Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Cenk Tosun

@poncikbirpanda21

DEVAMININ GELMESİNİ İSTERSENİZ YORUMLARINIZI BEKLİYORUM


**


ZEHRA


Bugün abimin maçı vardı. Hollanda'ya karşı yarışacaklardı ve her zamankinden daha heyecanlıydı. Bende tabiki onu izlemek için en önden bilet alıp gelmiştim.


Daha maçın başlamasına yarım saat vardı bende ona moral olsun diye ona tatlı götürmek için soyunma odasına gitmiştim.


Kapıları aralıktı ve içeriden kendi aralarında konuşma sesleri geliyordu tam içeri girecek iken kenardan Cenk'in üzerindeki tişörtü çıkartıp yere atmasını görmüştüm. Ona bir süre odaklanıp istemsizce izlemeye başlamıştım.


Soyunma odasından oyun havası açtıklarında Cenk de arkadaşlarına katılıp oynamaya başladığında yüzümdeki tebessüm ifadesiyle onu izlemeye başlamıştım. Normal bir zamanda istesemde onu bu kadar uzun bir süre seyredemezdim. Ama ilk defa şuan onu izleme fırsatım olmuştu. Ne yazık ki o da çok uzun sürmemişti çünkü Cenk benim kapıda olduğumu fark edip yanıma gelmişti.


CENK : Kız sen niye geldin buraya?


ZEHRA : Şey abimi görmek için gelmiştim Cenk abi. İçeride dimi?


CENK : Evet içeride ama şuan giremezsin. Maç öncesi üstlerini değiştiriyor herkes. Hem zaten orası şuan aşırı kokuyor. Girmek isteyeceğini sanmıyorum.


ZEHRA : Tamam beklerim bende sıkıntı yok.


CENK : Pişt o elindeki baklava mı senin?


ZEHRA : Evet maç öncesi moral olur diye getirmiştim.


CENK : Peki o tatlı sadece abin için mi? Yoksa bizde yiyebiliyor muyuz?


ZEHRA : Sen istediğin kadar yiyebilirsin...


CENK : Bana torpil yapıyorsun yani! Aferin kız sana!


Onun gözlerinin içine bakıp tebessüm ettiğimde Cenk ise tatlı paketini açıp baklavalardan birini ağzına atmıştı.


CENK : Valla güzelmiş! Çok iyi düşünmüşsün bak benim bile moralim yerine geldi şuan. İstediğim kadar yiyebiliyordum dimi?


ZEHRA : Evet ye ama tüm kutuyu bitirme istersen.


CENK : Bak ya birde laf sokuyor! Ben o kadar obur muyum? Hiç yakıştıramadım küçük hanım. Sen bekle ben çağırırım şimdi abini.


Cenk yanımdan ayrılıp kapıdan içeri doğru seslenmişti.


CENK : Barışş!! Gel oğlum kardeşin gelmiş bekliyor.


Cenk'in çağırmasından sonra abim üzerine formasını giymiş bir şekikde yanımıza gelmişti.


BARIŞ : Ooo bu tatli bana mı? En sevdiğimden!


ZEHRA : Evet bilmez olur muyum hiç? Sana moral olsun istedim.


CENK : Ben bir tane daha alayımda şunlardan bi!


Cenk ikinci baklavayı da abimin elinden hızla alıp tek lokmada ağzına attığında abim ona gözlerini devirip bakmıştı.


BARIŞ : Kutuda bir sürü var niye elime aldığımı çekip yiyorsun? Aç mısın lan sen?!


CENK : Ne var yani? Canım çekmiş olamaz mı?


Cenk kendini savunmaya geçtiğinde bende onun bu hallerine dayanamayıp kahkaha atmıştım.


BARIŞ : Ye tosunum benim ye sen!


ZEHRA : Sen sevdiysen başka zaman yine getiririm ben Cenk abi.


CENK : Beğendim beğendim ama bunun hepsini tek başımıza bitirirsek içeridekilere ayıp olur.


ZEHRA : Hayır ama ben bunu sadece abim için getirmiştim. Herkese dağıtmasan olmaz mı?


