@polisiyeyazari
|
🌿 Görüş ve önerilerinizi bekliyorum mutlaka 🌿 🦋🦋🦋Bir de düzenlemeden attım yarın düzenlerim 🦋🦋🦋🦋
Mazot ve yağ kokusunun hâkim olduğu tamirhaneye girerken Başkomiser elleri belinde karşısında ki 50'li yaşlarda olan adam ile konuşurken görüp adımlarımızı o yöne çevirdik.
"İyi anlaşırlar mıydı?"
" Yok Başkomiserim. Benim oğlan biraz asidir o yüzden herkes ile kolay kolay anlaşamaz"
" Emre'nin annesinin söylediğine göre çok fazla da zorbalık yapıyormuş senin oğlan"
" Dediğim gibi başkomiserim, asi çocuk gelsin gözümün önünde çalışsın diye yanıma aldım ama işte burada da bulmuş sıkıntı çıkaracak bir şey. Ne yapayım? Adamın yüzünde bulunan bıkkınlık ifadesi oğlundan ne kadar çok çektiğini bas bas bağırıyordu. Böyle bir oğlanın katil olması da bana göre olasılıklar arasındaydı.
"Peki, o gece getirdiği arkadaşlarını tanırmıydın?"
"Yok başkomserim, yanında birkaç defa görmem dışında tanımam"
"Anlaşıldı" Başını düşünceli bir şekilde sallarken ellerini göğsünde bağlayıp çenesini kaşıdı. Bakışlarını bana döndürdüğünde bir süre kafasında bir şeyleri tartıp iki adımda yanıma geldi.
"Senin burada ne işin var?" Merakli bakışları ile vereceğim cevabı beklese de benim verecek bir cevabım yoktu. Ümit gittikten sonra bıraktığı boşluğa bir süre bakıp hiç düşünmeden peşinden gelmiştim. Çünkü biliyordum ki huzursuz olacaktım elimde değildi. Yanımda dikilen Ümit'e bir bakış attığımda tebessümle karşılık vermiş bunun üzerine son kalan tereddütte uçup gitmişti. Bakışlarımı tekrar Başkomiserime çevirip derin bir nefes aldım.
"Bende ekipten değil miyim?" Meraklı ifadesinin yerini dudaklarında oluşan belli belirsiz tebessüm alırken gözlerinin kenarında ki kırışıklıklar ele veriyordu.
"Madem ekiptensin git şu zorba çocuk Akın ile konuş"
"Başüstüne Başkomiserim" Başını düşünceli bir şekilde sallarken Ümit' e döndü.
" Sende onunla git"
"Siz Başkomiserim?"
" Ben şu Emre ile tekrar konuşmak için tutuklu olduğu karakola gideceğim"
"Peki Başkomserim"
✨✨✨
Tarık Başkomiser
Meslek hayatım boyunca haksızlıklara ve adaletsizliğe karşı hep dik ve yenilmez durdum. Bugün de yenilmeye niyetim yoktu.
Babam bizi terk edip gittiğinde daha 10 yaşındaydım. Annem, babam gittikten sonra içine kapanmış bambaşka bir kadın olmuştu artık onun ebeveyni bendim. Daha o yaşta bütün sorumluluğu üstüme almış evin erkeği olmuştum. Tek sorumluluğu ders çalışan ve odasını toplayan çocuklar gibi büyümediğim için de başka nasıl olunur bilmiyordum. Bu yüzden tanıdık tanımadık çevremde kim varsa bir şekilde onun meselesi benim meselem gibi dört elle sarılıyordum.
Ümit'in yanında hızlı adımlarla uzaklaşan adama bakarken düşündüğüm de tam olarak buydu. Hayatı elinden alınmış ve tek amacının intikam almak olan genç bir delikanlı, benim kanatlarım altına girmişti ve ben ne olursa olsun ona yeni bir hayat ve amaç verecektim.
Cebimde ki paketten bir dal sigara çıkararak dudaklarımın arasına alırken bende yanımda ki babayı es geçip içeriye girdim. Daracık ofisi çevrelemiş sarı şeritleri sertçe çekip kopararak numaralandırılmış yerlere baktım. Parmaklarımın arasında ki sigarayı dudaklarımın arasında sıkıştırıp dumandan kısılmış gözlerim ile iç cebimden çıkardığım olay yeri fotoğraflarına bir kere daha baktım.
