Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@polisiyeyazari

Hadi bol bol yorum yapın da bana da yazma İlhami gelsin.


Keskin bakışlarını Marcus'un üzerine dikmiş adam bacak bacak üstüne atmış elleri çenesinde sadece onu süzüyordu.


Sanki kardeşine değilde ilk defa gördüğü bir adama bakar gibiydi bakışları.


Bu da Marcus'un gerilmesine ve kafasının karışmasına sebep oluyordu.


"Demek hafızanı kaybettin?" Dedi sonunda gergin sessizliği bozarak..


Zira artık bir göz düellosuna dönmüş olan bu bakışma ürkütücü olmaya başlamıştı.


"Evet" dedi başını sallayarak.


Derin bir nefes aldı Daniel.


"Ne kadarını hatırlıyorsun?" Diye sordu gözlerini kısarak.


"Hiçbir şey hatırlamadığımı söyledim ya! Hastahane de gözlerimi açtığımdan beri kendimi bile hatırlamıyorum."


Dediğinde Daniel kaşlarını çatıp hafifçe Mercus'a doğru eğilip mutfak kapısına baktı.


Belli ki söyleyeceği her ne ise Linda duysun istemiyordu.


"Peki ya hastahaneden önce hatırladığın hiçbir şey yok mu? Bir kâbus bile olsa" diye sorduğunda Marcus şaşkındı.


Kardeşi bir şeyler biliyordu ama ona güvenebilir miydi emin değildi.


Bu sebeple başını olumsuz anlamda salladı.


"Sana daha önce de söyledim hiçbir şey hatırlamıyorum."


"Peki, hastaneden sonra rüyalar görmedin mi?"


"Hayır!" Dedi Marcus sinirle.


Kardeşinin onu bu denli sorgulaması ve bir şeyleri biliyor olması, gerilmesine sebep olmuştu.


Belki de söylemesi doğru değildi.


Çünkü eğer güvenilir olsaydı, dört ayak üstüne düşecek sorular sormazdı.


Neredeyse her şeyi biliyordu.


Belki de başına gelen her şeyden haberdardı.


Bu yüzden sessiz kalmayı tercih etti.


"Tamam kızma sakin ol" dedi elini omzuna getirip dostça sıkarak.


"Bu sırada karısı mutfağa girmiş Marcus'un gerilmiş yüzüne baktıktan sonra Daniel'e sorgulayıcı bir bakış attı.


Ama Daniel omzunu sallayarak karşılık verip kahvesinden bir yudum aldı.


"Daniel bilgisayarımda bir sorun var sanırım. Ona bir bakar mısın rica etsem." Diye soran Linda'ya tabii diyerek ayaklanmış Linda ile beraber kaybolmuştu. Bir haftadan fazladır eve adeta hapis kalmış Marcus bu sabah ilk defa canlı hissettiği için ayaklanıp kapıya çıkmaya, güzel havanın tadını çıkarmaya karar verdi. Zira evde kapalı kaldıkça sanrıları azalmaktan ziyade her geçen gün daha fazla artmaktaydı.


Kapıyı açıp kendini dışarı attığında yüzüne değen güneş ile gülümsedi.


İşte şimdi gerçekten yaşadığını hissediyordu.


Bakışları karşıdaki eve değdiğinde ona tuhaf bakışlarını dikmiş 70'li yaşlarda bir kadın ile gerildi.


Bu da sanrı değildi umarım.


Anlamak için birkaç adım daha yaklaşmış ve kadına sorgulayıcı bir bakış atmıştı.


"Merhaba,kusura bakmayın ben sizi hatırlamıyorum ama.."


"Sende kimsin?" Diye sordu kadın bir an da.


"Karşı komşunuzum. Küçük bir kaza geçirdim ve hafızam biraz..."


"Ben 50 yıldır bu evde yaşıyorum ama sizi hatırlayamadım" diyen kadına şaşkınlıkla baktı Marcus.


"Sanırım yeni taşındık bende net hatırlamıyorum."


"Linda hanımı az önce gördüm bir akrabası falan mısınız?" Diye soran kadın ile duraksadı Marcus.


"Ben Linda'nın..."


"Hayatım?" Linda'nın sesi bahçede yankılanırken ne diyeceğini bilemeyerek sadece yaşlı kadına baktı.


Linda büyük adımlarla yanlarına geldiğinde yaşlı kadına gülümseyerek baktı.


"Bayan Harper nasılsınız?"


"Oh Linda bende beyefendiyi görünce şaşırdım. Sen ne zaman evlendin ve üstelik.."


"Bayan Harper kusura bakmayın eşim bir trafik kazası geçirdi hafızası yerinde değil, ilaçlarını içmesi gerekiyor. Daha sonra uzun bir sohbet yaparız. "


Linda kolunu çektiğinde Marcus kadına bakmaya devam ediyordu hâlâ.


"Tanıştığıma memnun oldum bayan Harper."


"Sorun değil. Anlıyorum bayım, yaşlılık" dediğinde yaşlı kadına anlamayarak baktı ve Linda'nın onu çekiştirmesine izin verdi.


"Beni neden hatırlamadı?" Diye sordu Marcus merakla


"Sabahta beni hatırlamadı hayatım. Görmüyor musun, bayan Harper çok yaşlı bir kadın. Senin aksine onunki gelip gidiyor" dedi acı bir tebessümle.


Hüzünlü bakışları kocası ile buluşunca şaşkınlıkla baktı.


"Ah! Özür dilerim hayatım. B-Ben saçmaladım. Neyim var benim?!" Diyerek elini şakağına koyup ovaladı.