BARIŞ : Olmaz Zehracım, biz burada ne yiyip içersek paylaşarak yapıyoruz.


CENK : Aynen öyle ben tatlıyı içeridekilere götüreyim sizde konuşmanınıza devam edin bakalım.


Cenk elimdeki baklava kutusunu alıp içeri soyunma odasına gittiğinde bende abimle baş başa kalmıştım.


BARIŞ : Bugün büyük gün şans dile olur mu?


ZEHRA : Şansa ihtiyacınız mı var sence! Merak etme siz elinizden geleni yaparsınız ben biliyorum.


Abim beni alnımdan öptüğünde sonrasında da sıkıca sarılmıştı.


BARIŞ : Hadi sen git zaten maçın başlamasına az kaldı.


ZEHRA : Şey Cenk abiye de başarılar dileyip öyle gitseydim? Ayıp olmasın...


BARIŞ : Ne ayıp olucak ya? O şimdi baklavaları yemekle meşguldür gelmez zaten. Hem ben senin yerine derim tüm çocuklara.


Ben herkese demek istemiyordum ki, sadece onun gözlerinin içine bakıp söylemek istiyordum. Ama daha fazla şansımı zorlamayıp oradan ayrıldım ve trıbündeki yerime geçmiştim.


Maç başladıktan sonra abimi sarı kafasından bile direkt fark etmiştim ama gözlerim o sahada Cenk'i arıyordu ve bir türlü oynayanların arasında onu göremiyordum.


Sonradan fark ettiğimde Cenk'in yedek olarak kenarda durduğunu gördüm ve maçın en heyecanlı dakikalarında resmen kendi kendine olduğu yerde dizlerine vuruyordu.


Niye onu almamışlardı ki maça? Bence en iyi oyunculardan biri direkt Cenk'ti. Hatta bence Cenk'in oynamadığı bir maçta çok fazla geriye düşebilirlerdi.


Dediğim gibi de olmuştu Cenk maçın son yarısında dahil olmuştu ama malesef ki 2-1 skorla yenilmiştik. Maç sonu herkes perişan halde ağlayarak kendini yere atmıştı. O kadar kötü durumdaydılar ki abim, Cenk ve takımdaki diğer herkes...


Abimi hayatım boyunca ilk defa bu kadar çok ağlarken görmüştüm hatta. Maç bitiminde yanlarına gitmek istemiştim ama malesefki korumalar tarafından bu isteğim engellenmişti.


**


2 GÜN SONRA


Nihayet tüm futbolcular Türkiye'ye dönebilmişti ama hâlâ yüzleri gram olsun gülümsemiyordu.


Takım antrenörleri belkide morallerini daha iyi düzeltmek için tüm takıma bir tatil ayarlamıştı. Tabiki eksik kalmamak için abimin yanında bu tatile bende gitmiştim ve diğer futbolcularında ailelerinden bazı kişiler gelmişlerdi.


Abim birkaç takım arkadaşıyla havuzun kenarında otururlarken bende üzerimdeki bikinilerimle onların yanına geldiğimde aralarından bazılarının gözleri benim vücuduma kaymıştı.


Abim ise onların bakışlarından rahatsız olmuş bir şekilde direkt bana söylenmeye başlamıştı.


BARIŞ : Zehra sen niye geldin noldu?


ZEHRA : Zaten kaç gündür konuşamıyoruz yanına gelmem için bir sebep mi olması gerekiyor abi?


BARIŞ : Bu şekilde mi geliyorsun?


KEREM : Niye ya bence çok güzel!


Kerem Aktürkoğlu bu lafı söylediğinde Cenk onun kafasıns bir şaplak atmıştı.


CENK : Önüne dön lan!!


KEREM : Kötü bir şey demedim ki... Hem sana noluyor?


CENK : Zehra sadece Barış'ın değil bizimde kardeşimiz ya hani!


Her zamanki gibi kardeşim demekten eksik kalmamıştı ama ilk defa o da Cenk'in de beni baştan aşağı süzdüğünü fark etmiştim. Benimde ona baktığımı fark edince bakışlarını hızla başka tarafa çevirmişti.


