğinde içten içe minnetle baktım karşımdaki kadına...
"Tabii... "Diyerek kolumu açıp kan testi için tüp doldurdular, sonrada saçımdan tek tel alıp bir poşete koydular. Ben ne kadar saçımı koparmak istesemde kadın izin vermedi. Saçlarımı okşayıp eline saç gelinceye kadar bıkmadan saçımı okşamayı devam etti. Sonunda eline tek tel gelincede kan alan hemşireye vermişti. "Diğer kız ne zaman gelicek?"
"Diğer kız gelmicek güzel kızım, 5 Kasım 2005'te doğan tek kız çocuğu senmişsin. O yüzden senin gelmen için böyle birşey dedim, lütfen bana kızma kızım" dediğinde çok kötü hissettim. Kadın bana yalan söylediğini için değilde yalan söylemek zorunda olduğu için kötü hissettim. Bana doğruyu söylese ben yine gelirdim ki.
"Yok önemli değil?... Ben yine de gelirdim, en azından içiniz rahat etsin diye " diyerek odadan çıkıcaktım ki kadın fısıldarcasına bir istekte bulundu.
"Sana bir kere sarılabilir miyim? Kızım olma ihtimalini bir köşeye bırakarak sarılmak istiyorum, yanlış anlamazsan " dediğinde Sarp'a baktım oda düşünüyor gibiydi. Başımı aşağı yukarı sallayınca hızlı adımlarla yanıma gelip sarıldı. Öyle içten ve sıkı sarıldı ki bende ellerimi sırtına koydum. "Teşekkür ederim" diyerek benden uzaklaşıp minnetle yüzüme baktı. Sanki ezberlemek istiyor gibiydi. Gülümseyerek odadan çıkmak için hamle yaptım ama geri dönüp kadına tekrardan baktım.
"Sonuçlar çıkınca bana da haber verir misiniz? "
"Tabii, ararım seni" diyerek gülümsedi. Arkama dönüp odadan çıktım, hastaneden çıktım, eve geldim Sarp sessizce beni izledi bu süre zarfında eve girince de birşey demedi çünkü,cevap vericek halim yoktu. ama hala kafamın içinde o kadını dedikleri, gözlerimi kapadığım an o kadın beliriyordu.kadına içim öyle ısınmıştı ki... Gülümsedim. Bana gösterdiği o küçücük ilgi kırıntısına sığınıp kendime sarıldım ve tekrardan uykuya daldım...
Huzurla...
Artık kafamda sadece iki kişi vardı.
Yanımda her zaman olan Sarp ve kızı sanarak da olsa bana gösterdiği ufacık ilgiye bağlandığım kadın Suna hanım...
❄
Selamlarrr
Sizi çok seviyorum
Öpüldünüzzz
|
0% |