@poncikss1234
|
"Gülüşü güzel olan birisine baktığımda, içimdeki kelebeklerin uçuşu her yere dağılıyordu." "Elmas Yakan" Kışın olmasının en sevdiğim yanı yağmur damlalarının pencereye tak tak diye vurmasıydı.Hava kasvetli bir şekilde yağmuru, toprağa kavuşturuyordu. Kalın siyah örgü hırkama biraz daha sarılarak kahvemi yudumluyordum. Yaşadıklarım bu yağmur taneleri kadar kısa olsaydı nasıl olurdu? Diye düşündüm. Ellerim kupayı iyice sarmalamış, kahvenin sıcaklığı ile ellerim ısınıyordu. Odamın kapısı çalındığında penceremden gözlerimi aldım ve kapıma bakarak "Gel" diye seslendim. Kapı açıldığında gelen kişiye baktım. Gelen kişi Beriz'di. O da örgülü mavi renkteki kalın hırkasını giyinmiş, elinde onun da kupası vardı. Yanıma doğru yürümeye başladığında ona tebessüm ettim. Yanıma oturduğunda moralinin bozuk olduğunu anlamıştım. Hemen konuşmaya başladım; -Beriz bir sorun mu var? Benimle dertleşmek ister misin? Beriz güldüğünde ne oldu derecesinde bakışlarımı attığımda Beriz konuşmaya başladı; "Elmas düşünmekten kendimi hiçbir şeye veremiyorum, Güray'ın hepimize karşı davranışı çok sert ama sana karşı davranışı nedense hep yumuşak, bu adama sen ne yaptın?" Elim yıl başında aldığı kar tanesi simgeli kolyeye gitmişti. Ben de Beriz'e cevap verdim; -Beriz, Güray'ı benden çok siz daha iyi tanıyorsunuz. Ben de anlayamıyorum, neden herkese farklı davranıyor? "Bak sana falda demiştim, sana hediye alacak demiştim. Çok mutluyum senin adına, güle güle kullan canım." Ona teşekkür ettikten sonra aklımıza gelen bir kaç konuyu da dile getirip Beriz ile teoriler ürettikten sonra Güray'ın huyu bu diyip kestirip attık.Havanın iyice soğuması beni rahatsız etmişti. Hemen odadan çıkıp merdivenlerden hızla aşağıya indim. Salona doğru hızlı adımlar ile vardım. Güray salonda şominenin tam karşısındaki masasına oturmuş, masasının hemen yanındaki içkisi ile işlerini titizlikle hallediyordu. O yoğunluk sebebiyle beni görmemişti.Şöminenin önüne oturduğumda yüzüme vuran sıcaklık beni çok mutlu etmişti. Odundan çıkan seslerin huzuru, ateşin yükselip alçalmasını da sonsuza kadar izleyebilirdim. Ateşe dalmış bir şekilde iç sesimle konuşurken Güray konuşmaya başlamıştı; "Şöminenin önünde durma çok sıcak. Yüzüne bir şey olabilir, biraz bu tarafa doğru gel." Yerimde iyiydim. Güray benim düşünceme göre benim varlığımdan rahatsız olmuştu. Ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve koltuğa uzandım. Televizyonu açmak için sehpanın üstündeki kumandaya uzandım. "Bugün televizyon izleme, sessizlik olsun." dediğinde gözlerimi o görmeden devirdim. Buna bile karışıyordu. Kumandayı alamadan elimi geri çektim ve Güray'ı izlemeye başladım. Klavyenin üstündeki uzun parmakları, ekrana bakan gözleri, bir şey okurken dudaklarının hareketi o kadar kusursuzdu ki... Bilgisayardan gözlerini ayırarak bana bakmaya başladı. Ben de biraz utanarak "Bir şey mi oldu?" dedim. "Sigaramı getirir misin? Mutfaktaki