Bende yanlarına oturduğumda uzun süre daha dünkü maç hakkında konuşuldu.


FERDİ : Senin yaran nasıl oldu Cenk?


CENK : Dün aldığım darbeden sonra fena acıyor ya! Daha önceki ameliyat yarama denk geldi.


Cenk elini karnına bastırdığında yüzündeki acı ifadesi belli oluyordu.


BARIŞ : Oğlum bir hastaneye falan gösterseydin keşke.


CENK : Önemli değil ya, hem geçer merak etmeyin.


ZEHRA : İstersen yarana bir de ben bakabilirim. Hem mikrop kapmamasını engellemiş oluruz.


BARIŞ : Aynen lan bak Zehra da hemşire zaten iki dakika bir bakıversin.


CENK : Olur bakar bi ara...


**


Tatilin ilk gününü neredeyse bitirmek üzereydik akşam üzeri olduğunda yemeğimi yiyip Cenk'in odasının kapısını çalmıştım.


CENK : Zehra noldu sen niye geldin?


ZEHRA : Beni her gördüğünde sürekli aynı soruyu sorar oldun. Yaralarına bakacaktım ya o yüzden geldim. Tabi müsaitsen?


CENK : Müsaitim tabi gel içeri...


Ben içeri girdiğimde Cenk de kapıyı kapatmıştı. Kaldığı odaya baktığımda her yer derli topluydu. Odada asla dağınıklık yoktu.


CENK : Aslında pek abartılacak bir şey değil. Her zamanki yaralarım gibi. Alışkınım artık.


ZEHRA : Bence bir sağlıkçı olarak ona ben karar vermeliyim. Sen soyun lütfen.


CENK : Soyunayım mı?


ZEHRA : Yarana bakıcam ya hani üzerindeki tişörtü çıkartırsan daha iyi olur.


CENK : Haa o manada tamam, soyunayım ben.


Cenk üzerindeki tişörtü çıkarttıktan sonra yatağın kenarına oturmuştu. Karnındaki ameliyat dikişlerine baktığımda aldığı darbe sonrası çok kötü görünüyorlardı. O bu haldeyken nasıl canı acımadan dayanabiliyordu.


CENK : O kadar kötü mü görünüyor ya?


ZEHRA :  Haa yok en azından dikişlerin patlamamış bu iyi bir şey. Ama senin vücudunda bu kadar yara varken nasıl acıya dayanıp birde sahada yarışabiliyorsun ben ona şaşırıyorum.


CENK : İnan bana çoğumuzun vücudunda böyle yaralar var ama artık o kadar alışkınız ki acısını bile hissetmiyoruz.


O geriye doğru uzandığında bende yavaşça onun yarasına dokunup pansuman yapmaya başlamıştım. O kadar dikkatli davranıyordum ki, hatta dokunmaya  bile korkuyordum. Çünkü benim yüzümden canının acımasını istemiyordum.


Elim onun vücuduna değdiğinde bile kalbimin atışının hızlandığını fark edebiliyordum.


ZEHRA : Eğer acıtırsam söyle olur mu?


CENK : Acıtmıyorsun merak etme, elin hafif.


ZEHRA : Olabildiğince dikkatli olmaya çalışıyorum.


Ben pansumana devam ederken o da gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Belkide herkese baktığı gibiydi bakışları ama benim elimi ayağıma dolanmasına neden oluyordu.


CENK : İyi misin? Panik olacak bir şey yok. Ameliyat etmiyorsun alt tarafı pansumanımı yapıyorsun.


ZEHRA : Yok senlik değil benim aklıma bir şey takıldı da biran kusura bakma.


CENK : Sorun değil bu arada bana düşmez ama bu sabah olanlarda abin haklıydı. Herkesin içinde o şekilde gelince o da insanların bakışlarından rahatsız oldu.


ZEHRA : Tatildeyiz ya Cenk abi, ben istediğim gibi giyinemeyecek miyim? Ayrıca absürt bir şey yapmadım havuza girecektim o yüzden öyle geldim.


