Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10-Balo

@poncikss1234

"Güzel şeylerin sonu varsa, sonsuz olalım."

Sabah uyandığımda kendi yatağımda olduğum için çok mutluydum. Aklıma gelen düşünceleri bir nebze de olsa açığa kavuşturmak için Beriz ile konuşup bu konuları halletmem gerekiyordu. O yüzden aşağıya inip Beriz'i bulup odama getirmem gerekiyordu.Onunla biraz dertleşmem benim için güzel olacaktı.

Yatağımdan kalkıp yan tarafta bulunan banyoma girdim. Ellerimi yüzümü yıkayıp havlu ile kuruladım. Açık olan kapımdan odama geri döndüm. Yatağımın yanına doğru geldiğimde çarşafımın değişmesi gerektiğini düşündüm. Çarşafı yataktan çıkardım. Daha sonra dolaptan yeni aldığım çarşafı yatağıma serdim ve üstüne de katladığım örtümü de yatağa serdim. Yatağımı topladıktan sonra kirli olan çarşaf ve örtümü banyoya ilerleyip kirli sepetine attım. Daha sonra kenardaki komodinimin üstündeki giyilmiş pijamalarımı da banyoya tekrar giderek kirli sepetine attım. Kirli olan hiçbir şey görmek istemiyordum.

Etrafı son kez kontrol ettikten sonra biraz da olsa kendimi iyi hissettim. Komodinimin aynasının karşısına geçtim ve taburesine oturdum. Tokamı çözüp saçlarımı ellerimle saçlarımı bir güzel karıştırdıktan sonra saç kremini elime aldım. Saç kremini elime bir miktar sıktıktan sonra uçlarına sürüp yanımda duran tarağım ile birlikte saçlarımı taramaya başladım. Açık hali gözüme güzel gözüktüğünde toplamak istemedim.

Göz altlarımdaki dağılmış küçük küçük morluklar, bileklerimdeki geçmeye başlayan morluklar çok rahatsız ediciydi. Üst çekmeceleri karıştırırken makyaj çantamı buldum ve fermuarını açtım. Kapatıcımın olması beni bir nebze de olsa mutlu hissettirmişti. Kapatıcıyı morluk olan bütün kısımlara sürdüm ve süngerle iyice dağıttım. Biraz daha yüzümün rengi kendine gelmişti. Odamdan çıktım ve merdivenlerden aşağı inerek salona doğru yol aldım.
Beriz koltukta oturup televizyon izliyordu.

Hafif bir öksürük sesi ile dikkatinin bana vermesini sağladım. Kaş göz hareketim ile mutfağın kapısını gösterdiğimde ayağa kalktı. Beraber mutfağa doğru yol aldığımızda kimsenin etrafta olmaması beni açıkçası sevindirmişti. Mutfağa geldiğimizde direkt masaya oturup biraz dertleştikten sonra sohbetimizin arasında Beriz'e Güray'ın nerede olduğunu sordum. Aklımı karıştıran düşünceleri biraz olsun Beriz açıklamaları ile gidermişken, tamamen aklımdaki düşüncelerimi gidermek için de Güray'a sorularımı sorup cevapları almam gerektiğini Beriz'e söylemiştim.

Oturduğum sandalyeden kalkıp mutfağın kapısından salona geldiğimde merdivenlerin oraya doğru ilerlemeye başladım. Merdivenlere ağır ağır yürürken basamakları çıkmaya başladım. Son basamağa geldiğimde aklımdaki soruları tek tek tekrar ettikten sonra çıkmadığım son basamağımı da çıkarak Güray'ın odasının önünde durdum.

Derin bir nefes aldığımda kapıyı tıklattım. Kısa bir sessizliğin ardından "Gel." sesini duydum. Kapıyı yavaşça açtım ve kafamı kapının girişinden uzattım. Gördüğüm kadarıyla masasına yığılmış olan dosyalara bakıyordu.

Dikkatini kısa sürede bana verdiğinde konuşmaya başladı;

"Elmas girsene içeriye, neden kapının ağzından bana bakıyorsun?"

Sesi kulaklarıma gelirken kapıdan içeriye girdim. Kapıyı kapattıktan sonra masasının yan tarafında bulunan koltuğa doğru yürümeye başladım. Koltuğa kendimi bıraktığımda konuşmamıştım.Yaşanan tüm olaylara dönüp bakmaktan, ileriye yönelik hiçbir şey düşünemiyordum. Dalgın dalgın otururken Güray konuşmaya başladı;

"Elmas, bir sorun mu var?"

-Bazı şeyleri artık açığa çıkarma vakti, öyle değil mi Güray bey?