ikinci çekmecede olacak." Güray bunu dedikten sonra oturduğum yerden kalkıp ayaklarımı halıya bastım ve önüme gelen saçlarımı ellerimle geriye doğru attım.Sıcaktan kendini bırakmış bedenim, başka bir odaya girince irkilmişti.Mutfağa doğru yürümeye başladım. İkinci çekmeceyi açtım ve sigaraları gördüm. Bu evde herkes mi sigara içiyordu? Bunları düşünmeyi kestim ve sigarayı elime aldım. koşar adımlarla salona girdim.Güray'ın yanına yaklaştım ve sigarasını uzattım.Güray yüzüme bakarak sigarayı aldı.Elleri ellerime deyince vücudum içten içe titremişti. "Sigara kullanıyor musun?" Bu soruyu Güray'dan ilk defa duyuyordum. -Sigara kullanıyordum, daha sonra bana bir faydasının olduğunu görmedim. O yüzden artık içmiyorum. "İstersen sana içirebilirim". Gerçekten istiyor muydum?Güray'a baktıktan sonra sigarasını kül tablasına söndürdü ve sigara paketinden bir tane daha aldı.Bana mı verecekti?Siyah çakmağı ile tekrar yaktıktan sonra beni koltuğuna çağırdı. Vücudum kendi kendine hareket ediyordu. O koltuğa ulaştığımda Güray kenara kaydı ve ben onun eski yerine oturdum. "Şimdi sana nasıl içildiğini göstereceğim, unutmuş olabilirsin. Dikkatle beni iyi izle." Kafamla onayladıktan sonra Güray sigarayı dudaklarına götürerek bir nefes çekti. Çektiği dumanı dışarıya bıraktı. "Böyle, gösterdiğim gibi yapacaksın Elmas." Denemek istediğimden emin değildim ama ani bir hareketle sigarayı Güray'ın elinden aldım.Sigarayı dudağıma götürdüm ve bir nefes de ben çektim.Akciğerlerim bu dumana şaşırmış, ani reflekse sigara beni öksürtmüştü. Güray hemen elimden sigarayı aldı ve sırtımı sıvazlamaya başladı. "Bunca zamandır içmemişsin Elmas, normal bu öksürmelerin." Hadi ya dedim içimden. Gerçekten bilgisi beni aydınlatmıştı. -Bir daha denemek istemiyorum sigarayı,boğuluyordum. Güray kafasını kaldırıp bana baktığında ben zaten ona bakıyordum. "Bunca düşüncelerin seni boğuyorken, sigaradan boğulmazsın Elmas." Aslında bir nevi haklıydı. -Her düşüncem için bir sigara yaksaydım o zaman düşüncelerim ile değil sigaradan boğulurdum. Güray bana bakarken birden gülmeye başlamıştı. Güray gülmeye başlamıştı. Güray'ın gülmesini uzun uzun seyretmek isterdim ama birkaç saniye sürmüştü. Güray yanımdan kalkıp masasına doğru yürümeye başladı. Güray eski Güray olmuş, işinin başına dönmüştü. Yağmur dinmişti. Normalde yağmur yağdığı zaman hava biraz daha ısınırdı. Şimdi ise hava beklediğimden daha çok soğumuştu. Odama çıkmak için ayağa kalktım ve merdivenlere doğru yürümeye başladım. Merdivenlerin basamaklarına gelirken,Güray'ın bana bir şeyler söylediğini duyduğumda basamağa basmadan ona doğru kendimi döndürdüm. Güray söylediği sözleri tekrar etti; "Elmas bugün burada yat. Hem odalar salondan daha soğuk olabilir." Bunları söylerken Güray, kafasını bilgisayardan kaldırmamıştı. Odalar buradan daha soğuksa, o zaman diğerleri nasıl mışıl mışıl uyuyordu? Güray bir şeyler mi planlıyordu? Kesinlikle