Kumral saçları kana bulaşmış genç çocuğun kanlı bedenine baktım. Kafasının arkasında sert bir cisimle darbe aldığını ve bu sert darbe yüzünden yüzünü duvara çarpıp sırt üstü yere düştüğü olay yeri inceleme tarafından rapor edilmişti. Ölüm sebebinin kafasının arkasında ki darbenin sebep olduğunun da altı kırmızıyla çizilmişti.
Künt kafa travması
Çevreye bir göz gezdirip ifade tutanaklarına baktım bu sefer. Hâlâ örtüşmeyen şeyler vardı ve izlemem gereken yolu seçebilmek için Emre'nin ifadesine bu defa yüz yüze başvurmam gerekiyordu.
Olay yerini hızlı adımlarla terk edip köşede ki park ettiğim arabama binerek uzun süren bir yolculuktan sonra tutulduğu yere geldim. Ziyaretçi odasında bir süre bekledikten sonra aralanan kapıdan içeriye girdi. Gözlerinin altı uykusuzluktan morarmış bitik duruyordu. İster istemez bu haline acıyarak baktım. O kadar genç ve toydu ki belki de atılan iftira ile gençliğinin baharında yok olacaktı.
Gergin bakışları ile yüzümü incelerken gözlerimle karşımda ki boşluğa oturmasını işaret ettim. Çekingen adımlarla oturup ellerini dizlerine koyarak başını eğdi. Sıkıntılı bir nefes verip geriye yaslandım.
"Anlat bakalım o akşam neler oldu?"
"Sonuçta sende bana inanmayacaksın. Aynı şeyleri sarıp sarıp anlatmaktan yoruldum" Çaresiz ve kısık çıkan sesi ile yüzümü buruşturarak baktım.
"Buna sen karar veremezsin. Ayrıca benim inanıp inanmamın bir önemi yok. Savcıyı inandırman gerekiyor. Eğer masumsan seni benden başka kimse kurtaramaz" Son sözlerimden sonra sarsılarak ağlayıp göz yaşlarını sildi.
"Amcamın yanında çalışmaya başladığımdan beri Akın bana zorbalık yapıyordu zaten. Ara sıra arkadaşlarını da getirir âlem yapardı. O gece de öyle oldu. Amcam bana yağ damlatan bir arabanin tamiri işini vermişti. Bende bütün gün onunla uğraştım. Onlar geldiğinde de uğraşmaya devam ediyordum. Yanına çağırdı, yine her zaman ki aşağıladı ve hizmetini yaptırdı. Bir süre sonra benimle işi bitince yağ damlatan arabaya döndüm. Yarım saat kadar geçti tartışma sesleri geldi ama sürekli bir iyi bir kötü halleri olduğu için umursamadım. İşim bitince sessizliğe gömüldüklerini fark ettim. Acaba gitmiş olabilirler mi diye düşünerek ofise girdiğimde Adı Batuhan olan arkadaşını yerde kanlar içinde buldum. Sonra da zaten polise haber verdim"
"Bu arkadaşları kim sen tanıyor musun?"
" Sadece gelip gittiklerinde görüyordum tanımıyordum"
"Kaç kişiydi ve isimleri?"
" Akın ile birlikte beş kişilik bir arkadaş grubu. Akın ve kız arkadaşı Ezgi, Mete ve onun da kız arkadaşı Gökçe. Tabii bir de ölen Batuhan"
" Onun kız arkadaşı yok mu?"
"Yok, şerefsizin tekidir bütün kizlar onun sevgilisi ona göre. Yeter ki bir tanesini gözüne kestirsin"
"Sürekli kavga ederlerdi dedin. Konu neydi biliyor musun? Hiç kulak misafiri oldun mu ?"
"Batuhan'ın çok karı kız muhabbetleri olduğu için ara sıra önüne gelene sarkardı. Akın da artık rahatsız oluyordu bu tavırlarından. Bir keresinde 'en azından benim yanımda adam ol' diye uyarmıştı. Batuhan'ın zoruna gidince kavga ettiler."