Boş bakışlarım onun meraklı bakışları arasında eziliyor, durumu nasıl kurtarmam gerektiğini kendime hatırlatıyordum.

"Ne öğrenmek istiyorsun?"

Elindeki dosyaları bir kenara bırakmış sadece bana odaklanmıştı.

-Tanrus ile anlaşmanızda ben niye vardım? Bunu açıklamanı istiyorum.

"Sen de biliyorsun ki tek güvencem sendin."

-Biliyorum. Ama bunun bir anlaşma olmadığını Tanrus'un kendisi söyledi, duymadın mı?

"Evet onu duydum, Tanrus'un ne yapacağı sence belli miydi? Tanrus'un planlarını az çok tahmin edebiliyorum, edebiliyorsun. Bu tahmin doğrultularına bakılacak olursa en doğru yöntem buydu."

Kafamı onaylar gibi sallayıp tekrar konuşmaya başladım.

-Beni neden burada tutuyorsun? Artık evime gitmek istiyorum. Benim burada kalmam demek, ömrümden ömür gitmek demek. Benim burada kalmam demek fazlalık, kullanılan bir kadın olarak görünmem demek. Ben bunları istemiyorum. Ben bu yapılan davranışları kesinlikle kabul etmiyorum. Bir daha da böyle bir durum söz konusuysa eğer ben bu yolda yokum.

İlk baştaki sorumu nerede,ne zaman sorarsam sorayım bu sorumu hep es geçerdi.

Anlaşma adı altındaki oyun yüzünden, başımıza neler geldiğini kendisi benden çok daha iyi biliyordu. Belki bana yapılan zorbalıklardan dolayı bu soruma cevap verir, belki de evime bile bırakabilir diye düşünüyordum. Yanılmıştım. Tamamlanmayan diğer yanım, onun davranışları, konuşmaları yüzünden tamamlanmayan eksik bir parça olarak kalacaktı.

Sorduğum sorudan cevap alamayacağımı anladım. Koltuktan yavaşça kalkıp son kez yüzüne baktım. O da bana bir şey demeden baktığında dış kapıya doğru yürümeye başladım.
Güray'ın odasından çıktıktan sonra merdivenlerden yavaşca ayağımı sürte sürte indim. Berizlerin yanına doğru adımlarımı ilerlettim. Salonda Kağan,Ateş,Beriz koltuğa oturup konuşuyorlardı.

"Günaydın beyler ve Beriz." derken onlara gülümsedim.

Hep bir ağızdan onlar da "Günaydın."dedikten sonra Beriz ayağa kalktı ve "Hadi mutfağa geçelim, seni bekliyorduk." dedi.

Ayağa kalktığımda Beriz de benimle birlikte ayağa kalktı. Kağan ve Ateş'e döndüğümde onların kahvaltı yaptığını Beriz bana söyledi. Başımla onaylayıp mutfağa doğru yol aldık. İkimizde mutfağa geçtikten sonra Beriz sandalyeye oturmamı başıyla işaret etti. Sandalyeyi kendime çekip oturdum. Beriz hemen söyleyeceklerini unutacakmışçasına vakit kaybetmeden konuşmaya başladı;

"Ne kadar yıprandığını hepimiz biliyoruz. Evde ruh gibi geziyorsun. Hiç Güray abim ile konuşmayı denedin mi? Bana burada otururken söylemiştin ya konuşacağım diye belki sana iyi gelir. Ne dersin?"

-Beriz zaten onun yanından geliyorum. Aklımı karıştıran düşünceleri onunla bir nebze de olsa çözmek istedim lakin çok yanlış yapmışım. Kesinlikle sorularımın cevaplarını alamadım. Sorularımın cevapları Güray'ın verdiği cevaplar ile uyuşmuyordu.

"Güray seni o adam yüzünden tehlikeye atmayacaktı. Güray'ın planı neydi? Cidden hâlâ aklım almıyor, yaşanan olayları en çok kendisi biliyorken bir de elin kötü iken anlaşmayı kabul etmesi... İnanılır gibi değil Elmas."

Ona bakıp gülümsediğimde, o da bana gülümsedi. Hepsi bana baktığında kısa bir açıklama yapma gereği duydum.

-Benim öğrenmem gereken olayları zaten Tanrus'tan öğrendim. Bir daha da böyle anlaşma adı altında kurulan oyunlara da onay vermeyeceğim. Herkes bunu böyle bilsin.