çözemedim. -O zaman ben yastık ve battaniyeyi getireyim. Yoksa sende mi burada yatacaksın? Bunu neden sorduğumu bilmiyordum. "Odamda yatacağım Elmas, sen burada rahat rahat uyu." Bu kısa cevabının ardından hemen merdivenlerden hızla yukarı çıktım. Kendi odama çıkıp yastığımı ve battaniyemi aldım. Merdivenlerden dikkatle indiğimde donacağımı sanmıştım. Hiçbir pencerenin açık olmadığını adım kadar emindim. Bu soğuk nereden geliyordu? Salona geldiğimde ilk başta elimdeki eşyaları diğer koltuğa koydum. Yatacağım koltuğu açtım. Yandaki koltuktan çarşafı aldım ve çarçafı güzelce serdim. Battaniyemi de katlanmış olarak ayağımın hemen yanına koydum. Yastığımı da koyduğumda, kendimi koltuğa bıraktım. Battaniyemi kafama kadar çekip uyumaya çalıştım. Güray bilgisayarı kapatmış, kül tablasını da alıp mutfağa götürmüştü. Geri döndüğünde ise karşımda dikiliyordu. Doğruldum ve; -Bir şey mi oldu? "Fikrimi değiştirdim. Senin yanında yatacağım. Söylemiştim ya sana, odalar soğuktur diye. Hem şömineyi tekrar yenilemem gerekiyor, sabaha kadar donarsın." Ne? Benim yanımda mı yatacaktı? İç sesim hemen devreye girdi; "Sizinkiler yukarıda mışıl mışıl yatarken, Güray efendi de planlarını gerçekleştirmeye başlamış bile, uyan Elmas Yakan." İkimiz bu koltuğa nasıl sığacaktık? Dediklerini içten mi söylemişti, içkiden dolayı mı kafası mı güzeldi? Gerçekten anlam verememiştim.Güray şömineyi yeniledikten sonra merdivenlerden yukarı doğru çıkıyordu. Ne yapacağını merakla bekliyordum. Birkaç dakika sonra elindeki yastığa baktım. yanıma kendi yastığı ile gelmesi beni güldürmüştü. Vakit kaybetmeden diğer tarafa geçti. Tek battaniye ile mi örtünecektik? Tekrar doğrulduğumda Güray yanıma uzanmıştı. "Ne oldu da doğruldun Elmas?" -Tek battaniye ile mi yatacağız Güray? Ben, sana hemen bir tane daha battaniye getireyim. "Saçmalama Elmas. Ben bilerek bir tane daha battaniye getirmedim. Hem bu ikimize yeter." "Yanlış mı anladım?" diye ona baktığımda, gerçekten ciddi olduğunu anlamıştım. İç sesim hemen devreye girdi; "Ne bekliyordun ki Elmas? Bu evde onun kuralları geçerli." Battaniyenin diğer kısmı havaya doğru kalktı ve Güray tam anlamıyla uyuma pozisyonuna geçti. Nasıl yatacağım diye düşünürken Güray'ın mırıltısını duydum. "Uyu, yarın seni bir yere götüreceğim." Bu cümleyi kurduğu an da uykum kaçmıştı. Şimdi hiç uyuyamazdım ki,merakımdan çatlardım. Güray'a arkamı döndükten sonra gözlerimi kapattım. Güray'ın uykusu çok ağırdı. Yanından kaçsam bile uykusunun ağırlığından beni duyamazdı. Kendi kendime uyku modundayken gülümsüyordum. Birden ne oldu? Delirmiş miydim? Güray'ın elleri belime değiyordu.Belimdeki elleri çok huylandırmıştı. "Gülüşünü gördüm ya, bunca zaman ne olduysa bir anda unutuverdim. Bana hep böyle gül olur mu? Senin gülüşünün arkasında yatan huzuru sen gülerken hissetmek istiyorum." Merhaba Siyah ailesi. Nasılsınız iyi misiniz? Ben çok iyiyim🧿 İyi okumalar diliyorum, iyi geceler🤍
|
0% |