Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13- Alışkanlık

@poncikss1234

Pislenmiş ruhlar, kararmış kararlar, yıkılmış düşler, her zaman yanımızdadılar.

Sahi bu zamana kadar ben neler yaşamıştım?

Tanrus beni her yerde takip etmiş,boş anıma denk geldiğinde kaçırmış,Güray beni o adamdan kurtarmıştı. Güray beni kurtardıktan sonra tekrar beni ona vermiş, durumu daha da berbat etmişti. Güray madem beni kurtarıyor, o zaman neden beni ona geri veriyordu? Bunun cevabını biliyordum, bildiğim için de artık bunları düşünmek istemiyordum.

Gözlerimi açtığımda Güray'ın başı yan tarafa çevrilmiş masumca uyuyordu. Sessizce kolumu onun göğüsünden çektim ve yataktan kalktım. Pencerenin önüne geldiğimde perdeyi biraz açıp havaya baktım. Dünden nazaran hava bugün daha iyiydi. Onun odasından sessizce çıktım. Kendi odamın kapısını açtım ve odamın içerisine girdim. Yan kapıdan içeri girdim ve kendi banyoma girdim.

Elimi yüzümü yıkadım. Dağılmış olan saçlarımı tepeden topuz yaptım. Banyodan çıktıktan sonra odamda fazla bir işim olmadığından dolayı kahvaltıyı hazırlamak için merdivenlerden aşağıya mutfağa indim. Mutfağa geldiğimde dolaba yöneldim. Dolabı açtığımda hiçbir kahvaltılık malzemesinin kalmadığını gördüm. Evin yakınlarında market olduğunu Beriz evin çevresini tanıtırken bana söylemişti. Sessizce mutfaktan çıktım. Dış kapının oraya geldiğimde ayakkabı dolabına ilerledim. Dolabın kapağını açıp botlarımı aldım. Ayağıma botlarımı giyindim ve montumu da üstüme geçirdim.

Dolabın yanındaki küçük çekmecede Beriz'in bir miktar parası duruyordu. Ne kadar yeteceğini bilemesem de ona da lazım olacağından bir miktar montumun cebine parayı koydum. O parayla idare etmem lazımdı. Dış kapıyı açtığımda buz gibi hava yüzüme yüzüme vurmuştu. Kendi kendime Dışarı çıkmayalı kaç ay olmuştu?
Kimseye haber vermeden çıktığım için evdekiler bana kızacaktı. Sonuçta markete gidiyordum.

Biraz yürümeye başladıktan sonra yokuştan aşağıya indim. Daha sonra sola döndüm. Birkaç adım daha attıktan sonrada İncir Market tam karşıma çıktı. Hemen kapısından içeriye girdim. Sepetlik bölümünün oraya yürümeye başladım. Elime sepet alarak kahvaltılık bölümüne doğru adımlarımı yönlendirdim. Kahvaltılık bölümündeki alacaklarımı aldığımda akşam için yapılacak olan yemek tarifinin de eksik malzemelerini aldım.
Reyonda bir şeyler bakarken arkamdan birisinin geçtiğini hissettim.

Ne yani takip mi ediliyordum?

Güray Kaya anlatımıyla;

Dün akşam çok yorulmuştum ve erken yatmak için salondan çıkıp ağır adımlarım ile merdivenlerden yukarıya çıktım. Odama girdikten hemen sonra kendimi yatağıma bıraktım. Rahat olan yastığımla bir de başım birleştiğinde, kısa sürede uykuya kendimi bırakmak üzereydim.Havanın yağmurlu olmasını severdim. Gökyüzünün rahatlaması, benim de rahatlamama neden oluyordu. Gök gürültülerinin sesi beni sakinleştiriyordu. Uykuya dalmaya yakın odamın kapısı açılmıştı. Kapıya bakmadan kimin olduğunu anladım. Elmas kapıdan içeri girmişti.