CENK : Tabiki istediğin gibi giyinebilirsin. Benim açımdan hiçbir sorun yok zaten sen benim kardeşimsin hep söylüyorum ama takımdaki diğerleri böyle düşünmeyebilir.


ZEHRA : Ben senin kardeşin falan değilim! Bana ne yapıp yapmayacağımı söyleyemezsin. Ayrıca insanların ne düşündüğü de umrumda değil.


Onun pansumanını hızla bitirdikten sonra Cenk hızla üstünü giymişti.


CENK : İyi ki bir şey dedik ya! Ağzıma sıçtın ama sen şuan benim. Tamam bir daha bir şey demeyiz.


ZEHRA : Yani demezsen sevinirim. Neyse işim bittiğine göre ben gidiyim artık.


Cenk bana kapıya kadar eşlik etmişti. Kapıyı açtığımızda tam önümüzde ilk defa gördüğüm sarışın ve çok güzel bir fiziğe sahip bir kadın duruyordu.


CENK : Ece? Buraya geleceğini bilmiyordum.


ECE : Sevgilim! Sana sürpriz yapmak istedim.


Kız ellerini Cenk'in boynuna doladığında Cenk de onu çok özlemişcesine saçlarını okşayıp sonrada boynundan öpmüştü.


O an orada olmak istemedim. Cenk'in beni hiçbir zaman fark etmeyeceğini ve aramızda bir şey olmayacağını biliyordum. Ama gözlerimin önünde onun başka birini öptüğünü görmek hiç beklemediğim kadar içime oturmuştu.


ECE : Bu akşam başbaşa bir şeyler yaparız diye düşünmüştüm. Ne zamandır görüşemiyoruz zaten.


CENK : İyi düşünmüşsün güzelim. Özlemiştim zaten seni.


Kızın bakışları bana döndüğünde yüzündeki gülümseme bir anda silinmişti.


ECE : Bu arkadaş kim? İlk defa görüyorumda...


Beni kastederek iğneleyici bir şekilde soru sorduğunda Cenk'e dönüp gözlerinin içine bakmıştım.


CENK : Bizim Barış'ın kardeşi...


ZEHRA : Benim bir adım var, Zehra!


ECE : Peki Zehra neden senin odanda?


CENK : Bana pansu-


Cenk'in lafını kesip hızla araya girmiştim.


ZEHRA : Bir şey sormak için gelmiştim. Gidiyordum zaten şimdide.


Başka bir şey söylemelerini beklemeden yanlarından ayrılmıştım. Arkamı dönüp yürümeye başladığımda gözlerimden bir yaş süzülmüştü.


Havuzun kenarına gittiğimde bir süre sessiz ve sakin bir şekilde yalnız kalmak istiyordum. Çok sık ağlayan biri değildim ama uzun zamandır sevdiğim adamın başka birini nasıl sevdiğini görmek içimi acıtmıştı.


ZEHRA : Baş başa kalacaklarmış birde! Artık ne halt yapacaklarsa yapsınlar!


Ben kendi kendime söylenirken arkamdan duyduğum sesle irkilmiştim.


ARDA : Ablaa iyi misin sen? Niye ağlıyorsun?


ZEHRA : İyiyim Arda bir şey yok, sen gidebilirsin.


ARDA : Gidip çağırayım mı onu Zehra abla? Hem ağladığını söylersem gelir bence.


ZEHRA : Abimi çağırmana falan gerek yok! Biraz yalnız kalmak istiyorum. Gidip yetiştirme sakın!


ARDA : Barış abiden bahsetmiyorum, Cenk abiyi diyorum. İstersen onu çağırabilirim


Arda'nın bu şekilde Cenk'ten bahsetmesine şaşırmıştım. Anlamış olamazdı dimi? Ben o kadar belli ettiğimi düşünmüyordum.


ZEHRA : Onunla alakalı bir durum yok. Saçma sapan konuşma Arda!


ARDA : Ya abla söylemiycem diyorum ama içimde tutamıycam. Ben senin Cenk abinin yanından ayrılırken ağladığını gördüm. Ondan söyledim öyle.