"Sorun değil" dedim destek vermek için ama onu pek rahatlatmamış olacak başını başka yöne çevirip göz yaşlarını sildi.


Marcus eşinin bazen çaresiz bakışlarını görüyor, onun için üzüldüğüne şahit olup ona güveniyordu. Fakat bazen bir his yabancı gibi hissettiriyordu ve bu hissi görmezden gelemiyordu.


Daniel elleri göğsünde kapıda dikilirken hüzünle Linda'ya baktı. Onun için üzüldüğü belliydi.


Peki ya Marcus için?


"Daniel senden rica etsem Marcus'un ilaçlarını içirir misin?" Diye sordu Linda.


"Tabii Linda, sen git elini yüzünü yıka" diyerek Marcus'a bir bakış atıp içeri girdi. Onlarda peşinden girerken Linda kocasını hızla geçerek banyo yerine yatak odasına girdi.


Daniel kapıya derin bir nefes alarak bakıp bir şey söylemeden mutfağa girince Marcus da kendisini kırmızı renk koltuğa atıp başını geriye doğru koltuğa yasladı.


Birkaç dakika sonra tepesine dikilip elindeki hapı uzatan Daniel ile doğrulup elindeki hapı alıp ağzına attı.


Karşısındaki koltuğa kurulup dirseklerini dizlerine koyarak ellerini birbirine bağlayan Daniel düşünceliydi.


"Marcus, doktorun ile konuştum onun da anlayamadığı bazı durumlar var. Mesela kulağının arkasında ki yara" dediğinde ellerimi kulağıma götürdüm.


"O yaranın eski olduğunu söylüyor. Linda'ya da sormuş ama sende daha önce böyle bir yara olmadığından emin. Doktor hafıza kaybının da bu yara ile ilgili olduğunu söylüyor. Ayrıca sana çarpan arabanın sahibi koşarak yola atladığını söylemiş. Araç kamerası da bunu onaylıyor. Yani hafıza kaybın kazadan önce vardı ve sanki birinden kaçar gibi koşman... Marcus lütfen neler oluyor? Kazadan öncesini hatırlamadığına gerçekten emin misin?"


İşte korktuğu soru sonunda gelmişti ve ne yapacağını bilemeyerek baktı kardeşine.


Ona her şeyi anlatıp anlatmama konusunda çelişirken bakışlarını tekrar kardeşine çevirdi.


Kardeşi elini omzuna koyup dostça sıktığında kulağının arkasındaki yaranın sızlaması ile elini kulağına götürdü.


Yüzü acıyla kasılırken nefes alış verişleri hızlanmış midesi ağzına gelmişti.


Bakışlarını endişe ile salonda gezdirirken her yerin bir an da karardığını gördü.


Cılız bir ışık dolarken bir arabanın içinde olduğunu fark etti.


İrkilip çevresine bakındı.


Ağaçların arasında bulunan bir göldeydi ve arabası batmak üzereydi.


Sanırım yine bir sanrının içindeydi.


Belki de hâlâ başını koltuğa yaslamış gelecek olan ilacı bekliyordu.


Yoo belki de hâlâ bahçedeydi.


Çardağa oturmuş uyuya kalmıştı ve başka bir kâbusun içine sürükleniyordu.


Daniel ile belki de hiç tanismadi ve hala salondaki koltukta biraz kestiriyor, karısı da mutfakta kahvaltı hazırlıyordu.


Evet, bu bir rüyaydı ve bir an önce uyanmalıydı.


Arabanın içine sızan su o kadar sahiciydi ki tereddüt etmesine sebep oluyordu.


Hemen kapının elceğine tutunup çekmeye çalıştı. Lâkin arabanın kapısı sıkışmış yerinden oynamıyordu bile.


Önünde ki cama atılmaya çalışsa da göğsüne bağlı emniyet kemeri engel olmuştu.


Emniyet kemerinin kilidine uzanıp açmayı denedi lakin o da sıkışmıştı.


Titreyen elleriyle çekiştirmeye çalıştı ama nafile, yerinden bile oynamadı.


Artık su beline gelmeye başlamıştı.


Korkuyla kapıya tekrar uzandı açmak için çırpındı. Bağırmaya başladı son bir yakarış ile lâkin ne gelen vardı ne de giden.


Kimse sesini duymuyor, o ise çırpınıp duruyordu.


Sonunda çenesine kadar gelen su ve arabanın ön camı da suyun içine girdiğinde pes etti.


Bu da bir kâbustu ve boğulmakdan imkânı yok uyanmayacaktı.


Sonra bu kâbuslarin nasıl bu kadar gerçekçi olduğunu düşündü.


Suyun soğukluğundan tut boğazına dolan suya kadar hepsini hissediyor, müthiş bir acı duyuyordu.


Muhtemelen şimdi koltukta uyanacak, karısının enfes krep kokusu burnuna dolacaktı.


Suyun içine giren bedeni ve gırtlağına kadar dolan su ile çırpınmaktan kendini alamadı.


Çünkü ciğerlerine kadar suyun dolduğunu hissediyor, nefes alamıyordu.


Son kez çırpınıp suyun altında müthiş bir çığlık attı. Sonrası kocaman bir boşluk ve karanlık..


Bitti.


Muhtemelen iki bölüm daha kaldı sonra final.


Bence artık kafanızda bir şeyler oluştu diye inanıyorum.


Benim var bir şeyler, yani artık sonunu biliyorum 😅😁


Sizce Daniel gerçekten de yardımcı olmaya mı çalışıyor?


Linda gerçekten karısı mı?


Yaşlı kadın neden Marcus'u tanıyamadı?


Bu kâbusların sebebi ne?


Loading...
0%