Bir kaç kez ismimi seslendiğinde duysam da cevap vermedim. Bugünlük yanımda yatmak istediğini söyledi. Gök gürültüsünü sevmeyen tek kişi bu evde oydu. Ona izin verdikten sonra yatağın en ucra köşesinde kıvrıldı ve kafasını yastığa gömdü. Gök gürültüsü sesinden uzaklaşacağını düşünüyordu. Uykumun arasında buna gülmek istesem de gülemedim. Bu halini aklıma kazımak için başını göğüsüme çektim. Beraber uyumaya başladık.

Sabah yanımda yoktu. Yataktan kalktım ve banyoma gidip dişlerimi fırçaladım, birbirine karışmış olan saçlarımı ellerimle açmaya başladım. Odamdan çıktıktan sonra merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Salona geldiğimde salonda kimse yoktu. Mutfağa bakmak aklıma estiğinde ağır adımlarım ile mutfağa doğru yürümeye başladım. Elmas salonda ya da mutfakta yoktu.

Kendi odasında olma düşüncesiyle mutfaktan çıktım. Merdivenlerden yukarıya doğru adımladım. Odasının kapısını tıklattım. Ses gelmediğinde duş alıyor olabileceğini düşündüm. Kapıyı hızla tekrar tıklattığım da kapı kendiliğinden açılmıştı. "Elmas" diye seslendim.

Ses gelmeyince odasından çıktım. Elmas'ın odasının çaprazındaki odaya hemen daldım . Beriz'in odasına girdiğimde Beriz, yatağında uyuyordu. Beriz'i rahatsız etmemek için sessizce kapıdan dışarıya çıktım. Kağan ve Ateş'in odasına bakmak aklıma gelse de bu saatte onların yanına gideceğini düşünmediğimden o düşünceyi bir kenara bıraktım. Neredeydi? Nereye gitmişti? Başına bir şey mi gelmişti?

Böyle düşünmekten kafayı yiyeceğimden dolayı Beriz'in odasına tekrar girip bu sefer Beriz'i uyandırdım. Beriz sesimin sertliğini duyduğunda yattığı yerden aniden doğrulmuş, bana endişeyle bakıyordu. Kağan ve Ateş'i Beriz'e sorduğumda bilmediğini söyledi. Onları arayacağımı söylediğimde Beriz yattığı yerden kalkıp yanıma doğru adımladı. Beriz kaçtığını söylese de Elmas kaçmazdı. Bana göre bize alışmıştı. Bunları düşünürken Beriz yüzüme baktı. Ben de ona bakıp ne söyleyeceğini beklemeye başladım. Kısa süre içerisinde Beriz konuşmaya başladı;

"Belki bir eksiği falan vardır markete gitmiştir. Hem market sizin de bildiğiniz üzere eve yakın. Elmas eve birazdan döner, diye düşünüyorum."

-Benden izinsiz hiç bir yere gidemezsiniz anladınız mı? Ne eksiğiniz varsa bana söyleyeceksiniz ben alacağım, bu konuda anlaştığımızı zannediyordum,öyle değil mi?

Beriz'in dediği market ev ile on dakikalık mesafedeydi. Hemen merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Salondan içeriye girip dış kapının olduğu yere geldim. Ayakkabılıktan ayakkabılarımı alıp giyindim ve kapıyı açıp dışarıya çıktım.

Elmas Yakan anlatımıyla;

Aldıklarımın hepsini kasaya götürdüm. Sıra bana gelince kasiyere parayı ödedikten sonra "Kolay gelsin." dedim. Dolmuş olan poşetlerin sapını sıkıca kavrayıp hızlıca marketten dışarıya çıktım. Adımlarımın yanında atılan adımlar beni tedirgin etse de marketten alışveriş yaptığını, belki bizimle aynı mahallede oturduğunu düşündüm.

Evin oradaki yokuşu gördüğümde adımlarımı hızlandırdım. Ellerimdeki poşetlerin ağır olmasını unutmuş, arka tarafımda yürüyen adamın beni gerçekten takip ettiğini anlamıştım. Yokuşu hızla çıktığımda sinirle bu tarafa gelen Güray'ı görmemle o yokuşun sonunu resmen koşarak çıktım. Elimdeki poşetlerini yere bırakarak ona sarıldım.

