@poncikss1234
|
Hazırlandığımda, telefonun ekranına dokunup mesajın gelip gelmediğini kontrol ettim. Dün bana attığı mesaj saat on iki buçuktaydı. Mahize; Günaydın, mesajını yeni gördüm. Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Sadece, neyse ya sana neden açıklama yapıyorsam. Onunla oynamak bana keyif verse de istemsizce engellediğinde, nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. O da uyanmış olmalıydı ki mesaj atmıştı. Mahir; Benim yazıklarımla kelime oyunu yapmak sana keyif mi veriyor? Anladığı için mutluydum. Umarım hep beni böyle anlayabilirdi. Mahize; Sevdiğim insanlara karşı böyleyim. Sonuçta üzüm üzüme baka baka kararır. Yazıp yolladım ve evden çıktım. Kafenin önüne geldiğimde, Mahir'i görmeyi beklemiyordum. Ona baş selamı vererek içeriye girdim ve titreyen ellerimi eteğimin ucunu tutarak saklamaya çalıştım. Önlüğü giyindikten sonra bugünün planlarını gözden geçirdim ve mutfak çalışanımız olan Selma ablayla muhabbet ettik. Selma abla; "Bugün yeni garson geldi. İsmi neydi, hah Mahir'di sanırım." dediğinde, kahkaha attım. -Mahir mi? Abla yanlış anlamış olmayasın? Kafasını iki yana sallayıp doğru anladığını söyledi ve işimin başına dönmem gerektiğini alttan alttan vurguladı. Kasanın oraya geldiğimde, Mahir'in telefonla ilgilendiğini gördüğümde, telefonumun sesli olup olmadığı o an aklıma gelmişti. "Şimdi, şimdi bana mesaj atmasın." diye kendi kendime mırıldanıp ona bakmamaya özen gösterdim. Mahir etrafı incelediğinde, ister istemez göz göze geldik ve gözlerimi çekmek istesem de çekemedim. Yanıma doğru gelmeye başladığında, derin bir nefes aldım ve tebessüm ederek onun gelişini izledim. Yanıma geldiğinde, gözlerinin rengini daha net görmüştüm. Koyu kahverengi gözlerini, dünkü çarpışmamızdan sonra utancımdan bakamamış, sonradan da pişman olmuştum. Mahir'in "Burada garson eksikliği varmış. Ben de kendime güveniyorum. Umarım iyi anlaşabiliriz. Ben Mahir, memnun oldum." dediğinde, uzattığı eline baktım. Ben de elini sıkarak "Ben de Mahize, memnun oldum. Umarım iyi anlaşırız." dedim ve elimi elinden çektim. Kafenin müdürünü gördüğümde, Mahir'in beline dokunup kafamla orayı işaret ettim. O da anlamış olacak ki tebessüm ederek müdürün yanına gitti. Bir tebessümü dünyamı aydınlatan güneşti. O güneş bir gün söner miydi? İlk iş günü olduğundan dolayı benim yanıma verilmiş, gereken yerleri ve yapacağı işleri göstererek ona yardım etmiştim. Kafenin belli zamanı dolu olmasından dolayı bir kere bile göz göze gelmemiştik. Çıkış zamanı geldiğinde, ikimizde önlükleri dolaba koyup herkesle vedalaştık ve kapıdan çıktık. Sessizce yürüyüşümüzün ardından parka doğru geldik. Aklıma, bu parktan geçtiğim geldi ve ister istemez kıkırdadım. Bu parktan şimdi beraber geçiyorduk. O, bankların olduğu yere gittiğinde, ben de ona el sallayarak düz devam ettim. Eve geldiğimde, üstümü değiştirip hızla yatağıma uzandım ve gözlerimi kapatarak onu düşündüm. Gülüşü, ses tonu, konuşması, gamzesi... hepsi onun için var olmuş gibiydi. Ona yazmaya karar verdiğimde, saate baktım. İnşallah anlamazdı. Mahize; Bugün pek görüşemedik. Nasılsın? Mahir; Çok yorgunum, sonra konuşalım mı? Mahize; Sıcak bir duş al ve yeşil çay iç. Yorgunluğunu alır. Mahir; Sıcak duşun ardından şarap içsem, yorgunluğumu almaz mı? Mahize; Şarabı bu kadar içmen sana zararlı değil mi? Mahir; Hayatında hiç şarap içtin mi? Anonim. Mahize; Arkadaşım doğum günümde getirmişti. Beraber içtik. Mahir; Tek olduğun zamanda iç. Eminim ki çok güzel olur. Mahize; Deneyeceğim. Umarım bir gün seninle baş başa deniz kenarında içeriz. Mahir; Hayallere dalman için demedim. Benimle içmeyi çok istiyorsan hayal ederek de yapabilirsin. Mahize; Gerçeğin, hayalinden daha güzel olduğunu sana kimse demedi mi? Mahir; Düzgünce sohbet edelim diye yazmıştım ama sen gene fırsat bilip aşkını itiraf ediyorsun. Mahize; Sen şarabı nasıl seviyorsan, ben de seni o kadar çok seviyorum. Mahir; Saat geç oldu. Yarın işe gideceğim. Sen de uyu, iyi geceler. Mahize; İyi geceler. Rüyanda bizi gör. Mahir; Hiç görmediğim bir kızı rüyalarıma çağırmak mı? Kahkaha attım. Mesajına görüldü atıp çalan kapıya baktım. Gelen kişi Yağmur'du. Onu içeriye aldıktan sonra beraber salona geçip oturduk ve aldığı poşete bakıp gülümsedim. O da hemen dedikodunun olduğunu, kahve yapmam gerektiğini söyledi. İkiletmeden mutfağa geçip güzel bir kahve yaptım ve salona geçip beraber içmeye başladık. Yağmur'un "Kızım, görmeyeli seni çok özledim. Ne zamandır buluşamıyorduk. Var mı bir gelişme?" dediğinde, kafamla onay verip anlatmaya başladım. -Mahir, çalıştığım yere garson olarak geldi. O da orada çalışmaya başladı. Onunla orada o kadar iyiyiz ki sana anlatamam. Kendin gelip görmen lazım. Her neyse önemli olan konu anonimlik. Benim olduğunu öğrendiğinde, benden soğursa ne olacak Yağmur? Yağmur "Saçmalama, o zamana kadar belki aranız daha da iyi olur ve sen de uygun bir dille ve en önemlisi uygun bir zaman diliminde ona söylersin. Bu kadar kasmaya gerek yok." dedi ve kendisinin yaşadığı olayları anlatmaya başladı. Kahkaha ata ata muhabbet ettiğimizde, Yağmur'un kaşları çatıldı ve bana mesaj geldiğini söyledi. Odama koşup yatağın üstünden telefonumu aldığımda, Mahir'den mesaj geldiğini gördüm. Salona geçtiğimde, sesli bir şekilde okumaya başladım. Mahir; Hiç görmediğim birisini değil de dün çalıştığım yerdeki kızı rüyamda gördüm. Neydi adı, Mahize'ydi sanırım. Yağmur ile ben şaşkınlıkla mesajı birkaç kez okuduk. Ne yani? Beni rüyasında görmüş müydü? Merhaba, ben geldim. İyi okumalar diliyorum. Umarım beğenirsiniz. Sol yıldızı parlatmayı unutmayın lütfen 🌟 |
0% |