Son konuşmamızı yaptıktan sonra masadan kalkıp beraber kahvaltıyı hazırladık. Güray'ın birikmiş dosyaları olduğundan dolayı kahvaltısını büyük bir tepsiye koyduktan sonra yukarı kata odasına çıkarttım. Kapıyı tıklatmadan içeriye girince kızacağını sandım ama elimdeki tepsiyi görünce açılan ağzı kapandı. Masanın üzerindeki dosyaları bir çırpıda topladı ve bana yardımcı oldu. Tepsiyi güzelce masaya koyduktan sonra çıkmaya yeltendim.

"Dur bir dakika." diyen Güray'a kafamı çevirdim.

"Bugün akşam saat sekizde balo var. Eğer kendini iyi hissediyorsan yedi buçuğa kadar vaktin var. O zamana kadar hazırlanırsın."

Kafamı salladıktan sonra aşağı kata indim ve mutfakta olan Beriz'e balonun olduğunu, hazırlanacağımızı söyledim. Yüzü aniden düşünce bir şeyler olduğunu anladım ama ona çaktırmadım. Kağan ile Ateş televizyonda "Playstation" oynadığını gördüm. Kağan'ın yanına oturup onları izlemeye başladım. Kağan aniden gol atınca sevindi. Sevincini abartılı yaşayan Kağan, birden bana doğru dönüp sarıldı. Kağan'a bende gülümseyip karşılık verdiğimde, Kağan yan kapıdan yapay öksürük sesi duyduğunda hemen benden ayrıldı. Kapıya dönüp oraya doğru baktığımda Güray'ın ellerini birbirine bağlamış, bizi dikkatle izlediğini gördüm. Kağan ile ayrıldığımızı gören Güray sinirle konuşmaya başladı;

"Bir daha sarıldığını görmeyeceğim Kağan, beni duydun mu?"

Kağan'ın bana aniden sarılması yüzünden Kağan'a bağırması, beni çok sinir etmişti. Bende hemen lafa atladım;

-İstediği gibi sarılabilir, neden bu kadar abarttın?

Ona söylediğim cümleden dolayı daha çok sinirlendiğini göz bebeklerinin büyümesinden direkt anlamıştım. Saat beklediğimden daha hızlı ilerledi. Balo saati gelmeye yakın odama çıktım. Duş almak için bornozumu dolaplarda ararken, banyonun kirli sepetinin içinde olduğunu gördüm. Yan odada kalan Beriz'den temiz havlu istedim. Hemen dolabını açıp bana yedek temiz bornozu verdi.

"Senin dolabında yedekte kalabilir, bende çok fazla var." dedikten sonra teşekkür ettim ve duşa girdim. Yarım saat sonra Beriz ile giyinmiş saçımızı ve makyajımızı yapmıştık.

Beriz'in giydiği gece kıyafeti 👇

Beriz'in giydiği gece kıyafeti 👇

Elmas'ın giydiği gece kıyafeti👇

  Aynadan baktığımda tamamen hazır olduğumu tahmin ettikten sonra  odamdan dışarıya çıktım

Aynadan baktığımda tamamen hazır olduğumu tahmin ettikten sonra odamdan dışarıya çıktım. Vakit kaybetmeden salona vardım. Salondan yürüyüp dışa kapının oradaki ayakkabılığın önüne geldiğimde, dolabın kapağını açtım. Beriz'in yedek topuklu ayakkabılarından bana hangisi uygunsa onu kendime seçtim. Beriz ile topuklu ayakkabılarımızı giyindikten sonra Gürayları kapının önünde beklemeye başladık.

Çantamı almadığımı fark ettiğimde, merdivenlerden hızla çıkmaya başladım. Odama tekrar dönüp yatağımın üstündeki siyah küçük çantamı elime alıp açık kapıdan hızla dışarı çıktım. Topuklu ayakkabılarımın sesi bütün evi ele geçirmişti. Herkes aşağıda beni beklerken ilk fark eden kişi Güray oldu. Yüz ifadesinden gördüğüm şaşkınlık duygusunu, bana hissettirmişti. Makyajı fazla sevmezdim, kendime bile değişik geliyordu. Karşımdakine de değişik gelmesine alışkın olduğum için bana göre öyle bakması normaldi.

"Tamamen hazırsanız çıkalım."diyen Güray'ı az da olsa inceleme fırsatını bulmuştum. Simsiyah takım elbisesinin içinde ben buradayım diye kendisini belli ederken, takım elbisesini çok güzel taşımıştı.
Hep beraber kapıdan dışarı çıktık. Garajda park edilmiş olan arabaların yanına doğru geldiğimizde Güray'ın arabasını Ateş garajdan çıkardı. Biz de oturma düzeni ayarladık. Kağan- Beriz, ben ve Güray otururken, Ateş de şöför koltuğuna oturmuştu.