Ellerim onun belindeyken onun elleri yandaydı, bana sarılmamıştı. Ellerimi onun belinden çekerken kızgın bakışlarını gördüm. Nasıl söyleyeceğimi bilememiştim. Arkamı döndükten sonra ağacın altında gördüğüm gölgeyi ona söylemek zorundaydım.

-Güray, ağacın altında bir adam var. Beni marketten buraya kadar takip etti. Kısacası takip ediliyoruz. Eve gidelim.

Güray Kaya anlatımıyla;

Yokuşu çıkmaya çalışan birisi vardı. Uzaktan da olsa görünen o ki çok endişeliydi. Adımlarını hızlı hızlı atan kişinin bu tarafa her yaklaştığında Elmas'ın olduğunu fark ettim. Yanıma tamamen yaklaştığında, ellerindeki poşetleri bir kenara atıp bana sarıldı. Benim de ona sarılacağımı düşünmüş olacak ki biraz bekledi. Sarılmak istesem de ona kızgındım. Ağzını açıp kapatıyor, bir şeyler söylemek istiyordu. Yüzüne baktığımda endişesi rahatlıkla gözlerinden okunuyordu. Elmas'ın "Takip ediliyoruz Güray." demesi ile yerdeki poşetleri alıp hızla eve doğru yürümeye başladık.

Eve vardığımızda benim ellerim dolu olduğundan kapıyı Elmas çaldı. Birkaç dakika sonra Beriz açtı ve elimdeki poşetlere baktı. Elimdeki poşetleri elimden aldı. İçeriye geçtiğimizde salona doğru yürümeye başladım.
Elmas mahcup olmuş bir şekilde bana bakarken,konuşmaya başladı;

"Bana kızgın mısın Güray?"

-Sana tabii ki kızgınım Elmas. Kimseye bir şey demeden nasıl gidersin?

"Sabah erken uyanınca kahvaltı hazırlamak için mutfağa indim. Ama dolapta hiçbir şey yoktu. Bende hava almak için, biraz da bacaklarım açılsın diye markete gittim."

Açıklamasında bir sorun yoktu.

-Seni kim takip etti?

"Beni takip eden kişi yokuşu bitirdikten sonra ortaya çıktı , yüzünü tam göremedim ama benim aklım hep Tanrus'a doğru kayıyor."

Tanrus, Kendi yaptığı durumları temizlemek için ilk önce Elmas'ın annesini kullandı, tatmin olamayınca da Elmas'ı benden koparıp, yaptığı olayları tamamen temizleyeceğini düşünüyordu. Bu düşüncelerimi ayıran şey, tekrar Elmas'ın konuşması oldu. Onu dinlemeye başladım.

"Ev adresini falan biliyor olmasın?"

Korkarak sorduğu soru çok mantıklıydı. Nedenini bilmiyordum, bilsem de bir şey değişmeyecekti. Ona: Bilmiyorum bilseler de ne değişir ki?" dedikten sonra onu incelemeye başladım. Yüzünün her çehresine baktığımda şunu anladım. Ben, Elmas'a baya baya alışmıştım.

Alışkanlık; Bir eşyayı ya da bir kişiyi elde ettikten sonra, seni kendine bağlıyorsa eğer o zaman bir daha asla ondan kopamazsın. Alışkanlık; Seni seninle bağlayan,seni düzene sokan bir duygudur.Alışkanlık; iki insan arasında olmaz. İlk önce kalpler bir araya geldiğinde birbirlerine ısındıysa, yanında kim olursa olursa olsun o kişiyi istiyorsa eğer o zaman birbirinize tam anlamıyla alışmışsınız demektir.

Selam 🖤

Sizi seviyorum💜

İyi geceler, iyi okumalar🌌

 

Loading...
0%