ZEHRA : Öyle bir şey yok Arda! Sen yanlış anlamışsındır.


ARDA : Abla ben karışmak istemiyorum ama ben zaten fark etmiştim. Yani senin Cenk abime bakışların falan bana değişik gelmişti. Ama merak etme benden sır çıkmaz emin olabilirsin.


ZEHRA : Arda sence o da fark etmiş midir?


ARDA : Yani pek yalan söylemiyim ama Cenk abi o kızla biraz ciddi gibiler. Yani fark ettiğini pek sanmıyorum.


ZEHRA : Ciddi derken?


ARDA : Evlenme teklifi etmeyi düşünüyor diye biliyorum ama evleneceklerini sanmıyorum bence ayrılırlar zaten.


ZEHRA : Neyse beni ilgilendirmez sonuçta mutlu olsunda..


Arda yanımdan gittiğinde kendi kendime kızmıştım. Bu kadar belli etmemeye çalışırken nasıl hislerimi nasıl açıkça insanlara göstermiştim.


**


Akşam hava kararana kadar havuzun başında öylece duruyordum. Hava buz gibi olmuştu ve benim dışımda hiçkimse kalmamıştı. Arda'dan duyduklarımdan sonra sessizce ağlamaya devam etmiştim.


CENK : Zehra...


Arkamı döndüğümde Cenk'i görmemle ağladığımın belli olmaması için göz yaşlarımı silmiştim.


CENK : Arda burada olduğunu söyledi de ondan geldim. Neden ağlıyorsun bir şey mi oldu?


ZEHRA : Bir şey oldu ya da olmadı, seni ilgilendiren bir durum yok. Sevgilini bekletme istersen.


CENK : Bana niye sallıyorsun şuan? Ben seni kıracak bir şey mi yaptım?


ZEHRA : Hiçbir şey yapmadın! Ben sadece yalnız kalmak istiyorum buna da hakkım yok mu?


CENK : Hakkın var tabi... Ama bana niye bu kadar ters davranıyorsun onu anlamıyorum?


ZEHRA : Olması gerektiği gibi davranıyorum bence.


CENK : Haa bu arada Ece'ye niye bana pansuman yaptığını söylememi istemedin?


ZEHRA : Kız arkadaşının yanlış anlamasını ve benim yüzümden aranızın kötü olmasını istemedim.


CENK : Neden kötü olsun? Ece kalkıpta seni kıskanscak bir kız değil.


ZEHRA : Doğru, beni kıskanmasına gerek de yok zaten. Sende daha fazla burada kalma yanına git istersen.


CENK : Ben gidicemde sen bu soğukta ne diye sışarıda bekliyorsun? Görmüyor musun hava buz gibi oluyor. Donarsın burada!


ZEHRA : Hiçbir şey olmaz! Sen bu kadar takılma bence. Hem sevgilinle yapacak daha önemli işlerin yok mu? Niye geldin ki zaten?


CENK : Yok yok sen bir şeye sinirlenmişsin ve hırsını benden çıkarıyorsun gibi geldi abicim. Eğer Barış'ın bilmesini istemiyorsan sorun her neyse benimle paylaşabilirsin.


ZEHRA : Cenk yeter!! Yani Cenk abi... Her şeyi bilmek zorunda değilsin ya! Hem sen benim neyimsin ki ben seninle derdimi paylaşayım?


CENK : Peki Zehra sen nasıl istersen. Ben sadece beni uzun zamandır tanıyorsun kendine yakın görüp bir şeyi paylaşmak istersin diye düşündüm.


ZEHRA : Beni yakının olarak görmeni istemiyorum. Beni hiçbir şeyin olarak görme. Hem benden daha önemli işlerin vardır bence.


CENK : Evet var ama insan gibi gelip ne olduğunu soruyorum. Sabahtan beri etmediğin hakaret kalmadı. Ne sorunun var benimle?


ZEHRA : Hiç, hiçbir sorunum yok... Benden uzak durmanı istiyorum sadece, Cenk abi.


Loading...
0%