Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1-Adım

@poncikss1234

Kitabımın ilk sayfasında şu yazıyordu; Sevgisiz yaşayanlar ve sevgi dolu yaşamış rolü yapanlar.

Hangisini yapıyordum ki ben?

Kütüphane benim yaşam kaynağım olsa da bazen buraya adımımı atmıyordum. İçimdeki sıkışmış düşüncelerin hepsini günlüğüme yazıyordum. İçimde kalan tamamlanmayan yarım duygular, yazdığım her sayfa yapraklarımda kendisini belli ediyordu. Elimde olan kitabın konusunu beğendiğim için ağır adımlarla boş bulduğum yere oturdum ve kaldığım yerden okumaya devam ettim.

Saat bilmem kaç olsa da beni merak eden birileri yoktu. O yüzden eve ne zaman istersem o zaman gidiyordum.Kitabın konusu benim hayatıma benziyordu. Yazarın annesi de çocuğunu doğurduktan sonra kaçıyor, nerede olduğu bilinmiyor, babası ise sevdiği kadının terk edişini gördükten sonra da kendisini, kumarhanelere adıyordu.Bir kızı olduklarından habersiz davranıyorlar, kendi hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlardı.

Kitabı okumayı bitirdiğimde pencereye baktım. Hava kararmış, akşam saatleri olmuştu. Hemen kütüphanenin çalışanı olan Selma ablaya bakındım. Oturduğu masasının önünden geçtim ve ona selam verdim. Sessiz olmaya özen göstererek kütüphanenin kapısını açtım ve dışarıya çıktım. Soğumuş hava tenimi okşadı ve beni birkaç saniyeliğine yerimde titretti. Buna alışkındım. Sonuçta burası Ankara'ydı.

Buraya annem ve babam beni bulamasınlar diye taşınmıştım. Sahi akıllarına geliyor muydum?

Düşüncelerimi bozan arkamda duyulan ayak sesleriydi. Kim beni bu saatte takip ediyordu ki? Göğüsümü delen kalbimi, ağzımda hissediyordum. İçimden "Dayan Elmas." diye geçirdim.Ayakkabılarımdan çıkan ses ile adım sesleri neredeyse aynıydı. Evimin olduğu sokağa giriş yaptığımda hemen sola döndüm ve ağaçların olduğu büyük alana saklandım.

Beni takip eden kişi Tanrus'tu . Tanrus uzun boylu, kahverengi gözlü, tek olmaktan korktuğu için birden fazla insan ile birlikte olmayı seçen, iş adamıydı. Bu adamın Ankara'da olması beni çok şaşırtmıştı. Normalde işinden dolayı Kütahya'da yaşıyordu. Tanrus bana nedenini bilmediğim bir şekilde takıntılı bir insandı. Nerede olursam olayım beni takip eder, beni "anneme" benzettiği için onunla birlikte olacağımı düşünüyordu. Tabii ki hayal görüyordu.

Tanrus, izimi kaybettiğinde, sol şeride geçmiş, beni aramaya devam ediyordu. Sessiz ama derin bir nefes aldım. Gitmediğinden emin olduğum için biraz daha ağacın altında bekledim. Tanrus'un "Hay böyle işin." dediğini duydum.

Sesini duyduğumda direkt yüzümü buruşturdum ve "Allah'ım, sen yardım et." diye mırıldandım.

Cebinden çıkardığım anahtarlarımı elimde sımsıkı tutarken Tanrus'un ters istikamete gittiğini gördüğümde ağacın altından çıktım. Sonunda evime giriş yapabilmiştim. Korkudan ellerim anahtarı tutmuyordu. Ne zaman dışarı çıksam, Tanrus beni takip eder ya da adamlarını gittiğim her yere peşime takardı.

Ben Elmas YAKAN.

Yirmi üç Yaşında kendi halinde bir kızım. Birkaç barda barmen olarak çalışsam da erkeklerin davranışları nedeniyle işten çıkmıştım ve bir daha işim olmamıştı. Annem; Feril Yakan. Kendisi beni doğurduktan sonra bir adama kaçmış, onu fazla tanımamakla beraber hiç görmemiştim. Babam; Hakan Yakan. Kendisi Kumarhanede yatıp kalkan bir adamdır. Annemden sonra başka bir kadınla evlenmiş bir daha da görüşme fırsatımız olmamıştı.

Bazı yıkımlar kendisi yıkılmasa bile başkasına yıktırırdı. Ben böyleydim. Erkek arkadaşım yoktu. Olacak mıydı? Orasını bilmiyordum. Üzerimi değiştirdim ve kendimi yatağıma attım. Sabah uyandığımda saat dokuz buçuktu. Yataktan isteksizce kalktım ve yanda bulunan banyoya doğru adımladım. Kapıyı açtım ve içeriye girip bir duş aldım. Ayılmama çeşme değil banyo yeterli oluyordu.

Odama tekrar geldiğimde şaşkınlıktan dilim tutulmuş bir adım geri gitmiştim.

Tanrus'un odamda ne işi vardı?

"Yollarını gözlemek benim için bir onurdur Elmas Yakan."

Ne derdi vardı ki benimle? Annem ile babamı benden alan adam, daha ne isteyebilirdi ki?

-Senin ne işin var burada! Hemen defol bu evden Tanrus.

"Elmas hemen üzerini değiştir, seni aşağıda bekliyor olacağım."

Ben ne hâllere düşmüştüm?

