@pogaca
|
Armonde malikanesi ocak 21 gecesi sessizliğini bozmuş ve bir davet düzenlenmişti. Kalabalık, karanlık bir dedikoduyla kaynıyor, insanlar minik ağızlarına sahip çıkamıyordu.
"Andre dedikoduları duydun mu?"
Andre'nin yüzünde soğuk bir gülümseme belirdi. Elbette ki duymuştu fakat ne dile getirmek istiyordu ne de konuşmak.
"Duymamak ne mümkün Dimitri? Koca salon yalnızca onu konuşuyor."
Salondaki cılız müziğin sesi insanların seslerine karışıyor, Andre ve Dimitri ise üst kattan onları izliyordu. Tüm cemiyet Armonde evine toplanmıştı.
"Abim nerede kaldı? Onu çok özledim." "Biraz önce aradı, yakında burada olur."
Dimitri abisini beklerken elindeki bıçağı ile oynayarak somurtuyordu. Abisinin ona yeni bıçak getirmesini umuyordu. Bu bıçağı kullanmaktan eskitmişti ve kokusu gitmiyordu. Vücudunda üzerine yapışan saten dizlerinin altında biten bir elbise vardı ve ayağındaki Mary Jane'ler elbisesiyle uyum içerisindeydi. Normalde vücudunu göstermeyi seven kızın bu şekilde giymesinin tek sebebi abisinin kuruntularıydı. Elbise ve ayakkabılarda insanları etkisiz hale getirebilecek birçok şey bulunuyordu. Dimitri bu yüzden rahatsızca kıpırdanıp duruyordu.
"Sana bıçağım yeterli olur demiştim, bunlar üstüme batıp duruyor!"
Andre bıkkınca nefesini dışarı verdi. Dimitri asla akıllanmıyordu ama en azından abisinin sözlerini dinliyordu. O olmasaydı yüksek ihtimalle Dimitri ile başı büyük dertte olurdu.
"Onun bugün buraya geleceğini biliyorsun, sadece bir süreliğine dayan, olur mu?"
Dimitri ve Andre aralarında konuşurken dedikodularla çalkalanan kalabalığın sesi bir anda kesildi. Salondan bahçeye doğru açılan çelik kapıdan içeriye giren kişi içeridekilerin dedikodusuna misafir olan kişiydi.
Ayağındaki Christian Louboutin'lerin çıkardığı sesler dışında tek bir ses yoktu. Tüm salon merakla ona bakıyordu. Üzerindeki kırmızı mikro elbisenin dekoltesi göbek deliğinden başlayıp göğsüne doğru gidiyordu. Boynundaki Harry Winston'lar en az gözleri kadar siyahtı. Gözleri... Gözlerinde galaksiler yaşıyordu adeta. Bir hastalık bu kadar güzel olabilirdi. Salonun ortasına doğru yürüdü ve duraksadı.
'Hiç eğlenceli değil...'
Kafasını üst kattan onu izleyen iki kardeşe doğru çevirdi. Onları daha iyi görmek adına biraz yaklaştı.
'Armondelerden daha büyük bir davet beklerdim. Dimitri, abilerine biraz yardım etmelisin.'
"Bende iyiyim Elishia."
Elishia'nın ağzından küçük bir kıkırtı döküldü.
'Hoş bulamadım Andre.'
Elishia küçük adımlarla Armondelar için hazırlanmış köşeye doğru ilerledi. Leandre'nin oturması gereken yere oturdu ve minik bacaklarını üst üste attı.
'Ama ne yalan söyleyeyim, benim için taht hazırlamanız hoşuma gitmedi değil.'
Dudakları küstahça kıvrıldı ve iyice tahtına yayıldı. Kötü karakter tiplemelerine bayılıyordu. Garsonlardan birine el hareketi yaparak yanına çağırdı.
'Yaklaş.'
Garsonun korkuyla kendisine doğru yaklaşmasını izledi. Yakasından tuttu ve iyice kendisine çekip kulağına eğildi.
'Bana şarap bardağında vişne suyu getir. Tek bir kişi şarap olmadığını anlarsa seni şarap fıçısında bekletir ve kanını içerim'
Kulağına fısıldanan şeylerden sonra garson korkuyla geri çekildi. Daha sonra Elishia ona şirin bir gülümseme sundu.
'Teşekkür ederim, o zaman ben bir Angora Cuve alayım.'
Garson koşarak uzaklaştı ve alkollerin servis edildiği bölüme gitti.
Bu sırada Armonde ailesinin kapısı 2.defa açılıyordu.
'Hadi ama herşeyi ayarlamıştım en son benim gelmem gerekiyordu!'
İçeriyi kasvetli bir hava kapladı. Kimin geldiğini ikimizde biliyoruz.
Leandre Armonde |
0% |