Balo yerine yirmi dakika da vardığımızda Ateş arabayı park etti. Ben ve Beriz dikkatlice indiğimizde Kağan Beriz'in belinden tutarak ona yardım etti. Güray bana baktığında ben de ona doğru döndüm. Hep beraber yürümeye başladığımızda dışarıdan çok renkli,baya büyük bir yere benzediğini gördüm. Kapıda duran görevlilerden bir tanesi Güraygile selam verdi ve bizimle beraber içeriye girerek bizim oturacağımız masayı gösterdi.

Köşedeki oturacağımız masayı gördüğümde biraz sevinmiştim. Oturacağımız yere doğru geçtiğimizde sandalyelere hepimiz yerleştik. Gözlerim etrafı tararken sahnenin orada duran Tanrus'u gördüm. Güray'ın masada uzanan ellerini sıktığımda Güray "ne oldu" derecesinde kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

Tanrus'u başım ile gösterdiğimde, Güray "Bunun burada ne işi var?" dedikten sonra sandalyemi kendisine doğru çekmişti. Ellerim ellerine kilitlendiğinde, kalbimin heyecandan çok hızlı attığını hissettim. Tanrus sahnede durmuş, gözleri ile etrafı süzdüğünde bizim masanın olduğu tarafa doğru gözlerini dikti. Bizim masaya doğru baktığında Güray'a doğru eğilip konuşmaya başladım;

-Bir daha bu adamın yüzünü dahi görmek istemiyorum. Şeytan görsün yüzünü.

Güray'da Tanrus'a dönüp baktığında derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı;

"Görmeyeceksin, bu attığı son bakışları. Sen merak etme."

Bu konuşmadan sonra Tanrus sahneden indi ve yanımıza doğru yürümeye başladı. Tanrus'un sinsi gülümesi yüzüne yerleşirken konuşmaya başladı;

"Sizleri görmek ne güzel Elmasçığım. Bu davete katıldığınızı görmek çok onur verici. Hoşgeldin, sefalar getirdin."

Kusma isteğimi bastırmaya çalıştım ve Güray'ın yüzüne baktım. Sinirden kızaran Güray'ın elini sıktım ve "Sakin ol." diye fısıldadım. Tanrus "iyi eğlenceler." dedikten sonra müzik ayarlayan kişilerin yanına doğru adımladı. Kişilerin yanına geldiğinde gördüğüm kadarı ile bir şeyler ayarlamaya başladı. Romantik bir müzik kulaklarımıza dolduğunda Kağan ayağa kalkarak Beriz'i dansa kaldırdı. Güray'da şaşırtıcı bir şekilde o da ayağa kalkarak elini uzatıp beni dansa kaldırdı.

Güray'ın elleri belimde,benim ellerim onun omuzlarındaydı. Sallana sallana dans ederken birden müzik kesildi ve sahnede duran Tanrus'un elinde mikrofon vardı. Sabah Beriz'in yüzünün neden düştüğünü şimdi anlamıştım. Merakla Tanrus'u izlediğimizde Tanrus konuşmaya başladı;

"Evet arkadaşlar bildiğiniz üzere ben Tanrus . Size hazırladığım iki video var. Bu videoları şimdi size sunacağım. Birincisi video şudur; bu videoda Elmas Yakan ile neler yaptığımızı anlatacağım."

Flaş belleği bilgisayara bağladı ve keyifle oynat tuşuna bastı. İlk video kısmında benim fotoğraflarımı slayt yapılmıştı. Gittiğim her yerde beni fotoğraf çekmişti. İkinci kısımda ise benim Tanrus ile karşı karşıya gelmiş, yüz yüze konuşmalarım vardı. Balodaki herkes o videoya kitlenmiş, arada bize bakarak aralarında bizim hakkımızda konuşuyorlardı. En son videonun sonunda Beriz'e ve annesine nasıl para verdiğinin videosunu oynatmıştı.

Bu kadarı fazlaydı. Kağan deliye dönmüş etrafta bağırıyor,vuruyordu . Ben ağlıyordum. Ateş Beriz'e destek amaçlı sarılıyordu. Güray hemen o müziğin olduğu sahne tarafına doğru gitti ve flaş belleği bilgisayardan çıkarak yere fırlattı. Ayağı ile flaş belleği ezerek son kalan parçalarını da kırdı. Tanrus'a doğru dönüp baktığında hıncını alamamış olacak ki yanına doğru hızla ilerlemeye başladı.