Hemen üzerimi banyoda giyindim ve Tanrus'un yanına gitmek için aşağıya indim. Bana yandan bakışlar attığında gözlerimi devirdim. Bu adam benim sinirlerimi bozuyordu. Kafasını salladı ve kapıdan dışarı çıktı. Evimin havası intikam kokarken ben niye dün o saate kütüphaneye gidiyorum diye kendime kızıyordum.

Anahtarımı cebime koydum ve kapıyı kapattım. Kapı demirli olduğu için kitlemeden onun yanına doğru yürümeye başladım. Tanrus siyah bir arabanın yanında beni beklediğinde, siyah arabanın yanına doğru adımlayıp arabanın önünde durmuştum. Tanrus'un arabasına bindiğimde yavaştan içimdeki endişe ve korku kendini açığa çıkarmaya başlamıştı.

Bedenim kendini o kadar kasmıştı ki dokunsalar arabadan direkt düşerdim. Kaderimin bana yaptıklarını asla unutmayacaktım. Araba camından seyrettiğim üzere ormanlık yoldan başka bir şey olmadığı, sadece iki katlı bir evin olduğu ıssız bir yere gelmiştik. Tanrus arabayı park ettikten sonra benim inmemi bekledi. İndiğimi gördüğünde bana nazik bir şekilde yol verdi ve arabayı kitleyerek yanımda geldi. Ondan çok korkuyordum.

İçimdeki ses "Korkunun ecele faydası yok." dedi ve orayı terk etti. Evin dışına bakıldığında küçüktü. İçeri bahçe tarafına doğru girdiğimizde, dışa göre büyüktü ve beni bir hayli şaşırtmıştı. Tanrus bahçenin kapısını açtı ve birkaç adım ötede bulunan korumalara selam verdi. Korumalar kaç saattir burada bekliyorlardı? Bilmiyordum lakin bu soğukta sadece üzerlerinde takım elbisenin ceketi vardı.

Bende Tanrus'tan gizli korumalara göz teması kurduğumda, başları eğik olduğu için benim onlara baktığımı fark etmemişlerdi. İçeriye girdiğimizde direkt yan yana iki oda gördüm. Tanrus'un karşısında duran kıza bir oda gösterirken yanımda duran adam birden yanıma gelip ellerimi bağlamaya başladı. Korumanın yaptığı ani bir davranışı nedeni ile bağırıyor, Tanrus bağırdığım zaman bana dönüp keyifle gülüyordu.

"Annende senin gibi bağırıyordu Elmas, şimdi nerede biliyor musun? Benim yanımda."

-Madem senin yanında getir onu da buraya, kızının ne hallerde olduğunu görsün, belki pişman olur. Ne dersin?

Tanrus cevap vermeyip omuz silkti. Cevap vermemesinin sebebini az çok tahmin edebiliyordum. Burada çok fazla oda vardı ve bu odaların bir tanesinin içinde annem vardı. Anneme tanımadan nefret duymak istemiyordum fakat herkesin dilinde olan birisine de nasıl davranmam gerektiğini de bilemiyordum.

Yaşadığı her şeyi bırakabilirdi ne iş yapıyorsa yapsın bırakıp benimle yaşayabilirdi. Kıza dönüp baktığım zaman Tanrus'a nefretle bakıyordu. Demek ki onu da yanında zorla tutuyordu. Yatağa oturttukları zaman kız gözlerini kapatmıştı. Koruma yanıma gelip ayaklarımı da bağlamıştı. Kıza "yardım et bana" bakışları ile bakıyordum lakin kız bana bakmıyordu. Kız birkaç dakika sonra gözlerini açıp yanıma geldi. Yatağın köşesine oturup bana bakmaya başladı. Kırgın bakan gözleri gördüğümde ikimiz için de zor olacağını düşündüm. Daha fazla sessiz kalmayı tercih etmediğimden dolayı konuşmaya başladım;

-Ne olur yardım et, ben bunların hiçbirini hak etmedim.

Karşımda duran kızın yüz ifadesi birden değişince korku ile ona baktım. Gözleri kızarmış olmasından ötürü bir de sert bakınca bana bir şey yapacak sanmıştım. Kızın sesini ilk defa duyduğumda şaşırmıştım;

"Ben hak ettim mi zannediyorsun? Tanrus beni evimden zorla alıkoyarken, ne olduğunu bilmediğim bir yerdeyken ben bunların hepsini hak ettim mi ha söylesene?"

Ne? Kaçırmış mı onu da, peki neden? Sebebi neydi, sebebi var mıydı?

Bunu yapan adam kendi bataklığında boğulup yandığında, bende onun ölmesi için bol bol odun koyacaktım. Biz konuşurken kapı birden açıldığında kız yatağın yanından ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi. Tanrus ve o korumaları da ona baktıklarında kız da onlara baktı. Tanrus yanıma vardı. Bana pis bakışlarını atarken omuzlarının üstünden adamlarına emir vermişti. Ve bu emir beni şaşkına uğratmıştı.

Şimdi neler olacaktı?

Merhaba Siyah ailesi 🖤

Güray-Elmas ikilisi arasındaki olaylar nasıl gelişecektir?

İyi okumalar.

NOT, Açıklamada da belirttiğim gibi Siyah benim Wattpad'de ilk kitabım olmasa da özel bir kitabım. ERGENCE gelebilir, bana da ergence geliyor fakat bu kitapla aramda inanılmaz bir bağ var. Bu bağı kopartmamak için buraya yükleyeceğim. Düzenleme de yapmayacağım. Neyse öyle kalsın. Sizi seviyorum. Kötü yorum yapmayın çünkü bu kitap neredeyse on beş yaşımda bilemedim on altı yaşımda yazdığım bir kitap. Anlayışınız için teşekkürler :)

Loading...
0%