"Peki yanında ki kızlara hiçbir yamuğu oldu mu?"
"Herhalde olsa öldürürdü. Akın çok hassastı bu konularda. Zaten öldü ya" Diye sessizce homurdanıp başını eğdi.
"Sence nereden tanışıyorlardı biliyor musun?"
"Okuldan tanışıyorlardı muhtemelen"
" Peki, son bir soru"
"Neden sana zorbalık yapmasına izin verdin?" Bakışları acıyla kasılırken yumruklarını sıktı.
"Çünkü babasının emrinde çalışıyordum." Dizinin üzerinde olan ellerine bakıp konuşurken gözlerini sımsıkı yumarak çenesi kasıldı.
"Amcanın yanında çalışıyordun oğlum, amcanın yanında" diyerek ayaklandım. Dolu gözlerini bana çevirip o da ayaklandı.
"O pisliğin ölmesine üzülmedim ama bende yapmadım" Başımı belli belirsiz sallayıp omzunu sıktım.
Arabama binip bir sigara yaktığım da düşüncelerimin içinde boğulmuştum. Yine oluyordu, kaybetmek üzere olduğum bir savaşa giriyordum ve geri dönüşü yoktu. Çalan telefonum ile irkilip cebimden çıkardım. Gördüğüm isimle kaşlarımı çatarak telefonu cevapladım.
"Alo"
"Tarık Başkomiserim sesiniz iyi geliyor bugün" diyerek kahkaha atan sese göz devirdim.
"Zevzekliği bırak da niye aradın onu söyle. Görevdeyim"
" Görevde olmadığını ve yine kural çiğnendiğini ikimizde biliyoruz hiç konuyu saptırma başkomserim. Bilmiyorsun ama kaderin iki dudağımın arasında"
" Selami! kardeşim siktirme şimdi kaderine. Bunun için aradıysan da kapatıyorum"
" Yaw bir dur lan! Tamam tamam bir şey demedik onun için aramadım. Zaten bilirim ne desem boş yine bildiğini okuyacaksın. El altından yap yeter yakalanma. Başımı ağrıtıyorlar sonra. "
" Kapatıyorum!"
"Dur lan ! Çocuğu soracaktım"
"Hangi çocuğu"
" Sana gönderdiğim çocuğu. Hâlâ yaşıyor mu merak ettim" Kinâyeli bir tonda söylediği şeyle bıkkın bir nefes verdim.
" Velisi misin sanane!"
"Eh ben gönderdim sonuçta. Bırak da velisi olayım"
" Şimdilik iyi sıkıntı yok"
"Ama şimdilik öyle mi? Sen şimdiye kadar onu öldürürsün diyordum"
" Ya Allah aşkına ne geveze adamsın be! Duyan da beni psikopat cani bir herif sanır"
"Ben biliyorum ya yetmez mi?" Diyerek kahkaha attığında sinirle elimde ki biten sigarayı dışarı attım.
"Senin yine zevzeklik tuşun açık kalmış kapatıyorum ben"
"Yaw dur tamam. Ağız tadıyla dalga da geçemiyoruz. Şu nemrut tavırlarını biraz esnetsen de aramızda şakalaşsak. Lan Akedemi hayatım seni insan etmekle geçti be ! "
" Etmeseydin amk"
" Tamam abicim sen aynen böyle orman hayvanı gibi devam et. Ruhsuz herif!"
" Lan olmayan moralimin içine etmek için mi aradın"
" Yok lan Oğuz'u merak ettim."
" Çok merak ediyorsan yanına asistan alsaydın benim başıma niye attın"
"Çünkü asi atları evcilleştirmek için önce bir seyise ihtiyaç duyulur."
"Sikik herif"
" Tamam tamam sinirlenme. Sana güveniyorum ben"
" Kapatıyorum"
" Lan tamam tamam görüşürüz öptüm aşkım" Dediğinde sinirle göz devirip telefonu yüzüne kapattım.
"Bana bir tane akıllı düşmez ki"
Bitti
Uzun bir bölüm oldu neden hiç bilmiyorum. Güzel yorumlarınızı bekliyorum mutlaka öpüldünüz 😘🌿
|
0% |