Tanrus'un yanına giden Güray'ı gördüğümde hızla adımlarım ile onların yanına doğru ilerlemeye başladım. Topuklu ayakkabılar ayağıma vururken umursamadan onların yanına vardım. Güray'ın Tanrus'a olan bakışlarından anladığım kadarıyla onu dövecekti. Güray'ın kolundan tutup kendime doğru çektiğimde bana kısa süreliğine döndü. Bakışlarımdan anladığında derin bir nefes alıp Tanrus'un yanından uzaklaştık.

Daha fazla vakit kaybetmeden balo yerinden hızlıca çıktık. Çıktığımızı gören Vale garajda olan arabayı getirdi. Arabaya bindiğimizde Kimse kimseye tek kelime etmiyordu. Güray kontağı çalıştırdı ve o sinirle hızla eve doğru sürmeye başladı. On dakika sonra evdeydik. Kimseye bir şey demeden merdivenlerden hızla çıktım. Odamın kapısından içeriye girdim. Açık olan kapımı da kilitledim. Üzerimi değiştirdim ve saçımı bozdum,makyajımı silerek duşa girdim. Aklıma Tanrus'un yaptığı planlar gelince birden ağlamaya başladım. Artık içimde tutamıyordum. Su sesleri hıçkırıklarıma karışıyor, su akıp gidiyordu.

Kendimi toparlayıp duşumu aldıktan sonra banyodan dışarı çıkıp odama giriş yaptım. Dolabımın kapağını açıp pijamalarımı yatağın üstüne koydum. Kendimi kuruladıktan sonra yatağın üstündeki pijamalarlı üstüme giyindim.
Makyaj masama doğru adımladım ve taburesine oturdum. Tarağımı masadan alıp saçlarımı taradım.

Göz altlarımın morluğu kapatıcı yokken kendisini göstermeye başladı. Bunu umursamadan nemlendiricimi elime bir miktar sıkıp yüzüme eşit derecede dağıttım. Odamdaki işim bittikten sonra kapıdan dışarı çıktım.
Merdivenlerden aşağıya indim ve salonda hep beraber oturan bizimkilerin yanına oturdum.
Beriz beni gördüğünde yüzü düştü. Ona güven vermek adına gülümsediğimde Beriz'in gözleri doldu.

Güray benim olduğum tarafa doğru baktığında yanında boş olan yere elini hafifçe vurarak "Yanıma gel." diye seslendi. Oturduğum yerden kalkıp onun oturduğu koltuğa adımlarımı yönelttim ve en köşesine oturdum. Güray bunu fark ettikten sonra sesini yükseltmeyecek şekilde konuşmaya başladı;

"Elmas benden kaçma. Ben onun gibi sana zarar vermem, bunu yapamam."

Güray'ın bunu demesi üzerine köşede oturduğum yerden, yanına doğru kaydım. Güray Ateş ile konuşurken bana bakmıyordu. Bana bakmaması işime gelirken onu incelemeye başladım. Biçimli kaşları,dağınık saçları, gözlerinin koyu siyahlığı, çene hatları konuştukça belli olması, hafif çıkıntılı badem elması... Güray Kaya özenilerek yaratılmış bir adamdı. İncelemem bittikten sonra balodaki olayları tekrar düşünmeye başladım. Tanrus'un beni rezil etmesi gururumu kırmış, herkesin ağzına dedikodu malzemesi olarak düşmüştüm. Bunları düşünürken iç çektim ve ellerimle oynamaya başladım. Ellerimle oynarken Beriz'e bakmadan ona soru sordum;

-Beriz sabah benimle mutfakta konuşurken, konu birden baloya geldiğinde neden yüzün düştü?

"Tanrus'un orada olacağını bence hepimiz tahmin ediyorduk. Tek tahmin edemediğimiz şey bu video olayıydı.
Bize yapılan onca olaylar zaten aklımdan çıkmıyor. O yüzden suratım düştü."

Anladım dercesine kafamı salladığımda Güray sonunda konuşabilmişti.

"Bu yapılanlar onun yanına kalmayacak. Ona öyle bir ders vereceğim ki size yapılan her şeyin bedelini ödeyecek. Biz hep beraber varız.Bu nedenle artık olayların hepsini unutup yeni beyaz sayfa açalım, ne dersiniz?" Güray bunu içten söylemişti. Herkes birbirine bakıp onay verdiğinde bende onay vermiştim. Ona güveniyordum.

Selam canlarım yeni bölüm geldi ne düşünüyorsunuz?

Güray Tanrus'a ne yapacak?

Sizi seviyorum 💜

Medya; Beriz,Elmas'ın giysileri, Balonun yapıldığı yer .

 

Loading...
0%